çok yakın bir arkadaşımızın düğünü nedeniyle maç saatlerinde ankara maltepe jandarma lokalindeydik. maça yarım saat kala sigara "bahanesiyle" aşağı inip arada bir kaçıp izleyebileceğimiz yer keşfine çıktık. allahtan güzel bir yer bulduk. düğüne geri döndük ve kaldığımız yerden "aktiviteye" devam ettik.
maç başlamak üzereyken aşağı indik ve ilk yarıyı izledik. türkiye çok da bişey yapamadığı ilk yarıda bir de gol yiyince tadımız tuzumuz kalmadı. üzgün bir şekilde yukarı çıktık ama bir yandan da sabah yaptığım ilk yarı çekler ikinci yarı biz kuponu (1e27 veriyor) tutar mı diye düşünüyordum.
ikinci yarı başlar başlamaz düğünden kaçıp maçı izlemeye koyuldum. çok iyi başladığımız yarıda bir gol daha yiyince benim için maç bitti. zaten eşim düğüne çağırınca tekrar yukarı çıktım. bir yandan da 3 tane daha atıp alır mıyız maçı diye içimden geçiriyordum ama açıkcası ben bile inanmadım bu düşündüğüme!
yukarı çıktıktan 10-15 dakika sonra arkadaşım geldi ve "gol attık 1-1 olmuş" dedi. ben de "dalga mı geçiyorsun zaten 2-0'dı" dedim. "hadi ya. o zaman 2-1 oldu" dedi. bir süre fotoğraf çekimleri felan derken biz dayanamayıp maçın sonunu izleyelim diye aşağı inerken içimden "keşke 2-2 olsa da penaltılara kalsa bari" derken birden bir gürültü koptu. koşarak lokale girdik ve maçın 2-2 olduğunu gördük. içimden "penaltı atışlarını da izleyip öyle gidelim" diye geçirirken nihat skoru 3-2 yaptı. müthiş sevindik ama volkan'ın çok ama çok gereksiz kırmızı kartında acaip gerildik. allahtan çekler 2-0'dan 3-2 geriye düştüklerinden olsa gerek kendilerinde değillerdi. önemli bir galibiyet aldık. :)
bu maçı york'ta bi irlanda barı olan o'neills'da izlemiştik.
içerisi ingiliz doluydu. ve bu ingilizler ne hikmetse pek bi çek cumhuriyeti taraftarıydılar. gerçi biz 2 metre türk bayrağını duvara asarak bi nebze sempati toplamıştık ama sayıca onlar üstündü.
çeklerin iki golünde de, pek bi bağırarak sevinen ingilizler çok sinirlerimi bozmuştu.
tabi 5 büyük carling'in de etkisiyle nihat'ın maçı 3-2 yapan golünden sonra ingilizlere "where are you noow" diye bağırmışım :) ufak bi karışıklık oldu, sonra ortalık toparlandı yine...
daha sonra benim bu serzenişin çok geyiğini çevirmiştik:
canow canow canow işte meydanooow delikanlı çekleer where are you nooow, where are yoou now :)
yeni tasindigimiz amerikadaki evimizde henuz televizyon olmadigi icin, evin yakinindaki campus lounge isimli sports bara maci izlemeye gittim. barda 15ten fazla televizyon var ve herbirinde ayri bir spor yayinlaniyor.herneyse garsona rica edip bizim maci actirdim. koca barda benden baska kimse macla ilgilenmiyordu. ara sira amerikalilarin gelipte olimpiyatlar mi filan diyip beni sinir etmekten baska yaptiklari birsey yoktu.ceklerin golleride pes pese gelince sinir kupune donmustum tam cikip gidecekken ardanin hepimize umut veren golu geldi.kendi kendime cok mutevazi bir sevinc yasadim, gol atipta sevinmeden daha mac bitmedi dercesine topu kale icinden santraya goturen futbolcular gibi. baskimiz sonuc getirdi ve peter cech sagolsun nihatimizin golu geldi. bu sefer ki gol sevinci farkliydi ama etraftaki insanlari rahatsiz etmemek icin yine de istenen duzeye cikmamisti. oturdugum yerde kendi kendime garip inlemelerle seviniyordum allah kahretsin bagiramiyordum. garson yanima gelip sevinsene niye kendini sıkıyorsun dedi. kendi kendime ah be kardesim 2 dakika once soyleseydin mis gibi gol sevinci gume gitti derken nihatimiz ucuncuyu atmaz mi. allah! barda kimse beni tutamaz artik garsondan desturu almisim deliler gibi haykirdim gol diye 3 golluk sevinc yasadim. 2 saattir macla alakasi olmaya amerikalilarin hepsi televizyonun basina ususmustu. bardaki herkes gelip beni tebrik etti. birde volkan kirmizi gorup kaleye tuncay gecmez mi . hosgeldin kabus deyip ecel terleri dokmeye basladim. tum bar maca odaklanmis bana sorular soruyordu. ıclerinden biri bu cek cumhuriyeti futbolda cok iyi degil mi dedi. gururla biz cok daha iyiyiz diye cevabi yapistirdim. dakikalar gecmek bilmiyordu. ve son duduk geldi. hayatinda futbol izlememis amerikalilar bile son dudukle sevindi. tesekkurler milli takim on bin kilometre uzaktan gogsumu kabarttigin icin.
oradaydım...o tarihi zafer akşamında cenevre'de stade de genevé de tribünde yer alan 30.000 kişiden biriydim...belki de hiç kimsenin hayal bile edemediği bir maça tanık olmaktan son derece mutluluk duydum...tribünlere geldiğimizde herkes beraberlikte penaltılara gidilmesi ihtimali üzerinde konuşuyordu...tribünlerde çek cumhuriyeti taraftarlarının " çeki çeki" şeklindeki tezahüratı sayıca bizden fazla olmaları sebebiyle atmosferi değiştirmişti...maç başladı, ilk 15 dakikada iki stoperimize de çıkan sarı kart hakeminde objektifliği konusunda düşündürdü bizi. her şey ortada gidiyordu ki koller'in kafayla attığı gol geldi..beklemiyorduk açıkçası, devre arası fatih hocanın bir şeyler yapabileceği umudu konuşmalarımıza yansıyordu...ikinci yarının başında bir defans hatasıyla yediğimiz 2. gol bir anda şok etkisi yarattı hepimizde..tribünün en ütündeydim ve ayağa kalkıp allahıım bize bir mucize göster dedim...bir mucize olması lazım ki bu maçı çevirelim diye söyleniyordum.arkadaşlarım ne yaptığıma anlam verememişlerdi 76.dakikada bir anda topu filelerde gördük arda atmıştı bu bile bizim umutlanmamıza yetmişti... bir gol daha atar penaltılara götürürüz diye bağırıyordum...vakit daralıyordu atacağız ikinciyi mucizeyi yaşayacağız diyordum...hadi nihat nerelerdesin bir gol de sen at derken kaleci chech elinden kaçırıverdi topu ve orda biten nihat beraberlik golünü attığında kendimi nereye fırlatacağımı şaşırmıştım.. yan taraftaki çinli turistlerin üstünde buldum kendimi.. oldu işte oldu mucize oldu diye bağırırken tam önümde oturan bir arkadaşım döndü 3 ü de atarız dedi...skorboard'ta süre kalmamıştı nasıl atacaktıkki, penaltılara gitmesi bile büyük mucizeydi... bir anda top bize göre sol kanada açıldı nihat topun etrafında adeta dans etti önce, topu düzeltişi pozisyon alışı ve vuruşu tv görüntülerinde ağır çekimde izlendiğinde bile harikuladeydi.. ve top kale direğinin altına çarpıp içeri girdi...yıkıldı sandım stade de genevé...çek taraftarlar duvarlara vuruyordu kafalarını...bizim tarftarda ise çılgınca sevinç vardı herkes bir yerlere atlıyor zıplıyor ve boğazı yırtılırcasına sevinç çığlıkları atıyordu... istediğim o mucize gerçekleşmişti...70. dakikada türkiye'den arayan arkadaşlarım gittiğin maça bak, rezil olduk diye telefon etmişlerdi... son düdükten bir kaç dakika sonra ben aradım arkadaşlarımı ve onlara şunu söyledim : " şu anda her biriniz burada, bu stadda olmak ve yazılan tarihe tanıklık etmek isterdiniz eminim...ama bişte ben burdayım" o müthiş geceyi ize yaşatan ve isviçre'yi kırmızı beyaz türk bayraklarıyla donatmamıza imkan sağlayan o altın çocukların her birini alınlarından öpüyorum...teşekkürler çocuklar...