kurulduğu yıl olan 1965 - 1966 sezonunda ikinci ligde mücadele eden eskişehirspor ara vermeden 1.lige çıkmıştı. şampiyonluğu garantileyen futbolcular hep birlikte şeref turu atarlar. en önde ise ismail, kaleci hakkı ve kamuran vardı.
eskişehirspor türkiye ligi şampiyonluğu hep kılpayı kaçırmasına rağmen bir çok önemli kupayıda müzesine götürmüştür. federasyon kupasını iki kez finalde kaybeden eskişehirspor beklenen çıkışını 1970-71 sezonunda yapar. finale bursaspor ile birlikte kalan eskişehirspor ilk maçı deplasmanda 1-0 kaybeder. eskişehirde oynanan karşılaşma ise uzun yıllar hafızalardan silinmeyece niteliktedir. rövanş karşılaşması atatürk stadyumunda oynanır. 27. ve 65. dakikalarda riva halil'in attıgı iki gol ile es-es kupayı müzeye götürür.
şehir yine gelinler gibi kırmızı ve siyah bayraklarla süslenmişti. bir hafta sanki zaman durmuş, saniyeler geçmek bilmiyordu. stres dorukta idi. bu maçı mutlaka almamız gerekiyordu. şampiyonluğu iki yıl üst üste kıl payı kaçırmış, bir yıl önce türkiye kupası'nı kaybetmiştik. bu kadar cefakâr ve vefakâr taraftara mutlaka bir büyük armağan vermemiz gerekiyordu. ve en sonunda maç saati yaklaştı. stada giderken sanki şehirde insanlar kaybolmuştu. caddeler ve sokaklar boşalmış, herkes sanki stada maçı izlemeye koşmuştu. belki de hayatımızın en zor maçlarından birini oynadık. nefis bir futbol ve halil güngördü'nün iki harika golüyle hem maçı hem de türkiye kupası'nı aldık. olağanüstü bir gün daha yaşadı eskişehir. sabaha kadar süren eğlencelerle zafer kutlandı.
eses 1970-71 sezonunda hem galatasaray (çeyrek final) hem de fenerbahçe'yi (yarı final) eleyerek finale çıktı.
final maçının ilk ayağı bursa'da bursaspor'laydı. 13 haziran'daki maçı yeşil beyazlılar 85. dakikada ersel'den gelen golle 1-0 kaznadı. eskişehirspor ise, 20 haziran 1971 tarihindeki ikinci maçı kendi seyirci avantajı altında kazanmayı bildi. 27. ve 65. dakikalarda halil güngördü'nün ayağından gelen iki gol eses'e kupayı kazandırdı. şampiyon kadro, eses'e altın yıllarını yaşatan isimlerden oluşuyordu: mümin, ilhan, abdurrahman, kamuran, ismail, süreyya, halil, vahap, fethi, b. burhan, ender.
21 golle 2. lig gol kralı olduğu zonguldakspor'dan 1970'te eskişehirspor'a katılan halil güngördü'nün türkiye kupası'nı eskişehir'e getiren, bursaspor'a attığı gollerden birisini riva'nın o dönemde attığı bir gole çok benzeten eses seyircisi halil'e "riva" lâkabını o gün takmıştır:
"ne gollerdi onlar. tam riva stilinde. hele birincisi. direkte bir buldozer gibi geri dönen topu, gene buldozer gibi geldiği yerin ilerisine gönderiverdi. ya ikincisi... birincisinden de güzeldi. kaleye çapraz vaziyette şutlayıvermişti topu. tıpkı riva gibi... golü attıktan sonraki hareketleri de benziyordu riva'ya. eli havada, çenesini sıkmış mağrur mağrur seyirciye dönüyordu. attığı çalımlar da riva'yı hatırlatıyordu... fuleleri de aynıydı... riva gibi her yerden şut atıyordu kaleye. boş sahaya kaçıyordu, tıpkı o'nun gibi..."
ilk basımı 2002 yılında olan yapı kredi'nin "top bir dünyadır" adlı kitabından;
prof. dr. fethi heper'in "türk futbolunda devrim yaratan eskişehirspor efsanesinin başlangıcı" başlıklı yazısından;
bu sezonda ligi büyük bir aksilik sonucu yine galatasaray'ın arkasında, bir iki puan geride, ikinci olarak tamamlamış, ama türkiye kupası'nda finale kalmıştık. rakibimiz korkulu rüyamız bursaspor'du. ilk maçı bursa'da oynadık. maç hazırlıkları için yalova'da şeker tesisleri'nde kaldık. o tesisleri 1999 depremi'nde büyük hasar gördü. bazen voleybol oynayarak, bazen denize girerek, bazen karamürsel'de askerî sahada çalışarak hazırlandık. ilk maçı hiçbir olay olmadan 1-0 kaybettik. ertesi hafta final maçı eskişehir'de oynanacaktı. şehir yine gelinler gibi kırmızı ve siyah bayraklarla süslenmişti. bir hafta sanki zaman durmuş, saniyeler geçmek bilmiyordu. stres dorukta idi. bu maçı mutlaka almamız gerekiyordu. şampiyonluğu iki yıl üst üste kıl payı kaçırmış, bir yıl önce türkiye kupası'nı kaybetmiştik. bu kadar cefakâr ve vefakâr taraftara mutlaka bir büyük armağan vermemiz gerekiyordu. ve en sonunda maç saati yaklaştı. stada giderken sanki şehirde insanlar kaybolmuştu. caddeler ve sokaklar boşalmış, herkes sanki stada maçı izlemeye koşmuştu. belki de hayatımızın en zor maçlarından birini oynadık. nefis bir futbol ve halil güngördü'nün iki harika golüyle hem maçı hem de türkiye kupası'nı aldık. olağanüstü bir gün daha yaşadı eskişehir. sabaha kadar süren eğlencelerle zafer kutlandı.
şimdi sizi eskişehir deki o muhteşem rövanş öncesindeki hazırlıklara götürmek istiyoruz.o duyguyu size tekrar yaşatmak istiyoruz.
türkiye kupası final maçı heyecanı bütün eskişehir’i sardı. herkes maçı görebilme yollarını arıyor. hatta dün ve bugün yapılması gereken düğünler cuma gecesinden bitirildi.şimdi gözler sadece ve sadece eskişehirspor-bursaspor maçında...
eskişehir, iki günden beri görülmemiş bir hazırlık içinde. şehrin bayraklarla donatılmamış hiçbir yeri kalmadı hemen hemen. bunun yanı sıra, civar il ve ilçelerden gelenlerle birdenbire kalabalıklaşıverdi eskişehir...
bilet, bilet, bilet... evet herkesin derdi bilet bugünlerde eskişehir’de.biletlerin hepsi, daha maçtan iki gün evvel tükeniverdi. yine de bilet bulamayanlar ümitle, bir oradan bir oraya koşup duruyorlar. böylesine önemli maç için şehirde olağanüstü emniyet alınmıştır.
eskişehir’de oynanan karşılaşma ise uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek niteliktedir. rövanş karşılaşması o mükemmel atatürk stadında oynanır. 27. ve 65. dakikalarda riva halil’in attığı iki golle es-es kupayı müzeye götürdü.
ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
eskişehir
futbolu güzelleştirmekten bıkmadılar. futbolu tesiri anı, ölümü tatlı bir silâh haline sokmaktan yorulmadılar. önüne kim dikildi ise, 90 dakika sonunda koltuğuna bir ders kitabı aldı gitti. bütün bir mevsim boyunca kıstırdıkları ile çimende bir "kedi-fare" masalı yazdılar.
ve ben geçen dönem, eskişehir'den daha büyük tanımadım. kırmızı şimşekler, sanat yanı mezarlaşan futbolumuza, yeni bir yaşama soktu. es-es'lerin şahsında, ben rönesansın güzelliklerini adım adım yaşayan bir meşin yuvarlak seyyahına döndüm.
eskişehir'in geçen yıl kazandığı iki kupanın parıltılarını gözlerimde hisseden bir gazeteciyim. gerek bursa, gerek galatasaray dövüşlerini etimde gönlümde yaşadım. kırmızı şimşekler çok büyük iki devi öğütürken, babaların çocuklara, çocukların çocuklarına anlatacakları bir futbol masalı koydular orta yere.
lafı kaydırmadan konuşuyorum. eskişehir'in türkiye standardını aşan futbolu yanma iliştirilen iki kupa azdır. gegiç'in, begiter'in, matay'ın ve bütün eskişehir'in büyüttüğü bu onbir altın adam, şayet futbolda "kısmet" denen şeyin sadece "k"si ile dostluk kurabilse idi... türkiye'de bir "korkunç koleksiyoncu" devri daha açılır ve öteki takımlar maşrapa yerine hava alırlardı.
bir yazar için en talihli yan yazacak şey bulmaktır. eskişehir, son on yıldır seyredenin yüzüne gözüne zift çalan "çirkin futbolun" temizleme tozu oldu. kırmızı-şimşeklerin şahsında, bu avrupalı oyunun ötesine berisine ilişen kamburların ameliyatını ve tedavisini gördük. rahatladık, bir düzene girdi sıhhatimiz...
yazı-tura sonunda kazanılmış kupaları büyük öksürük ve reklam hokkabazlıkları ile müzelerine taşıyan kodamanlar yanında, ben eskişehir'in kupalarını değil büyük futbolunu alkışlıyorum...
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
bursaspor türkiye kupası finalinde
bursaspor, türkiye kupası'nda sırasıyla orduspor, adanaspor ve çeyrek finalde beşiktaş'ı eler. yarı finalde yine bir göztepe eşleşmesi gerçekleşir. bursa'da oynanan ilk maç 1-1 berabere biter. 13 mayıs 1972'de alsancak stadı'nda oynanan rövanş maçında heyecan ve gerilim doruktadır. göztepe'den mehmet'in 57. dakikada attığı gole, bursaspor 81. dakikada ersel ile karşılık verir. maçın normal süresi 1-1 sonuçlanır. uzatma dakikalarında gol olmayınca, maç penaltı atışlarına gider. penaltı atışlarında 4-2'lik üstünlük sağlayan bursaspor, tarihinde ilk defa türkiye kupası finalinde mücadele etme hakkını kazanır.
final, ezeli rakip eskişehirspor ile oynanacaktır. bursaspor-eskişehirspor arasında oynanan her maç, iki kentte de büyük bir heyecan ve gerilim yaratmaktadır. iki şehir de adeta nefesini tutmuş, maçı beklemektedir. maçlar, iğne atılsa yere düşmeyecek derecede kalabalık bir seyirci topluluğu önünde oynanır.
finalin ilk ayağı 13 haziran 1971'de bursa atatürk stadyumu'ndadır. bursaspor, efsane futbolculanndan ersel altıparmak'ın golüyle maçı 1-0 kazanır. oldukça gergin geçen maçta, bursaspor tarihinin unutulmaz futbolcularından olan mesut şen, maçın ilk yansında kendine sert giren faik'in boğazına sanlarak kırmızı kart görür (eskişehirsporlu faik de aynı pozisyonda kırmızı kart görecektir) ve takımını deplasmanda yalnız bırakır. mesut'un rövanş maçında oynamayacak olması takım için büyük dezavantajdır. mesut, sahada yürüse bile rakiplerin kayıtsız kalamayacağı, her an sonucu değiştirebilecek bir isimdir. eskişehirspor, ligdeki son iki sezonunda şampiyonluğu son anda kaçırmış, bir önceki sezonda da türkiye kupası finalinde kupayı yine dönemin güçlü takımı göztepe'ye kaptırmıştır. eskişehirspor, kupa'yı alarak, önceki sezonlarda final noktalarında yaşanan başarısızlıkları bir nebze de olsa telafi etme düşüncesindedir. 20 haziran'daki rövanş müsabakası mahşeri bir kalabalık önünde ve büyük bir seyirci baskısı altında oynanır. eskişehirspor maçı, halil güngördü'nün iki golüyle 2-0 kazanarak kupa'nın sahibi olur.
bursaspor savunmasının önemli ismi müfit gürsu'nun kaçan kupayla ilgili değerlendirmesi şöyle: "eskişehir ilk bizim maçlarımız aynı üç büyüklerle oynadığımız maçlar gibiydi, bambaşka bir havası vardı. iki şehrin birbirine olan rekabeti, maç içinde bize de yansıyordu. burada ersel'in golüyle 1-0 kazanmıştık. çok da güzel oynamıştık. orada her şeyiyle kupa'yı kazanmaya bilenmişlerdi, hakemi de ayarlamışlar, attığımız golü vermedi. statta da çok gergin bir atmosfer vardı. bir de ilk golü basit bir hatadan yedik. maçı da 2-0 kaybettik. maçı kaybetmemize rağmen sağımızda asker, solumuzda asker şehir dışına öyle çıktık. biz, futbolcular olarak eskişehir maçlarında saha içerisinde kıran kırana mücadele eder, maç bittiğinde de öpüşür ve soyunma odasına giderdik. o dönemler tanıştığımız, hâlâ aramızın iyi olduğu, bursa'ya geldiğinde ağır ladığımız, biz gittiğimizde görüştüğümüz, dostluğumuzun sürdüüü futbolcular var. futbolcular arasında öyle gerilim falan yoktu. ama taraftarlar arasında gerilim çok fazlaydı. maçlarda karşılıklı sataşmalar çok olurdu, zaman zaman da olaylar çıkardı."