ne yazık ki 650 km yol yapıp kendi adımıza iki kuruşluk futbol seyredemeden geriye döndüğümüz deplasman.
maçın 17. dakikasında zaten maç bitmişti. defansımızla dalga geçer gibi oyun oynayan bir kayserispor vardı. özellikle soldan mehmet eren aldığı her topla tehlike yarattı. maçın sonlarında farkın daha fazla açılmamasının sebebi kayserisporlu futbolcuların lakayıtlığı olmuştur. yoksa ceza alanımız içerisinde bile bu kadar rahat paslaşan bir ekip bizi tarihi bir skorla geri evimize yollayabilirdi.
deplasmandan aklımızda kalanlar maçtan çok yağlama (kesinlikle mantıdan daha güzel) ve gidiş dönüş sırasındaki muhabbetler olmuştur. bir de erciyes kale arkasındaki yaklaşık 20 kişilik ve bizle güzelce kafa yapan çocuk taraftar grubu.
maçtan önce önümüzden geçen mesut bakkal'a biraz uzaktan da olsa ne olur diye sormuştuk. bize çaktırmada 3 işareti yapmıştı. demek ki sonucu biliyormuş.
yine bu maçta tellerden konuştuğumuz kayserisporlu taraftarlar ile konuşmamız güzenlik güçleri tarafından anlamsızca engellenmişti diye hatırlıyorum.
son olarak ise maçtan sonra gidilen yerde (ananın yeri diye ünlü bir yerdi sanırım) yenilen yağlama, mantıya beş basardı.
ankara'ya döndüktüen sonra ssk işhanında bir rock bar'a gittiğimi ve sanırım şeytan tüyü dinlediğimi hatırlıyor gibiyim. ama o yorgunluk ve alkolle emin olamasam da tarihe bir not düşmek lazım.