aydın köker'le birlikte maçı anlatıyorduk. madrid'deki karşılaşma 0-0 sonuçlanmıştı.
90 dakikalık bir heyecan kasırgası yaşandı. mithatpaşa stadı'nda tıklım tıklım dolu tribünlerin önünde atletico'yu elemek istiyordu. karşılaşmanın 90 dakikası 0-0 bitti. uzatmalara geçildi. dilimiz tükenmiş, bağırıp çağırmaktan, heyecanı yaşamaktan adeta mahvolmuştuk. ve geldi 116. dakika. bu dakikada bir anda kalemizin önünde gerçekleşen bir pozisyonda oyuna uzatmalarda girmiş olan salcedo adında bir ispanyol oyuncu topa dokundu ve yurtdışında bir türk takımını golünü anlatmak için 10 yıl bekleyen adamın bütün hayallerini yıktı.
aydın köker ve ben çok yorulmuştuk. maçın son 4 dakikası içerisinde beraberlik golü hayalleriyle maçı tamamladık. ispanyollar kalan 4-5 dakikayı ne oynadı ne de oynattı. maç bittiği anda mikrofonda olan aydın abi, bir an için kolundaki saate baktı, hakeme baktı düdüğü gözledi ve düdüğü çaldığı zaman ağzından şu cümle döküldü: evet, 120 dakikalık heyecan burada bitiyor sayın dinleyiciler. hakem şu anda düdüğüne baktı saatini çaldı!
kendisini şimdi rahmetle andığımız aydın abi'nin yanına gittim, omzuna dokundum ve elimle saat ve düdük işareti yaptım, "abi ters söyledin" şeklinde bir işaret. tamam diye başını salladı. ve ekledi: 120 dakikalık yorgunluğumuza verin. sizlere yanlış söyledim. şimdi düzelterek yayını kapatıyor ve veda ediyorum: hakem düdüğüne baktı saatini çaldı!
03.10.1973, günlerden çarşamba. 15 gün önce ispanyol şampiyonu atletico madrid'le ispanya'da 0-0 berabere kalınmış maçın rövanşı. dönemin en büyük futbolcularının oynadığı ispanyol takımıyla yapılan ilk maça hezimet korkusuyla çıkılmış. estergon kalesi taktiğiyle oynanmış, 75 dakika bizim 18 de maç oynanmış. en büyük futbolcuları luis'in, tarık tarafından kırım kongo kenesi markajıyla ayağına top gelmemesi sağlanmış gol yemeden ve tabiki atamadan (pozisyon yok, kalecilerine gelen tek topu santradan gökmen kaleye atmıştı) istanbul'a dönülmüştü.
inönü stadı tıklım tıklım. aynı tarık (büyük maçların stoperi, o zamanın emre aşık'ı) aynı luis'e yapışmış adım attırmıyordu. maç 0-0 bitti. o zamanların en büyük skoruydu. şampiyon kulüpler kupası maçında ispanyol şampiyonu'na karşı iki maç golsüz kapanmış uzatmalara taşınmıştı.
stadyumda korkudan tezahürat yapılamıyordu. uzatmanın ilk yarısıda kazasız belasız atlatılınca bayağı umutlanmıştık. penaltılar da elenirsek kader utansındı artık. bitime 4-5 dakika kala yeni açık tribünlerine doğru olan kaleye serbest vuruş kazandılar. topun başında luis vardı ve maalesef tarık iki maç toplamında luis'den ilk defa en az 9.15 metre mesafedeydi maalesef. yine de elinden daha doğrusu ayağından geleni yaptı olanca gücüyle sıçradı, top barajın, dolayısıyla tarık'ın saçlarını yalayarak salcedo’nun önüne düsen topa sadece dokunan ve yasin'in solundan doksana yapışan top, 45.000 kişiyi taş kesti. gol olup olmadığı bile anlaşılmadı.