(dünden bugüne adanademirspor yazısından alıntıdır.)
adana demirspor, 1960-70’li yıllarda birinci ligin efsane takımıydı. 130 kiloluk haşimo (asıl adı haşim palandöken) bu takımın vazgeçilmez kalecisiydi.
galatasaray ile adana demirspor karşılaşıyorlar.
saha balçık tarlası gibi... oyuncular futbol oynayabilmek için olağanüstü gayret gösteriyorlar.
galatasaray bir penaltı kazanıyor. atışı gol kralı metin oktay yapacak. demirspor’un ünlü defans oyuncularından coral hikmet (a.hikmet aydınoğlu) geliyor, haşimo’ya metin’in atacağı penaltıyla ilgili kopya veriyor: -haşim dikkat et... metin penaltıları hep kalecilerin soluna atar.
adana demirspor kalecisi, coral’ın söylediklerini başıyla onaylar. metin, topu penaltı noktasına koyar, geriye doğru adımlayarak gider, sonra gerilir, koşar, topa vurur. hayır, hayır!..
metin oktay topla birlikte ayağını çamur tepeciklerinden birine de vurur. o sırada kaleci haşimo, takım arkadaşı coral’dan aldığı tüyo ile kalenin soluna hamle yapıp yatıyor. metin oktay’ın sert vurmak amacıyla geldiği, ancak çamurla birlikte demirspor kalesine yönlendirdiği meşin yuvarlak da, ağır çekim bir film gibi gidiyor, kale çizgisini geçiyor, filelere ulaşmadan yorgun bir şekilde gol olarak bir yerlerde kalıyor.
arkadaşından aldığı kopya üzerine sola yatarak metin oktay’ın vuruşunu kurtarmak isteyen kaleci haşimo, yattığı yerden coral’a dönüp konuşuyor: -seninle adana’da görüşürük!..
sonra da, topu demirspor kalesinden almaya gelen ünlü golcü metin oktay’a yöneliyor: -lan metin, bu ne biçim penaltı... senin atacağın penaltının...
haşimo demişken aklıma geldi. bu olayı bilenler bilir. adana demirsporlular ise özellikle bilir. futbol muhabbetlerinde sürekli haşimo rahmetle anılır. bizde bu olayı amcalarımızdan-dayılarımızdan duyduk. bizden sonrakilere anlatmak ise bize düştü.
haşimo artık yaşlanmıştı. demirspor’u gençleştirme operasyonları da başlamıştı. ancak takıma yıllarını vermiş kaleci haşimo’ya bu operasyonu cesaret edip kimse söyleyememişti. o, değişiklikleri umursamıyor, maçtan önce geliyor, kadronun okunmasını beklemeden hazırlıklarını sürdürüyordu. haşim biliyordu ki, demirspor’da oynadığı sürece bir başka kalecinin yerini alması mümkün değildi.
yine bir maç öncesinde takımın genel kaptanı, operasyonun haşimo’ya da yansıdığını söylemeye karar verdi.
genel kaptan soyunma odasına girdiğinde, haşim önceki maçlarda olduğu gibi hazırlıklarını bitirmek üzereydi. genel kaptan, operasyonda sıranın kaleci mevkiine geldiğini sıkıla-sıkıla söyledi. haşimo hemen söze girdi. -ne yani, şimdi ben kalede oynamayacak mıyım? genel kaptan, başıyla tasdik etti.
haşimo hiç tepki göstermedi. sırtından çıkardığı kazağını eline alırken, malzemeci maymun ali’ye bağırdı. -al oğlum şu 1 numarayı, at bana 9 numarayı...
herkesin şaşkın bakışları arasında haşimo sahaya 9 numaralı formayla çıktı ve maçı tamamladı. ve karşılaşmayı demirspor 2-0 kazandı. golleri mi soruyorsunuz?.. ikisini de haşimo attı.
(not: bu anı haşimo (haşim) abi ile ilgili olduğu için buraya yazdım.)