9 ekim 1963 tarihli milliyette çıkan ve f.bahçeli lefter'in anısına hazırlanan spor ilavesinde fikret kırcan'ın bu maç ve lefter'le ilgili anısı;
lefter ay–yıldızlı formayı daima şerefle taşımıştır. 23 nisan 1948 yılında yunanistan ile atinada yaptığımız ve 3-1 kanadığımız ilk milli maçımızda ikinci golü atan lefter’di. tribünleri dolduran binlerce yunanlının ağır hakaretine mâruz kalmıştı. yanına sokulduğum zaman gözlerinin dolduğunu gördüm. üzülme dedim, daha böyle çok hakarete de uğrayacak ve alkış da toplayacaksın. bir futbolcu bunlara alışmalıdır.
türk - yunan ilişkileri doğduğumdan beri spor yaşamım dahil kendine özgü ilginç bir kıskanç rekabet ivmesi geliştirdi. hiçbir zaman iki ülke tavırlarını hoş görülü objektif bir karşılaştırma ile yorumlayamadı. büyükbabam 1914 - 1918 savaşı sonrası istanbul'un işgalinde beyoğlu'nda yunan kökenli dükkancıların nasıl yerlere kadar bayraklarını astıklarını, elinizle yol açmak için yaptığınız hareketlerin bile "bayrağa hakaret" tepkisi gördüğünü anlatır, bize de "sakın ha mavi - beyaz çizgili gömlek giymeyin" derdi.
ben aynı şekilde 1970'lerde gümülcine'den geçerken 10 - 12 yaşında top oynayan çocuklarla sohbet ettiğimde nasıl galatasaray'ı, fenerbahçe'yi, beşiktaş'ı merak ettiklerini, hiç seyretmediklerini, neden bu kadar yakınken takımların sık sık gelmediklerini sordular. her biri de bu görmedikleri takımların formaları ile koşuyor, yanı sıra yunan liglerini de taraf tutarak kovalıyorlardı. tıpkı istanbul'daki rumlar gibi. galatasaray bir kez nasılsa selanik'te benim de katıldığım üç veya dört maç oynadı. 1955 - 60'lı yıllardı. bastırılmış bir özlem patlaması yaşadık. sonuç mühim değil. yenilmedik ama, çok tekme yedik. son maçta oynadığımız top "herhalde yarım porsiyondu."
ama bu maçların en ilginci 24 nisan 1948'de atina'da milli maçta gerçekleşti. 1937'den beri 11 yıl yunanlılar'la oynamamıştık. lefter o gün öyle bir futbol sergiledi ki... bir gol attı, şükrü ve k.fikret'e de "al at" der gibi iki golün pasını verdi. bu başarısının altında yunan milli sağbeki moratis'in beceriksizce yediği çalımlar yatıyordu. lefter ayrıca kaleci lavinyas'ı da çalımladı. nitekim moratis öyle dağıldı ki, golden sonra lefter'i santraya kadar dövmek için kovaladı. olay orada bitmedi. meşhur atina'ya hakim akropolis mabetinden bir yunanlı, yenilgiye dayanamayıp atlayarak intihar etti.
cihat arman'ı bir de takım arkadaşı halit deringör 'den dinleyelim.
' 'cihat benim kaptanımdı. adı üstünde ''kaptan'' lığa layık bir sporcuydu. bir bakışı yeterdi, fazla konuşmazdı, herkesle arasına bir mesafe koyardı. cihat 'ın döneminde avrupa, ikinci dünya savaşı'nın acı günlerini yaşadığı için fazla milli maç yapılmadı. cihat ilk kez atina'da milli takım kaptanlığı yaptı.23 nisan 1948 deki maçı yunan halkının önünde 3-1 kazanmıştık. yunanlıların 2 gol atan lefter 'e küfürler yağdırdığı bu maçta cihat yine harikalar yaratmıştı. cihat arman, beşiktaşlı şükrü gülesin ve gençlerbirliği futbolcusu hasan polat ile birlikte avrupa karmasına davet edilmiş, ancak savaş nedeniyle maç yapılamamıştı. 1941 yılında ingilizlerin ortaşark takımı ile yaptığımız maçı anımsıyorum.yine unutulmaz kurtarışlar yapan cihat'ı hakem maçı durdurarak diğer ingiliz futbolcularla birlikte kalesinde kutlamışlardı. cihat unutulmaz bir kaleci, unutulmaz bir kaptan ve anlatılmayacak kadar disiplinli bir kişiliğe sahipti. bugün kaptanlıkların kimlere kaldığını gördükçe kaptanımı anıyorum.''