hatalı bir "ofsayt taktiği" ne bel bağlayan karagümrük, siyah - beyazlı takım karşısında dağıldı. günün adamı, dört golden üçünü atan arifti. diğer golü de kaptan nazmi kaydetti
namık sevik
beşiktaş a dün üç kıymetli gol kazandıran sağaçık arifi, polis romanlarının şöhretli kahramanı mayk hammer'e benzettik.
topu bir dedektif gibi sessiz, hattâ sinsice takip edişi, karşısındaki mudafiilere «bu adam hiç bir şey yapamaz» kanaatini verişi, fakat beklenmedik anlarda sahneye çıkışı...
arif, mayk hammer gibi her defasında aynı numarayı tekrar etmiş olmasına rağmen, rakiplerini aldatmasını bildi. arif hakkındaki bu kanaatimiz yalnız dünkü karagümrük maçına münhasır kalmaz. bu genç futbolcu milli ligin başındanberi gosterişsiz, mütevazı ve hattâ umursanmaz haliyle takımını galibiyete götüren golleri atmaya muvaffak oldu. mayk hammerin başarısı daha ziyade yazarının muhayyilesinden doğmaktaydı. arifin başarısında ise yazanın muhayyilesi rol oynamıyordu. karagumrük iddialı idi. karagümrük hem o kadar iddialıydı ki, değil milli lig lideriyle berabere kalmak, onu yenmek azmiyle sahaya çıkmıştı. fakat, hakikat hiç de tahmin ettiği gibi olmadı. kırmızı - siyahlı çocukların. zira, beşiktaşlılar da iddialıydılar. ve onlar da şampiyon, yolunda artık puan kaybetmemek hırs ve azminde gözüküyorlardı. nitekim bir fırtına süratiyle oyuna girdikleri ve rakiplerini ilk 15 dakikalık zaman içinde hallaç pamuğu gibi attıkları görüldü. ama bu baskılı oyun bir netice vermemişti. daha sonra hâkimiyet karagümrük'e geçecek ve kontratlarla kırmızı - siyahlılar siyah - beyazlı kaleyi ağır bir tazyik altına sokacaklardı. hattâ 26. dakikada maçın kaderini değiştirebilecek bir fırsat da yakalayacaklardı, ileri pasa dalan ve topu kaleci necmi'nin elinden kurtaran tarıkın necmi tarafından ayağından çekilişi, gerçekten penaltıydı ve bu kararı hakem çok yerinde bir görüşle vermişti. ama gel gör ki, takımın penaltı atıcısı gökçen bir antrenmanda dahi eşine rastlanmayan umursamazlık içinde topu penaltı noktasından necminin ellerine teslim ediyordu. necmi topu yumruklamadı, kornere çıkartmadı, bloke etti.
devrenin bitmesine üç dakika kala -mark hammer- arif ofsayt taktiği ile tek hat üzerinde müdafaa yapan karagümrüklülerin arasından sıyrılmasını, kaptığı topla yıldırım gibi kaleye inmesini ve takımının ilk golünü atmasını bildi. devre böylece 1-0 beşiktaş lehine kapandı.
ikinci devre
karagümrük ofsayt taktiğini devam ettirmek hatası içindeydi. işte 55. dakika ve nazminin sert şütle kaydettiği ikinci gol. işte 56. dakika ve bahattinin uzattığı ileri pası yine arifin kendisinden ümid edilemeyecek bir süratle kapıp, fırlayışı ve karagümrük filelerine gönderişi... karagümrüklüler yeneceğim düşüncesiyle sahaya çıkmanın ve sakat bir taktikte ısrar etmenin manaszılığını bu anda anladılar. 68. dakika, nihatın geri pasını yakalayan arifin topu dördüncü defa karagümrük filelerine gönderdiği andı. tribünler coşmuş. beşiktaş coşmuş. siyah-beyazlılar tam bir milli lig liderine yakışan bir oyun göstermeye başlamıştı.
arifi mayk hammere benzetişimize bu golü atışı esas teşkil eder.
şimdi sahada dağılan bir karagümrük ve iki yan hafi ile bir makine intizamı içinde oynayan bir beşiktaş vardı. bu hal, tam 88. dakikaya kadar devam edecek ve maçın ilk yarım saatinde şahane bir oyun çıkartan kadri son dakikada bahattinin verdiği geri pası yakalayarak takımına şeref sayısını kazandıracaktı: 4-1
) 
