bugünkü karşılaşma enerji ile tekniğin bir mücadelesi olacak
yekta can
nihayet büyük heyecan ve büyük imtihan günü geldi çattı. bugün dolmabahçe stadında saat 17 de avrupa futbolunda isim yapmış yugoslav mitti futbol takımı ile karşılaşacağız. son iki yıl zarfında ancak iki mağlubiyet almış ve her iki olimpiyadın finalini oynamış rakiplerimizle, ecnebilerin «sürpriz», takım olarak tanıdığı türiyenin karşılaşmasını hemen bütün avrupa merakla beklektedir. bu maç avrupa futbol klasmanınla yer alabilmek ve nihayet çifte isviçre galibiyetlerinin tesadüfi olmadığını göstermek için bizce büyük önem taşımaktadır.
bazı zaruri sebepler dolayısiyle yugoslavlar istanbula avrupa çapında şöhret yapmış kedi kaleci beara, hafbek çaykovski ve for oyuncusu bubek gibi üç kıymetten mahrum olarak gelmişlerdir. bu rakiplerimiz için bir kayıp olmakla beraber kendilerini pek sarmış olduğunu tahmin etmiyoruz. zira yerlerine koydukları elemanlar müteaddid defa milli kadroda yer almışlardır. bu durum da yugoslavların takımlarını gençleştirdikleri bir işarettir.
aynı durumu bizde de müşahede edebiliriz. futbol federasyonu son aldığı karara göre bu defa isimden ziyade oyuncuların form vaziyetini göz önüne almakta ve daha ziyade genç elemanları tercih etmektedir. bugün sahada teknik ile enerjinin mücadelesini seyredeceğiz. her iki takım da wm sistemini tatbik etmektedir. bizim saha, iklim, seyirci avantajlarımıza karşılık yugoslavlar daha tecrübeli olmak üstünlüğüne sahiptirler.
maçın neticesi üzerinde yugoslavlar daha şanslı gibi görünüyorlarsa da, bilhassa kuvvetli takımlar karşısında iyi neticeler alan ay-yıldızlı takımın sahadan bir beraberlik yahut bir galibiyetle ayrılması pekala mümkündür. işte almanya zaferi, işte isveç ve isviçre galibiyetleri, işte ispanya beraberliği, temkinli oynayacak ve seyirciler tarafından desteklenecek türk milli takımından bu zaferlerden bir yenisini bekleyebiliriz.
milli takımımızın kadrosuna gelince; maça isviçre'ye galip gelen şükrü - müzdat, basri - mustafa, a. ihsan, rober - fikret (kaptan), m. ali, garbis, burhan, ismet'ten müteşekkil tertibiyle çıkacaktır. ancak müzdat'ın oynamasına doktorlar müsaade etmediklerinden yerine ankaradan dün akşam gelerek kampa dahil olan rıdvan alınavaktır. sağbek mevkii için davet edilen galatasaraylı bülent ise son olarak iyi durumda bulunmadığını ve kendisinin bu vazifeden affını istemiştir.
buna mukabil yugoslav milli takımı sahada şu kadrosuyla oynıyacaktır: stojanoviç - stankoviç, crnkoviç - spajic, horvat, boşkov - rajov, mitiç, milutinoviç, vukas, zebec.
maçı beynelmilel yunan hakemi koata cicis yan hakemliklerini de dr. tarık özerengin ve feridun kılıç yapacaklardır.
gençlerimize bu çetin karşılaşmada başarılar dileriz.
bugün oynanacak türkiye - yugoslavya millî futbol münasebetiyle futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak gazetemize aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
«bugün oynanacak türkiye - yugoslavya millî futbol maçı şüphesiz senenin en mühim spor hareketidir. isviçreden iki zaferle dönen gençlerimizin moralleri gayet iyidir. bir talihsizlik eseri olarak müzdad'ın sakatlanması müdafaada bir boşluk meydana getirmiştir. inşallah rıdvan bu boşluğu doldurur. gençlerimiz kuvvetli rakiplerine karşı iyi bir oyun çıkardıkları takdirde hepimizin yüzünügüldürecek bir netice alacaklarına inanıyorum»
millî takım oyuncularımızın hususiyetleri ve biyografileri
nejat altav
bugün yugoslavlar karşısında çetin bir imtihan geçirecek olan milli futbol takımımız oyuncularının kısa biyografileri:
şükrü ersoy (kaleci) 1929 istanbul doğumlu. küçük yaşta futbola başlamış. 16 yaşında fenerbahçeye intisap ederek genç takımda oynamıştır. bilhâre vefaya geçen şükrü halen vatani vazifesini yapmakta ve karagücünde oynamaktadır. bir defa (a), bir defa (b) milli takımda yer almıştır.
hususiyetleri: form düşüklüğü gösterdiğinden kampa çağrılmayan turgaydan sonra aon senelerin yetiştirdiği en iyi kalecidir. blokajları emniyetlidir. topu iyi takip eder. fedakarca plonjonlariyle takımını mutlak gollerden kurtarmaktadır.
erdoğan akın: (kaleci) 1930 izmir doğumlu. futbola forvet olarak başlamış, esas mevkiini bilahâre 1949 da göztepe kulübünde iken bulmuştur. 952 de adalete geçmiştir. 2 defa (a), 2 defa (b) milli takımlarında oynamıştır.
hususiyetleri: gayet çevik ve iyi top takip eder. kaleci şükrünün yedeği idi. ancak son dakikada ayağındaki arızası nüksettiğinden yerine salahattin çağırılmış bulunmaktadır.
müjdat yetkiner: (bek) 1924 ta istanbulda doğmuştur. meşin topa forvet olarak başlamıştır. fenerbahçe takımının hemen her tarafında oy namıştır. 12 defa milli.
hususiyetleri: futbolu tam olarak hazmetmiştir. her iki ayağına hâkimdir. mükemmel bir (w m) oyuncusu. ayağındaki arızası bizim için büyük talihsizliktir. yerine ankaralı rıdvan çağırılmış tır.
basri dirimli: (sol bek) 1930 da silistire'de doğmuştur.. futbola eskişehir demirspor'da başlamıştır. vatani vazifesi dolayıiyle ankara'ya gitmiştir. halen havagücünde tescillidir. 3 defa milli olmuştur.
hususiyetleri: havadan hakimiyet ve rakip takımın oyununu bozuşu başlıca meziyetleridir. sol ayağı daha kuvvetlidir. takımında ortahaf oynamaktadır.
gökçen dinçer: (yedek bek) 1935 istanbul doğumlu. futbole çengelköyünde başlamıştır. bir sezon beylerbeyindo oynadıktan sonra 952 de adalete geçmiştir. 4 defa genç, 1 defa (b) millidir.
hususiyetleri: genç yaşına rağmen futbolda gösterdiği yüksek kabiliyeti dolayısiyle milli kadroya alınmıştır. kulübünde orta haf oynamakta, mili takımda bek yedeği.
mustafa ertan: (sağ haf) 1928 de bursada doğmuş ve fut bola orada başlamıştır. bilahare adana milli mensucat takımında yer almış, askerliğte ankaraya gelmiştir. halen karagücünün kaptanlığını ifa etmektedir. 8 defa milli formayı giymiştir.
hususiyetleri: milli takımın en teknik oyuncularından. müstakar oyunu ile ay - yıldızlı formada hakkı olan yerini almıştır ve uzun zaman da muhafaza edeceği umulmaktadır.
ali ihsan karayiğit: (sol haf) 1927 de manisada doğmuştur. futbola olan yüksek kabiliyetini hemen belli etmiş ve beşiktaşa geçtiği günden beri orta haf mevkiinin rakipsiz adamı olmuştur. 13 defa (a), 1 defa (b) milli takımında oynamıştır.
hususiyetleri: ayağına hakimiyeti, akın kesme ve hücum hattını beslemesiyle beşiktaşın ve mili takımın en esaslı unsuru. havadan üstünlüğünü ve bilgili oyununu da zikretmek icap eder.
rober eryol: (sol haf) 1930 da mersinde doğmuştur. futbola istanbulda talimhanede başlamıştır. 1947 do galatasaraya girmiş genç. (b) ve (a) takımlarında oynamış ve üç sezondur devamlı olarak birinci kadroda yer almaktadır. 1 defa (a), 2 defa (b) milli takım formasını giymiştir.
hususiyetleri: ileri geri çalışması, forvet hattını layıkiyle desteklemesi, maç esnasında aklını ve dikkatini sadece topa ve oyuna hasretmesi başlıca meziyetleridir.
akgün kaçmaz (yedek haf) 1935 ankara doğumlu. futbola doğansporda başlamış bir mevsim sonra hacet tepeye oradan da fenerbahçeye gelmiştir. 4 defa genç, bir defa (b) millisi.
hususiyetleri: müthiş enerjik, topu ayağından bırakmak istemez, ilerde daha «teknikleşeceği» muhakkak. milli takımın haf yedeği.
fikret kırcan: (sağ açık) 1920 de istanbulda doğmuştur. feneryolunda futbola başlamış 1933 te fenerbahçeye girmiş ve o 1933 te fenerbahçeye girmiş ve o günden beri. sarı - lâcivert takımda oynamaktadır. 7 defa milli formayı giymiştir.
hususiyetleri: türk futbolunun yetiştirdiği nadir kıymetlerden biridir. milli takım ve fenerbahçe kaptanı ayağını aklıyle idare etmesi en büyük hususiyetlerinden. top sürüşleri, ortaları ve isabetli frikikleriyle karşı taraf için en tehlikeli oyuncudur.
m. ali has: (sağ iç) 1927 de istanbulda doğmuş ve meşin topa beykoz çayırında başlamıştır. 5 sene beykoz birinci takımında oynadıktan sonra 1948 de fenerbahçeye geçmiştir. 13 defa milli, 11 (a), 2 defa genç milli takımda yer almıştır.
hususiyetleri: topa olan hakimiyetidir. fiziki yapısı futbola elverişlidir. fazla dripling yaptığı ve ayağında top tuttuğu zamanlar takımına zararlı olmaktadır. sağda oynayacaktır.
garbis istanbulluoğlu: (santrfor) 1927 de istanbulda kumkapı'da doğmuştur. futbola kadırga'da başlamış, gayri federe kulüplerde yer aldıktan sonra taksime geçmiş, vatani vazifesine müteakip 1949 da taksimden vefaya girmiştir. 3 defa milli olmuştur.
hususiyetleri: fevkalâde cevval, son senelerin en iyi santrforlarından. her iki ayağına ve kafasına hâkim. 90 dakika rakip müdafaayı karıştırabilecek enerjiye sahip. topla fazla oynamadığı zamanlar daha randımanlı olduğu muhakkak.
burhan sargın: (sol iç) 1929 ankara doğumlu. ilk kulübü hacettepe. 947 den 951 e kadar hacettepede oynamış bilâhare fenerbahçeye intisap etmiştir. 3 defa milli olmuştur.
hususiyetleri: top sürüşleri fevkalade. son derece fırsatçı gayet girgin ve kıvrak oyun tarzı var. bir ismide: «ankara canavarı» geçen yılın ankara gol kralı ve bu senenin istanbul ikincisi.
ismet yamanoğlu: (sol açık) 1925 te izmirde doğmus ve futbola orada başlamıştır. 944 de beşiktaş'a 947 de elektriğe geçmiş, bir sezon sonra da vefaya intısap etmiştir. 8 defa (a), 1 defa (b) milli takımında yer almıştır.
hususiyetleri: gayet sıkı sol şütlere malik. top söküş ve pas tevziatı ile for hattını isletmektedir. futbolda ciddi çalışması hakkı olduğu yeri kendine verdirmiştir.
ali erener: (yedek sağ açık) 1930 da izmir de doğmuştur. 945 te karşıyaka birinci takımında yer almış, 950 de vefaya girmiştir. milli takımın sağ açık yedeği.
feridun bugeker: (yedek santrfor) 1933 istanbul doğumlu. küçük yaşta meşin topun peşimde koşmağa başlamış, mahalli kulüplerde oynadıktan sonra 949 da beyoğluspor'a girmiş ve derhal birinci takımda yer almıştır. 952 de fenerbahçe'ye geçmiştir. aynı zamanda atletizmle de meşgul olur. 100 m yi 11.3 ve 200 m yi 24 sani. katetmektedir. 1 defa (a), 1 defa (b) milli takımda oynamıştır. bu maçta santrfor yedeği.
garbis baklaoğlu: (sol açık yedeği) 1930 istanbul doğumlu. futbola şişlide başlamıştır. ilk tesçilli kulübü taksimdir. fenerbahçe ve galatasatayda oynadıktan sonra 952 de vefa'ya geçmiştir. 1 defa (b) millisi. bu maçın sol açık yedeği.
yugoslavlar beraberlik golünü ancak oyunun bitmesine bir dakika kala atabildiler
günerden beri neticesi merak ve heyecanla beklenen türliye yugoslavya milli futbol maçı dün 22.467 seyirci önünde oynanmul ve 2-2 beraberlikle sona ermiştir.
son aylar içinde yaptıkları 6 milli karşılaşmadan 5 ini kazanan birinde de berabere kalan yugoslav oyuncular nasıl bu devamlı muvaffakiyetlerin verdiği emniyetle sahaya çıktılarsa, bizim çocuklar da isviçrede elde ettikleri galibiyetlerle nefislerine itiması artmış olarak oyuna başlayacakları ümit edilirdi.
fakat yugoslav futbolunun dünya dev futbolcuları ile hem ayar olduklarını, ingilterenin meşhur gal milli takımını bile 5-2 yendiklerini bir türlü unutamayan ve bu tesirden kendilerini kurtaramayan oyuncularımız, ilk devrede heyecanlarını bir türlü yenemediler ve itiraf etmek lâzımdır ki, tamamen tedafük ve gayret pasif bir oyun çıkardılar.
bu yanlış taktik, tabiatiyle neticesini gösterdi ve birinci devre 1-0 misafir takımın legine neticelendi.
vakıa bu netice korktuğumuz kadar acı değildi. fakat oyunun seyri gösteriyordu ki ikinci devrede de aynı şekilde hareket edilirse büyük farkla mağlûp olmamız mukadderdi.
stadı dolduran 20 şu kadar bin kişi, devre arasında bu endişesini belirtmekten geri kalmıyor, taktiğin muhakkak değiştirilmesi lüzumu üzerinde duruyordu.
15 dakikalık devre arasında soyunma odasında neler oldu bilmiyoruz. fakat muhakkak olan bir şey varsa o da şudur ki, ikinci devre başlayınca artık o çekingen, heyecanına hakim olamayan çocuklar yerlerini arslanlar gibi çarpışan, mütemadi hamleleriyle karşı taraf oyuncularını şaşırtan, bilhassa varlıklarını ve kudretlerini rakiplerine kabul ettiren şahlanmış bir takıma terketmiş oldular.
birinci devrede saha ve top yugoslavların hakimiyeti altında idi. ikinci devrede bunun tam aksine şahit olduk. hele burhan, yugoslav kalecisini şaşırtan güzel bir vuruşla beraberlik golünü atınca ilk 45 dakikalık endişe ve hüsran büyük bir sevinç ve yavaş yavaş galibiyet ümitlerine inkilâp etti. burhanın golü koca stadyomu sevinç avazeleri ile inletti. bu gol seyircilere zevkine doyum olmaz dakikalar yaşattı. burhanon golü, yalnız beraberliği temin etmekle kalmadı, eşiğinde olduğumuza hepimizin inandığımız galibiyet golünün de arkadan geleceğini bize müjdeledi.
hemen hemen 25 bin kişi bu ilinci golün tahakkıkını tek bir kalb halinde bekliyordu. fikret, futbolumuzun bu pırlanta çocuğu, bizi fazla bekletmedi. artık spor edebiyatımızda yer eden meşhur «fikret frikiği» ile meşin topun bir mermi hızı ile rakip kaleye ikinci defa girmesini temin etti.
işte o anda stad hakikaten görülmeğe değer bir hal aldı. yer yerinden oynuyordu sanki. yugoslavların hani şu olimpiyatlarda finale kalan, bir çok memleketleri bir bir peşi sıra yenen yugoslavları, mağlup etmiştik.
fakat birden bire sahada yine bir değişiklik oldu. yine yugoslavlar görünmeğe, hissedilmeğe başladı. bu büyük muvaffakiyet bir taktik hatasına kurban mı edilecek? mamafih üzülecek bir şey yok. oyunun bitmesine beş dakika kaldı. nasıl olsa bizimkiler bu galibiyetin üstüne oturmasını bilirler. evet. yugoslavlar ağır basmaya başladılar. bizim nısıf sahamıza yerleştiler amma oyun 4 hatta 3 dakika sonra bitiyor. fakat yugoslavlar son dakikada beraberlik golünü çıkardılar.
ve böylece biz, endişeden ümide, ümitten heyecana, heyecandan sevince ve son dakikada elden kaçırılmış büyük bir muvaffakiyetin verdiği yese kadar türlü duygular içinde bocalamış, bunalmış vaziyette stadyomdan ayrıldık.