haf denince bu üç isimi bilmeyen yoktur. nusret ağabey, ali ihsan ve ben..
süleyman seba rahmetli nusret ağabeyi alt yapıya aldı. ali ihsanı fulya stadına müdür yaptı. ve bende alt yapı hocaları içinde yemek organizasyonu yapardım.
boş zamanlarımızda güzel restaurant veya kebapçılara takılırdık. bu arkadaşlarla muhabbete doyum olmazdı. ekseri nusret ağabey eski günlerden anlatır, bizde onu can kulağıyla dinlerdik. eğlencemiz had safhaya ulaşınca nusret ağabeyle ben ufak ufak şarkılar mırıldanırdık. serpil hoca, bülent özsoy hoca, ufuk hoca, ve daum’un diğer tercümanlığını yapan bülent hoca kafa dengiydik. bülent özsoy hocada bize takılırdı.
not: bu anımı ölümsüz başkanımız süleyman seba’nın göreve geldiği 1 nisan 1984 tarihine en yakın beşiktaş’ın ilk maçına yazdım.
futbol federasyonu’nun hükümetin yönetiminde olduğu özal döneminde futbol kulüpleri de boş bırakılmadı, iktidar, kendine yakın olan kulüplere her zaman para yardımı yaptı. bununla yetinmeyen iktidar, üç büyüklerin başına yine kendine yakın olan siyasetçi ve bürokratları getirdi. bu siyasetçi ve bürokratların görev yaptığı dönem mafyanın futbola bulaştığı yıllar oldu. zaten özal ailesinin göreve getirdiği bu isimler, yanlarına kulüp yöneticisi olarak emniyet görevlileri ile hayali ihracatçıları aldılar.
özal ailesinin bu dönemde en çok müdahale ettiği takım beşiktaş oldu. çünkü başbakan turgut özal’ın eşi semra özal beşiktaşlıydı ve kulübün her şeyiyle ilgileniyordu! 1984 yılında beşiktaş başkanlık seçimleri geldi. semra özal’ın adayı mit’in istanbul bölgesi personel işlerinde görev yapan süleyman seba’ydı.
seba 1982 yılındaki kongrede de aday olmuş ve son anda vazgeçmişti. bu kez ise işi sağlamdı. çünkü arkasında semra özal vardı. bununla da yetinmeyen seba, yönetim listesine karanlık isimleri aldı. kulüb’ün temel sorunu olan parasal yükünü hayali ihracatçılar ertan sert ve turan çevik üstlenmişlerdi.
seba mit’teki mesai arkadaştan esat inanç ve mesut pandır’ı da yönetime aldı. seba, polis desteğini de unutmadı. bunun için kadroya affan keçeci’yi de aldı.
şan sineması’nda yapılan kongrede seba ile mehmet üstünkaya yarıştı. seba, büyük farkla başkan seçildi. üstünkaya’nın listesinde yalnızca niyazi adıgüzel yönetime girmişti. buna rağmen üstünkaya yönetimi tamamen seba’ya bıraktı.
seba’nın kazanması salonda bulunan herkesi rahatlatmıştı. delegelerin büyük bir gerilim içinde olmalarının nedeni alaattin çakıcı’ydı.
süleyman seba işini şansa bırakmak istemiyordu. bunun için çakıcı’yı devreye sokmuştu. o dönemde işleri iyice büyüten çakıcı, mit adına salonun güvenliğini sağlıyordu. bunun için yaklaşık 50 adamını salonun her tarafına yerleştirmişti. seba aleyhine bir durum geliştiği takdirde olaya müdahale edeceklerdi. yani her koşulda seba’nın kazanması gerekiyordu. aksi takdirde kötü şeyler yaşanacaktı. seba’nın kazanmasıyla, kazanan da kaybeden de sevindi. kaybedenler de çakıcı’dan kurtuldukları için mutluydular.
galatasaray’da ise ali tanrıyar vardı. anap milletvekili olan tanrıyar, 1986 ile 1990 yılları arasında galatasaray kulübü başkanlığı yaptı. daha sonra içişleri bakanı olan tanrıyar, ayrıca turgut özal’ın bacanağıydı. ali tanrıyar, galatasaray’ın şampiyonluk yaşaması üzerine söylediği “galatasaray’ı sevmeyen ölsün” sözüyle futbol tarihindeki yerini aldı.
süleyman seba'nın mit, çakıcı ve mafyalı geçmişi! 17-08-2014 12:35 türkiye gazetesi
beşiktaş, mit, ülkücü militanlar, alaattin çakıcı, ülkücü mafya ve süleyman seba ilişkileri ile ilgili ilk yazı türkiye gazetesi yazarı yıldıray oğur'dan geldi.
beşiktaş'ın efsanevi başkanı süleyman seba'nın yaşamını yitirmesi ardından, herkesin bildiği ancak kimsenin dile getirmediği, dile getirmemeyi tercih ettiği mit, ülkücü militanlar, alaattin çakıcı, ülkücü mafya ve seba ilişkileri ile ilgili ilk yazı türkiye gazetesi yazarı yıldıray oğur'dan geldi.
oğur, bugüne kadar yazılan süleyman seba yaşamöykülerinin ve ölümünden sonra yazılanların hiç birinin seba'nın mit'çi kimliği, ülkücü çek senet mafyası ile ilişkileri, çakıcı'nın beşiktaş vizesi ile yurtdışına kaçışı, mit mensubu bir devlet memuru olmasına rağmen beşiktaş'ın kulüp başkanı olabilmesi gibi pek çok soru işaretine, eldeki kısıtlı bilgiler ile yanıt aradı.
ilginç olan bir diğer şey de oğur'un yazısının büyük bir kısmını tuncay özkan'ın bir gizli servisin tarihi isimli kitabına dayandırıyor olması.
işte oğur'un köşesinden çarpıcı bölümler:
mesela süleyman seba’nın mit mensubu olması hakkında o kitapta ve diğer kaynaklarda wikipedia’daki “seba, spor yaşamının dışında milli istihbarat teşkilatı istanbul bölge müdürlüğünde görev yaptı”dan fazlası yok.
birkaç gündür okuduğumuz, dinlediğimiz seba biyografilerinde kurumun adının zikredilmesi de zaten nadirattan. genelde yine rıdvan akar’ın veda yazısındaki şifreli “süleyman seba bir devlet memuruydu. beşiktaş’ta “devlet memurları geleneğinin” son temsilcisiydi” gibi cümleler daha saygılı ve vefaya uygun bulunuyor.
halbuki bu hikayenin dünyanın her yerinde gazeteciler ve okurlar tarafından en ilginç bulunacak tarafı tam da üzerinden atlanan o kısmı. aynı semtte bulunan bir futbol kulübüyle bir istihbarat teşkilatı arasında geçmiş bir ömür. yakışıklı, bekâr bir istihbaratçının bir kulübün efsane başkanlığına uzanan hikayesi…. mevzunun üzerinden atlanmasının sebeplerinden biri belki de solcu, anarşist, muhalif en son gezici taraftarıyla övünen bir kulübün en efsane başkanının 70, 80’li yıllarda mit mensubu olması…
ama sadece bir hayatı anlamak için değil, eski türkiye denen heyhulayı, devlet, sermaye, spor arasındaki ilişki ağlarını anlamak için de seba’nın milli istihbarat teşkilatı bağlantıları üzerinde durulmayı hak ediyor.
tabii bunun için yapılacak şey, kenarda köşede unutulmuş bilgi kırıntılarını toparlamaktan fazlası değil.
mit konusunda kaynak çok az. mit raporları, mehmet eymür ve birkaç kitap dışında. eymür, hemen herkes hakkında yazdığı atin.org sitesinde bu konuda ketum davranmış. alaattin çakıcı’nın beşiktaş antetli belgelerle vize alıp yurt dışına kaçması üzerine yazdığı yazıda şöyle demiş:
“bu konuya hiç girmek istemiyordum ama mecbur kaldım. konuya girmek istemeyiş sebebim, beşiktaş gibi köklü bir kulübün mevzubahis olmasından ve özellikle de bu spor kulübünü çok sevdiğim ve saydığım süleyman seba ağabeyimizle bütünleştirmem...”
bu kadar. en fazla bilgi mit konusunda içerden bilgilerle yazılmış tuncay özkan’ın mit’in gizli tarihi kitabından. süleyman seba’nın mit istanbul bölge başkanlığı’nda personel işlerine baktığını da ondan öğreniyoruz. hangi tarihler arasında çalıştığını o da yazmamış. 1984’te beşiktaş başkanı seçilince görevi bıraktığı doğruysa, 1977 ile 1984 arasında mit istanbul bölge başkanlığı yapan nuri gündeş’le birlikte çalışmış olması gerekir.
nuri gündeş kim peki? hani yıllar önce bir canlı yayın sırasında alaattin çakıcı sorulunca “dinliyorsa gözlerinden öperim” diyen meşhur mit’çi. mehmet eymür’ün 1987’de basına sız(dırıl)an birinci mit raporu’nda mafya ile ilişkileri, yolsuzlukları anlatılan, susurluk komisyonu’na verdiği ifade çok konuşulan ünlü istihbarat şefi.
tuncay özkan’ın kitabına göre süleyman seba’yı 1984’te beşiktaş başkanı yapan da nuri gündeş. kitapta bu “mit’in bjk operasyonu” diye geçiyor.
süleyman seba inönü stadı’nın açılışında ilk golü atmış, milli takım’a kadar yükselmiş, kısa süre de oynasa futbolculuktan gelme bir beşiktaşlı. 28 yaşında menisküs yüzünden futbolu bırakmış. 1963’ten sonra kulüpte yöneticilik, futbol takımının idareciliğini yapmış. muhalif idealist grup içinde yer almış. takıma fazla karıştığı için eleştirilmiş.
ilk başkanlık adaylığı 1981 yılındaki kongrede.
rakibi ünlü iş adamı mehmet üstünkaya. bir ara adı tansu çiller’le yeniköy’de yalı komşusu oldukları için yalı çetesine çıkmıştı. silah ticaretinden, free shop mağazalara uzanan, türkbank meselesinde adı geçen zengin, karanlık bir iş adamı. 2000 yılında monoko’da hayatını kaybetti.
bir memur olan seba’nın, böyle bir iş adamının karşısındaki adaylığının sırrı arkasındaki iş adamlarında gizli. 81’deki kongrede arkasında erdoğan demirören var. ama sonra demirören ve üstünkaya beşiktaş’ın borçlarını ödemek üzere anlaşınca seba ve grubu adaylıktan çekilmiş.
rövanş 1984 kongresinde. tuncay özkan’ın mit’in beşiktaş operasyonu dediği o kongre.
biraz ondan okuyalım:
“mit ilginç bir teşkilat. spordan siyasete kadar örgütlü. eski alışkanlıklarının kötülüğüne bir örnek de kendi mensubu süleyman seba’nın beşiktaş kulübüne başkan yapılması olayıdır. bugüne kadar seba’nın kulüplerde başlattığı dönemin tahlili tam olarak yapılmadı. o hep tonton, babacan bir mit’çi olarak tanındı. peki ama perde arkasında olanlar?”
şan sineması’nda yapılan kongrede herkesin dikkatini salonun çeşitli yerlerine dağılmış 40 genç adam çekmiş. gerisini yine tuncay özkan’ın kitabından okuyalım:
“salonda hava oldukça gergindi. işte o sırada salonda bulunanlar 40 kadar genç adam gördüler. sağa sola yayılmışlardı. seba aleyhine bir durum olursa müdahale edeceklerdi. seba’nın bundan haberi var mıydı bilmem ama mit içindeki pek çok kişinin bu kırk kişiden haberi vardı. bunlar alaattin çakıcı’nın adamlarıydı. mit adına salon güvenliğini sağlıyorlardı.”
kongreyi zengin iş adamı başkan mehmet üstünkaya’nın karşısında memur süleyman seba açık ara farkla kazandı.
ona seçim kazandıran vaadlerin başında beşiktaş’a yeni bir kulüp binası vaadi geliyordu. yönetim kurulu listesindeki ünlü bir iş adamı akaretler’deki 182 metrekarelik arsayı beşiktaş’a bağışlamıştı. o iş adamının adı turhan çevik’ti. süleyman seba’nın ilk yönetiminde mali işler ona verilmişti. malatyaspor başkanlığı yapmış çevik, başak grubu’nun sahibiydi. adı 1988’de yapılan operasyonla “hayali ihracat”ın babasına çıktı, kavramla birlikte anıldı. yurt dışına kaçtı, yunanistan’da uyuşturucu madde bulundurmaktan tutuklandı.
mehmet eymür 1. mit raporu’nda da adı mit istanbul bölge başkanı nuri gündeş’le ilişkileri içinde şöyle geçmiş:
“başak grubu sahipleri ertan sert ve turhan çevik’ten himaye edilmelerine karşı 60 milyon tl aldığı...”
ortağı ertan sert de kongrede seba’nın listesindeki diğer isimdi. 2. başkanlığa getirildi. o da ortağıyla hayali ihracattan yargılandı. tuncay özkan’a göre dönemin istanbul emniyet müdürü şükrü balcı’nın şantajlarından bunalıp mit’e, nuri gündeş’e sığınmıştı. oradan beşiktaş’a…
listede sadece hayali ihracatçı iki iş adamı yoktu. seba’nın mit’ten arkadaşı esat inanç da vardı. mit mensubu inanç kulübün veznedarlığına getirildi.
listedeki isimlerden biri de eski kocaeli emniyet müdürü affan keçeci’ydi. onu da kutlu savaş’ın susurluk raporu’ndan okuyalım:
“uyuşturucu trafiğinde geçiş noktası olan kocaeli’de çetelerin ortaya çıkışı, jandarma alay komutanı veli küçük, emniyet müdürü nihat camadan ve affan keçeci’nin adlarının çeşitli olaylara karıştırılmış olması, yorum ve spekülasyonları artırmış, bölgenin ‘şeytan üçgeni’ olarak adlandırılmasına sebep olmuştur.”
parlak bir liste olduğu kesin. o yıllarda galatasaray, fenerbahçe listelerinde de böyle “parlak hikayeli” pek çok isim olduğu da…
yıllar sonra alaattin çakıcı’nın adı beşiktaş’la bir kez daha anıldı. 2004 yılında serdar bilgili’nin başkanlığı döneminde çakıcı, yurt dışına menajer sinan engin’in vasıtasıyla beşiktaş antetli ve başkanın imzası olan bir belgeyle vize alarak kaçtığı ortaya çıkar. süleyman seba, bu durumu kınayan bir açıklama yapar. çakıcı’yla telefon görüşmeleri çıkan sinan engin’se kendini şöyle savunur: “çakıcı ile bir tek ben mi konuşuyorum? beşiktaş kulübü'nden bir tek beni mi tanıyor?”
süleyman seba beşiktaş’ta 16 yıl başkanlık yaptı.
onu bu eski türkiye’nin rutin hikayeleriyle değil, centilmenliği, fanatik beşiktaşlılığı, kibarlığıyla hatırlamakta haklı herkes. adının inönü’nün yerine o stada verilmesi de bir hakkın yerine getirilmesi olacaktır.
bunlar da siyah beyaz bir eski türkiye filmi olarak kalsın hafızalarda...
dip not: 1 nisan 1984'de beşiktaş'a başkan olan süleyman seba'nın gelişinden sonraki ilk beşiktaş maçına yazdım.
süleyman seba beşiktaş defterini kapatmadığını söyledi 06 mayıs 2006 cumartesi ntv-msnbc ve ajanslar
sanem altan,beşiktaş'ın efsane başkanı süleyman seba ile yaptığı röportajda süleyman seba beşiktaş defterini kapatmadığını söyledi.
süleyman seba; "60 yıl bu kulübün içindeydim. ondan sonra çıkıp bana küfür ettirdiler. ama ne oldu, rüzgâr ekenler fırtına biçti. küfürle gelenler, küfürle gitti." "beni istemeyenler, çıkmış 'geri dön' diyorlar. millet yalaka olmuş. şu an rahatım yerinde ama dönüş işi ilerde düşünülecek bir konu."
* futbol oynamış bir başkansınız. 16 yıl da başkanlık yaptınız. başkanlık hayâliniz o futbolculuk günlerinde mi başlamıştı?
süleyman seba; "beşiktaş'ta 1945'ten 1954'te dizimde meniskus çıkana kadar futbolculuk yaptım. o günlerde beşiktaş'a başkan olma hayâlim yoktu açıkçası. 1954'ün sonunda futbolu bırakınca arkadaşlarla birlikte 'idealist grup' diye bir oluşum kurduk. ama sizi temin ederim bugünkü gruplara benzemeyen bir gruptu, beşiktaş'ı destekliyorduk. muhtelif başkanların yönetiminde bulundum sonra. bir dönem geldi, arkadaşlar başkan olmamı istediler. sanırım 1978-79'daki bir kongrede biz girmeye teşebbüs ettik ama mali imkanlarımız yetersizdi, 'beşiktaş'ın menfaati' dedik ve çekildik. ondan sonra 1984'te rahmetli mehmet üstünkaya ile -ki onun beşiktaş tarihinde ayrı bir yeri vardır- seçime girdik. çok efendice bir kongre oldu.o zaman da ufak tefek şeyler oluyordu ama maazallah bugünkülere hiç benzemezdi. 88 oy farkla kazandım ve başkanlık serüveni öyle başladı. 2000 yılında da bıraktım."
* peki nasıl bir 16 yıl geçirdiniz beşiktaş'ın başında?
süleyman seba; kolay değil. onu allah'la ben bilirim. çünkü imkansızlıklar içerisinde geldik. ama mümkün mertebe bu imkansızlıkları, beşiktaş'ı sevenlerin de katkılarıyla bertaraf ederek yöneticilerimizle birlikte iyi birşeyler yaptığımız ümidindeyim."
(...)
çakıcı'yla ilgim vallahi yok
* önceki federasyonun başkan vekili hasan doğan '100. yıldan sonra beşiktaş'a bir operasyon yapıldı' demişti. buna katılır mısınız?
süleyman seba;"ben sporda böyle bir şeye katılmam. gözümle görmeden inanmam. bu tür olayların gözle görmesi de olmaz, öyle pislik atar gibi... buna da karşıyım. ama bu zat böyle bir söylemde bulunuyor, kimse de 'ne operasyonu kardeşim?' diye sormuyor. son isviçre maçı da her şeye gölge düşürdü. türk spor kamuoyunun beklentisiyle bir şey yapıldı ama fıfa kalktı, cezayı verdi."
* futbolun devletle, mafyayla ilişkisi son dönemde yakınlaştı mı sizce?
süleyman seba;"bizim dönemde böyle şeyler yoktu. şimdi gazeteler 'var' diyor. nasıl olabilir, hayret ediyorum. bu, futbolun getirdiği ranttan kaynaklanır sadece. sistem bozuldu zaten, sistem kalmadı."
* çakıcı'yı siz üye yapmadınız mı peki?
süleyman seba;"öyle sanıyorum ki kulübe 1984'ten önce üye oldu. gazetelerde de 'seba'ya kongreyi çakıcı kazandırdı' diye söylemler çıktı. vallahi billahi benimle ilgisi yoktu onun. belki ilk kongrelere gelmiştir. biz üye alınırken emniyete soruyorduk. bazen de adli sicile soruyorduk."
* başkanın babası erdoğan demirören'le herhangi bir yakınlığınız var mı?
süleyman seba;"özel dostluğum yok. ama yıldırım'a babasının para verdiği söyleniyor."