ilk basımı 1996 yılında olan cem atabeyoğlu'nun "istanbulspor kulübü" kitabından;
1962-63 sezonunda, ilan edilenin aksine 22 takım arasında oynanan türkiye ligi'nde nitekim bu iyiye gidiş" kendini puan cetvelinde de belli etti. 11'er takım arasındaki grup maçlarında istanbulspor, yer aldığı beyaz grup'ta dönemin kuvvetli ekipleri beşiktaş ve fenerbahçe'nin ardından üçüncü sıraya yerleşiyordu. 12 takım arasında oynanan final grubunda ise galatasaray, beşiktaş, fenerbahçe ve altay'ın arkasından türkiye 5.ligi gibi küçümsenemiyecek bir derece alıyordu. o sezonun şampiyonu 22 maçta aldığı 32 puanla galatasaray'dı. istanbulspor şampiyon galatasaray ile oynadığı ilk maçı 6-0 kaybetmiş, ikinci maçta ise 0-0 berabere kalmıştı.
transferde toplam 2.422.000.-tl harcanan bu sezonun başında istanbulspor, beşiktaş'tan bahattin'i, taksim'den salih'i transfer ederken, garbis, aleko, tuncay, nevzat, ve kaleci metin gibi iyi oyuncularını kaybediyordu! istanbulspor'un bu sezonki kadrosunda ise şu oyuncular vardı: kaleciler; yılmaz ve mete bekler; kemal, erol, yalçın ve yüksel haflar; yılmaz, ercan! kenan, güngör, nejat, hüseyin, b. güngör ve erdoğan forvetler; kasapoğlu, ahmet, hasan, mustafa, bilge, ihsan, salih, arif ve haluk. takımın antrenörlüğünü aydemir nemli yaparken umumi katipliğe yönetim kurulu murakıp üyesi orhan yanıkoğlu getiriliyordu. bu ligde grup ve final olmak üzere toplam 42 maç oynamış, 14'ünü kazanmış, 17'sinde berabere kalmış ve 11 'ini kaybederken attığı 47 gole karşı 51 gol yemişti. beyaz grupta önce beşiktaş ve fenerbahçe'nin ardından 3. olan istanbulspor final grubunda da galatasaray beşiktaş fenerbahçe ve altay'ın ardından beşinci oluyordu.
42 maçlık büyük bir maratonda elde edilen sonuçlar da klasmandaki sıralamalar kadar başarılıydı.
1962-1963 sezonunda acı bir de kaybı oldu istanbulspor'un. külübün kurucularından ve türk futbolunun ilk büyük hakemlerinden biri olan kemal halil gürgen'i 17 kasım 1962'de kaybetmişti sarı-siyah'lı camia.
o sezon türk futbolu iki büyük hakemini daha yitirdi: şazi tezcan ve sulhi garan. istanbulsporluları sevindiren bir olay ise kaptan güngör'ün 27 mart 1963' de mithatpaşa stadında oynanan milli maçta sağhaf olarak görev yapmasıydı. ancak milli takımımız buz gibi soğuk bir havada oynanan bu maçta italya'ya 1-0 mağlup oluyordu.
tekbik komite üyeleri çarşamba gübü kadronun son şeklini tespit edecekler
teknik komite 27 marttaki italya milli maçı için tespit edilen kadroya bir santrhaf aramaktadır.
komite azaları son haftalarda başarılı maçlar çıkaran istanbulspor santrhafı güngör'ün ismi üzerinde durulduğunu açıklamış ve bu futbolcunun kadroya çağırılabileceğini bildirmişlerdir.
geçtiğimiz haftanın milli lig maçlarını takip eden komie çarşamba gübü toplanarak kadrounun son şeklini tespit edecektir. istanbuldaki maçları seyreden teknik komite mensupları milli kadroya tavsiye edilen birol ve güven'i beğenmemişlerdir.
ankaragücü santraforu ertan, milli kadrodan affını istemiştir.
teknik komite, dün geç vakitlere kadar toplanmış, raporlu futbolcular ile lefter'in durumunu görüşmüş kesin bir karara varamamıştır. teknik komite'ye yakın çevrelerden haber verdiğine göre, kamp kadrosu raporlu üç futbolcu ali ihsan, özer ve hüseyin'in namzet listeden çıkartılması ile kurulacaktır. komite, ankaragüçlü ertan'ın af talebini de karara bağlıyacaktır.
son altı ay içerisinde, italya'da ilk ağır mağlûbiyeti stadi olimpico'da fuar kupasında roma karşısında altay aldı: 10-1. bunu, comunale stadında milli takımımızın 6-0'lık bozgunu takip etti. sonra san siro'da avrupa kupası maçına galatasaray, milan önünde bir sabun köpüğü gibi eridi: 5-0
italya'da bu gidişle türk futboluna mezar olmayan saha kalmayacak.
milli takım namzetlerinin evvelki gün kasımpaşa ile yaptığı hazırlık maçına mazeretsiz olarak katılmayan g. saraylı metin oktay milli kadrodan ihraç edilmiştir.
durumu futbol federasyonuna bildiren teknik komite aldığı bu karardan sonra beşiktaşlı birol'u italya milli maçı için kampta bulunan namzed kadroya çağırmıştır.
galatasaray'la birlikte milano'ya giden ve şahsi işleri sebebiyle italya'da kalan metin oktay'ın izinsiz olarak milli takım çalışmalarına katılmaması sebebiyle futbol federasyonu tarafından da merkez ceza heyetine verileceği bildirilmektedir.
teknik komitenin metin oktau'ın milli kadrodan çıkarılışı hakkındaki kararında şöyle denilmektedir, «19 mart 1963 günü kasımpaşa ile yapılan milli takım hazırlık maçına mazeretsiz olarak katılmayan galatasaray'lı metin oktay'un bu davranışı disiplinle ilgili prensiplerimize aykırı görüldüğünden milli takım kadrosundan ihracına ve durumun futbol federasyonuna bildirilmesine karar verilmiştir.»
metin ceza heyetine veriliyor
metin oktay'ın merkez ceza heyetine verileceğini açıklayan futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak, «bir milli maçı bu kadar hafife alan bir sporcunun, teknik komite tarafından bu şekilde bir karar alınmadığı takdirde dahi, milli takıma bir faydası olamazdı. bu vesile ile üzüntülerini bildirmek isterim» demiştir.
galatasaray kulübü ihraç kararı hakkında herhangi bir açıklama yapmamıştır. idareciler metin oktay'ın salı gübü ismi tespit edilemeyen bir şehirde kulübe telefon ettiğini ve bir azaya, «elinde olmayan sebepler yüzünden istanbul'a ve milli takım çalışmalarına gelemediğini» bildirdiğini söylemiş ve durumun yıldırım telgrafla futbol federasyonuna duyurulduğun ilâve etmişlerdir.
teknik komite, milli lig maçlarındaki sakatlanmalar sebebiyle milli kadroda yer alan futbolcuların kulüplerinin lig maçlarında oynatılmamaları için teşebbüse geçmiştir.
italya milli maçına hazırlanan milli takım kadrosundan teknik komite kararı ile çıkartılan g. saray'lı metin oktay şehrimize dönmüştür.
galatasaray kulübünden, kadrodan ihraç haberini öğrenen milli futbolcu futbol federasyonu başkanı ve teknik komite üyeleriyle görüşmek üzere geç saatlere kadar teşebbüslerde bulunmuştur.
kendisini italyadan getiren uçağın çok geç saatlerde istanbula vardığını, fazla yorgunluk yüzünden kampa gidemediğini bildiren oktay'ın tekrar kadroya alınıp, alınmayacağı husus belli olmamıştır. teknik komite üyelerinden turhan barlas, kararın değişmeyeceğini bildirmiş ve metin'in federasyon başkanı ile yaptığı görüşmeden haberi olmadığını söylemiştir.
orhan şeref apak, milli takımımızın bologna'daki 6-0'lık maça nisbetle daha kuvvetli olduğunu söyledi
namzet takım dün son defa kamp yerinde antrenman yaptı
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak «milli takımımız italya'da 6-0 mağlûp olduğu maça nisbetle daha kuvvetli durumdadır» demiştir.
çarşamba akşamı yapılacak revanş karşılaşmasına büyük iddialarla çıkmadığımızı açıklayan federasyon başkanı milli takımımızın farklı mağlûbiyetinin arızi bulunduğunu ifade ile şunları söylemiştir: «bu defa italyanların karşısına kendi sahamız ve kendi seyircimiz önünde daha diri futbolculardan kurulu bir ekiple çıkıyoruz.» demiştir.
metin ve lefter'in milli kadronun dışında kalışı için «futbol kollektif bir oyun. bazen büyük şöhretler takım için zararlı olur.» diyen apak, sözlerine şunları ilâve etmiştir:
«teknik komitenin mevcut futbolculardan en iyilerini seçerek bir takım kurduğuna inanıyorum. gerçi, şu anda takımımızın bazı noktaları zayıftır. ancak, seçilenler kendilerine verilen taktiği yapabilecek forma ve fiziki kuvvete sahiptirler. italyanlar bizden fersah fersah ilerdeler. bunu biliyoruz. ama mithatpaşa'da bologna'daki gibi gafil avlanmıyacağımızı söyleyebilirim.»
milli takım kampındaki futbolcular dün sabah yeşilyurt'ta hafif bir antrenman yapmışlar, öğlden sonra beşiktaş - vefa maçını seyretmişlerdir. namzetler akşam üzeri de bir sinemada film seyretmişlerdir.
çarşamba günü m. paşa'da milli takımımızla 6-0'ın revanşını oynayacak olan italyan'lar bu gece istanbul'da
tek seçici fabbri gazetecilere "2. tur avantajımız büyük, buna rağmen yine de zorlu bir müsabakaya çıkacağız" dedi
d. benby milano'dan bildiriyor
italya milli futbol takımı, çarşamba günü mithatpaşa stadında türk milli takımı ile oynayacağı avrupa milletler kupası revanvş maçı için bugün özel bir uçakla istanbul'a giderektir.
fabbri'nin perşembe gübü coverciano'da kampa aldığı ve bir antrenman maçında denediği «vieri - maldini, facchetti - tumburus, salvadore, trapattoni - orlando, bulgarelli, sormani, corso, menichelli» den kurulu onbiri çarşamba günü türk milli takımına karşı çıkaracağı bilidirilmektedir.
milli takım tek seçicisi fabbri istanbuldaki revanşa 3 gün kala kendisinden düşüncelerini soran basın mensuplarına ihtiyatlı bir dil kullanmış ve ı«bologna'daki maçı 6-0 kazanmıştık. bu, avrupa kupasında ikinci tura yükselebilmek için mühim bir avantajdır. buna rağmen, istanbul'da da takımımızı zorlu bir müsabakanın beklediğini belirtmek isterim. kısacası tiırklerle kendi sahalarında mücadeleye gidiyoruz.» demiştir.
türkiye - italya milli futbol takımları bugün mithatpaşa stadında saat 15.30 da bir kere daha karşı karşıya geleceklerdir.
müsabaka avrupa milletler kupasının ilk turuna dahil bulunmakta ve mlli takımımızın bologna'da 6-0 kaybettiği maçın revanşını teşkil etmektedir.
bulgar federasyonundan dimitri atanasof djonev'in idaresinde yapılacak bu karşılaşmaya türk ve italyan milli takımları aşağıdaki tertipleriyle çıkacaklardır.
milli takımımızı bu büyük maça hazırlayan antrenör bülent eken «ümitsiz olmak için sebep yok. takımda yer alan bütün futbolcularımıza güveniyorum. seyircinin teşviki, kazanma arzumuzu daha da kuvvetlendirecektir.» demiştir.
itayan futbol otoriteleri ve tarafsız çevreler kendi sahamızda ve seyircimiz önünde oynayacağımız bu milli maçta kuvvetli görünüşe sahip italyanları favori kabul etmekte ve bir beraberliğin gençleştirilmiş türk takımı için büyük başarı sayılacağını belirtmektedirler.
fabbri 6-0'a rağmen korkuyor
italya milli takım tek seçicisi fabbri, takımının bologna'da temin ettiği 6-0'lık büyük skora rağmen ir sürptizden çekindiği söylemiştir.
«ötedenberi iddia ediyorum ki, türkler nerede oynarlarsa oynasınlar, her rakip için tehlikelidir. bu defa istanbul'da onlarla mücadele edeceğiz. korktuğumu tekrarlamak isterim»
italya milli takımı dün sabah mithatpaşa stadında çok hafif bir antrenman yapmıştır.
mithatpaşa stadında bugün saat 15.30 da italya ile türkiye arasında oynanacak milli maçı istanbul radyosu naklen yayınlayacaktır.
diğer taraftan mithatpaşa stadında yapılacak bu büyük maçı 45 bin kişi seyredebilecektir.hava raporu
hava durumu
bugün şehrimizde hava az bulutlu sabahleyin yer yer sisli geçecek. rüzgârlar değişik yönlerden esecek ve en yüksek hava sıcaklığı 15'ten düşük hava sıcaklığı ise 3 derece olacaktır.
«türk takımlariyle yaptığımız maçları kazanmış olmamız, istanbul'da da galip geleceğimize bir işaret sayılmamalıdır. futbolda talihsiz bîr devre geçiren rakiplerimizin bir kuvveti ve heyecanı olduğuna inanıyorum. bu noktayı, gerek bologna'daki milli maçtan, gerekse galatasaray'la oynadığımız avrupa şampiyon kulüpler kupası karşılaşmalarından evvel belirtmiştim. bugün aynı sözleri tekrarlayacağım. italya milli takımının kaptanı olarak bugünkü maçtan da çekiniyorum. türklerin kendi sahalarında önüne gelen bütün rakiplerini bir fırtına kuvvetiyle silip süpürduğünü biliyorum. bugünkü maç için söyleyeceğim en son söz şudur: oyun ortadadır.»
turgay "ümitsiz değiliz"
«italyanlarla bizim futbolumuz arasındaki farkı öğrenmeyen kalmadı. biz, hala bu işin emekleme devrini yaşıyoruz. onlar ise her gün ileriye doğru biraz daha merhale yapıyorlar. takım olarak italya maçına eldeki imkânlar nisbetinde çalışıp, hazırlandık. gönül, futbolda bu kadar iddialı bir ekip karşısına daha iyi şartlar altında çıkmamızı arzu ederdi. ancak, bu sözlerim bir ümitsizlik mânasına alınmamalıdır. çok ümitsiz olduğumuz maçları kazandığımızı hatırlıyorum. ben ve genç arkadaşlarım, mükemmel sayılabilecek imkanlar içersinde hazırlanmış italyanlara karşı büyük bir enerji ve arzu ile oynayacağız. yüzde yüz favori onlar değildir.»
lefter: «herşeyden önce milli takımımızın onbirini teşkil eden arkadaşlarıma güvenim sonsuzdur. kimsenin tahmin edemediği başarıyı mutlaka göstereceklerdir. italyan müdafaa oyuncuları muhakkak ki çok kuvvetli fakat forvet ise, italyanın asıl değerini gösterecek kuvvette değildir. bu bakımdan müdafaamız iyi bir gününü yaşarsa italyan forvetinin değil skor yapmaları, tek gol dahi atmaları zordur. şahsen, en kötü neticenin beraberlik olacağı kanaatindeyim. şu anda kalbimiz tek bir vücut alarak mithatpaşa'daki ay - yıldızlı onbirimiz için çarpıyor. allah yardımcıları olsun.»
metin: «milli kadro dışında kaldığıma üzgünüm. halbuki kendimi bu maça hazırlamıştım. istedim ki, italyanlara karşı kendi sahamızda yapacağımız bu maçta oynayabileyim. olmadı. kısmet değilmiş. ancak, bugün milli takımın dışında kalmış olmakla beraber, en az takımda yer alacak arkadaşlarımdan herhangi biri gibi heyecanlı, arzulu ve ümitliyim. bugün, futbolda parlak bir devir yaşayan italyan futbolunun temsilcilerine karşı ay - yıldızlı formayı taşıyacak kardeşlerimle beraberim, inancımı iki kelime ile ifade etmek isterim: çocuklara güveniyorum.»
milano'da bir türk gazeteci arkadaşım «türk futbolcularının italyan antrenörüne ihtiyacı var» demişti. ben, bu sözü biraz mübalâğalı bulmuştum. zira arkadaşım, bu tezi ileri sürerken, italyan antrenörlerini yükseltiyor, ben ise, türklerin o kadar boş olmadıkları inancını taşıyordum.
benim için türk futbolu iyi bir yoldadır. teknik bakımdan büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. topu iyi kullanıyor. iyi dripling yapıyor. fakat paslaşamıyorlar. bu tecrübesizlikten ileri gelmektedir. bu, topun deplasman yapmasında ve taktikte büyük rol oynamaktadır sürgü sistemini iyi bilmedikleri için bilhassa adam adama oyunda yumuşak kalmaktadırlar.
bana söylediklerine göre: türkler bugün sürgü sistemini tatbik edecek, belki yenilmiyecek ve belki de aradaki açık farkı kapatabileceklerdir. böylece bolognada'ki açık fark bir daha tekerrür etmiyecektir.
beynelmilel alanda isim yapmak zordur. fakat, bana göre türkler iyi bir noktaya varmış bulunuyor. bunun en canlı misali, memleketimizde türk futbolcularının bulunmasıdır. antrenör bülent eken'in sürgü sistemini niçin tatbik ettiğini biliyor musunuz?
çünkü bu sistemi bizden öğrendi. sürgü sistemi hakiki futbol için güzel değildir. ancak netice için çok mühim bir silahtır.
türk futbolu lehinde diğer bir notum da, italya'da olduğu gibi çok genç elemanlara sahip olmasıdır bu durumu bugün italya karsısına çıkacak türk takımında göreceğiz. teknik adamlarınıza, büyük bir cesaretle takımlarda genç futbolculara yer vermelerini tavsiye ederim. bu cesaret, her zaman mükafatını gösterecektir. sempatik türk futbolcularının bu mükâfatı elde etmelerini candan arzuluyorum...
türkiye - italya millî maçını radyodan nakledecek olan carosio, dakikada 180 kelime söylüyor
yukarıda resmini gördüğünüz adam bir dünya rekortmenidir... ismi nicola carosio, milliyeti italyan bu rekortmenin...
nicola carosio, dünyanın en hızlı konuşan insanıdır... italyan gazetecileri merak etmişler, kronometre tutmuşlar. elde edilen netice şu: carosio, 1 dakikada tam 180 kelime konuşuyor... carosio, bu skora, futbol sahalarını kuş bakışı gören camlı kuleler arasında erişmiştir... 31 senedir maç spikerliği yapan ve yaşı 50'ye yaklaşan uzun boylu, sempatik ve haliyle çok konuşan carosio, italyan gazetecilerinin istatistik merakına rağmen «dünyanın en hızlı konuşan adamı olmak iddiasında değilim.» demiştir. carosio aslında, büyük şöhretini bir kenara bırakarak alçak gönüllülük göstermektedir. zira, bugün futbolun oynandığı memleketlerden hangisine giderseniz, gidiniz, carosio ismini duyacağınız muhakkaktır. dünya kupaları, olimpiyatlar, büyük turnualar, milli maçlar ve italya ligleri carosio'ya dünyanın en hızlı konuşan adamı olmak ünvanı yanında, dünyanın en iyi spikeri hüviyetini de kazandırmıştır...
nicola carosio bugün mithatpaşa stadında oynanacak türkiye - italya milli maçını roma radyosu kanalıyla memleketine duyuracaktır. bu vazife ile şehrimizde bulunmaktadır.
şöhretli spiker dün mithatpaşa stadında italyan milli takımının yaptığı antrenmanı takip ederken türk basın mensuplarıyla şakalaşmış ve maç hakkındaki düşüncelerini soranlara şu cevabı vermiştir: «türk milli takımının kendi sahasında harikalar yarattığını duydum. herşeye rağmen heyecanlı bir maç bekliyorum...»
mithjatpaşa stadının deniz tarafındaki tribünler üzerinden yükselen dolmabahçe camiinin minarelerinden birini işaret eden caroslo «müezzinler, maç başlarken ezan okuyacaklar mı?» sorusunu sormuş ve deha sonra bir ezanın kaç dakika sürdüğünü öğrenmek istemiştir.
stad: communale. günlerden 2 aralık 1962 pazar... ve türk millî takımı italya karşısında bir sabun köpüğü gibi eriyerek sahadan başı önünde 6-0 mağlûp çıkıyor.
o gün, ay-yıldızlı formayı sırtında taşıyan gençlerle birlikte bolagna'nın meşhur stadında bir avuç türk varız. bir ağızdan milli marşımızı söylüyoruz: «korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak»
heyecanlıyız, italya'nın kuvvetini biliyoruz. fakat yine de ümitliyiz... 1961'de de rus milli takımının karşısına moskova'da çıkarken heyecandan titrediğimizi hatırlıyoruz. «ya büyük bir bozguna uğrar», «ya farklı mağlûp olursak?» allah esirgesin diyoruz kendi kendimize... duamız tutuyor olmalı. kuvvetçe hiç bir zaman italya'dan aşağı olmayan rusya ve bir tek golle mağlup oluyoruz. hem de tesadüfi bir golle. bologna'daki maçdaki iyimserliğimiz, ümidimiz, buradan geliyor. türk milli takımı hiç beklenmeyen zamanlarda mucizeler yaratan bir ekip...
neden aynı mucizeyi burada da tekrarlamasın? neden daha italya topraklarına ayak bastığımız zaman bıyığımızla, sakalımızla, kıyafetlerimizle alayu eden ve bizi küçük gören italyan'lara karşı direnmesin. pna kuvvetimizi göstermesin... fakat maalesef milli marşın havası tam 20 dakika devam ediyor.
akabinde büyük hatalar ve peş peşe sıralanan goller... kalbimize bir ok gibi saplanıyor. evet, saatler, oyunun 33. dakikasını gösterdiği zaman biz 4-0 mağlûp duruma düşüyoruz. taktik, kademeli müdafaa, çift santrfor, açıklarımızın karşı tarafın açıklarını marke etmesi gibi laflar, birer hayal balonu olarak uçuyor... ve biz tribünlerde tıpkı sahadaki onbir gibi elimiz böğrümüzde bu hezimeti gözlerimiz dolu olarak seyrediyoruz.
bugün 27 mart 1963. aradan tam 115 gün geçti. fakat bozgunun hatırası hala hafızalarımızda demir bir çubuk gibi çakılı duruyor. «ah» diyoruz. «gençlerden kurulu olan takımımız bugün bir şeyler yapabilse.»
taktik, «4-2-4», «wm» volan santrhaf... neyiniz varsa koyun ortaya gençler... ve hafızamızdaki bu paslı çubuğu çıkarmasanız dahi hiç olmazsa yerinden kıpırdatın. bu, aynı zamanda da gözümüzde devleştirdiğimiz, italyan futbolu komplekslini silmek için attığımız bir adım olacak...
bu yaşta nerede o eski deliksiz, gamsız uykular. her gece yatağa gittiğinizde sanki kafanızdan bir türlü kovamadığınız aşırı vazifeşinas ukala bir muhasebeci oturup, günün muhasebesini yapar da yapar... hele şu milano dönüşü büsbütün bir hal oldu uykularıma. elektriği söndürüp gözlerimi yumunca kafamın içinde binlerce mumluk projektörler yanıveriyor. bunlar san siro'nun dev projektörleri. stadın muhterem tribünlerini aydınlatıyorlar. sahada gururla, güvenle, istihza ile top koşturan kırmızı - siyahlı futbolcuları aydınlatıyorlar. sırtlarındaki numaralar da, davranışları gibi bambaşka onların. beşin, sekizin, dokuzun yanlarında sanki yığınla sıfırlar var. milyonlar takımı bu... o dev projektörler, o muhteşem tribünler ve o milyonluk formalar âdeta eziyor beni... küçülüyor, küçülüyor, çimlerin dibine giriyorum. oradan beni nasıl olsa çiğneyecek sağlam kudretli kramponlara bakarak, utanarak, üzülerek sesleniyorum: «bu utanç hakkımız mı bizim?»
***
bu mevsim pek üstüste kahredici silleler yedik italyan futbolundan. zaman zaman ayar futbollarla pek ala baş etmişken, artık adeta alerjimiz var italyan futboluna karşı... onu karşımızda görünce bayağı tersimiz dönüveriyor. fakat işte gene karşıkarşıyayız bugün mithatpaşa'da...
şimdiden bir eziliş büzülüş içindeyiz hepimiz. sanki bir yüksek atlayıcımız brumel ile çekişecekmiş filan kadar imkansız, gülünç görüyor gibiyiz işi... hele bakın şu inyor fabbri'ye. iki galibiyetle küçük napoleon adını alıp çıkmış orta yere... sizler ise futbolcu kardeşlerim, hakiki napoleon'un ordularını akka kalesinde perişan eden cezzar ahmet paşa'nın torunları değil misiniz? biliyorum, bu asırda sadece dede mirası manevi kuvvetlerden medet ummak hiç de realist bir davranış değil... orasını da, bizleri yalnız bu imkanlarla başbaşa bırakanlar düşünsün...
sizler! gelin bugün de herşeye rağmen ellerinizden- ayaklarınızdan gelenden fazlasını yapmaya çalışın...
bizler de azimlerinizi, gayretlerinizi büsbütün bilemek için bıkmadan, usanmadan sizleri alkışlayalım. ve inşallah «bu utanç hakkımız mı bizim?» diye bir kere daha sormağa mecbur kalmıyalım.
utanmayı da, sporumuzu imkansızlıklar, düzensizlikler içinde sürdüregidenlere bırakalım...
geçenlerde yazdığım "italyan heyûlâsı" isimli yazının kasdettiği manayı, bugünkü italya maçını oynayacak milli takımımıza taşıdığı büyük ehemmiyetten dolayı, bir kere daha hatırlatmak isterim.
karşınızda, son olayların devleştirdiği, insan üstü kudreti haiz bir takım mahluklar yok, sizin yaşınızda sizin kabiliyetinizde on bir delikanlı vardır.
bu sebeple, mahkûm bir haleti ruhiyeye kapılmayınız ve varınızla yoğunuzla mücadele ettiğiniz takdirde, mücadeleden başarıyla çıkabileceğinize inanınız.
yapacağınız mücadeleye ait taktik planının başarı ihtimalini âzamiye çıkaran bir anlayışa düşünüldüğü bir hakikattir. bu plan içinde, hepiniz, üzerinize düşen vazifeleri, iyice öğrendiniz. heyecana kapılıp, oyunu kendi bildiğiniz gibi götürmeyiniz ve sizden istenmiş olan ne ise, bunu bütün dikkatinizle, bütün gayretinizle yerine geirmeğe çalışınız.
bu takdirde, rakibinizin, zannedilen dev olmadığının meydana çıkması ihtimali çok artar, ve oyun, bütün tahminleri yanıltan mecralara dökülebilir.
bunun dışında, serinkanlı olunuz, en ufak bir asabiyetin kendiniz ve türk milli takımı aleyhine neticeler vereceğini aklınızdan çıkarmayınız.
bu maçla ilgili olarak söyleyebilecek mevkiinde bulunduğum hususlar bunlar...
hepinize iyi bir maç talihi diler, omuzlarınıza aldığınız ağır vazifenin altından yüz akı ile çıkmanızı temenni ederim.