sene 1973...29 ekim 1973.cumhuriyetimizin 50.yıldönümü. o seneye mahsus olmak üzere 50.yıl kupası için ankara 19 mayıs stadında bu anlamlı kupa için fenerbahçe ile karşılaşıyoruz.
tabiiki o zamanki ekonomik durumlar nedeni ve yaş durumumuzun yeterli olmadığından ankara'ya gidemedik.
o zamanlar istanbul'un her yeri arsa.cumartesi - pazar mahellenin gençleri arsalarda top peşinde koşuyoruz.maç pazar günü oynanacak ve bizlerde arsada biraz top koşturup radyodan maçı dinleyeceğiz.
biz maçı bitiriyoruz ve benim gibi galatasaraylı olan ağabeyim hemen gözü gibi baktığı standart marka arkası yoğurt lastiği ile iki tane 6 voltluk yassı pil iliştirilmiş radyosunu çıkardı.maçı dinlemeye koyulduk.grupta 3-4 galatasaraylının yanında 20 tane fenerli var.kupayı alacaklarından da o kadar eminlerki??? hep alırlar ya...
maçı halit kıvanç anlatıyor.zannediyoruz ki fener tek kale oynuyor.bizim futbolcular nedense orta sahayı bile geçemiyor.mahallemizdeki fenerlilerin hayalleri yine başlıyor;
-2-0 alırız - dört olur dört ....
o anda her zamanki gibi fenerbahçe lehine frikik olur;
- çatala asar
- kaleciyi de içeri sokar
bu arada benden ve bizlerden 10 yaş büyük ve heyecendan kıpkırmızı bir suratla maçı dinleyen ağabeyimden "ulan yine size geçireceğiz" diyerek fenerlilere sert bir tepki geliyor.bu "fikir tartışmaları" içinde ( ara sıra birbirimizi demokratik gırtlaklama" hadiseleri de oldu!) uzatmalar dahil nedense maç 0-0 bitti.penaltılara geçilecek ancak ben dahil umutlar bir anada tükeniverdi.cünkü penaltı atma kabiliyetine adamımız yok doğru dürüst.
önce fener başlıyor ve ilk gol ağlarımızda.nefesimizi tutmuşuz yine hayeller başlıyor.
- olum biz 5 penaltıyı da sokarız...
- datcu hiç penaltı yemez...
- 5-0 biter heh heh heh
biz öldük öleceğiz durumdayız galatasaraylılar olarak.spikerimiz galatasaraylı oyuncunun (yanılmıyorsam çilli mehmet) topun başına geçtiğini söylüyor.bir duraksama anı ve spiker "top ağlarda!" diyor.
yaşasın!
bu arada fenerin 2. penaltısını kalecimiz kurtarıyor (yasin veya nihat). spiker çökmüş durumda, "kaleci kurtardı" diyor.bizler havalara uçuyoruz en azından bir penaltı kaçırma kakkımız doğdu diye...
son penaltı durum 4-4 ve penaltıyı biz kullanacağız,atarsak kupa bizim olacak atamazsak penaltılar devam edecek.spiker "topun başına gökmen geliyor" diyor ve bizler eyvahhhhhh çekiyoruz.
-gökmen son olarak ne zaman ayakla topa vurdu lan?
- top gençlik parkına gider olum!!!
- kupa gitti!!
spikerin sesi penaltıyı gökmen'in atacağından dolayı çok sevinçli çıkıyordu.biliyordu ki penaltıyı dağlara taşlara vuracaktı.daha doğrusu öyle zannediyordu.
spikerin "gökmen topa geliyor" sesi ile kanımız donmuş,nefesimiz durmuştu..kulaklarımız o topu dışarı attı sesini duymak bile istemiyodu..bir sessizlik oldu.spiker "top ağlarda" diyebilmişti zorlukla.evet top kaleye girmişti.birden oturduğumuz yerde 3-4 galatasaraylı fırladık,ağabeyim o gözü gibi baktığı radyosunu bu kupanın şerefine sevincinden vurup radyoyu darmadağın ediverdi.
tabii seyredemediğimiz için 11 aslan'ın sevinçlerini görememiştik ve de dinleyememiştik ancak ertesi akşam 3 dakikalık görüntülerde gökmen'in bazuka gibi penaltısını birbirlerinin peşinden koşup çimlerde yuvarlanmalarını ancak ertesi günü şööle bir görebilmiştik.
ne zaman 29 ekim cumhuriyet bayramı olsa bu kupayı ve vefat eden o standart radyoyu anarım hep.
ama ilk ve tek olan 50.yıl kupası da hala gururla müzemizde durur...