f dergisinde ali ece'nin "takozların en güzeli" başlıklı yazısından:
19 eylül 1990 akşamı, recep unutulması imkansız bir vuruşla olağanüstü bir gole imza atacaktı. beşiktaş, malmö deplasmanında o yılların en iyi takımlarından olan isveç temsilcisine kök söktürüp maçı 2-2'ye taşımışken, son on dakikada adeta kendi sahasına hapsolmuştu. o yılların recep-kadir-ulvi-gökhan dörtlüsü türkiye'nin en iyi savunması olsa da her klasik türk savunması gibi yan toplarda avrupa'nın diğer takımlarına göre olağanüstü bir zaaf yaşıyordu. bunu bilen malmö sürekli kanatlardan yükleniyordu. ancak savunmanın sağında recep olduğu için onlar sol açık yerine sağ açıktan kanat organizasyonları yapmayı tercih ediyorlardı. son üç dört topta recep birkaç kez topu kafa ile uzaklaştırmıştı. malmö'nün 1.90'lık ikiz kuleleri karşısında hava toplarında recep bile zorlanmaya başlamıştı. sağdan gelen ortaya recep öyle bir yükseldi ki ve topa öyle bir rövaşata-vole karışımı vuruş yaptı ki o top kendi kalesine değil de malmö kalesine girmiş olsaydı maradona'dan sonra asrın golü olurdu!
o topa kaleci engin ipekoğlu olağanüstü bir planjon yapmıştı ama yetmemişti. maçtan sonra dönüş uçağında recep'in engine'e söyledikleri ise en az o gol kadar unutulmazdı: "yahu engin alem adamsın! bir de topu çıkaracakmışsın gibi doksana atlıyorsun, sen benim şutumu çıkarabilir misin allah aşkına?"
sporist dergisinin aralık 2007 sayısından ergin aslan'ın maç ve unutulmaz golle ilgili yazısı ve recep çetin'in anısı şöyle;
"...ve inanılmaz bir pozisyon"
spot... beşiktaş, 1990'ın eylül ayında şampiyon kulüpler kupası 1.tur ilk maçında deplasmanda malmö ile karşılaşır. 2-2 giden maçın 62. dakikasıdır. recep çetin, kendi kalesi önünde havada gördüğü topa öyle bir vuruş yapar ki, trt spikeri levent özçelik 5 saniye sessiz kaldıktan sonra şöyle özetler golü, "...ve inanılmaz bir pozisyon".
beşiktaş'a 1988–89 sezonunda transfer oldu recep çetin. on yıl boyunca 274 lig maçında oynadı ve 4 gol kaydetti. 4 lig, 3 türkiye kupası, 4 cumhurbaşkanlığı kupası, 2 başbakanlık kupası ve 5 tsyd kupası şampiyonluğu yaşayarak, siyah-beyazlı kulübün ölümsüzleri arasına girdi. "top geçer, adam geçmez" tabiri onunla birlikte yerleşti türk futboluna. futbol hayatı boyunca ancak bir elin parmakları kadar gol atabildi belki, ama attığı gollerin hepsi sansasyon yarattı. teknik eksiklerini sürati ile kapatan recep çetin'in, özellikle 14 aralık 1994 günü isviçre ile oynanan avrupa futbol şampiyonası, eleme maçında orta sahadan attığı gol ve 19 eylül 1990 günü avrupa şampiyon kulüpler kupası 1. turunda isveç ekibi malmö'yle oynanan maçta kendi kalesine attığı röveşata gol, unutulmazlar arasına girdi.
"voleşata" vuruşu 19 eylül'de isveç'te oynanan karşılaşmada ev sahibi takım iki kere öne geçmiş, dönemin golcüsü feyyaz uçar, attığı iki golle eşitliği sağlamıştı. feyyaz'ın beraberlik golünün üstünden iki dakika geçmişti ki, malmö sağ kanattan bir atak gerçekleştirdi. topu havada gören recep sol ayağının üzerinde yükseldi, diğer ayağını yüksekten gelen topa yetiştirmek için vücudunu yere yatay bir şekle büründürdü. baş aşağı durarak vole ile röveşata karışımı-futbolseverlerin bugün "voleşata" olarak tabir ettiği ve o günden sonra bir daha tekrarlanamayan- bir vuruşla, insan anatomisinin hareket kabiliyetini zorlayarak atılan golün ardından, seyirciler gibi maç spikeri levent özçelik de bir müddet sessiz kaldı. ardından dudaklarından şu kelimeler döküldü: "ve inanılmaz bir pozisyon". gerçekten de pozisyon da gol gibi inanılmazdı...
"bir daha atamadım" daha sonra antrenmanlarda aynı golü atabilmek için denemeler yapar recep çetin, ama başarılı olamaz. başarılı savunmacı, hayatı boyunca unutamayacağı o golü şöyle anlatıyor: "yağışlı bir havaydı. bizim solumuzdan bir orta geldi. önce sağ ayağım, ardından sol ayağım yukarı kalktı. topa kaval kemiğimle vurdum. yere düşerken, bir yandan da topu izliyordum. top havada gidiyor ve engin abi (engin ipekoğlu) topu yakalamak için uçuyor. tabi topa yetişemedi ve enteresan bir gol oldu. istesem o golü atamam. maçtan sonra engin abi yemekte karşımda oturuyordu. dedim ki, "engin abi neden kurtarmadın topu?" "ya recep atladım ama yetişemedim" dedi. ben de "benim vurduğum topu kaleciler kurtaramaz" dedim. sonra gülüşmeler oldu. gerçekten enteresan bir goldü. hayat tesadüflerle dolu. isteseniz o kadar yükseğe sıçrayıp, ayaklarınızla o topa vurma imkânınız yok. maçtan sonra antrenmanda o vuruşu denedim ama yapamadım. bir türlü olmuyor. demek ki, insan bazen fizik kurallarına aykırı şeyler yapabiliyor. gordon milne de o golü görünce, hayatımda gördüğüm en güzel gollerden birisi demişti."