futbolun, 1920'de sevda haline geldiği bir kent, o kentin 2. ligde yıllar boyu şampiyonluk mücadelesi veren takımı, 1974-75 sezonunda 1. lige ısınma ve ardından, 1975-76'da trabzonspor şampiyon... şaka maka derken, "bu hafta tökezlerler, önümüzdeki hafta tökezlerler" derken, avni aker stadı kutlama sesleriyle inlemeye başlamıştı: dan dan dan! maytap sesi değildi...
spor sayfaları, hemen kalıbı döküverdiler: trabzonspor mücizesi... nesi mucizeydi bunun? kadroysa kadro, havaysa hava, temsel temel... karadeniz fıkralarındaki "bizim temel bir gün"ün temel'i değildi bu, futbolun temeliydi. takımın neredeyse tamamı trabzon'un yerlilerinden oluşuyordu. yıllarca bir arada oynamışlar, istanbul takımlarına kafa tutacakları günler için hazırlanmışlardı. işte o günler, daha doğrusu o yıllar yaşanıyordu.
"bu yıl şampiyon oldular ama seneye kümede zor kalırlar" dendi. ertesi yıl da şampiyon oldular. 1977-78 sezonunda, ligi ikinci bitirip şampiyonluğu fenerbahçe'ye kaptırdıklarında, tükendiler zannedildi. hemen ardından üç sene üstüste... hem de 1976'daki şampiyon kadronun yarısını değiştirerek. duvardaki tüm boşlukları, elazığspor'dan transfer mehmet ekşi ve boluspor'dan transfer necdet dışında, trabzon malı tuğlalarla doldurarak...
trabzonspor o yıllarda gerçek bir oyuncu fabrikasıydı. hırslı, yetenekli adamlar yetiştiriyordu. en kötü günlerinde bile, hiç olmazsa rakibi oynatmayacak kadar gayretli, sekiz tekmenin arasına kafa sokup golü önleyecek kadar gözükara adamlar. başlarında da, kendi halinde, namazında niyazında, otobüste yanınıza otursa "hemşerim sen futbol bilir misin, top oynuyorlar ya top..." filan dedirtecek tipte bir adam: ahmet suat özyazıcı... o gidiyor, bu kez daha iddialı, dikbaşlı ve küçük dağlar yaratılırken en iyi ihtimalle birkaç ufak yardım almış-almamış havalarında özkan sümer geliyordu. trabzonspor yine şampiyon... bir daha özyazıcı trabzon yine...
neydi bu işin sırrı? "trabzonlılar futbola yetenekli oluyor" demek, "çorum'dan adam çıkmaz" kütüğünde bir ön yargı değildi herhalde. bu yetenek, hırsla, sistemle birleşiyordu. sonra trabzonspor o yıllarda huzurlu bir kulüptü. çok pahalıya patlamayacak iç transferler "istanbul'a pazarlama" yöntemiyle geçiştiriliyor, o boşluk aşağıdan gelen masrafsız gençlerle kapatılıyordu. yönetim kurulunda zenginler vardı, hasılat iyiydi. yalnızca bir kez, 1978 yılında, başkan şamil ekinci sekiz milyon liralık alacağını temlik koydurma yoluyla tahsil etmek istemiş, suratlar asılmış, ekinci de hemen vazgeçivermişti.
trabzonspor'un o yıllarda bir işlevi daha oldu. üç büyüklerden birinin taraftarı olmayı, nedense, siyasi onurlarına yediremeyenler vardı. fakat futboldan da kopmamışlardı. istanbullu zenginlerin, üçkağıtçıların yönettiği takımları alaşağı eden başarılı ve mütevazi bir anadolu kulübünü desteklemek tutarlı bir davranış olabilirdi. onlar da tutarlı davrandılar, kendi tercihleriydi...
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
falcı kaya'nın kehaneti
bu günlerde trabzon'la bütünleşen bir portre, tüm türkiye'de büyük yankılar uyandırıyordu: falcı kaya... trabzon'da bir marangozhanede çalışan kaya esin, bir gün tv'ye çıkıp, haftalar önceden trabzonspor'un şampiyon olacağını ilan etmişti. aslında, bordo-mavililerin son yıllardaki performansları gözönüne tutulduğunda bunda şaşılacak bir şey olmamalıydı. hayır, hayır öyle değil... 1981 şubat'ında ülkenin tek televizyonu olan siyah-beyaz gösterimli trt'de uğur dündar'ın programında kendisiyle yapılan bir röportajda falcı kaya, ligde kim şampiyon olacak sorusunu: "trabzonspor" olarak açıkladıktan sonra, "peki kaç puan toplayacak?" sorusuna ise, futboldan az buçuk anlayan herkesi, kasıkları patlarcasına güldürecek bir yanıt verecekti: "39 puan!..."
"yapma yahu. olur mu böyle!" denildi. trabzonspor ilk yarıyı tam 25 puanla kapamış, eğer şampiyon olacaksa en kötü 45'i bulurdu. bu uçuk kehanet için, henüz ilk gençliğini yaşayan falcı kaya ile epey dalga geçildi. "bu kez kötü ıskalayacak. bu çocuğun futbolun aritmetiğinden haberi yok" denildi. kehanetleri sürekli tutan kaya'nın ne denli isabet tutturacağı ancak sezon sonunda belli olacaktı.