son yılların en güzel maçı idi. 90 dakika bitmek tükenmek bilmeyen bir mücadele, kombine paslar, direkleri söken şutlar ve bomba gibi goller... sanki o kelliği gözümüze bir diken gibi batan mithatpaşa değil de, san siro'da bir inter - milân maçı seyreder gibiydik. demek bizim futbolcularımız da o büyük maç kasıntısından kendilerini kurtarıp, sinirsiz, tekmesiz bir futbol ortaya koyabiliyorlarmış. çok şükür. böyle maça bir de yazacak şey buluruz, seyirci de zevkleşir ve millî, takım seçicileri de o ümitsiz hallerinden kendilerini kurtarırlar.
hepsi iyi, hepsi güzeldi, ama açıkça söylemek lâzım ki, galibiyeti, kupasyı alıp şeref turu yapan beşiktaş haketmişti. fenerbahçe defansının bu titrek hali anderlecht maçı için bir alârm çanıdır. beşiktaş forvetinin fırtınalaşan hücumları karşısında toz bulutu gibi savruluş, şeref'in çıkısından sonra kendini fazlası ile hissettirdi. siyah - beyazlı takımda seyrettiğimiz fethi, ikinci yarıda oyuna giren süreyya, küçük yusuf, hele hele k. ahmet şâhâneydiler. şüphesiz bu oyunu ile beşiktaş türkiye liginde başa güreşeceğini açıkça ilân etti. temenni edilir ki, son yıllarda siyah - beyazlılara sırtını çeviren talih bundan sonra onlara da gülsün.