mehmet yüce'nin türk futbol tarihi - birinci cilt: osmanlı melekleri adlı kitabından;
istanbul 1900 senesinde bir futbol kulübüne daha kavuşur. kulübün kurucularından aleko kaliya kulübün kuruluşunu ve kadıköy kulübü’ne geçişini anlatıyor:
“bir gün moda burnundaki şimdiki tenis sahasının ve binaların olduğu yerde james la fontaine’nin başında olduğu kadıköy ile imogene adındaki ingiliz maiyet gemisi futbol takımı müsabaka yapıyorlardı. ben de seyretmeye gitmiştim. topa karşı merakım büsbütün arttı. yine moda’da benim gibi meraklı birkaç arkadaş ile birlikte çalışmaya başladık. elpis adında rum esnafından müteşekkil bir kulüp yaptık. 1900 senesi idi. bay la fontaine oyunumuzu beğenmiş olacak ki; bizi kadıköy kulübü’ne aldı. orada oynadım.”
aleko kaliya gerek elpis gerekse kadıköy kulüpleri hakkında öngördüğü kuruluş tarihlerini yanlış hatırlıyor. aradan geçen zamanın bu usta oyuncunun hafızasını yanıltıyor olması son derece anlaşılabilir. bu satırların yazan moda rum kulübü ile elpis’in ayrı iki kulüp olduğunu düşünüyor. bununla beraber moda rum kulübü de elpis de 1900 civarında kuruldu. kadıköy’ün ise; 1899 tarihi üzerine birkaç hâtırat okusak da, 1902 senesinde (ikinci defa olmak üzere) kurulduğu kuvvetle muhtemeldir.
türkiye futbol tarihi’nin belki de en renkli simalardan olan aleko kaliya’in son derece hoş bir lakabı vardır. tahtaperde! lakabın nasıl takıldığını onun eşsiz üslubundan dinleyelim:
“şimdiki fenerbahçe’nin olduğu yerde bir ingiliz takımı ile müsabaka yapıyorduk. ben sağ bek oynadığımdan, karşımda forvet oynayan ingilizi hiç geçirmedim. seyircilerden bir musevi gencinin ‘bu tahtaperde varken ingilizler hava alır’ diye bağırması üzerine ertesi gün yapılan maçta seyirciler “tahtaperde, tahtaperde” diye bağırdılar. işte bana da bu isim böyle takıldı.
meşhur oyunculardan yorgo’nun kardeşi toto stelyanidis vardı. kimon polihomidis sol açık oynardı. topu çok süratle sürer ve güzel ortalar yapardı. sağ iç todori leonchini çalımcılığı ile tanınmıştı.
galatasaray kulübü ile yaptığımız bir maçta sağ haf bek (half back) ve galatasaray’ın bir numaralı oyuncusu ali sami’nin kasıt olmadan ayağı sakatlanmış ve bu suretle takım kadrosundan çıkartılmıştı.
bir de hatırladığım mihal yasumidis vardır. for ve haf oynardı. fevkalâde bir oyuncu idi. kendisine murço adını takmışlardı. fakat zamanın en meşhur oyuncusu comber idi. ayağı kadar kafası ile kuvvetli şut atardı. görülmemiş derecede topa hâkimdi."
elpis kulübü’nün günümüze kadar ulaşabilmiş yegâne fotoğrafında sağ tarafta sanşın küçük bir kız gözünüze çarpmıştır. tarihe farkında olmadan tanıklık etmiş bu küçük kız futbol tarihimizin trenine binip şimdiki zamana kadar gelmiştir. yüzyıl öncesinden biraz şaşkınlık biraz merak dolu bakışla göz kırpmaktadır bizlere. inanıyorum ki o da bir osmanlı meleği’dir.
yunan dilinde umut (ümit) anlamına gelen elpis’i anlatan kalemlerden biri de ruşen eşreftir:
“...bu belli başlı iki kulüpten başka ligde o zamanlar iki kulüp daha vardı ki onlar ceyms (jamestin doğrudan doğruya başkanlığında değildi. biri daha katıksız rumdan kurulma bir kulüp elpis! öbürü de sırf ingiliz deniz askerlerinden kurulma bir tam ingiliz timi: ımojen (ımogene)...”
son olarak le moniteur oriental'den bir futbol haberi vererek 1900 senesini bitirelim:
“8 aralık 1900 tarihinde constantinople asya ve avrupa takınılan salamander müsabakası için seçme maksadıyla bir egzersiz yapacaktır. aşağıda ismi yazılı futbolcular tam vaktinde sahada olmalılar:
asya: j. la fontaine, william la fontaine (cap.), chisnell, j.s. thomson, chamaud, nikiforo, k. whittall, arachtingi, an other, one more...
avrupa: vere, h. thompson, s. w. pears, ryder, hayden, clifton, pritc-hard, brindisi, holden, castelli ve an other...”9
farkına varmışsınızdır; her iki takımda da isimleri yazılamayan memleket sporcuları var: “an other” (bir diğeri) ve “one more” (biri daha).