fatih uraz'ın "adamın abdalı kaleci olur" kitabından;
dondurucu soğuğun hüküm sürdüğü bir ekim akşamı ise son 20 senenin gmrdüğü en iyi kaleciye hoşgeldin partisi olmuştu. tarihler 1997'yi gösterirken moskova'da rusya-italya arasında dünya kupası'na katılacak olanı belirleyecek play-off maçlarının ilk ayağı oynanıyordu. karla kaplı yeşil çimenler üzerindeki topun rengi turuncu, evsahibi futbolcular hava şanlarından dolayı umutlu, sıcak iklime alışkın italyan oyuncular ise haliyle biraz endişeliydi.
32. dakika da gianluca pagliuca sakatlanmıştı. 3 sene sonra 17.9 milyon euroluk transfer ücretiyle rekor kıran ünlü kaleci angelo peruzzi o maç kadrosunda olmadığından dolayı kaleye 19 yaşında genç bir file bekçisi geçiyordu. adı sanı pek duyulmamış o kişi gianluigi buffon'dan başkası değildi, italyanlar bu gelişmeden hoşnutsuzdu, nasıl olmasınlar; takımlarının kaderi artık tecrübesiz bir kalecinin ellerindeydi.
italya'nın rusya'da geleneksel puan kaybetme alışkanlığı yetmezmiş gibi şimdi ona as kalecinin yokluğu da eklenmiş ve ibre rusya tarafına çevrilmişti. ancak buffon o zorlu hava şartlarında mükemmel kurtarışlar yaparak rus oyuncuların istediği sonucu almaşım engelleyecekti, genç yaşına rağmen kişiliği ve kendine güveniyle dikkatleri üzerine çeken, yaptığı fantastik plonjonların ardından şimdilerde okluğu gibi yine yumruklarını sıkarak, havaya kaldırarak özgün bir stile sahip olduğunu haykıran buffon, meslek hayatındaki bu önemli sınavı çok rahat geçecekti.
maç buffon'un beklenmeyen performansıyla mucizevi bir şekilde 1-1 sona erince ertesi gün italyan gazeteleri onu yere-göğe sığdıramıyor, manşetlere taşıyordu. rövanş maçını italyanlar 1-0 kazanarak fransa 98'e katılma hakkını elde edecekti ama aslan payı yine de ilk maçın kahramanı buffon'a yazılmalıydı.
1998 finallerinde oynamayan buffon 2002'de kaleyi devir almakta gecikmedi. 2006'daki performansı gerçekten müthişti; final maçının 120 dakikası bittiğinde kalesinde tüm turnuva boyu yalnızca 2 gol görmüştü; biri penaltıdan biri kendi oyuncusundan! ama gördüğünüz gibi 21. asnn tartışmasız en iyi kalecisinin de parlak ş sayfası yine bir sakatlıkla başlıyor; yine birisinin yüzüne kapanan kapı bîr diğerine açılıyordu.