dugbatey diye bir afrikalı gelmişti. sene 94. ilk siyahi oyuncumuzdu. aslında oyuncumuzdu da diyemeyeceğim çünkü futbolcudan başka her şeye benziyordu. yalnız, o zamanki hocamız multescu bu çocuk için düşünün, jimmy floyd hasselbanik’i beğenmemiş, bir haftalık idmandan sonra göndermiş; öyle bir durum da var! neyse, dugbatey ısınıyor bir maç öncesi. o ara gençler’de kona, khuse, mosheou falan var. millet dugbatey'i pele gibi görüyor. 1965 genç samsunsporlular çağırdılar bunu, “dugbatey buraya yumruk havaya”... gitti, öğretmişler, “oley oley oley” yaptı. biz maraton ters köşedeyiz. birisi dedi ki, “ula biz de çağıralım zinciyi...” adı ne onun falan, millet birbirine soruyor. birisi dedi ki, “dobate. yok lan dumate, tomato...” derken oldu domates… başladık biz “buraya, domates buraya, domates buraya…” bazıları patates falan diyor. dugbatey'e topçular işaret ettiler, “seni çağırıyorlar” diye. “domates, domates” sesleri arasında dugbatey geldi, “oley oley oley” yaptı. maç dediniz ama benim aklıma şu an bu tribün hatırası geldi…