1960-1961, 1961-1962 sezonlarında önce barcelona'yı 3-2 ve ardından real madrid'i 5-3 yenerek şampiyon kulüpler kupasını kazanan benfica'nın kupaya bir kez daha sahip olma hayalleri kısa sürdü. teknik direktör bela guttman prim sorunu nedeniyle istifa etti ve istifasıyla kulübü lanetlediği söylendi. kartallar o günden bugüne 5 kez final oynamalarına rağmen hepsini kaybettiler.
halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
portekiz'in, o sıralarda futbol dünyasının zirvesindeki benfica takımı vardı. benfica'nın zirvesinde de eusebio. mozambikli siyah inci.. avrupa şampiyon kulüpler kupası'nı peşpeşe iki yıl kazanan benfica, portekiz milli takımı demekti aynı zamanda. öte yanda, bir tek eusebio da, başlı başına bir takım demekti.
ingiltere'de izlediğim güzel maçlardan biri, milan'ın benfica'yı 2-1 yendiği avrupa şampiyon kulüpler finaliydi. eusebio yine göstermişti kendini...fakat milan'ın altafini'si daha baskın çıkmıştı bu kez...
ac milan : giorgio ghezzi, mario david, mario trebbi, victor benitez, cesare maldini (kaptan), giovanni trapattoni, gino pivatelli, dino sani, jose altafini, gianni rivera, bruno mora
teknik direktör: nereo rocco
benfica : costa pereira, domiciano cavem, raul machado, fernando cruz, humberto fernandes, mario coluna (kaptan), jose augusto, joaquim santana, jose torres, eusebio, antonio simoes
teknik direktör: fernando riera (şili)
goller: eusebio (dk.18), jose altafini (dk.58, 66)
benfica were looking to do a real madrid by winning 5 successive european cup finals and this was their 3rd final in a row, but they reckoned without the finishing prowess of altafini and the creative genius of gianni rivera.
wembley stadium was the host on a fine may evening on a night when an ıtalian teenager burst onto the european scene for the first time.
gianni rivera had already made an impact during milan's run to the final, but on this, the biggest stage of all, he reinforced his talent and lived up to the hype that he had received in ıtaly.
he was the creative heart of the side, particularly in his understanding with altafini ahead of him, and this relationship would prove particularly fruitful when it most mattered.
eusebio was finding little joy in the benfica attack, but on 19 minutes he got his chance. torres intercepted a pass from trapattoni in midfield and when eusebio was played in, he pounced to send a low shot onto the corner of the net and give his side the lead.
rivera was now finding space in the middle of the pitch and was orchestrating the midfield.
on 58 minutes he found altafini who swivelled and scored from 18 yards to bring the two teams level, and then just ten minutes later he found altafini again who, despite benfica's appeals for offside, kept his cool to slot home after pereira had saved his first effort.
milan went on to hold on to win the european cup for the first but certainly not the last time.
bugün yola çıkacak olan iki takım 22 mayıs'ta oynayacakları avrupa kupası final maçından ümitli
roma, özel
avrupa şampiyon kulüpler turnuası finali için çarşamba günü wembley'de karşılaşacak olan benfica ve milan takımları bugün londraya hareket edeceklerdir.
bu mevsimde bir hayli başarılı bir grafik çizen italyan futbolu dünya efkârı önünde ikinci imtihanını milan'ın alacağı netice ile verecektir.
milan idarecileri maçı idare edecek olan hakemin ingiliz olmasından büyük endişe içerisindedirler. şili dünya kupasında italyanlar şili karşısında ingiliz hakemi aston'un ters kararları ile mağlûp olmalarını bir türlü unutamamışlardır. italya'da benfica'dan ziyade hakemden korkulmaktadır.
benfica ise bu maça bir hayli sıkı şekilde hazırlanmaktadır. avrupa şampiyonu, bütün futbolcularını kampa almış ve bu yılki turnuayı kazandıkları takdirde 10 bin liranın üzerinde prim vaadetmiştir.
evvelki sene barceolona'yı geçen sene de real madird'i yenerek avrupa şampiyonluğunu perçinleyen benfica, müsabakaya fazla ilgi göstermeyen ingiliz gazeteleri tarafından büyük finalin favorisi kabul edilmektedir. gazeteler siyahi eusebio ile rivera'nın maçın düğün adamları olduğunu yazmaktadır.
benfica'lılar ise maçtan evvel beyanak vermekten çekinmişlerdir. şöhretli takımın şilili antrenörü riera da «bir maç hakkında ancak maç bittikten sonra konuşurum» diyerek futbolcularını övmekten kaçınmıştır.
benfica'yı, altafini'nin 2 golü mağlûp eden kırmızı - siyahlılar wembleyde iyi bir futbol gösterdi
halit kıvanç bildiriyor
londra
bir futbol saltanatı wembley'de yıkıldı. italya şampiyonu milan, «avrupa şampiyonlar şampiyonu» ünvanını iki yıldır taşıyan portekizin benfica takımını 2-1 yenerek, bu değerli kupayı kazandı.
turnuanın bundan önceki turlarında aldığı başarılı sonuçlar yanında, büyük finalde çıkardığı oyunla, milan bu zaferi hak etmişti. ama gönül isterdi ki, (hattâ italyanların çoğunluğu da isterdi bunu) galibiyet şüpheli bir golle sağlanmış olmasın.
evet, milan'ın ikinci ve kupayı kazandıran golünde, altafini'nin topu alış pozisyonu, büyük tartışmalara yol açtı. belki sahada, portekiz'den gelmiş seyircilerin protesto tezahüratı dışında, fazla akis görülmedi. ancak, tribünlerde, özellikle basın tribününde ve maçtan sonra da, futbolle ilgili çevrelerde, nihayet gazetelerde bu husus uzun uzadıya münakaşa edildi. çoğunluk, golün ofsayt olduğu kanaatindeydi. ama hemen ekleniyor ve «milan, bumı atmasa. başka sayı kaydeder ve gene kazanırdı» deniyordu.
takım oyunu
milan, daha baştan itibaren mükemmel bir «takım oyunu» tutturmuş, hemen benfica kalesine inmişti. bilhassa rivera'nın nefis pasları, italyan akınlarının cazibesini arttırıyordu. ama çok geçmeden benfica açıldı ve işte 18. dakikada unlu eusebio, unutulmayacak güzellikte bir golle, 0-0'lık durumu bozdu. mozambikli yıldız, ya da ingiliz gazetelerinin ittifakla dediği gibi «kara panter» soldan aldığı topla sağa kaydı ve şahane bir şutla ghezzi'yi mağlûp etti. tek kelime ile «harika» bir goldü bu.
benfica, bu avantajını 39 dakika koruyabildi portekiz takımı, bu arada fevkalâde akınlar yapmış, zarif futbol göstermişti. fakat milan'ın bastırdığı anlar da az olmamıştı. ikinci devreye 1-0 mağlûp başlayan milân, kaleci costa pereira'nın şahâne kurtarışları karşısında netice alamıyor, bu arada santrfor altafini, gol üstüne gol kaçırarak benfica'nın işini kolaylaştırıyordu. ancak, en kötü hareketleri yapan altafini, en iyi hareketleri de yaparak herkesi şaşırttı ve üstüste iki golle yalnız sonucun değil, kupa'nın da el değiştirmeğini sağladı, ilkinde (57. dakikada) rivera'nın nefis pasını iyi kullanmış ve yerden bir şutla köşeyi görmüştü. ikincide ise, topu tâ orta yuvarlak civarından kaptı. işte tartışma doğuran nokta da, buydu. altafini, topu kendi yarı sahasından mı almıştı, yoksa «ofsayt» pozisyonunda mı. ben şahsen «ofsayt» pozisyonda bulunduğunu görenler arasındaydım. altafini ise aldırmamış hızla inerek kaleye sokulmuş, lutunu çekmişti. günün başarılı kalecisi pereira, bu sıkı şutu da kurtarmayı başardı. fakat şut sertti ve ancak karşılabildi topu. altafini, ikinci vuruşta pereira'yı imkânsızlık içinde bırakıyor ve golü kaydediyordu.
finale yakışan oyun
oyun, her bakımdan bir avrupa finaline yakışır güzellikteydi. sahanın en iyileri ise iki tarafın «10» numaralı forma giymiş elemanları (rivera ve eusebio) ile kazak giymiş elemanları (pereira ve ghezzi) idi. gerçekten - ingiliz gazetecilerinin deyimiyle - «italyan futbolunun hârika çocuğu» rivera ve «kara panter» eusebio, futbolun en zarif örneklerini vermiş. iki kaleci de karşılıklı mükemmel kurtarış gösterisi yaratmışlardı.
benfica'lılar maçtan sonra «talihsiz olduklarını söylemekte, bir bakıma haksız sayılmazlardı. çünkü, takımın en iyilerinden, forvetin 1 numaralı desteği, solhaf coluna, beraberlik golünden hemen sonra sakatlanmış ve tam 20 dakika saha dışında tedavi görmüştü. işte benfica'nın 10 kişi oynadığı bu 20 dakika içinde de altafini, çoklarınca şüpheli görülen galibiyet golünü atmıştı. altafini, bu gollerle sadece takımını galip getirmekle kalmıyor, avrupa şampiyon kulüpler turnuası gol krallığını da kazanıyordu. turnuada bugüne kadar rekor, 12 golle puşkaş'taydı. altafini ise, 14 golle rekoru puşkaşın elinden atıyordu.
milan kupayı hak etti
milan, bu yıl kupa'yı gerçekten haketmişti. ilk turda lüksemburgun union takımını 6—0, 8—0 gibi müthiş farklarla yenmiş, ingiltere şampiyonu ipshwich'e bir maçını 2-1 kaybetmesine rağmen diğerini 3—0 kazanmış, üçüncü turda galatasaray'ı 3-1 ve 5-0'la elemiş, yarı finalde iskoç — dundee'yi 5-1 yenerek ikinci maçı garantiye alımış ve bunda 1—0 yenilmesi, finale yükselmesine engel olmamıştı. nihayet finalde de son iki yılın şampiyonlar şampiyonunu 2—1 yenmişti. milan böylece, şampiyonluğa ulaşırken, oynadığı 9 maçtan 7 sini kazanmış. 2 sini kaybetmiş, yediği 6 gole karşılık, rakip kalelere tam 33 gol atmıştı.
bir tesadüf, milan, bundan önce de (1957-58 de) gene bu turnuanın finalinde, kupanın iki yıllık bir sahibiyle (real madrid'le) oynamış ve 3—2 kaybetmişti. bu defa karşısına çıkan takım (benfica) da, kupa'nın iki yıllık sahibiydi ve bu sefer şeytanın ayağını kırdı italyanlar...
londra mı, milano mu?
maçtan sonra herkes şaşırmıştı. londra'da mı, milano'da mıydık. wembley stadı «milan - milan» tempolarlyla çınlıyordu. taraftarlar sabaya hücum etmiş ve hâtıra olarak almak için milan futbolcularının formalarını zorla çıkartmağa başlamışlardı. bu sebeple bazı oyuncular, kupayı almak için şeref tribününe, vücutlarının üst kısmı çıplak olarak gelmek zorunda kaldılar. ama hemen başka formalar getirildi ve giydirildi.
«avrupa şampiyonlar finali» adını taşıyan bu maçta oynayan 22 futbolcudan 7 sinin avrupalı olmayışı dikkati çeken bir noktaydı. fakat asıl üzerinde durulacak nokta, 100 bin kişilik stadda sadece 45 bin seyircinin bulunmasıydı. bunun bir sebebi, maçın hafta arasında, gündüz, iş saatlerinde oynanması ama asıl önemli sebebi, üç gün sonraki ingiltere kupa finali'nin heyecanının, bu büyük maçı gölgelemiş bulunmasıydı.
ingiliz basının takdiri
maçtaki futbol kalitesini övmekte, hemen bütün ingiliz basını birleşti. ünlü otorite desmond hackett, «daily express» te «zengin bir futbol gördük» derken, sahanın yıldızı olarak rivera'yı gösteriyor. eusebio'nun golünü methediyor. altafini'nin ikinci sayısı için ise «ofsayt göründü» ibaresini kullanıyor.
«daily herald» da peter norento «45 bin seyirci. avrupa futbolunu takdir etti. mükemmel final oyunuydu. italyanların taktik ustası, rivera'ydı» dedikten sonra, milan'ın bu oyunu ile en iyi takımlardan biri olduğunu söylüyor ve mâhut gol için de «altafini topu alınca, ofsayt tereddüdüyle yan hakemine baktı» diyor.
«guardian» yazarı eric todd'a göre, galibiyet golü «metrelerce ofsaytta görünen» altafini tarafından yapılmıştı. ama todd ekliyor: «milan o kadar iyi idi ki, başka goller da atabilirdi. fakat 2-1 bile yetti. eusebio da kurtaramadı benfica'yı.»
«daily telegraph» da donald saunders, milan'ın ince, mükemmel bir avrupa futbolu gösterdiğine temastan ve «milan daha iyiydi, zaferi haketti dedikten sonra, «ne yazık ki, ofsayt şüphesi uyandıran golden dolayı, bu zafer gölgelendi» ifadesini kullanıyor.
«daily mail» yazarı brian james'e göre, stadda bulunan 45 bin seyirci ne kadar talihliyse, doldurulmayan 53 bin yerin meçhul sahipleri de, öylesine talihsizdiler. çünkü onların gelmeyişi, bu şaheser futbole hakaret olmuştu.
milan: giorgio ghezzi, cesare maldini, mario trebbi, mario david, victor benitez, gianni rivera, giovanni trapattoni, dino sani, bruno mora, altafini, gino pivatelli
teknik direktörü: nereo rocco
benfica: costa pereira, raul machado, fernando cruz, humberto fernandes, santana, simoes, jose augusto, coluna, jose torres, cavem, eusebio
ac milan: giorgio ghezzi – mario david, cesare maldini (kaptan), mario trebbi, víctor benítez, giovanni trapattoni, gino pivatelli, dino sani, josé altafini, gianni rivera, bruno mora.
teknik direktör: nereo rocco.
sl benfica: alberto da costa pereira – domiciano cavém, fernando cruz, humberto da silva fernandes, raúl machado, mário coluna (kaptan), joaquim santana, josé augusto, josé torres, eusébio, antónio josé simoes.
1962-63 sezonunda oynanan 8 inci turnua türkiye için en basardı turnua olmuştu. o güne kadar birinci turdan ileriye geçememiş olan türkiye şampiyon lan ilk defa olarak çeyrek finale yükseliyorlardı. bu şeref galatasaray'ındı.
eleme turunda bükreş dinamo’su ile karşı karşıya kalan galatasaray ilk maçta bükreş'te 1-1 berabere kalmayı başarmış, fakat istanbulda rakibini 3-0 gibi net bir skorla yenip elemekle çok iyi bir adım atmıştı. birinci turda rakip polonya'nın bytom'u idi. istanbuldaki şahâne oyun türkiye şampiyonuna 1e karşı 4 gol kazandırıyor ve çeyrek final kapısını açıyordu. nitekim rakip sahada korkulu dakikalar geçirmesine rağmen ancak 1-0 yenilmek, galatasaray'ı çeyrek finalist yapmıştı.
üçüncü rakip milân'dı. kader, 1962-63 sezonunu türkiye için «italyan futboluna râm olma yılı» olarak seçmişti. bologna'daki meşhur 6 gollük mağlûbiyeti alan millî takımımızın temeli galatasaray kadrosu idi. ( http://www.macanilari.com...rkiye-196419649301--.html) m. paşadaki ilk maç 3-1 şampiyonumuz aleyhine neticelenmiş milâno'dakl karşılaşma yeni bir bozgunla kapanmıştı: 5-0. ( http://www.macanilari.com...saray-196219635006--.html)
Ne olursa olsun bir türkiye şampiyonu ilk defa çeyrek finali oynuyordu.
fakat işin asıl düğüm noktası galatasaray’a iki maçta sekiz gol atan bu takımın şampiyonluğa kadar gitmesi idi. çünkü milân, bizden sonra iskoçya şampiyonunu da milano’da yakalayınca 5 gol çekecek, revanşı 1-0 verip finale kalacaktı. finalde ise wembley‘de son iki yılı, şampiyonu benfica'yı karşısına alacak orada da «calcio» nun zaferini dünyaya ilân edecekti.
diğer finalist benfica birinci turda isveç'in norrkoeping’ini biraz kolay, fakat çeyrek finalde dukla prague'ı oldukça' güç olarak eleyip, dömifinalde hollanda'nın feyenordu'nu ancak lizbon'da attığı 3 golle yenecekti. hollandadaki maç golsüz bitmişti.
işte 22 mayıs 1963 de wembley'de milan ve benflca bu şartlar altında karşı karşıya geldiler. bu, iddialı italyan futbolunun üçüncü, milan takımının ikinci defa finale kalışı idi. esasen italyanlar bu turnuanın her zaman başarılıları arasında idiler: tabii arada müstesna yıllar vardı.
ilk yıl milan dömifinalde real madrid'e başegmiş, ikinci yıl fiorentina aynı real’e finalde yenilmişti. üçüncü yü da real'in karşısındaki finalist milandı. sonra italyanların talihsiz devri başladı. 58-59 da juventus eleme turunda eleniyor, 59-60 da da milan birinci turda barcelona karşısında eriyordu. 60-61 de bir kere daha juventus'un eleme turunda silinişi.. bu üç yılın başarısızlığından sonra gene juventus'un çeyrek finalde muhteşem bir maçla real madrid'e yenilişi.
nihayet italyanlar bir kere daha finalde idiler. ve... aldılar finali de.
eusebio'nun 19 uncu dakikada attığı golle devre 0-1 bitmişti. fakat ikinci devrede altafini birbirinden güzel iki gol yapıyor ve italyanın «calcio» su ilk defa muzaffer oluyordu.