balkan ümit takımlar futbol şampiyonası 9-15 ağustos günleri bulgaristan, romanya, yugoslavya, yunanistan ve türkiye'nin iştirakiyle izmir atatürk stadında yapılacaktır.
grubunda bulgaristan'ı yenip, yunanistan ile berabere kalan yugoslav takımı önünde ümit takımımız galibiyete daha yakın gösterilmektedir. ümit takımı teknik direktörü doğan andaç, final ile ilgili olarak şöyle konuşmuştur:
«— yugoslavya final takımıdır. iyi futbolları var. ancak bizim takımımız da iyi oynayan ekip karşısında kaliteli futbol ortaya koyar. izmir seyircisinin de desteği ile maçı almağa çalışacağız.»
saat 18.30'da arnavutluk ile bulgaristan üçüncülük maçını oynayacaktır.
finalde yugoslavya'ya 2-1 yenilen ümitler balkan ikincisi oldu
ilk yarıda yugoslavlar, ikinci yarıda ümitlerimiz üstün oynadı. tuncay 74. dakikada penaltı kaçırdı. üçüncülüğü ise arnavutluğu 3-1 yenen bulgaristan kazandı.
arnavutluk ve romanya'yı yenerek finale yükselen ümit takımımız, yugoslavya'ya 2-1 yenildi ve balkan ümitler futbol şampiyonası ikincisi oldu...
ilk yarıda yugoslavlar takımımızdan çok üstün bir oyun çıkardılar.. ancak, ikinci yarıda ümit'lerimiz yugoslavya'yı sahadan silen bir oyun gösterdi. bu arada takımımız 2-1 yenik durumdayken kaptan tuncay, hakemin verdiği penaltıyı dışarı attı.
39. dakikada vladiç'in pasına kavoçeviç'in attığı şut gol oldu.. devre bu sonuçla kapandı.
ikinci yarıda 49. dakikada mustafa gerilerden aldığı topla beraberlik golünü attı. ancak, bu beraberlik çok uzun sürmedi.. iki dakika sonra senzen defansımızın hatâsından takımının galibiyet golünü kaydetti.
74. dakikada şevki'nin ceza sahası içinde düşürülmesine hakem penaltı verdi. kaptan tuncay yaptı atışı, fakat vuruşu avut oldu. kaçan bu fırsat futbolcuların moralini bozdu. bundan sonra bir-iki fırsat yakalayan ümit'lerimiz bunları değerlendiremedi ve sahadan 2-1 mağlûp ayrıldı.
birinci yarıda ümit millî takımı oyuncuları öteden beri türk futbolunun kendilerine aşıladığı çekingenlik, ürkeklik içinde negatif «olumsuz» bir futbol anlayışında göründüler... kendi sahamızda çok ve kalabalıktık... defans gücünde kuvvetli görünüyorduk... rakip sahada az kişi idik ve hücum gücünden yoksunduk... futbolcularımız bizim sahamızda toplanınca beraber oynadıkları yugoslav futbolcuları da bizim sahaya geldiler ve yerleştiler... böyle olunca da top bizim kale sahasına daha yakın yerde dolaştı.. bu nedenle de yugoslavlar bir çok gol pozisyonu yakaladılar. ancak bunlardan biri gol oldu..
ikinci yarıda ise, futbolcularımız artık kaybedecek bir şeyleri olmadığını anladıklarından pozitif «olumlu» futbol oynamağa başladılar... rakip sahada press yapan bizim çocuklardı... beklerimiz hattâ liberomuz bile hücumlarımıza katılıyordu... yugoslavlar kendi sahalarına sıkışmış ve üzerlerine gelen bu selin altında ezilmemek için topu çok kez taca bile atıyorlardı... bu arada altaylı mustafa çok şık ve yerinde driplinglerle güzel bir gol attı... golü attık ki, 90 dakikanın en tehlikeli anı idi... yugoslavlar hücuma kalktı, biz geri çekildik... göz açıp kapayıncaya kadar da kademe hatâsından ikinci golü yedik... tekrar olumlu futbola başladık, sayısız gol pozisyonları yakaladık ve hattâ penaltı atışını da dışarı attık... bütün bunlara rağmen futbolcularımız yıllardır kendilerinden daha iyi hazırlanan rakipleri karşısında hem teknik yönden, hem de fizik gücü yönünden aşağı değillerdi... finali oynamak, kazanmak kadar şereflidir ve eğer ümit takımı futbolcularımız ikinci yarıda oynadıkları olumlu futbol anlayışına daha fazla alışırlar, fikren daha iyi hazırlanırlar ve inanırlarsa kendilerinden beklenen ümitleri boşa çıkarmayacaklardır sanırız.