gençlerbirliği taraftarları kurulduğu günden bugüne hep centilmen, küfretmeyen, kavga-dövüşle işi olmayan kısacası bugünler için "nadir" ve tam anlamıyla "nesli tükenmiş" futbol seyircilerdendir. diğer -çoğu- takım taraftarları için bu özellik bir zayıflıktır çünkü rakip takım taraftarı kır-vur-parçala derken ve uygularken gençlerbirliği taraftarının maç içinde küfür bile etmemesini "zayıflık" olarak görürler. bu yüzden arada makarya yaparlar, dalga geçerler.
oysa gençlerbirliği taraftarları futbolun sadece oyun olduğunu ve saha içinde oynanması gerektiğini bilirler. hani "bitti onlar artık" diye iç çekilerek anlatılan amatör futbol zamanlarındaki taraftarların birbirlerine olan "saygılarını" yaşatmaya devam ettikleri için "zayıflık" ne kelime, "bu" özellikleri ile "gurur" duyarlar!.. hatta gençlerbirliği'nin "dışarıdan" taraftar alımının yoğunlaşmaya başladığı 2002-03 sezonunda taraftar forum sitelerinde yeni gelen taraftarların "bu" özelliği nasıl etkileyeceği, az ama "bu" özelliği sürdüren taraftar mı, yoksa çok ama "bu" özellikten ödün veren taraftar mı olmalı diye tartışılmıştır ve bu tartışma hep devam etmektedir...
kombine kartın çıktığı 2002-03 sezonundan bugüne ankaradaki bjk, gs ve fb maçlarında gençlerbirliği taraftarlarının bu centilmen özelliğini ne yazık ki suistimal eden rakip takım taraftarları peydahlandı. gerilimi daha yüksek olan bu maçlarda "gençler taraftarı birşey yap(a)maz" diyerek formaları ile gençlerbirliği tribününe girmeye başladılar. maç başlamaya 10 dk felan kala bir kenera toplanıp -çoğunlukla tuttukları takım tribünün yakınına- kendi takım lehine bağırmaya ve ardından biraz itiş kakış, laf atmalar çıkınca polisin gelip onları takımlarının tarafına geçirmesine sebep oldular...
bu saçmalık ilk uygulandığı günden beri devamlı olarak yapılmakta ve tam anlamı ile gençlerbirliği taraftarının iyi niyetini son haddine kadar zorlamaktan başka bir işe yaramamaktadır. oysa dışarıda bilet satan adamın üzerinde forması olanlara gençler tribününden bilet vermemesi ya da girişlerde aynı şekilde bu adamların içeri alınmaması gerekmektedir. hadi bu iki uygulamayı bir şekilde aşabilirler diyelim ve içeri girdiler. bu adamlar "rakip" takım trübününe girip ardından takımların lehine bağırarak ortamı gerdikten sonra emniyetin olaya müdahele edip bu adamları cezalandırmak yerine mükafatlandırarak rakip takım tribünlerine alması ne saçmadır!
oysa saha içinde kendi takımının ya da rakip takımın taraftarlarını galyana getirecek en ufak bir harekette bulunan futbolcular sarı ya da kırmızı kart gösterilerek cezalandırılırken bu adamlar neden mükafatlandırılmaktadır?
yarın bir gün birkaç kendini tutamayan gençlerbirliği ttaraftarı çıkıp bu adamlara ciddi bir saldırıda bulunursa doğacak sonuçlar kimin suçu olacaktır? yani bu saçmalığın son bulması için illa böyle "kötü" bir olayın mı gerçekleşmesi gerekmektedir?
bir gün daha büyük olaylar yaşanmadan emeniyetin bu adamları gençler tribününden alıp kendi tribünlerine götürerek mükafatlandırması yerine bu adamları "sen niye buraya giriyorsun? neden ortamı geriyorsun" diye dışarı çıkartması gerekmektedir!
ne yazık ki yine "iyi niyet" süistimal edilmektedir. ve her zaman ki gibi "büyük" bir olay olmadan da kimse gıkını bile çıkartmayacaktır anlaşılan. çünkü dün de beşiktaş maçında aynı sahneler bir kere daha yaşandı. yine rakip takım taraftarları gençlerbirliği tribününe girdi, yine takımları lehine tezahürat yaptılar ve yine mükafatlandırılıp takımlarının tribünlerine alındılar... allah'tan bir kere daha gençlerbirliği taraftarları kendilerine hakim oldular da büyük bir olay yaşanmadı... ama önlem alınmadığı taktirde kim bir sonrakinde yaşanmayacağını garanti edebiliyor?