ilk basımı 2008 yılında olan harun çelik'in "bize her yer trabzon" kitabından;
trabzonspor taraftarının futbolu en iyi bilen taraftar kitlesi olduğu konusunda herkes hemfikirdir türkiye'de. birçok takımın taraftar grupları maça bakmaz bile, sadece tezahürat yaparlar trabzon seyircisi ise bir teknik direktör gibi maçı izler. yeri gelir teknik direktöre, yeri gelir futbolcuya taktik verir tribünden. tunga'dan dinleyelim...
"ula petra, kime diyirum?"
1991-92 sezonu. kadıköy'de maçtayız. trabzonspor istanbul deplasmanında bakırköyspor ile oynuyor. maçın büyük bir bölümünü 1-0 mağlup götürüyoruz. takım aslında fena değil, tek kale oynuyor ama bir türlü gol atamıyoruz.
bu esnada trabzonspor tüm takım halinde rakip yarı alana yığılmış durumda. kalecimiz petranoviç de neredeyse orta sahaya kadar açılmış vaziyette. biz kale arkasındayız. bizim hemşerilerden biri, petranoviç'in pozisyonundan şikâyetçi. durup durup, sesini duyuracağını sandığı petranoviç'e sesleniyor: "petra, geç kaleye."
petranoviç duymuyor tabi ki. zaten neredeyse on-on beş dakikadır top bizim yarı sahaya geçmiyor ki. ama hemşerim bir türlü rahat edemiyor: "petraaa, geç kaleye, boşaltma kaleni."
o zamanlarda fenerbahçe stadında koşu pisti de var, petranoviç zaten çıkmış neredeyse orta saha çizgisinde duruyor. bir de maçın gürültüsü var. yani bizim hemşeriyi duyması imkânsız. ama ısrarla bağırmaya devam ediyor.
bir, iki, üç bağırdıktan sonra hemşerim dayanamayıp koşuyor tribünde bulunduğu yerden aşağıya, tellere atlıyor ve iki elini ağzına huni yapıp, bu sefer hiç olmadığı kadar hiddetle bağırıyor:
— ula petra, kime diyirum?"
89 ve 90. dakikalarda attığımız gollerle maçı 2-1 kazanıyoruz.
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
televizyonun naklen yayını ve havanın çok soğuk olması nedeniyle ancak 2000 kişinin izlediği maçta bakırköy karşısında oyunun büyük bölümünde etkisiz görünen trabzonspor, ikinci yarının başında yediği golle de maçı kaybetmek üzereydi. hami, ünal ve orhan'ın istekli oyunlarına karşın ataklardan boş dönülüyordu ki, maç 1-0 bakırköy'ün öndeliğiyle sürerken 85. dakikada başkan sadri şener de daha fazla dayanamamış ve stadı terketmişti. işte, sürekli yedek bırakıldığı için isyanları oynayan hamdi, son yarım saatte oyuna girdiği bu maçın 89. dakikasında sahneye çıkıyor ve skora eşitliği getiriyordu: ı-1. hayır, daha bitmedi dakika 90, bu kez hami mandıralı golünü atıyor ve trabzonspor'a mucize gibi bir galibiyet armağan ediyordu: 2-1. başkan şener'in tam 85 dakika oyunu izlemesine karşın, takımının gollerini görememesi kuşkusuz bu karşılaşmanın en ilginç olaylarından biriydi.
bakırköyspor: michael willi kraft, mehmet hacıoğlu, mehmet akif ekmekçi (dk. 46 orhan atik), kaya tevfik saygılı, mücahit tarkan yalçıntaş, fuat nihat buruk, piotr nowak, ahmet kanca (dk. 54 gürses kılıç), jaroslaw araszkiewicz, hasan vezir, zafer tüzün
yedekler: mustafa arabacıbaşı, ahmet kilimcioğlu, muharrem kayan
teknik direktör: ?
trabzonspor a.ş.: vukasin petronoviç, ismail gökçek, mehmet soykök, erkan sözeri, lars christian olsen, ogün temizkanoğlu (dk. 60 hamdi aslan), turgut uçar, ünal karaman, şeyhmus suna (dk. 70 jacek cyzio), hami mandıralı, orhan çıkırıkçı
yedekler: soner boz, abdullah ercan, ümit levent zorluer
trabzonspor taraftarlarının "hamdi sahaya! hamdi sahaya ! diye bağırıp, ikinci yarının ortalarında oyuna girip 88'de de golünü atıp ve son dakikada ise hami'nin galibiyet golünü atıp coştuğumuz bir maçtır.