dönüşte fenerbahçe genç takımını çalıştırmak isterim
* dört yıldır austria salzburg'ta oynayan ş. ersoy "ne öğreniyorsam memleketim için öğreniyorum" dedi
4
necmi tanyolaç
şükrü ile küçük çapta bir açık oturum yaptık viyana'da...
4 yıldır avusturya'da oynayan ve salzburg austria kulübünün «vaz geçilmez» adamı hâline gelen milli kaleci geçen dört yıl içersinde boş durmamış ve türk futbolü için gerekli malzemeyi toplamıştı.
hayatını dışarıda kazanan bir sporcu için örnek bir davranış bu... şükrü öncelikle futbolun anadoluya yayılmasını istiyor, «ikinci lig bu yayılışı sağlayacaktır. ikinci milli ligin kuruluşunu sevinçle karşıladım. bu lig türk futboluna çok şey kazandıracaktır. şimdi misali buradan vereceğim. avusturya futbolunun temeli viyanada atılmıştır. seneler senesi viyana takımları kendi sahaların, da krallıklar kurmuş, başka hiç bir takıma hayat hakkı tanımamışlardır. daha birkaç sene öncesine kadar viyanalılar başka şehirlilere taşralı gözüyle bakarlardı. kupalar, şampiyonluklar hep viyanada kalırdı. geçen sene ilk defa bir viyana takımı şampiyon olamadı. lask takımı hem kupayı, hem ligi aldı. bugün her büyük takıma rahat kafa tutacak bir wacker innsbruck takımı var ki... ve diğerleri. avusturya futbolunun bu yeni kuvvetlerini inanınız ikinci lig yaratmıştır. orhan şeref apak modern kafada bir federasyon başkanı, üçüncü ligi de kurmalıdır.»
«genç takım antrenörü olmak isterim»
şükrü'nün türkiyeye ne zaman döneceği belli değil. her halde iki yıldan önce değil. dönüşte fenerbahçede genç takım antrenörlüğü yapmak istiyor. «tabii bana bu işi verirlerse» dedi. ocak ayında b. almanyada sepp herberger’in antrenörlük kurslarına gidecek. «ne öğreniyorsam memleketim için öğreniyorum» diyor ersoy...
şükrü artık salzburg'un yerlisi olmuş. bir evi var... 10 yaşındaki kızı gül'ü kolejde okutuyor. bir otomobili var. biraz da bankada parası... elleri, kolları bağlı, meteliksiz, hiç bir şeysiz dönmekten çekindiği için «çok ölçülü» yaşadığını ekledi sözüne... şükrü’nün diğer futbolcular gibi ayrı bir işi yok. üç sene çalışmış, idareciler bu yıl çalışmasına lüzum görmemişler. bu yüzden arkadaşları onu «konsül» diye çağırıyorlar. salzburg austria'da hemen herkesle arkadaş. salzburg’a gelen türk işçileriyle ilgileniyor. geçenlerde ankara petrolsporda oynadığını söyleyen erkan adında bir delikanlı salzburg bira fabrikasına girmiş. şükrü, erkan’ı hemen austrialılarla tanıştırmış. erkan şimdi austria’nın (b) takımında solaçık oynuyor.
şükrü’nün maaşı 5000 şiling (2500 lira).. avusturyanın pahalılığından şikâyet etti. çoğu kere evinde yemeğini kendi hazırlıyor... türk yemeklerini özledikçe, anasından gördüklerini hatırlamaya, meselâ kuru fasulye pişirmeye çalışıyor...
ergun ve özcan için ne dedi?
şükrü, birer yıl arayla avusturyaya transfer eden ergun ve özcan’ın başarılarından uzun uzun bahsetti «ilk ben geldim» dedi ve ilâve etti; «şimdi onlar beni de yükseltiyorlar. aynı şehirlerde yaşıyoruz, ama her maçta onlarla beraber ben de oynuyorum.»
eski takım arkadaşı özcan arkoç için de iki lâf etti yazmadan geçemiyecegim: «özcan yalnız avusturyada değil, avrupanın her sahasında rahat oynayacak bir kaleci.»