logo
 
twitter
Editörler Tarafından
Seçilen İlginç Anılar

(1.098 Maç)

sayfa /44>>

1939-1940 Sezonu
İstanbul Ligi 1. Hafta Maçı
Fenerbahçe 1-0 Galatasaray

1940-1941 (Özel Maç)
İncirlik Gençlik - Seyhanspor

2014 Sezonu
Turkish Airlines Antalya Kupası Final Maçı
Celtic FC 0-0 Galatasaray (Penaltılarla 4-5)

1985-1986 Sezonu  
UEFA Kupası 1. Tur 2. Maçı
Beşiktaş 0-1 Athletic Bilbao

1987-1988 Sezonu
1. Lig 19. Hafta Maçı
Boluspor 1-1 Galatasaray

2004 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri  
Çeyrek Final Maçı
Portekiz 2-2 İngiltere (Penaltılarla 6-5)

1984 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri  
6. Grup 17. Maçı
Batı Almanya 5-1 Türkiye

2022-2023 Sezonu
UEFA Avrupa Konferans Ligi Son 16 Turu 2. Maçı
Demir Grup Sivasspor 1-4 ACF Fiorentina

1920-1921 (Özel Maç)
AC Sparta Prag 12-0 Galatasaray

1988-1989 Sezonu  
1. Lig 25. Hafta Maçı
Beşiktaş 4-0 Malatyaspor

1990-1991 (Özel Maç) Sezonu
Zoran Simoviç Jübile  Maçı
Galatasaray 1-3 Everton FC

1990-1991 Sezonu  
1. Lig 1. Hafta Maçı
Gaziantepspor 0-1 Beşiktaş

1990-1991 Sezonu  
1. Lig 1. Hafta Maçı
Fenerbahçe 1-6 Aydınspor

1990 Dünya Kupası Finalleri
Final Maçı
Batı Almanya 1-0 Arjantin

1990 Dünya Kupası Finalleri
Çeyrek Final Maçı
İngiltere 3-2 Kamerun (Uzatmalarda)

1990 Dünya Kupası Finalleri
Çeyrek Final Maçı
Batı Almanya 1-0 Çekoslovakya

1990 Dünya Kupası Finalleri  
A Grubu 3. Maçı
İtalya 2-0 Çekoslovakya

1990 Dünya Kupası Finalleri
Son 16 Turu Maçı
Kamerun 2-1 Kolombiya (Uzatmalarda)

2004-2005 Sezonu
Süper Lig 12. Hafta Maçı
Konyaspor 2-2 Beşiktaş

2004-2005 Sezonu
Süper Lig 11. Hafta Maçı
Trabzonspor 4-1 Diyarbakırspor

2006 Dünya Kupası Elemeleri  
2. Grup 3. Maçı
Türkiye 4-0 Kazakistan

2004-2005 Sezonu  
Süper Lig 6. Hafta Maçı
Fenerbahçe 3-1 Malatyaspor

2004-2005 Sezonu
Süper Lig 5. Hafta Maçı
Sakaryaspor 1-4 Beşiktaş

2006-2007 Sezonu
3. Lig 3. Grup 13. Hafta Maçı
Balıkesirspor 5-2 Yeni Burdur Gençlikspor

2006-2007 Sezonu
3. Lig 3. Grup 1. Hafta Maçı
Balıkesirspor 2-1 Denizli Belediyespor




Sadece Video Yüklü Maçları Göster


1958 Dünya Kupası Finalleri
Final Maçı
29.06.1958, Pazar, 19:00 (TS 20:00)
Rasunda Fotbollstadion
Solna, İsveç
Brezilya.png
Brezilya
5-2Isvec.png
İsveç


iki takım arasındaki tüm maçları gör...


          bu maça tüm yazılanları gör...yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var






Maçın Özeti (Macanilari.com Dailymotion Kanalı)







  •  
    FB
    A
    ilginc ani 5285  maç linki

    pelenin ilk dünya kupası ile ilgili anısı;
    “futbol kariyerim boyunca unutamadığım bir dolu olay sayabilirim. örneğin 1000. golümü maracana stadı’nda 100,000 kişinin önünde attığımda, o an tribünlerden yükselen pe-le... pe-le... seslerini hiç unutamam. ama en unutamadığım olay, isveç’teki 1958 dünya kupası finalinden sonra yaşadıklarımdır. finali kazanmış, şampiyon olmuştuk. henüz 17 yaşındaydım ve isveç kralı tahtından inip sahanın ortasına gelerek benim elimi sıkıyordu. o an sanki bir rüyaydı!”

    (Pele "Siyah İnci", 22-07-2008 08:30:46)

     





  •  
    GB
    A
    ilginc ani 8063

    halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;

    1958'in harika ihtiyarlarını anlatmayı nasıl isterdim. ingiliz billy wright 36, alman fritz walter, macar bozsik ve hidegkuti, isveçli gren ve liedholm 38, arjantinli labruna 42 yaşındaydı. hepsi de turnuvanın en çok alkışlanan ve en büyük hareketleri yapan aslarıydı. gençleri kenara itmişti yaşlılar... ancak bir tek genç vardı ki...o yaşlı ordusu arasında parlayıp çıkıverdi. futbol dünyasında bir güneş gibi parladı hem de... pele!

    1958 dünya kupas'nda şahane goller vardı. fransız fontaine, yıllarca kırılmayacak gol rekorunun sahibi olmuştu. şahane futbol vardı ama brezilya'nın büyüklüğü, hele pele'nin şahane futbolu, hepsinin üstündeydi. hepsi bir yana. o finallerin finali brezilya-isveç maçı yeterdi sadece... daha 4 dakikada 38 yaşındaki isveçli yıldız liedholm inanılmaz bir soğukkanlılıkla plaselediği topla maçın ilk golünü atıyordu. gilmar'ın uçuşu boşunaydı. brezilya fırtınası durmuş muydu? hayır!.. fırtına bu isveç golüyle kasırgaya dönüşecekti. müthiş sağaçık garcincha çizgiden uçarcasına iniyor, ortalıyor, gelen topu bombacı vava kale ağzından içeri atıyordu. güzel, çok güzel bir goldü. ama asıl güzelliği, az sonra aynen tekranındaydı. yine garrincha, yine sağdan yine çizgiden yine uçarcasına iniyor, yine ortalıyordu. yine vava vardı topun geldiği yerde. yine vava vuruyordu topa...ve yine goldü. hem de aynı gol...sanki arasına kopya kâğıdı konmuştu iki golün...ilk golün ikiziydi bu gol...

    sonra pele'nin rakibin başından aşırdığı topa savurduğu vole... 5-2'iik muhteşem sonuç... o finali anlatmayı çok isterdim, dedim ya...

    ama ileride kısmet olacaktı. tam oniki yıl sonra, büyük dileğim gerçekleşecekti.

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 26-10-2008 19:20:27)

     



  •  
    GB
    A
    ilginc ani 17637

    ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;

    birçok kardeşten biriydi ve ona garrincha adı verildi; bu çirkin ve işe yaramaz bir kuş ismiydi. futbola başladığında doktorlar çok şaşırdılar. bu anormalin hiçbir zaman sporcu olamayacağı teşhisini koydular. cılızdı, çocuk felci geçirmişti; salaktı, topaldı, bir çocuk zekâsına sahipti, omurgası bir s şeklindeydi ve iki bacağı da aynı tarafa doğru eğikti.

    onun gibi bir sağaçık, bir daha dünyaya gelmedi. 1958 dünya kupası'nda oynadığı mevkideki oyuncular arasında en iyisi seçildi. 1962 dünya kupası'nda ise şampiyonanın en iyi oyuncusu seçildi. sahada geçen yıllar boyunca daha da fazlasına sahip oldu: futbol tarihinde, çevresine en çok mutluluk veren oyuncu o oldu.

    o içinde olduğunda saha bir sirk, top da iyi eğitilmiş bir hayvancık oluveriyordu. maç mı dediniz? o da tabii ki güzel bir eğlenceye dönüşüyordu. garrincha, oyuncağını kıskanan bir çocuk gibi topu kimseye bırakmıyordu, top ile o öyle şeytanlıklar yapıyorlardı ki halk gülmekten iki büklüm oluyordu. kâh o topun üzerinden atlıyor, kâh top onun üzerinden aşıyordu; top saklanıyor, o kaçıyordu, o kaçtığında top onu kovalıyordu. tüm bunlar olup biterken önlerine çıkan rakipleri, kendi aralarında çarpışıyor, ayakları dolaşıyor, fenalaşıyorlar ve yere yığılıyorlardı. garrincha yaramazlıklarını orta sahadan uzak, yan çizgilerden sağdakine yakın bir yerlerde yapıyordu. kenar mahallelerde yetişmişti ve sahanın da kenarında oynuyordu. botafogo adı verilen bir kulüpte oynuyordu. kulübün ismi "ateş yakan" anlamına geliyordu, ateşi yakan da oydu tabii. stadyumları yakan botafogo oydu. içkiden ve öbür sağlığa zararlı şeylerden çok hoşlanıyordu. kalabalıkları hiç sevmiyor, nerede bir kalabalık birikse hemen oradan ayrılarak uzak yerlerde oynanmayı bekleyen bir topun, dans edilmesini bekleyen bir müziğin ya da öpülmeyi bekleyen bir kadının peşine düşüyordu.

    peki hep galibiyetler mi görmüştü hayatı boyunca? hayır. o şanslı bir mağluptu yalnızca. şans da uzun sürmezdi doğrusu. brezilya'da bir söz vardır; "bokun değeri olsa, yoksullar kıçsız doğardı," derler.

    garrincha da kendine yakışan bir şekilde veda etti hayata: fakirdi, sarhoştu ve yalnızdı.

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 22-05-2009 22:32:46)

     



  •  
    GB
    A
    ilginc ani 17638

    ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;

    gazeteler onu 58 dünya kupası'nın en iyi oyun kuran futbolcusu olarak göstermişlerdi. brezilya karmasının belkemiği sayılan didi, ince bedeni, uzun boynu ve heykel gibi duruşuyla sahanın ortasına dikilmiş bir afrika fetişini andırırdı. çim sahaların mutlak hâkimiydi; bulunduğu yerden sahanın her tarafına zehirli oklardan farksız şutlar gönderirdi.

    takım arkadaşları pele, garrincha ve vara tarafından golle sonuçlandırılan paslar verdiği gibi, zaman zaman kendisi de gol atardı. özellikle uzaktan çektiği şutlarla kalecileri gafil avlardı: ayağının kenarıyla vurduğunda, top falso alarak döner, döner ve sonra tıpkı rüzgâra kapılan kuru bir yaprak gibi yön değiştirerek kalecinin hiç beklemediği bir köşeden ağları bulurdu.

    didi top hakkında şöyle diyordu:

    "aslında koşan ben değilim, koşan o"
    didi'ye göre top canlıydı.

    roberto moura'dan naklen;

    "ben topa karşı her zaman sevecen davranırım, ona sevgi göstermeyecek olursanız size itaat etmez. top bana doğru geldiğinde ona hükmederim, bana hiç karşı gelmez. benden uzaklaşacak olduğu zaman da, 'gel kızım,' derim, o da tıpış tıpış gelir. ona tekme de atsam bana her zaman bağlıdır. karıma nasıl sevgiyle davranıyorsam ona da aynı şekilde sevgiyle yaklaşırım. ona sevgi duymak gerekir, aksi takdirde ateşle oynuyorsunuz demektir, ona kötü davranırsanız sizi sakat bırakması işten bile değildir. bu nedenle her zaman şunu söylerim: 'aman çocuklar, ona karşı daima saygılı olun, sizden sevgi bekleyen bir genç kız gibidir o, siz ona nasıl davranırsanız o da size o şekilde karşılık verir."

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 22-05-2009 22:37:39 ~ 22:40:20)

     



  •  
    GB
    A
    ilginc ani 18743

    ilk basımı 2004 olan islam çupi'nin "olaylar, sağbekin lahana dolmasını yemesiyle başladı" kitabından;

    maradona'dan eski dona'ları

    maradona'nın dünya futbolunun efsanevi hamağından birdenbire uyuşturucu belasının krizli hapishanesine düşmesi, dikkatli yuvarlanmış futboldaki bir starlık hayatının şimdilik son sonüşüdür, belki de...

    şöhretlik, şişkinliği hangi sağlıklı nefeslerle pompalanırsa pompalansın, kişi arada kalışın denge disiplinini kaybettiği an, tersyüz oluşunu ne durdurabilir, ne de eski günlerine dönmek konusunda bir aktüel direnişin kutsal kavgasını verebilir.

    maradona'nın buenos aires'in çatısı topraktan bir metre yükseklikte içeriye oksijen ve ışık girmemiş bir gecekondunun dışarıya dar attığı bir çocukluktan dünyanın gururunu önünde eğilmeye mecbur ettiği bir büyük yıldız yapması nasıl çok az başarılan bir kişisel heykeltıraşlık mahareti ise, arjantinli bücürün futbolcu olarak çıktığı doruklardan 2-3 aylık bir narkotik depreme uğrayarak mazi birikimini hiçlemesi, o derece bir üzüntünün gözyaşları olarak yuvarlak kürenin damında bir krater gölü yaratmalıdır.

    * * *

    garrincha 1954-1958 dönemi bir sinema şeridi gibi uzatılıp evrensel futbol büyüleri dökmüş brezilya milli takımı'nın hücum sağ ucundaki kabile reisi idi.

    şimdiki futbolda çok koşulmuş bir at padoku haline getirilmiş ileri uçlar garrincha'nın kişiliğinde inanılmaz bir estetik lunaparkına dönüyor, fuleden ve ciğerden kurulu sağ açıklık kavramı bu kısa boylu melez beyazın vücudunda, inanılmaz bir dripling vodvilinin bin dekorlu sahnesine dönüyordu.

    ayak ritmlerinden samba notaları çıkarılan driplingdeki benzersiz eskizleri için kendisine şarlo sanatının üretken ve değişkenliği yakıştırılan garrincha, brezilyaya ve dünya ülkesinin bir numaralı canlı futbol heykeli olmuşken uyuşturucu denen rakip onun oyunculuk diye özetlenen kıvrak saha dünyasını yakalayamayınca, içine girerek belalı beden ve ruh çürümesinin sinsi ihtilalini başlatmıştı.

    beşikten mezara kadar uzanamamış birkaç evlilik... mekânları ve sosyal konumları yerli yerine oturmamış yedi çocuk... metresler, gece kadınlarının bir neonluk ışıkta getirip boşattıkları içki bardakları, nizami olmayan sigaralarla dolan izmarit tablaları, hap stokları insan kollarına hangi keyifler için girdiği belli olmayan enjektörler, her gece tomarları incelen artık üretmeyen, üremeyen bir futbol serveti.

    sonunda bir akıl hastanesinin çığlıkları ve bağlama kayışları bol bir odasına düşen garrincha, ecelden mi yoksa intihardan mı kaynaklandığı belli olmayan bir esrarengiz eylemle hayatının bitimini noktaladığında futbolda bir dönem dünyanın başını çalımlarla çıldırmış insanın mezar haberi gazetelerde tek sütunluk bir selvi gölgeliğinin altına iliştirilmişti.

    * * *

    avrupa'nın sermaye birikimini saha sporlanna fazlaca boca ettiği ikinci dünya savaşı'nın bitim yıllarında batı'nın futbol fuarlarına rus ekolü sağlıklı bir sol ihtilali getirip çakmıştı. 1954-55'li yıllarında...

    uzaktan kumandalı birtakım şeflik kulelerine bağlı, saha içi yaratıcılıkları bile disiplin prospektüslerine iliştirilmiş rus milli takımı 1955'te fransa'da yapılan avrupa futbol şampiyonası'ın önlenemez zaptedilemez bir fizik güçle kazanırken, dokuz numaralı forması ile tommy stretzov, avrupa'nın en hayranlık toplayıcı figürlerini dökmüştü.

    kapitalizmin güç patron icat eden anlayışının gazete sayfalarına düşen uzantıları paris'teki futbol balayını değerlendirirken tommy stretzov'u kuzeyden gelen krampon zengini olarak ilan ediyor, onunla da yetinmeyip bu sarışın soğuk rus'u ispanya'da yaşayan bir latin idolü di stefano ile kıyaslıyorlardı.

    fakat stalin rejiminin kapalılığı ve tekdüzeliğinin yanında serseri bir özgürlükçü idi, tommy stretzov...

    batı'ya açılan turnuvalarda disko ve gece kulüplerinde içki bardaklarının podyumunda sarhoşluk dansları yapıyor, rus elçilik katlarında alaminüt aşk serüvenlerine kaçamak, kazanovalıklar fırlatıyor, disiplinli adımlara şartlandırılmış rusya içinde bile anormal alkollü araç kullanıyor, kolluk kuvvetlerine yumruk atacak kadar asosyalist kılık ve öfkelere giriyor, bununla kalmayarak yüksek bürokrat ve siyasal sosyeteden itibarlı kişilerin zevceleri ile yasak ilişki ve aşklar yaşadığı öne sürülüyordu.

    bir gri ve soğuk moskova sabahında sibirya trenine bindirildiği anda tommy stretzov'un arkasına asılan resmi gerekçede, "veremdir, omsk sanatoryumumda tedavi olacak" şeklinde bir sağlık manşeti varsa da fısıltı gazetesinde yazılanlar daha çarpıcı idi.

    rus futbolunun en büyük modern çarı, esrar kullanmak ve satmaktan bileti dönülmez olan bir yolculuğa çıkıyor daha doğrusu çıkarılıyordu.

    * * *

    çok zahmetli yapılmış hayatlar kendisi ile birlikte milyonlara mal olmuş hayatlar, üstün adam, tek adam olma mücadelesinde hangi eziyetleri çekip hangi özveri ve fedakârlıkların parendelerinde bir oluşum ölüm cambazlığı yapmışlarsa, her şeye sahip oldukları noktada da, birikimlerini kaybetmeme konusunda muhafazakârlıklarını cimrilik derecesinde sürdürmek zorundadırlar.

    doruklara çıkmışlar eğer yükseklik korkularına çeşitli sosyal ve ruhsal müsekkinler bulamazlarsa, bir gün düşeceklerdir, mutlaka...

    ve bu düşüşler el, kol, bacak, bilek, diş kırılması gibi basit ortopedik sakatlıkların kaynaması değil, payanda konulması mümkün olmayan bütün bir hayatın kaymasıdır aslında...

    5 mayıs 1991

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 05-06-2009 11:49:27)

     





          bu maça tüm yazılanları gör...yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var







Kupadaki Diğer Maçları...


Brezilya

1958 Dünya Kupası Finalleri

4. Grup 1. Maçı: Brezilya 3-0 Avusturya (6)
4. Grup 2. Maçı: Brezilya 0-0 İngiltere (9)
4. Grup 3. Maçı: Brezilya 2-0 SSCB (15)
Çeyrek Final Maçı: Brezilya 1-0 Galler (11) 
Yarı Final Maçı: Brezilya 5-2 Fransa (12) 
Final Maçı: Brezilya 5-2 İsveç (Bu maçtasınız) 

İsveç


3. Grup 1. Maçı: İsveç 3-0 Meksika (5)
3. Grup 2. Maçı: İsveç 2-1 Macaristan (6)
3. Grup 3. Maçı: İsveç 0-0 Galler (7)
Çeyrek Final Maçı: İsveç 2-0 SSCB (6)
Yarı Final Maçı: İsveç 3-1 Batı Almanya (14)
Final Maçı: Brezilya 5-2 İsveç (Bu maçtasınız) 

* Listedeki maçlardan birinin sayfasına gitmek için üzerine tıklayın...
* Oynanmamış maçlar listede yer almaz...

mnu_alt

basında macanilari.com ||  basılı yayınlardan alıntılar ||  Bize Ulaşın ||  teşekkürler ||