valencia'ya, normal süresi 1-0 biten maçta, uzatma dakikalarında yediği gümüş golle boyun eğen g.birliği'nde uefa kupası'ndan elenmenin şoku yaşanırken, kulüp başkanı ilhan cavcav, suçu kendi üzerine aldı.
‘cavcav, ‘‘ortada bir suçlu varsa o da benim. maçta kadro sıkıntısı çekildiği açık bir şekilde görüldü. bu da hocanın değil, biz yöneticilerin suçu. oysa rakibimiz valencia müthiş bir kadroya sahip. bu yüzden elendik.’’
ispanyol gazeteleri, uefa kupası'nın ‘‘en asi takımı’’ olarak nitelendirdiği gençlerbirliği'nin sahada çok iyi mücadele etmesine rağmen valencia'ya elenmekten kurtulamadığını yazdı. kaleci damir'i ‘‘maçın kahramanı’’ ilan eden gazeteler, kapalı kutu olarak yorumladıkları kırmızı siyahlı takımın gelecek yıllarda daha üst turlara çıkabileceğini belirtti. gazeteler, gençlerbirliği'nin elenmesinde mustafa özkan'ın kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakmasının büyük rol oynadığını da vurguladı.
2003-04 sezonu uefa kupasında valencia ve sporting lison ile oynanan maçlar gençlerbirliklilerin kalbinde hep ayrı bir yere sahiptir. dile kolay son 16 takımın arasına kalan kırmızı-siyahlılar sırasıyla blackburn rovers, sporting lisbon ve parma'yı eledikten ve o sezonun en güçlü takımı olan valencia'yı ankara'da 1-0 yendikten sonra deplasmanda gümüş golle elenmişti.
2 gün iş ve 2 gün de gezmece için portekiz'e ait olan ve kuzey atlas okyanusu'nda bulunan madeira adasına doğru giden uçakta, önce valencia üzerinden geçerken alkaraların 4. turda valencia ile karşılaştığı mestella’yı görmek enteresan bir duyguydu. lizbon’a inerken de, aynı sezon 2. turda karşılaştığımız ve deplasmanda 3-0 yendiğimiz sporting lisbon’un jose alvalade stadını görmek duygularımı depreştirdi.
cavcav: ersun milli görev yapıyor 23 mart 2004 - hürriyet
gençlerbirliği kulübü başkanı ilhan cavcav, ispanya yolculuğu öncesi havaalanında ersun yanal'a milli takım teknik direktörlüğünün teklif edilmesiyle ilgili olarak, "gençlerbirliği, türkiye'yi avrupa kupalarında şu anda temsil eden tek takım. bu nedenle de ersun hocanın üstlendiği görev zaten milli bir görev" dedi.
"ersun'unki milli görev"
cavcav, ''gençlerbirliği, türkiye'yi avrupa kupalarında şu anda temsil eden tek takım. bu nedenle de ersun hocanın üstlendiği görev zaten milli bir görev. biz orada gençlerbirliği adına değil tüm türkiye adına mücadele ediyoruz. herkes gibi biz de milliyetçiyiz. vatanını vemilletini düşünen her türk vatandaşının öncelikle mücadele ettiğimiz avrupa kupalarında gençlerbirliği'ne destek vermesi gerekir. ilerleyen zamanda ersun hocayla ilgili gelişmelerin seyrini şimdiden tahmin edemeyiz.'' diye konuştu.
"turu geçeriz"
tecrübeli başkan, valencia maçıyla ilgili olarak da takımına güvendiğini, gençlerbirliği'nin avrupa'da türkiye'nin gururu olmaya devam edeceğini belirterek, ''bundan önceki 3 turda da çok güçlü rakipleri eledik. avrupa kupalarındaki tek türk takımı oluşumuzun da haklı gururunu yaşıyoruz. ilk maçta ankara'da elde ettiğimiz 1-0'lık skor üstünlüğümüz var. ben takımıma güveniyorum. orada da turu geçecek skoru alacaklarına yürekten inanıyorum. avrupa'da türkiye'nin gururu olmaya devam edeceğiz'' dedi.
gençlerbirliği teknik direktörü ersun yanal da valencia'nın avrupa'nın güçlü takımlarından birisi olduğunu ifade ederek, ''valencia, belirli bir disiplin ve sistemle oynayan bir takım. biz deöyleyiz. bu maça çok önceden hazırız. mütevazılık yapmayacağız. onları eleyecek güçteyiz'' dedi.
yanal, milli takım teknik direktörlüğü görevinin kendisine teklif edilip edilmediğiyle ilgili bir soruya ise, ''şu anda biz milli takımız. bizim konuşulmamız gerekir. başka bir görev veya teklifin şu an için konuşulmaması gerekir'' diye yanıtladı.
öte yandan, türk hava yolları (thy), gençlerbirliği kafilesini valencia deplasmanına cıp salonu'nda verdiği bir kokteylle uğurladı. kokteyle, başkan ilhan cavcav, yöneticiler, misafirler, teknik heyet, futbolcular ve gazetecilerden oluşan yaklaşık 160 kişi katıldı.
kafile, saat 10.00 itibariyle valencia'ya gitmek üzere hareket etti.
çocukluğum ve ilkgençliğim izmir’de geçti. babam fenerbahçelidir. ben de biraz dedemin etkisiyle, belki biraz babama inat, biraz da mustafa denizli zamanındaki başarıları sebebiyle galatasaraylıydım o zamanlar. çok sıkı bir futbol takipçisiydim. fanatiktim de, ama stadyumda çok nadir maç seyredebildim. galatasaray’ın cezası sebebiyle izmir’de oynadığı bir avrupa kupası maçı, birkaç milli maç, babamın misyonerlik çalışmaları kapsamında gittiğim bir iki fenerbahçe maçı ve birkaç tane de izmirspor, göztepe, karşıyaka, altay arasındaki yerel derbiyi hatırlıyorum hayal meyal.
seyrettiğim maçların hemen hepsi atatürk stadı’ndaydı. ilginç bir stattır atatürk stadı. dışarıdan koca bir beton yığınıdır. içeride büyük bir gizem saklıyor gibidir. stada girmek için uzun kuyruklarda beklersiniz dakikalarca. girdikten sonra bir sürü merdiven çıkarsınız. tribüne girmeden önce karşı tribünler gözükmeye başlar önce, koşar adım çıkılan son basamaklar ve beton grisini ferahlatan yeşil saha…
yapının büyüklüğü, kalabalık ve kocaman yeşil saha görüntüsüyle büyülendiğimi hatırlarım. birazdan orada dünyanın en önemli olayı olacaktır, olmalıdır gibi gelirdi ama bu büyü hakemin başlangıç düdüğüne kadar sürerdi sadece. akdeniz oyunları için yapılmış bu statta maç seyretmek işkence gibidir. sahanın uzak tarafında olan biteni görmek için dürbün gerekir. bu yüzden her seferinde “keşke televizyondan seyretseydim” dediğimi hatırlarım.
üniversite yıllarının sonuna doğru, biraz bu bir türlü tatmin olmamış statta maç seyretme hevesim, biraz da ersun yanal’la gümbür gümbür top oynayan takımın yarattığı rüzgar beni 19 mayıs’a getirdi. şampiyonluk yarışının iyice içinde olan gençlerbirliği adanaspor’la oynuyordu. stada girdiğimde sahada ısınan futbolcuların yakınlığına şaşırdığımı hatırlıyorum. kalabalık yüzünden maratonun en uç tarafında, saatli’ye yakın tarafta yer bulabilmiştim. bütün sezon hayranlıkla izlediğimiz takım yoktu sahada. azap dolu bir doksan dakika sonunda 2-0 mağlubiyetle ayrıldığımızı hatırlıyorum sahadan.
ertesi sezon ben askere gitmeye hazırlanırken gençlerbirliği avrupa kupası’ndaki efsane maçlarını oynamaya başlamıştı. deplasmandaki blackburn rovers maçında hz. ersun’un mucizelerinden birine tanıklık etmiştim televizyondan. lizbon’da ali tandoğan’ın frikiğinde gol diye bağırınca evdekileri uyandırmıştım. sonra aralık’ta askere gittim. parma maçlarının sonuçlarını gazeteden öğrendim, ankara’daki valencia maçını er gazinosunda seyrettim. rövanş maçını büyük heyecanla beklediğimi hatırlıyorum ama bir sorun vardı. maç saati çok geçti ve o saatte yatakta olmamız gerekiyordu. 3-4 arkadaş nöbetçi komutandan izin istedik, vermedi. biz de yatakhaneden kaçıp, gizlice girdik er gazinosuna. bütün maçı ve uzatmaları ha yakalandık ha yakalanacağız gerilimiyle izledik. elenmenin üzüntüsü askerliğin efkârına karışmıştı.
askerlik bitti, ankara’da işe başladım, ersun yanal gençlerbirliği’nden ayrıldı. o efsane takım dağıldı. ama 19 mayıs’ta maç seyretmenin keyfini unutamadım. ara ara maçlara gitmeye başladım. yanal devrinden sonra takımlar hiç keyif vermese de, tribünün kendine has naifliğini çok sevmiştim. gizli bir necdet özkazancı hayranıydım (tabi o zamanlar ismini bilmezdim, uzaktan seyrettiğim tribündeki neşeli bir ağabeyimizdi benim için). galibiyet sonrası domatesin çekirdeği ve bir baba hindi tezahüratlarını ondan dinlemek çok keyifliydi.
gençlerbirliği’ni ikinci takımım olarak saymaya, hangi takımı tuttuğumu soranlara “galatasaray ve gençlerbirliği” demeye başlamıştım ama bizans taraftarları içindeki kısır tartışmaların tarafı olmak zül haline gelmişti artık benim için. bir yandan da kazanan takımın taraftarı olmaktan vazgeçemiyordum. bütün çocukluğu ve gençliği sınav yarışlarında geçen birisi için normal olsa gerek. sonra, hangi maçtı kim söyledi hatırlamıyorum, rakip taraftarın “en büyük…, başka büyük yok” tezahüratına karşılık, bizim tribünden iki üç kişinin “en güzel gençler başka güzel yok” diye bağırdığını duydum. bunun üzerine uzun uzun düşündüğümü hatırlıyorum. büyüklüğe karşı güzellik…
artık hangi takımı tutuyorsun sorusuna “gençlerbirliği” diye yanıt veriyorum ve sorunun sahibinin yüzündeki şaşkınlığın keyfini sürüyorum. ve o gün bugündür güzel takımın yanında, güzel insanların yanında olmaya çalışıyorum. her geçen gün daha da zorlaşsa da.
g.birliği'nin, ispanya'da teröre kurban gidenler için pankart açması ve valencia'ya gitme kararı vermesi, 'örnek' gösterildi.
gençlerbirliği, valencia karşısında futbolu kadar, ispanya'daki terör kurbanlarına verdiği destekle de alkışlandı. kırmızı-siyahlı futbolcular, rakipleriyle birlikte "compartimos el dolor de espana (ispanya'nın acısını paylaşıyoruz)" yazılı pankartla sahaya çıkarak ilk jesti yaptı. ardından avrupalılar'ın çok sık yaptığı hataya düşmeyip, 'terörist saldırılara rağmen' ispanya'ya gitme kararı alındı. ispanyol basını gençlerbirliği'nin bu jestlerini 'örnek' olarak gösterdi. 15-20 kasım'da istanbul'u kana bulayan bombalı terörist saldırılardan sonra türkiye'ye gelmek istemeyen chelsea ve juventus ile onlara prim veren uefa'nın mesajı alıp almadığı ise meçhul!
gençler'e özel tören uefa kupası 4. tur rövanş maçında perşembe günü ispanya'nın valencia takımıyla karşılaşmak üzere bugün bu ülkeye gidecek gençlerbirliği'ne uğurlama töreni. türk hava yolları, kırmızı-siyahlı takım için hava alanında bir uğurlama kokteyli verecek. bu arada, kırmızı-siyahlı ekip, valencia maçı için thy'den yüzde 50 iskontolu bir uçak kiraladı.
valencia-gençlerbirliği maçının hakemi belli oldu. yarın 22.30'da mestalla stadı'nda oynanacak maçı hollandalı rene temmink yönetecek. 2.03 boyundaki temmink, 2002 yılında g.saray-barcelona şampiyonlar ligi maçı ile türkiye-şili özel maçında görev yapmıştı. bu arada ispanya'da real madrid'in 1 puan gerisinde yer alan valencia'nın çalıştırıcısı benitez'in racing santander ile deplasmanda oynanacak lig maçını düşünerek gençler maçında baraja, mista, vicente ve carboni'yi kadroya almayacağı bildirildi.
gençlerbirliği, valencia ile oynayacağı uefa kupası 4. tur rövanş maçı için ispanya'ya gitti.
avrupa kupalarında yoluna devam eden tek türk ekibi gençlerbirliği'ni umuda yolcu ettik. kırmızı-siyahlılar, valencia ile oynayacakları uefa kupası 4. tur rövanş maçı için dün ispanya'ya gitti. özel uçakla ankara'dan hareket eden kırmızı-siyahlı kafileye havaalanında thy tarafından bir uğurlama kokteyli verildi. ekibimiz öğleden sonra da valencia'ya indi ve ayağının tozuyla akşam antrenman yaptı. kırmızı-siyahlı ekibin başkanı ilhan cvacav uçakta ilginç açıklamalar yaptı: "26 yıldır futbolun içindeyim bu yaştan sonra kaldıramam. bu yüzden futbol federasyonu başkanlığına aday değilim. mhk'nın özerk olmasından yanayım. her krize giren bizim hocamız ersun yanal'a sarılıyor. bu son derece yanlış. f.bahçeli tuncay'ı zamanında 500 bin dolara alacaktım, vazgeçtim."
ilk yarıda çok iyi oynayan yanal’ın öğrencileri, 64’te mista’nın golüyle 90 dakikayı 1-0 yenik kapadı. 85’te mustafa kırmızı kart gördü. vicente’nin golüyle de avrupa macerasını noktaladı.
g.birliği, tarih yazmaya gitmişti ispanya'ya. valencia önünde alınacak başarılı bir sonuç geceyarısını geçen saatlerde türkiye'de sokağa dökecekti insanları. 4.dakikada el saka'nın bir hatası yüreğimizi ağzımıza getirdi. oliveira, ceza alanına girdi. gözlerimizi kapatmıştık ki mısırlı, pozisyonunu bozdu ve top dışarı gitti. yavaş yavaş oyuna ısınıyor ve rakip kaleye gitmeye başlıyorduk. 10.dakikada ali'nin soldan kullandığı korner atışında kaleci canizares'ten seken topa filip'in vuruşu beklediğimiz yere giderken savunma müdahale ediyordu. valencia, seyircisinin de desteğiyle gol arıyor ama g.birliği, orta sahadaki dinamizmiyle rakibinin oyunu üzerine yıkmasına izin vermiyordu. 26'da canobbio'nun sol çaprazdan şutunda damir'in topu kornere çelişi de moral veriyordu kırmızı-siyahlılara. ikinci yarıda mista'yı oyuna alarak baskıyı arttırdı valencia. 64'te kaleci canizares'in degajında topla buluşan mista, sol ayağıyla ceza alanına girmeden şutladı: 1- 0. maçın normal süresinin son bölümünde oyun adeta valencia forvetleri ile damir arasında geçti. damir, mista ve vicente'ye geçit vermeyince karşılaşma uzatmaya gitti. uzatmalarda gümüş gol kuralı işliyordu. 95.dakikada sağdan aimar'la bastırdı valencia. ortası savunmadan döndü. top mista'nın önüne geldi. onun ortasında uzak direkte vicente nefis bir vole gönderdi kaleye: 2-0.
kalbimizi fethettiler ersun yanal, oyuna veysel'i dahil ederek artık ikinci yarısı oynanmayacak olan uzatmalarda turu getirecek golü aramaya başladı. ne var ki valencia'nın bu izni vermeye pek niyeti yoktu. 104.dakikada skoko'nun üstten dışarı giden şutu umutların bittiği nokta oldu. gençlerbirliği, avrupa'da kalan son takımımızdı. bugüne kadar blackburn, sporting lizbon ve parma'yı eleyerek bizi çok ama çok sevindirmişti. beşiktaş'ı kolayca eleyen valencia'ya öyle bir kök söktürdüler ki hani galip sayılır bu yolda mağlup denir ya biz de öyle diyoruz. turu kaybettiler ama kalbimizi bir daha çıkmamak üzere fethettiler. sağolasın gençlerbirliği. bize bu güzel günleri yaşattığın için.
g.birliği teknik direktörü ersun yanal maçtan sonra son derece üzgün görünürken, "ayağımıza kadar gelen fırsatı kaçırdık. valencia sahada asla bize karşı üstünlük sağlayamadı. kalecilerinin rastgele ileri vurduğu bir topta ceza alanı dışından golü yedik. ardından mustafa özkan atılınca bütün düzenimiz alt üst oldu.
'daha iyisi olacak' buna rağmen normal sürede ve uzatmalarda turu geçecek fırsatları da yakaladık ama biz basit golleri atamadık. rakibimiz ise sayıca üstünlüğünü iyi kullanıp, ikinci golü de buldu. maalesef belki de kazanabileceğimiz uefa kupası'na böyle veda ettik. gelecek sezon da avrupa'da mücadele edersek, bundan daha iyisini yapmaya çalışacağız" diye konuştu.
gençlerbirliği, uefa kupası'nda ilk yenilgisini valencia'dan alıp, elendi. başkent ekibi çeyrek finale yükselseydi tam 1 trilyon lira ödül alacaktı.
g.birliği uefa kupası'na valencia'da veda etti. önceki 3 turda oynadıkları 6 karşılaşmada hiç yenilgi almadan 4. tura yükselen kırmızı-siyahlılar, ilk maçta da ispanyol ekibini 1-0 yenmeyi başarmışlardı. ancak mista'nın golü ile uzatmaya giden maçta rakibine boyun eğen g.birliği, yenilgi ile de 8. maçında tanıştı. kırmızı-siyahlılar kapısından döndükleri çeyrek finalle birlikte 1 trilyon para ödülünü de kaçırdı. başkent ekibi eğer tur atlasaydı yeni ödül yönetmeliği gereği bu parayı alacaktı.
toshack'tan tüyo! ispanyol taraftarlar karşılaşmaya fazla ilgi göstermezken, 55 bin kişilik mestella stadı'nın tribünlerinde büyük boşluklar vardı. valencia'da ilk maçta kadroda sanchez, navarro, munoz, albiol ve torrez 18 kişilik kadroya giremediler. öte yandan beşiktaş'ın eski teknik direktörü john benjamin toshack, maçtan önce takımın kaldığı otele gelerek başkan ilhan cavcav ile yarım saatlik bir görüşme yaptı ve valencia hakkında bilgiler verdi.
g.birliği teknik direktörü ersun yanal, savunmada komik hatalar yaptıklarını söyledi. yanal maç sonu şöyle konuştu: "avrupa'nın en güçlü takımlarından birine yenildik. valencia kupanın favorisi... savunmanın kritik dakikalarda hata yapmaması gerekirdi. özellikle de el saka'nın... kısıtlı kadromuz olduğu için hamle yapamadık. kadromuzu zenginleştirmemiz gerekiyor ama yıldız futbolcularımızı istanbul'un çekim alanından nasıl kurtaracağız? 1 yıl daha g.birliği'nin başındayım" dedi.
uefa kupası 4. tur rövanşında g.birliği'ni 2-0 yenerek eleyen ispanyol ekibi valencia için ispanyol basınında yapılan yorumlarda, "garip isimli bir takım olan gençlerbirliği, valencia'nın elini kolunu bağladı. gençlerbirliği, tam bir işçiler grubu gibi çalıştı. valencia'yı ancak 94.dakikada vicente kurtardı" denildi.
gururumuz g.birliği uefa kupası'nda 4. turda elenen gençlerbirliği, dünyanın en iyi futbol takımları değerlendirmesinde 34. sıraya yükseldi. uluslararası futbol tarihi ve istatistikçileri federasyonu'nun (ıffhs) mart ayı değerlendirmesinde, bir önceki ay 35. sırada yer alan başkent ekibi, 168 puanla 34. sıraya yükseldi. sıralamada gaziantep 44'üncü, 13 sıra gerileyen g.saray 45'inci, 6 sıra yükselen trabzonspor 72'nci ve 8 sıra gerileyen beşiktaş da 89'uncu sırada yer aldı. öteki türk takımlarından f.bahçe 30 sıra çıkarak 134'üncülüğe, denizli 12 sıra yükselerek 238'inciliğe yerleşirken, 28 sıra gerileyen istanbulspor 257'nci, 13 sıra gerileyen malatyaspor da 305'inci sıraya indi. zirvede ise milan yer alıyor.