ilk basımı 2003 yılında olan özgür daşlı'nın "80 yıllık öykü: tarsus idman yurdu" kitabından;
1986-1987 sezonunda konyaspor-tarsus idman yurdu maçında çıkan olaylar unutulacak cinsten değildir. 34 kişinin gözaltına alındığı, dokuz kişinin yaralandığı olaylardan sonra futbol federasyonu'nu konyaspor ve oyuncuları, içişleri bakanlığı da olayların büyümesine neden olarak gösterilen hakkında soruşturma açılan vali kemal katıtaş ve emniyet görevlileri hakkında çeşitli cezalar vermişlerdir. konya olaylarının öyküsü şöyle olmuştu:
o sezon konyaspor ile sakaryaspor şampiyonluk için kıyasıya bir rekabet halindedirler. sezonun son maçında konyaspor, tarsus idman yurdu ile sahasında, sakaryaspor ise anadolu ile oynamaktadır. konyaspor'un şampiyonluğu için, sakaryaspor'un puan kaybetmesi ya da konyaspor'un farklı galibiyeti gerekiyordu. ortaya çıkan bu tablo ışığında maçlar başlamıştı. konya stadı'na kapasitesinden fazla seyirci girmek isteyince bin kadar taraftar veledroma alındı. maçtan önce buradaki taraftarlar telleri parçalayarak sahaya girdiler ve saat 16:00'da sakaryaspor-anadolu maçı ile aynı saatte başlaması gereken maçı geciktirmek için çeşitli yollara başvurdular.
önce oyuncularla "şampiyonluk turu" attılar. bu arada kesilmek üzere sahaya tavuklar salındı. kale ağları yırtıldı. tarsus idman yurtlu futbolculara çiçekler verildi. böylelikle maç başlaması gereken saatten 20 dakika geç başladı.
ilk devrenin ortalarına doğru bir seyircinin tribünden inip yan hakeme tükürmesini görüntülemek isteyen foto muhabirleri, seyirciler ile kollarında bantlar bulunan stad ve emniyet görevlileri tarafından tartaklandılar. milliyet gazetesinden münir bağrıaçık sağlık odasında emniyet görevlilerince dövüldü, saha komiserinden ve konyaspor başkanı süleyman çınar'dan dayak yedi. hürriyet gazetesi muhabiri tayfun bayındır'a konyasporlu karaliç ve isa saldırdılar. bayındır, zorla sahadan çıkartıldı. validen yardım isteyen sabah gazetesi muhabiri tuna da "başınızın çaresine bakın" denilerek geri çevrildi. tüm bunlara tribünlerden atılan taşlar ve şişeler de eklenince, maç 10 dakika durdu. yeniden başlayan maçın ilk devresi 1-0 konyaspor lehine bitince tarsus idman yurtlu futbolcular uzun süre soyunma odasına giremediler. bu arada orta sahada içeri girmeyi bekleyen futbolcuların yanına gelen bir şahıs, protokol tribününün gözü önünde, yüzlerce emniyet görevlisinin arasından geçerek tarsus idman yurdu takım kaptanı erhan'a tabanca çekerek "8-0 yenilmezseniz buradan ölünüz çıkar " diyerek tehdit etti. ayrıca konyaspor kulüp başkanı süleyman çınar tarsus idman yurdu kafile başkanı mahmut alışkan ve üç arkadaşına 80 milyon lira verdiklerini belirterek, futbolcuları sözlerinde durmadıklar gerekçesiyle şerefsizlikie suçladı. kendilerini soyunma odasına zor atan tarsus idman yurtlu futbolculara saldırılar burada da devam etti. bu arada soyunma odasına girmek isteyen maçın gözlemcisi ahen tüzün içeriye alınmadı ve görevlilerce tartaklandı. canını zor kurtararak şeref tribününe geri döndü.
dört duraklamaya sahne olan ve toplam 2,5 saat süren maçın 5-0 bitmesi sonucu saha içi iyice karıştı. şampiyon olmak için 8-0'a ihtiyacı olan konyaspor'un taraftarları hınçlarını bu kez kendi oyuncularından ve antrenör nevzat güzelırmak'tan almaya çalışırlar. futbolcular tartaklanır, güzelırmak radyo ile başına vurularak yaralandı. ahen tüzün, maçın bitimine iki dakika kala bir arkadaşı sayesinde stadı terkedince saldırılardan kurtulmuş oldu. sahadaki tarsus idman yurtlu futbolcular ve hakem, askerlerin silahlı kordonu altında can güvenliklerini sağladılar. soyunma odasında olanların imdadına da son anda jandarmalar yetişti. maç sonrasında tarsus idman yurdu kafilesi konya'daki garnizona götürüldüler. gece saat 9'a kadar orada tutuldular. daha sonra il sınırına kadar askeri araçlar eşliğinde gidebildiler.
konyasporlu taraftarların taşkınlıkları iftar saatine kadar devam etti. anavatan partisi ilçe binası, yerel gazete ve gazete temsilciliklerinin bulunduğu mahalle, konyaspor takım kaptanı isa'nın ve metin'in evi ve bazı iş yerleri taşlandı.
olaydan sonra dizginleri eline alan milli eğitim bakanı metin emiroğlu, "suçlular cezalarını bulacak" derken, futbol federasyonu başkanı ali uras da konyaspor'un 3. lige indirilebileceğini vurguladı. başta isa ve mete olmak üzere konyaspor'un futbolcuları ve antrenör nevzat güzelırmak, konya ile ilişkilerini kestiklerini açıkladılar.
vali kemal katıtaş ise kendisini şöyle savundu: " maçın oynandığı sırada sahaya girmek isteyen foto muhabirine görevliler engel oldu. engelleme ile karşılaşan gazetecinin görevlilerle başlattığı kavgayı polis önledi."
tüm bu kargaşada, tarsus idman yurdu futbolcularının ölüm pahasına maçı satmamaları ve şerefleriyle maçı oynamaları, hakem aykan köseoğlu'nun cesur bir yönetim göstermesi futbol adına sevindirici görüntülerdi.
ilk basımı 1994 yılı olan ali sami alkış'ın "bu kitabı okuyanı vururum" kitabından;
yıl 1986-87 sezonu... ikinci türkiye ligi son haftası oynanacak... c grubu'nda konyaspor ve sakaryaspor şampiyonluk mücadelesi veriyor. ligin son maçlarında konya-tarsus ve sakarya-anadolu oynayacak.
her iki şampiyon adayına da galibiyet yetmiyor. ikisi de, rakibinin son maçta kaç gol atabileceğinin hesabında... ancak sakarya daha avantajlı... çünkü anadolu'yu 2-0 yenerse konya'nın tarsus karşısında 9-0 kazanması gerek.
bu yüzden konya huzursuz... gözü-kulağı sakarya'da... rakip kaç atacak ki, kendisinin kaç atması gerektiğini bilsin.
bunun için iki maç da aynı saatte başlamamalı... oysa federasyon hakemlere sıkı talimat vermişti: «maçlar tamı tamına saat 16.00'da başlayacak. saniye bile şaşmamalı...»
«havası kaçmış, şişiriyoruz» dediler. biraz geçince «patlamış değiştiriyoruz» dediler... az daha geçince, «arkadaş depoda unutmuş, kilitli» dediler... maksat, hakemin başlama saatinden sonra sahaya çıkmasını sağlamak. neyse, hakemin bozuk çalmasından sonra top getirildi. köseoğlu sahaya çıkıp, takımları yanına çağırdı. saat o sırada 16.00'yı geçmesine rağmen konyaspor ortalıkta görünmüyordu. köseoğlu bir süre da ha bekledi, takım hâlâ gelmeyince sadece tarsuslularla birlikte seremoniye çıktı. halkı selamladılar. yapılacak şey düdüğü çalıp, maçı tatil etmekti.
tam bu sırada büyük bir uğultu duyuldu. tribünlerden atlayan 3 bin taraftarın omuzunda konyalı futbolcular sahaya geliyordu. adeta şampiyon olmuş gibi şeref turu atıyorlardı. herkes saha içerisine girmişti... hakem köseoğlu, olan-biten karşısında şaşkına dönmüş, kalabalığın derhal boşaltılmasını istiyordu. kalabalığı boşaltması gereken adamlar da, zaten maçın mümkün olduğu kadar geç başlamasının yararına inandırılmışlar. ağırdan alıyorlar... neyse hara-güre millet dağıldı. taraftar, oyun alanını belirleyen çizgiler dışına çıkmıştı ama, tribünlere çıkmamıştı. köseoğlu, bunun vakit alacağını gördüğü gibi «tamam kardeşim saha kenarında kalsınlar, gelin maç başlasın,» dedi. bu arada kale ağlarını kontrole giden yan hakemler argun darıcı ve hüseyin su, telaşla hakemin yanına koştular: «aykan bey, bunlar ağları kesmişler...»
hakem çıldırıyor ama ne yapsın?... «allah kahretsin» diye söylenerek maçı bu şekilde başlatmaya karar veriyor. tam başlama vuruşu yapılacak... o da ne?... sahaya yeniden birtakım adamlar doluşup tarsuslu futbolculara çiçek vermek istiyor. köseoğlu'nun «durun, bu ne rezalet, dışarı çıkın» diye bağırmasına rağmen sahada çiçek vermeler, öpüşmeler sarılmalar gırla... bu fasıldan sonra yeniden bir başlama vuruşu hazırlığı... ama o da ne?.. hakemin gözüne bu kez konya kalecisi nejat takılıyor. üstünde kaleci kazağı yok, futbolcu arkadaşlarının giydiği formalardan birini üstüne geçirmiş... hakem yanına koşup «oğlum bu ne hal?» diye soruyor. nejat saf saf boynunu büküp «hocam kazağım kulüpte kalmış. başka bir şey bulamadım» diyordu.
köseoğlu öfkeyle «üstünü çıkar, çıplak oyna» direktifini veriyor. kaleci soyunduktan sonra, tam başlama düdüğünü çalacaktı ki... birileri gene sahaya dalıp nejat'a kaleci forması vermeye koşuyordu...
la havle vela kuvvete illa billa... maç bir türlü başlayamıyor. hakem son kez düdüğünü ağzına götürüp tam çalacaktı ki... bu kez konya kaptanı isa, köseoğlu'nun yanına koşup «hocam jalalerin ağları yok» müjdesini veriyordu (!)
aaaaa- hakikaten ağları yok! hakem ağları götürenlere koşup «nereye götürüyorsunuz» diye sordu. «hocam yırtılmış onarıp getireceğiz>> diyorlar, ölür müsün öldürür musun? öfkeyle sahaya dönüp «tamam ulan, bu maç ağsız oynanacak» diye haykırıyor. amaç şu maçı bir an evvel başlatabilmek... yeniden başlama vuruşu noktasına geliniyor. geliniyor ama o da ne? ellerinde televizyon ambalaj kutuları bulunan bir grup, sahanın kenarına geldi ve paketlerini çimlere boşalttılar. sahaya bir anda 40 tavuk yayıldı. ortalık «gıd gıd gıdaak» sesleri ile inliyor. sanırsınız ki, burası stad değil tavuk çiftliği. «hişt... pist... gel bili bili...» diyen sahaya daldı. akılları sıra tavukları dışarı çıkaracaklar. oysa dışarı çıkmak isteyen tavukları tekrar içeri kışkışlıyorlardı. futbol maçı değil, orta oyunu... sahanın içinde herkes tavuk kovalıyor. hakem köseoğlu da tavuk kovalayanları kovalıyor.
federasyonun kesin emriyle saniyesi saniyesine 16.00'da başlatılması gereken maç, saat 17.00'ye gelmesine rağmen oynanamıyordu. birkaç perdelik komedi sonrasında bir saatlik zaman kazanılmış ve nihayet başlama noktasına gelinmişti.
daha 10'uncu dakika dolmadan konyaspor namık'la 1-0 öne geçti. sanki yer yerinden oynadı, herkes yeniden sahaya doluştu. sevinmeler, kucaklaşmalar, öpüşmeler... saha ortasında bir neşe-i muhabbet...
kalabalık zor-bela dağıtıldıktan sonra yeniden oyuna dönüldü. ama oyunun 24. dakikasında yine alışılmadık bir şey oldu. yan hakem argun darıcı, oyun devam ederken elinde bir bıçak konyalı taraftar tarafından kovalanıyordu. ikisinin kovalamacasını, gazeteciler de kovalamaya başladı.
gazatecilerin fotoğraf çektiğini gören başka taraftarlar da, gazetecilerin peşine düştü. kaçışma saha içine de taşınca, maç durdu.
bir basın mensubu kendisini kovalayanlardan kaçarken şeref tribününe tırmanıp vali kemal katıtaş'ın yanına koştu. can havliyle bağırarak «imdat... beni kurtarın vali bey» dedi. devletin valisinin cevabı: «buraya kadar nasıl koştunsa, öyle kaç...»
bu arada, maç trt tarafından radyo ile naklen yayınlanıyordu. hem olan bitenlerin duyulmaması, hem de sakaryalılar'ın konya'daki maç hakkında bilgi sahibi olmaması için hatlar kesildi... trt'ciler onarıyor, seyirciler koparıyordu. bu arada konya ptt'sinin telgraf ve telefon hatları da koparılarak başka yerlere bilgi gitmesi engelleniyordu.
maç 1.5 saat yerine engellemeler, duraklamalar ve olaylar nedeniyle 3.5 saatte bitmişti. konya 9-0 kazanması gereken maçta 5-0'da kalınca kıyametler koptu. bitiş düdüğü sonrasında konyalı futbolcular, teknik direktör, yöneticiler ve istanbul basını mensupları birer birer sopadan geçti... şehirde 100'ü aşkın belediye otobüsü tahrip edildi. anap il binası taşlandı, özel otomobiller yakıldı...
konyaspor, 10. dakikada namık'ın kafa vuruşu ile gole kavuştu. bu gol konyaspor'u ümitlendirdi. sakaryaspor'un attığından yedi fazla atması gereken konyaspor, bazı taraftarlarının daha maçın başında oyunu sinir harbine sokması sonucu beklenen farka ilk yarıda ulaşamadı. maçın ikinci yarısı ise elektrikli bir havada başladı. 60. dakikada alparslan durumu 2-0 yaptı. 72. dakikada gürsel'in kafa pasında kaleye giden topu alparslan tamamladı. 3-0. 77. dakikada konyaspor namık ile durumu 4-0 yaptı. 87. dakikada salih'ın sağdan ortasında gelen topu namık kafa ile tarsus filelerine gönderdi: 5-0.
özal döneminde birinci lig’deki takımların sayısı gittikçe arttı. bunun temel sebebi oy kaygısıydı. özellikle seçimlerden önce yaşanan olaylarda, oy vermezler kaygısıyla, küme düşen büyük kentlerin takımları için ligden düşme bile kaldırıldı.
1984-1985 sezonunda küme düşen denizlispor, özal'ın talimatıyla affedildi. böylece bir sonraki sezon birinci lig 19 takımlı oldu.
özal döneminde siyasetin futbolu kullandığı en yoğun dönem ise 1987 yılı oldu. çünkü seçim vardı. üstelik ligin bitimi de mitinglerin yapıldığı döneme denk gelmişti.
anap’ın niğde’de mitingi vardı. kürsüde konuşan özal, partilerine oy verdikleri takdirde şampiyonluğun hazır olduğunu söylüyordu. bu sözler takımlarının durumu kötü olan bütün seçim bölgelerini hareketlendirmişti. tüm milletvekilleri kendi illerinin takımlarının şampiyon olması ve birinci lig’e çıkması için çabalıyordu. böylece yeniden seçilmeyi garanti altına almış olacaklardı.
niğde’dekine benzer bir olay konya’da yaşandı. partinin önemli isimlerinden olan mehmet keçeciler, anap’a oy vermeleri durumunda konyaspor’un şampiyon yapılacağı sözünü verdi.
ve ligde son haftaya gelindi. son maç tarsus idmanyurdu’yla konyaspor arasındaydı. konyaspor’un lige çıkabilmesi için tarsus idmanyurdu’nu en az 7-0 yenmesi gerekiyordu. buna rağmen kentte hiçbir telaş veya üzüntü yoktu. çünkü, iktidar partisi şampiyonluk sözü vermişti.
ama olmadı. konyaspor isteneni elde edemedi.
bunun üzerine şampiyonluğu kutlamak için stadı dolduran binlerce taraftar bir ağızdan “i.ne keçeciler” diye bağırmaya başladı. konyalılar üzülürken, sevinen iller de oldu. bu illerde ise manzara hep aynıydı: futbolcuların omuzlarında milletvekilleri.