ilk basımı 2002 yılında olan hakan dilek'in "işte böyle bir şey" kitabından;
eylül dersem hüzün anla metin oktay
ağları yırtan gol
haziran 1959. sezonun sonları, galatasaray-fenerbahçe maçı. ezeli rekabet alttan alta tansiyon yükseltiyor ve fenerbahçe kulübü başkanı agah erozan şöyle şeyler söylüyor: "türk futbolunun anası babası fenerbahçe-galata-saray'dır. kim kimi yenerse ikinci maça kadar evin erkeği o olur." evin erkeği seçilecek ya, yugoslavya'dan hakem bile getirtilir bu maça. maç başlar. bir pozisyon fenerbahçe kalecisi özcan'la topa yükselir metin ama özcan sebepsiz yere kendini yere atıp kıvranmaya başlar. metin'i önce tribünlerin ana avrat küfürleri ve korkunç uğultusu, sonra da o karambolde dizine tekme atan avni şaşırtır. şaşkınlığı geçince de aynı şekilde karşılık verir avni'ye. olmadık bir biçimde. tabii yugoslav hakem hemen metin'i dışarı atar. buraya kadar bu tür maçların vaka-i adiyesinden bir durum sayılabilir. ama o anda dışarı başı önde yürüyen gözyaşları içindeki metin fenerbahçe tribünlerinin önünde durur. fener tribünlerinde bir şaşkınlık, herkes sus pus olur. metin herkes sustuktan sonra beline kadar yere eğilir ve seyirciyi selamlar, işte o anda bütün stadyum bu davranışı alkışlamaya başlar. bu olay anında maç tam yedi dakika durmuştur ve yugoslav hakem metin'i tekrar oyun alanına dahil eder. maçın 37. dakikasında ağları yırtan bazukasını çakar metin ve galatasaray o maçı 1-0 kazanır.
babam yok artık
bu maçın sevinci henüz belleklerdeyken babasının ölüm haberi gelir ve yıkılır kral. babasının ölümünden sonra not defterine şu satırları düşer: "babam yok artık. ayaklarım topa vurmak istemiyor. kafamın üzerinde topları değil hatıraları taşıyacağım artık." gazetelerde ise metin'i çok seven insanların düşüncelerini taşıyan satırları yayınlar: "karşıyakalı hasan efendi metin'i bırakıp gitti. ama son nefesini verirken biliyordu ki metin oktay yalnız değildir ve bütün bir ülkenin çocuğudur. çünkü o milyonların omuzlarındadır. her gün türkiye'de doğan çocukların büyük bir kısmına metin ismi veriliyor." ancak başka bir huzursuzluk da ailesinde yaşanmaktadır metin'in. eşinin ve ailesinin sürekli "futbolu bırak ve izmir'e dön" baskısı vardır üstünde. metin oktay, kral, galatasaray'ın yüz görümlüğü, "ya ben ya futbol" diye dayatan eşi ile futbol arasında bir tercih yapmaya zorlanır. ancak kararı kesindir: galatasaray. evliliği biter.
babasının ölümü ardından evliliğinin bitişi moralsiz bırakır metin'i. bunlar yetmezmiş gibi bir de askerdeyken kamp dönemlerinde birliğinden alınan izinler dolayısıyla dokuz gün erken terhis olduğu savıyla paşakapısı cezaevi'ne konur, insanın burnuna kötü kokular geliyor. neyse... kral burada "hayatı tanıdım" dediği bir 45 gün "yatar." erken terhis edildiği 9 günün hatırına. çıkışta takımının karagümrük'le oynayacagı maçın kampına katılı maç sabahı gündüz kılıç odasmdadır: "biliyorum çok yorgunsun ama dışarıda binlerce taraftar seni istiyor. çıkıp verebildiğini ver. sen bize çok maç kazandırdın. seni hasretle bekleyen bu seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim." baba'ya "hayır" diyebilmek mümkün mü? çıkıp 3-0 aldıkları maçın iki golünü attı metin.
ancak istanbul büyük başarıların yanında büyük kırıklıklar da demekti kral için. defalarca gol kralı olmuş, milli formayı giymiş, büyük başarılara imza atmıştı ama, babasının ölümü, eşinden ayrılışı gibi yoğun duygu sağanakları istanbul'da yaşanmıştı. şükrü gülesin'in, bülent ekenc'in bir dönem top oynadığı italyan palermo takımı metin oktay'ı 36 golle gol kralı olduğu sezonun sonunda kadrosuna dahil etti. metin için italya biraz o yoğunluktan uzaklaşmak demekti. ama transferini sağlayan remondini ile antrenör montez arasındaki çekişmenin arasında kaldı ve kendisi için verimsiz olarak değerlendirdiği birkaç ayın sonunda yuvasına, galatasaray'ına döndü yine. 1962 haziran'mda yine sarı kırmızılı tribünleri selamlıyordu kral.
daha önce istanbul profesyonel ligi'nde (1956-57) 17, (1957-58) 19, (1958-59) 22 golle, türkiye ligi'nde 1959'da 11, (1959-60) 33, (1960-61) 36 golle gol krallıklarını yakalayan metin oktay 1962-63 sezonunda attığı 38 golle 25 yıl kırılamayacak bir rekoru da futbola armağan ediyordu. yani uefsane geri dönmüştü" ya da "kral'ın dönüşü muhteşem olmuştu". kral sahalara olduğu kadar beyoğlu'na, kadınlara biraz da, hatta biraz fazlaca da anason çekiciliğine dönmüştü. yaşananların duyarlığında açtığı yaraları futbol dışı referanslarla çözmeye çalışıyordu belki de. bir gün içkili bir haldeyken, kendisine sitemde bulunan, artık eskisi gibi çalışmadığını söyleyen gündüz kılıç'ın telkinlerine bir iki cümleyle cevap veriyordu içindeki yangını bastırarak: "beni bana bırakın. ı love you."
galatasaray kulübü'nü tercihinin ardından evliliğinin dağılması, babasının ölümü, gündüz kılıç'la arasının açılmasına yol açan dedikodular, -kral bu nedenle ergun acuner'i döve döve soyunma dolabının içine sokmuştu- kadro dışı bırakılıp 'sevgilisinden' ayrı kalmasına yol açan durumlar metin'i büsbütün moralsizliğe itiyordu. bu moralsizliğe ve dağınıklığa aşk yaşadığını düşündüğü kadınların ağırlığı da eklendi. kral'ın dünyası "kocaman projektörlerin üzerinde dolaştığı bir gecekondu" değildi. istanbul sosyetesinin gözbebeği kadınların projeksiyonu vardı bu kez: 1953 türkiye güzeli ceylan ece, tiyatro ve sinema yıldızı mualla kaynak, o dönemlerde üçüncü sınıf bir fransız şarkıcısı olan maria vincent, refik erduran'm çiçek buketinde elmas yüzük armağan ettiği ayfer feray, gönül yazar, ayfer tatari, ilk evliliğini yaptığı oya sarı onun için bir düş kırıklığı olmaktan öteye geçemediler. 1965'te ise son eşi servet oktay onun yeniden yaşama bağlanışının sebebi oldu.
bu arada gelen film teklifini değerlendiren metin oktay senaryosunu asaf önal'ın yazdığı, atıf yılmaz'ın yönettiği "taçsız kral" filminde kadir savun, ayten gökçer, ajda pekkan ve gönül yazarla birlikte kamera karşısına geçti. ama kral bu kez de doğumundan altı saat sonra ölen kızı zeynep'in acısıyla yıkıldı. en formsuz dönemleriydi bunlar. çevirdiği film yüzünden önce uyarı aldı ama yöneticilerin de desteği yanındaydı: "çamura düşmüş ekmeğe önce sahibi sahip çıkar." ama ardından da sert bir tepki gelmekte gecikmedi: "silahı, içkiyi, kadını, şöhreti taşımak zordur." hepsi birden gelmişti kral'ın üstüne. şöhret, para, kadın, ölüm, gündüz kılıç'la yani "baba" ile sürtüşmeler, onun altay takımına gönderilişi, çıkan dedikodular... hepsi birden. ama kral'm artık servet'i vardı ve sular onun için giderek duruluyordu. 1968-69 sezonu sonunda futbolu bırakacağını açıkladığında yer yerinden oynadı. 614 gole imza attı futbol yaşantısında - bazı kaynaklarda değişik rakamlar var. 40 kez milli formayı giydi ve milli formayla 19 gol attı kral. ama kararı kesindi artık, "gol pabuçlarını çözmesi gerekiyordu."
veda zamanı
galatasaray 23 ağustos 1969'da, fenerbahçe ile 1-1 berabere biten karşılaşmada kral'a veda etti. kral, taçsız kral, kordonboyu'nda üstüne sıçradığı çamuru anımsadı birden, sonra kıtlık kıran yılarını, dokuma fabrikasında çektiklerini babasının, fuar'daki akşam karanlığında sevdasıyla gizli buluşmalarını, aç yatılmış gecelerince üzüntüyle kalkılan gün doğumlarının, cezaevlerinin, ayrılıkların, sevmelerin ve sevgisizliklerin izdüşümüydü yaşamı. aklımda ondan kalan bir tek güçlü anekdot var. eskişehirspor'un gol ayağı fethi'yi sarı kırmızılı renklere kazandırmak için transfer görüşmesine gidiyor kral. fethi'ye "seni galatasaray'a almaya geldik fethi" dedi. fethi'nin "metin abi, ben eskişehir'e söz verdim. onlar benden çok şey bekliyor. aynı durumda sen galatasaray'ı bırakır miydin?" sorusu karşısında usulca 'bırakmazdım'diyor ve ayrılıyor yanından. tek kelime etmeden...
futbolun sokrates'i
13 eylül 1991'de bir trafik kazasında kaybettik onu. tribünlerin önünde insanlık dersi veren futbol sokrates'ini yitirdik. bize "beni benimle bırakın. ı love you" diyerek göçtü gitti dünyamızdan. sessiz sedasız yaşamanın, içerden yaşamanın, sevdayla yaşamanın tadını damağımıza çalarak. başlanılmış ve tüketilmemiş sevdalar, transfer bezirganları, formasını paraya değiştiren futbolcular, takımı için tribüne ölmeye giden taraftarlar, bir tiran gibi takım yöneten idareciler... yüzünüzü güneşe dönün.
feriköy'ün efsane oyuncularından olan, a milli takım forması da giyen ismet yurtsü, türk futbolunun duayenleriyle olan anılarını, orhan budak vasıtasıyla aktarıyor…
metin oktay ile dostluğumuz milli takım kamplarında başlamıştı. benim 1964 yılında feriköy’den galatasaray’a transferimle formayı giyişim bu dostluğu pekiştirdi. ben orta sahada oynadığımdan bütün pasları metin oktay’a atardım, golleri de metin atardı. ben hayatımda metin oktay ’ın 18 içersinden gol kaçırdığını görmedim. kendisine atılan bir iftira yüzünden üç ay hapis yattıktan sonra ilk maçı olan karagümrük maçında oynadı. kendisi antrenmansız olduğu için zorlanıyordu, fakat oynama hırsı ile karagümrük’e üç müthiş gol atarak biz maçı 3-0 kazandık.
ama kendisi antrenmansız olduğu için sahada kusuyordu. bu olay ben dahil bütün stat da bulunanları ağlatıyordu. maç bittiğinde stat da bulunanlar kendisini ayakta alkışlayarak sevgi gösterisinde bulundular. kendisi bu yeteneğini kazanmak için her gün yalnız başına çalışırdı. çok büyük golcü idi. kendisinin unutulmayan golleri vardır. fenerbahçe maçında ağları yırtan golü, fenerbahçe’yi 5-0 yendikleri maçta dört gol atması kendisinin taçsız kral lakabını almasına sebep oluyordu. kendisinin meziyetleri bitmez idi. kafa ile topa vurduğunda zannederdik ki vole attı topa.
(not: ismet yutsü 1964-65 sezonundan sonra g.saray forması giyinmiştir. ama anıda geçen 3-0 lık karagümrük maçı ve metin oktay'ın maçtan sonra rahatsızlanması sözlerine istinaden bu maça yazdım.)
galatasaray’lı niyazi ve candemir’e merkez ceza heyetince verilen cezalar yarın sona erecektir. her iki futbolcu bu hafta karagümrük’e karşı sarı – kırmızılı takımdaki yerlerini alacaklardır.
izin tecavüzünden 2,5 ay hapse mahkûm edilmiş olan metin oktay’da cumhuriyet bayramında kısmî af’dan istifade ederek serbest kalacak ve aynı gün karagümrük’e karşı oynayacaktır.
menecer gündüz kılıç «çok zor şartlar altında milli lig maçlarımızı oynuyoruz. bu hafta metin, candemir ve niyazi’nin de iltihakı ile ilk def’a . .rmal bir tertiple sahaya çıkacağız» demiştir.
galatasaray kulübü teknik meneceri gündüz kılıç, «futbolcularımıza mevsimin başındanberi verilen cezalar maksatlıdır» demiştir.
kılıç son olarak 15 gün hak mahrumiyeti alan ergun ercins’in de durumuna temasla şunları söylemiştir: «sportmenliğe aykırı hareket eden sporcuların cezalandırılmaları pek tabii ve yerindedir. fakat şurası muhakkaktır ki talimatnamelerde de bu sporcular sadece galatasaray kulübünden olacaktır diye bir madde yoktur. ceza makanizmasının tek taraflı ve kasdi işlemesinden müştekiyiz.
merkez ceza heyeti tarafından galatasaraylı ergun ercins’e verilen 15 günlük hak mahrumiyeti cezası dün galatasaray kulübüne tebliğ edilmiştir. ergun galatasarayın karagümrük ve beykoz ile yapacağı milli lig maçlarında oynıyamıyacaktır.
not: haberden sonraki g.saray’ın ilk lig maçına yazdım.
milli ligin onuncu hafta maçlarına bu hafta cumhuriyet bayramı dolayısıyla şehrimizde cuma günü başlanacaktır. ankara, izmir ve şehrimizde yapılacak olan 14 maçın programı şöyledir:
28 ekim cuma: istanbul’da: feriköy – istanbulspor, beşiktaş – kasımpaşa, 29 ekim cumartesi: istanbul’da: galatasaray – karagümrük, fenerbahçe – beykoz, ankara’da: göztepe – ptt, şekerhilâl – vefa, izmir’de: altınordu – demirspor, izmirspor – ankaragücü, 30 ekim pazar: istanbul’da: istanbulspor kasımpaşa, beşiktaş – feriköy, ankara’da: vefa – ptt, göztepe – şekerhilâl, izmir’de: izmirspor – demirspor, ankaragücü – altınordu
en çetin maçlardan birini beykozla yapacak olan f.bahçe çalıştı. ankaradaki cumartesi maçları geceye alındı
millî ligin 10 uncu hafta karşılaşmalarına cuma, cumartesi ve pazar günleri üç şehirde yapılacak maçlarla devam edilecektir.
cumartesi günü galatasaray – karagümrükle, fenerbahçe de beyleozla karşılaşacaktır. karagümrük maçına büyük bir ehemmiyet veren sarı – kırmızılılar yarın modada kampa gireceklerdir. milli takımın namzet kadrosunda bulunan futbolcular kendi takımlarının antrenmanlarına iştirâk etmemişlerdir.
futbol federasyonu tarafından gizli profesyonellikle mücadele maksadı ile bir tazarı hazırlanmıştır. tasarıda bulunan maddeler şunlardır:
1 – amatör futbolcular, profesyonel takımda oynıyamayacak ve profesyonel futbolcular da hiçbir surette amatör takımlarda yer alamayacaklar.
2 – kulüpler amatör futbolcuların sadece tahsil masraflarını karşılayacaklardır.
3 – hiçbir futbolcu askerliğini bitirmeden profesyonel olamayacaktır.
4 – kulüplerin amatör futbolculara para verdiği sabit olduuğ takdirde, kulüp bir yıl kapatılacak, küme düşecek veya idare heyeti ile futbolcu müebbet hak mahrumiyetine çarptırılacaktır.
beşiktaş yarın kasımpaşa ile oynuyor. k. gümrük-g. saraya, beykoz da fenerbahçe’ye karşı iddialı
millî ligin 10. haftası yarın mithatpaşa stadında feriköy – istanbulspor ve beşiktaş – kasımpaşa maçlariyle başlayacaktır. dün dört takım da muhtelif sahalarda yapmış oldukları idmanlarla müsabaka hazırlıklarını tamamlamışlardır.
büyük bir alâka ile beklenen ve cumartesi günü oynanacak olan galatasaray – karagümrük ve fenerbahçe – beykoz maçları için takımlar bugün son antrenmanlarını yapacaklardır. galatasaray idmanı müteakip soğuksu’da turgay, büyük ahmet, k. ahmet, bahri, candemir, mustafa, samim, suat, niyazi, recep, mete’den müteşekkil kadrosu ile kampa girecektir. sarı – kırmızılılar cezaları biten niyazi ve candemir’den sonra bu maçta af kanunundan faydalanacak olan metin oktay’ı da oynatacakları için büyük bir moralle cumartesi gününü beklemektedirler.
karagümrük idare heyeti de profesyonel kadroyu kampa almayı düşünmektedir. dün selâhiyetli bir idareci «galatasaray metin’i oynatsa maç bizim için ortadadır» demiş ve kırmızı-siyahlı takımın iddiasını ortaya koymuştur.
galatasaray santrahafı ergun ercins, takımının yarın karagümrük ile yapacağı maçta yerini alacaktır.
sarı – kırmızılı kulüp başkanı refik selimoğlu’nun ankara’da umum müdürlük nezdinde yaptığı müracaat üzerine ergun’un durumu gözden geçirilmiş ve verilen cezanın yerinde olup olmadığı hususu bie neticeye bağlanıncaya kadar futbolcunun takımında yer alabilmesine müsaade verilmiştir. metin oktay’ın da yarın tahliye edilmesi beklenmektedir. sarı – kırmızılı idareciler, tahliye emri gelir gelmez, metin’i cezaevinden alarak soğuksudaki kamp mahalline götüreceklerini ve karagümrük maçında oynatacaklarını söylemişlerdir.
sarı – kırmızılılar yarınki maç için ali sami yen stadında çalışmış ve öğleden sonra kampa girmişlerdir. galatasaray karşısına büyük bir iddia ile çıkmağa hazırlanan karagümrüklüler de çalışmayı müteakip kampa çekilmişlerdir.
galatasaray profesyonel futbol rakımı kasım ayı içinde izmir ve ayoın’a dâvet edilmiştir. sarı-kırmızılılar izmir ve aydın’da yapacakları maçlar için (30 bin lira) alacaklardır.
saat 13.15’de başlayacak galatasaray – karagümrük maçında metin’in oynaması muhtemel. saat 15’de de fenerbahçe – beykoz karşılaşıyor
millî ligin onuncu haftasına bugün ankara, istanbul ve izmir’de yapılacak 6 karşılaşma ile devam edilecektir.
şehrimizdeki ilk müsabaka saat 13.15 de galatasaray ile karagümrük takımları arasında olacaktır. evvelâ şunu söylemek icabeder ki maç, her iki taraf için de, kritiktir. zira aradan on hafta geçmiş olmasına rağmen ne galatasaray ve ne de karagümrük oyunlarında bir istikrar sağlayamamış, olgun bir ekip hüviyetine bürünememişlerdir. bu bakımdan bugünkü karşılaşma için peşin bir hükme varmak nayli güçtür. ancak galatasaray, cezası sona eren candemir, niyazi ve cezaevinden tahliyesi beklenen metinin de iltihakı ile kadrosunu nisbeten tamamlamak imkânı bulmuştur.
takım oyununa ayak uydurmasını bilen elemanlardan kurulu bir galatasarayın, kırmızı – siyahlılar önünde bir şeyler yapacağı düşünülebilir. tabii sarı – kırmızılılar,. kendilerinden beklenen hırslı ve arzulu oyunu çıkardıkları takdirde…
cumhuriyet bayramı münasebetiyle bugün ve yarın şehrimizde yapılacak olan milli lig karşılaşmalarını radyo, mithatpaşa stadından naklen yayınlayacaktır.
karagümrük karşısında canlı oynayan sarı-kırmızılıların galibiyeti sağlayan gollerden ikisini santrfor metin attı
bu güzel havada, bu parlak sema altında yaşamak, ne kadar, ne kadar güzeldi. ama hürriyet, havadan da güzeldi, semadan da parlaktı.
ve insan ancak hür olduğu kadar yaşardı. metin de dün yaşıyordu işte!.. 45 er dakikalar boyunca, bir meşin yuvarlağa hükmeden kudretli bir sporcunun mücadelesi değildi dünkü maç… aslında bu, herhengi bir futbol maçı da değildi. 24 yaşında bir delikanlının, 45 günlük hasret ateşini hürriyet çeşmesinde dindirmeğe koşmasıydı.
hürriyet, renklerin de en güzeliydi. öyle olmasa, sarı-kırmızılısı, sarı-lâcivertlisi, siyah – beyazlısı bu 24 yaşındaki delikanlıyı elleri kızarıncaya kadar karşılar mıydı?.. galatasaray tribünü teşci nidalarından yorulmuş, bir an susmuştu. ve o anda kapalı tribünün ortalarından, sarı-lâcivert bayraklarla süslü sıralardan muhteşem bir uğultu yükseldi: «ya ya ya şa şa şa metin metin çok yaşa!.» fenerbahçelilerin dünkü temposuydu bu. stadın her köşesinde hafifçe nemlenen gözler, müstesna tabloyu tamamlıyordu. mucize ölçüsünde atılan beş gol, on gol dahi bir futbol maçını böylesine güzelleştiremezdi.
ve metin’in galatasaray’ı da güzel oynayacaktı.
sanki herkes biliyordu dün metin’in gol atacağını. 58 dakikalık golsüz beraberliğin metin’in şutuyla bozulacağından emindi herkes. metin de kendisine yapılan emsalsiz karşılamayı cevapsız bırakmıyordu: iki güzel gol, birer «hürriyet mükâfatı» idi.
galatasaray bütün devre boyunca hissolunur hâkimiyet kurmuştu. fakat ortada gol yoktu. daha 15. dakikada mete’nin sert şutu fileleri bulurken, «ofsayt» düdüğü, golden önce gelmişti. devrenin bitimine 3 dakika kala ise, niyazi pek yakından kaleyi değil, avutu nişanlıyordu.
bir bakıma karagümrük talihsiz bir günündeydi. turhan’ın ilk yarıda sakatlanıp sahada sadece seke seke koşmağa mahkûm oluşu, kırmızı-siyahlıları fiilen 10 kişi bırakmıştı. ya tarık gibi bir istidadın böylesine kötü oynayacağını kim tahmin ederdi?.. nihat çalışıyor, zekâi uğraşıyor, aydın didiniyordu. lâkin karşıda «gününde» bir galatasaray vardı. ve ondan da mühimi, hem hürriyete, hem meşin topa susamış bir metin vardı.
galatasaray ikinci devreye daha da hızlı başlamıştı. hele ilk 10 dakikadaki baskı, «gol» ü her an bekletiyordu. işte «beklenen gol» birden doğdu: metin ortadan aldığı topla, müsait durumda akmış, ceza sahasına girmişti. yaklaştı yaklaştı ve sonra.. metinvari bir şut: tabelâ memuru sarı kırmızı renkler hizasındaki «0» ı çıkarıp «1» rakamını taktı.
santra ile beraber tuncayın mukabil akını, mukabil şutu. hem de ne sıkı şut. hem de ne yakından.. eeee kalede de «gününde» bir turgay vardı
saate bakmıyorduk, sahaya bakıyorduk. samim sağdan süratle inmiş, hemen ortasını yapmıştı. metin telâşlanmadı. düzeltti, hedefini tayin etti: meşin yuvarlak sağ üst köşedeki filelerle kucaklaşıyordu. metin’in de, galatasaray’ın da ikinci golüydü bu…
üçüncüyü atmak ise, mete’ye kısmet olacaktı. samim’in ortası kaleyi karıştırmış. sarı-kırmızının kırmızı saçlı futbolcusu da şutunu mükemmel çekmişti. bu gol, neticeyi ilân ediyordu: galatasaray 3 – karagümrük 0…
… ve metin’in 45 günlük ıstırabı, onda ikinci 45 dakikayı tamamlayacak takat bırakmamıştı. üç dakika daha dayanırdı ona kalsa. ama midesi dayanamadı. genç futbolcu arkadaşlarının kolunda sahayı terkediyordu. tribünlerden gene «yaşa metin» temposu yükseliyordu. evet, metin yaşıyordu. insan ancak hür olduğu kadar yaşardı.
galatasaray – karagümrük maçının sonlarına doğru bir fenalık geçirerek sahayı terkeden galatasaray santraforu metin oktay’a soyunma odasında oksijen verilmiştir. metin’in sıhhi durumunda endişe verici bir hal yoktur.
takımlar..o..g..b..m..a..y..p..kp (kayıp puan) -------------------------------------------------- 1. f. bahçe..10..7..3..0..24..6..17..3 2. g. birliği..12..7..3..2..21..11..17..7 3. beykoz..13..6..5..2..18..10..17..9 4. beşiktaş..14..6..5..3..18..14..17..11 5. g. saray..10..6..3..1..18..9..15..5 6. d. spor..10..4..4..2..15..14..12..8 7. vefa..12..4..4..4..10..14..12..12 8. iz. spor..10..3..5..2..11..7..11..9 9. a. ordu..10..3..5..2..13..10..11..9 10. k. küm...10..3..4..3..13..10..10..10 11. k. yaka..11..3..4..4..13..16..10..12 12. altay..11..2..6..3..9..12..10..12 13. ptt..12..2..6..4..9..14..10..14 14. k. paşa..10..2..5..3..7..8..9..11 15. göztepe..11..2..5..4..14..17..9..13 16. ş. hilâl..9..2..4..3..11..11..8..10 17. ist. spor..11..3..2..6..10..18..8..14 18. a. gücü..11..1..4..6..14..22..6..16 19. feriköy..13..1..4..8..4..19..6..20 20. ad. d. spor..10..1..3..6..8..18..5..15
spor-toto’nun onuncu hafta biletlerinin değerlendirilmesine dün de geç vakitlere kadar devam edilmiştir. tasnif neticesinde şimdiye kadar 13 ve 12 bilen olmamıştır. bu sebeble 12 ve 13 ün hissesine düşen ikramiye miktarı da 11 ve 10 tahminde bulunanlara dağıtılacaktır. bu miktar ise 536 bin liradır. yine dün yapılan tasnif neticesinde henüz bir kişinin 11 doğru tahminde bulunduğu anlaşılmıştır. eğer başka 11 bilen olmadığı takdirde izmir’den mehmet kayserili 268 bin lira alacaktır. totonun kati neticeleri muhtemelen bugün belli olacaktır.
10 maçı doğru tahmin eden 201 kişi 1333 er lira ikramiye kazandılar
ankara, hususî
spor – toto’nun 10 uncu haftasında 11 doğru tahminde bulunan 19 kişi bin 108.61 lira alacaktır.
10 maçı doğru bilen 201 kişinin alacağı ikramiye miktarı ise 1333 liradır. buna göre spor-toto nun 10 uncu haftasında her dereceye eden miktarın tutarı 268.063.75 dır.