27 agustos 2011 milliyet gazetesinde cıkan cemal ersen,in başkent kulisi,adlı yazısından.
amca maça gitmek istemiyorum’ yeğenim mert 15 yaşında. hasta bir gençlerbirliği sempatizanı. geçen yıl kombine kartını alıp cebine koymuştum. forması, atkısı ve şapkası ise kendi harçlıklarından. kaptan orhan şam’a hayrandı. tanışıp, telefon numarasını bile öğrenmişti. arada bir mesaj atıyormuş. sezon sonunda fenerbahçe’ye gitmesine çok bozulsa da, birlikte çektirdikleri fotoğrafı çalışma masasının üzerinden kaldırmaya gönlü razı olmamış. dün aradı beni. “amca yeni kombineyi aldın mı?” “hayır almadım. vakit var alırız.” “yok yok, alma sakın.” “neden?” “artık maçlara gitmek istemiyorum.” “allah allah nereden çıktı şimdi?” “baksana bir sürü şey var. şike filan diyorlar. bizim takımdan da futbolcuları çağırmışlar. seyretmek istemiyorum, gitmeyeceğim ben.” “oğlum takma kafanı bunlara. git seyret maçlarını”. “zaten bu sene derslerim de ağır, gitmeyeceğim”. “iyi sen bilirsin, televizyondan izlersin o zaman.” “hayır televizyondan da seyretmeyeceğim“. 15 yaşında ve futbola tutkuyla bağlı olan yeğenim, aylardır içinden çıkmaya çalıştığımız şike-teşvik kaosuna pes edip, kendince tavrını koymuştu. çoğu genç gibi dört büyük takımın peşinden koşmak yerine gençlerbirliği’ne gönül veren mert, behzat ç ile yan yana maç seyrettiği tribünü bile terk etmeyi göze almıştı, olup biteni anlamaya çalışırken. yeğenim milyonlarca futbolsever arasında küçük bir örnek. kombine kartını özenle saklayan, iki haftada bir gençlerbirliği’nin, ankara’da oynayacağı maçları iple çeken, takımını seyredebilmek için dershaneden kaytaran, futbolu futbol olduğu için seven o çocuk, şimdi kirletildiğini düşündüğü oyundan nefret eder hale gelmişti. kim maç satın almış, kaç para verilmiş, hangi futbolcu şikeye karışmış, falanca kulüp yöneticisi niçin hapise girmiş, uefa neden rest çekmiş sorularına yanıt aramaya çalışan tertemiz dağarcığı patlama noktasına gelen sadece mert mi? yüz binlerce taraftarı futboldan soğutan, bırakın tribüne gitmeyi televizyon karşısına oturmaktan vazgeçirenlere sormak lazım. bugün yaşanan çirkinliklere tanıklık eden gencecik insanlara, futbolu yeniden sevdirmek mümkün mü artık? beyin kıvrımlarının arasına yerleşen kuşkuyu, soru işaretlerini çıkarıp atmak kolay mı sanıyorsunuz? futbola değil, gönül verdikleri renklerin peşinden hesapsızca koşan milyonlara ihanet ettiniz. her kim türk futbolunun dibe vurmasına yol açtıysa... sayenizde ne tadı, ne tuzu, ne de lezzeti kaldı oyunun. şikeyi de elinize yüzünüze bulaştırdınız, cezasını da. ceremesini çekmek ise taraftara kaldı.