kale arkasında maç seyrettiğimiz günlerden bir gün. ilk devre karşı kaleye hücum ediyoruz. ne yazık ki gol atamıyor ve devreyi yanılmıyorsam 1-0 geride kaybediyoruz. o arada zeki celasun olaya müdahale ediyor ve ilk devre gol atamamızı ters kaleye oynamamıza ve bizim seyredemeyecek olmamıza bağlıyor. zeki celasunun dediği çıkıyor ve ikinci devre dört golle gözlerimiz bayram ediyor. kazanıyoruz.
sezon başında ersun yanal'ın takımın başına gelmesi taraftarlarda bir heeycan yaratmıştı. sezonun ilk hafta maçında gençlerbirliği, kocaelispor'u deplasmanda 3-1 yenince istanbulspor maçını daha bir merakla beklemeye başladık. stadın çevresi normal maçlardan daha kalabalıktı. maçı "gecekondu"da izledik.
maçın daha 4. dakikasında faruk bayar istanbulspor'u 1-0 öne geçirince insanlar biraz hayıflanmaya başladı. hele bir de takım bir türlü istediği gibi oynayamayınca... ilk yarı 0-1 bitti. ikinci yarı başlar başlamaz gençlerbirliği oyunu istanbulspor yarı sahasına yıktı. hem de öyle bir yıktı k, gençlerbirliği'nin 9 oyuncusu istanbulspor yarısahasındaydı ve istanbulspor hiçbir şekilde top çıkartamıyordu. 47 ile 57. dakikalar arasında gençler 3 gol attı ve maçı koparttı ama durmak bilmedi. sürekli ataklarla istanbulspor'u yarı sahasına hapsetmeye devam etti ve 65'de skor 4-1 oldu. maç da böyle bitti.
uzun zamandır gençlerbirliği'ni rakibe karşı bu kadar baskılı oynadığını görmemiştim. o maçta tribündeki herkesin oynanan oyun karşısında gözleri parlamıştı ve o sezonun farklı geçeceği gün gibi ortadaydı.
gençlerbirliği'nde kombine bilet uygulamasının yapıldığı ilk maç. sadece kale arkası için kombine bilet çıkartılmıştı ve evde oynanan 17 maç için 20 milyon değer biçilmişti. sadece 3 istanbul takım maçında kale arkasının -o yıllar için- 10 milyon civarı olduğu düşünülürse 20 milyon 17 maç için hiçbir şeydi.
bu mac benim ilk gittigim mac olma ozelligini tasiyor. o zaman cok kucuktum o yuzden 2 sey disinda hic bir sey hatirlamiyorum. birincisi her gol oldugunda babama kimin attigini sormam ve ilk sormamdaki cevap haric hep ayni cevabi almamdi. ıkincisi ise 75 dk.de dedemin ve babamin kucaklari uzerinde uyumamdi.
gençlerbirlikli ömer abimin uzun süre gençlerbirlikli olmam ve maçlara gelmem konusunda yaptığı baskının sonuç verdiği ve "küskün bir futbolsever" olarak hem futbola geri döndüğüm hem de gençlerbirlikli olma yolundaki en önemli adımı attığım maçtır...
geçen süre zarfında birçok gençlerbirlikli taraftar, futbolcu, teknik adam, yönetici ile tanıştım. taraftarların birçoğundan futbolu sadece skor olarak takip etmemeyi, maçı izlerken sadece oynanan futbola bakmayıp, biraz da kafayı kaldırıp diğer olanlara bakmayı, tanıl abi'nin dediği gibi futbol romantizmini, futbolun maç öncesi, sonrası ve hatta maç sırasında dostlukları pekiştirdiğini öğrendim...
şöyle bir düşününce, ömer abim iyi ki kırmızı-siyah'a ilk adımımı atmamda ön ayak olmuş diye düşünüyorum...
gençler, boğa'yı perişan etti: 4-1 gençlerbirliği, sahasında karşılaştığı istanbulspor'a 4-1 yenerek, ligdeki 2. maçını da kazandı. 4. dakikada faruk'un golüyle ilk yarıyı yenik kapayan başkent ekibi, mustafa, ahmet hassan, veysel ve okan'ın ikinci devrede attığı gollerle 3 puanın sahibi oldu.
stat: 19 mayıs
hakemler: oktay demiray (**), adil sinem (**), serkan gencerler (***)
gençlerbirliği: gökhan (***)- ömer (**), el saka (***), deniz (***)- okan (***) (dk.81 serkan), mustafa (***), thomas (***) (dk.79 youla), m'bayo (***) (dk.84 korhan *), a.hassan (***), filip (**)- veysel (***)