şorık veysi: "o zamanlar 'kürtler dışarı' derlerdi"
(...)
bugün diyarbakırspor'un deplasman sahalarında başına gelenleri eskiden biz de yaşardık (*). biz 68-69 yılında bile kırıkkale'de aynı şeyi yine gördük.1 kırıkkale maçında 4 saat sahada kaldık. o dönem pkk olmadığı halde, aynı sorunlar yine vardı. o maçta hoparlörlerle 'kültler dışarı' diye bağırıyorlardı. o zaman bile bizi orada istemiyorlardı.
ırkçılığı yapanlara bunu sormalı. biz diyarbakırlılar, gelen yabancılara kendi halkımızdan daha iyi bakıyoruz, daha fazla kıymet veriyoruz. ama onlar niye bize böyle yaklaşmıyor anlamıyorum. gerçeği bilseler bu şekilde bize yaklaşmazlar. kürt olmak onlara göre suç. oysa bir ırktan olmak nasıl suç oluyor? bu dili bize allah vermiş, herkesi ayrı ayrı yaratmış. ama biz kürt olunca horlanıyoruz. bu çok büyük bir ayıp.
bursaspor maçında çok büyük olaylar oluyor. başkanımızı, idarecileri çağırıyorlar, orada kendi aralarında anlaşıyorlar. sanki benle sen kavga etmişiz gibi bizi barıştırıyorlar, orada işi kapatıyorlar. ama bursaspor buraya geldiğinde federasyon buradaki her şeyi cezaya yansıttı. onların bir sahasını bile kapatmadılar. bizim seyircilerimiz artık bıktı. gittiğimiz her yerde 'pkk dışarı' diye tezahürat yapılıyor, bize zülüm yapılıyor. onlar da buraya gelip derslerini aldılar. orada bursaspor'a ceza verilseydi, buradaki olaylar olmazdı, bu kadar büyümezdi. ceza verilmediği için, adalet yerine gelmediği için, seyirciler kendini kaybetti.
diyarbakırspor için kimileri 'devletin takımı' kimileri ise 'kültlerin takımı' diyor. biz bir şey diyemeyiz. devlet'in takımı olsaydı bu du-rumlara düşmezdik. bizi düşürmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. nasıl devlet'in takımı oluyor? hakemler bizi düşürmek için elinden geleni yapıyor.
yöneticilerin zaten hepsi kürttür. kendi asıllannı inkâr ederlerse onu bilemem, ama hepsi kürt. herkes bu takıma sahip çıkmalı. diyarbakırspor deplasmana gittiğinde, siirtlisi, mardinlisi, batmanlısı, buraların bütün insanları ona destek vermeye geliyor.
diyarbakırspor'un geleceği hiç parlak görünmüyor. bir kulübün altyapısı yoksa, her yıl bir yönetim değişirse, bu iş olmaz.
yörenin iş adamları bu işe elini atmalı. yoksa toparlanamaz.
eskiden genelde futbolcularımız diyarbakırlıydı, kürttü. bir ermeni de vardı. ona gavur sami diyorlardı. şimdi sadece iki kişi diyarbakırlı. keşke hepsi diyarbakırlı olsa. ilerisi için de iyi olurdu. daha genç çocuklar heves ederlerdi. biz eskiden gittiğimiz yerlere, bizim bu tarafın sporcularını parmakla gösteriyorlardı. formamızın hakkını veriyorduk. mağlup olduğumuz zaman, gece sabaha kadar yatamıyorduk. çarşıya çıkamazdık, utanırdık. şimdi yenilgi kimsenin umurunda değil. bizler öyle alışmıştık, bunlar da böyle alışmışlar. biz mağlup olduğumuz zaman çarşıda yürüyemiyorduk, vicdan azabı çekiyorduk.
diyarbakırspor'un ileride atletico bilbao gibi bir takım olmasını çok isterim, ama zor. çünkü o altyapı yok. keşke olabilseydi, keşke hep buranın çocukları oynasaydı.
diyarbakırspor yenildiği zaman içimiz yanıyor. sonuçta o formayı giymişiz, memleketimizin takımıdır. idareciler bile belki bizim kadar üzülmüyorlardı.
(...)
kürtçeyi severim. ama büyüklerimiz evde konuşmadığı için, biz de tam öğrenemedik. anlıyoruz ama konuşamıyoruz. çocuklarım da aynen böyle. bu durum sıkıyor beni, üzülüyorum. keşke kürtçe bilseydim, çocuklarıma da öğretebilseydim. insanın anadilini bilmesi iyi bir şeydir. faydası var, zararı olmaz.
kürt taraftarlarımız vardı ama hep türkçe tezahürat yapılıyordu. kürtçe tezahürata fırsat vermezler. radyolar, televizyonlar artık kürtçe yayın yapıyor, kürtçe tezahürat da olursa iyi olur.
eskiden dostluklar da iyiydi. şu an istanbul'da, kuyumculuk yapan bir arkadaşım var. halen birbirimizi arayıp, soruyoruz. ben oraya gidiyorum, onlar buraya geliyor. birbirimizi çok seviyoruz. öyle birkaç arkadaş daha var, genelde birbirimizi soruyoruz.
bence diyarbakır'da bir kadın futbol takımının olması gerekiyor. bu eksiklik göze çarpıyor."