arjantinli francisco varallo ile tanışın... kendisi ilk dünya kupası'nda oynayanlar arasında hayatta kalan son "delikanlı"...
- 76 yil geçti aradan, 1930 dünya kupası'na dair ne hatırlıyorsunuz?
francisco varallo: dün gibi hatırlıyorum. fransa, meksika ve şili ile aynı gruptaydık. en zoru ilk maçü. sekiz net pozisyonda topu ağlara göndermeyi becerememiştik ama bunun nedeni fenomen fransız kaleciydi. en sonunda bitime beş dakika kala bir serbest vuruş kazandık ve luis monti golü attı. daha sonra meksika'yı 6-3, şili'yi 3-1 yenip yarı finalde de birleşik devletleri 6-1 mağlup ettik. ama finalde uruguay maçında birtakım garip şeyler oldu.
- ne demek istiyorsunuz?
francisco varallo: luis monti o maçta oynamamalıydı. maçtan önceki gece ölüm tehditleri almıştı, çok korktuğu belliydi.
- diğer oyuncularda korku var mıydı?
francisco varallo: bazı oyuncular final maçının atmosferine yenik düşmüşlerdi. bizim takımda ezilmeyenlerin arasına carlos peucelle'yi, guillermo stabile'yi, pedro suarez'i ve kendimi koyabilirim. diğer herkes korku içindeydi. ikinci yanda taraftarlar bize taş atmaya başladılar, çok sinirlilerdi.
- bu olayların uruguay'ın maçı çevirme sini sağladığım mı söylüyorsunuz?
francisco varallo: hayır, bunu söylemiyorum. biz maçı dokuz kişi tamamladık ve herkes korku içindeydi ama onlar bizden daha canlı ve yürekliydi. devre arasında takım arkadaşlarımdan birkaçı o ortamda yapılabilecek en iyi şeyin, maçı uruguay'a vermek olduğunu söyleyebilmişti. o zamanki arjantinli oyuncular şimdikiler gibi cesarete sahip değildi, baskıdan kolay etkileniyorlardı. "manco" castro bizim kalecimizi az kalsın felce uğratacaktı ve monti bu olaydan bayağı ürkmüştü... sonucu etkileyen daha birçok dış faktör daha vardı ama bu yenilginin asıl sorumluluğu biz oyunculara ait.
- dizinizden sakat olmanıza rağmen niye oynadınız?
francisco varallo: çok acıyordu. bu yüzden stada gitme den önce fitness testine girdim. uruguay cumhurbaşkanı'nın oğlu durumuma baktı ve oynayamayacağımı söyledi. ama ben ona inanmadım, çünkü o ne de olsa bir uruguaylıydı. ve o gün sahaya çıktım. "nolo" ferreyra muhteşem bir pasla beni pozisyona soktu ve vuruşumu yaptım. top direkten döndü ama dizimde inanılmaz bir ağrı hisset tim. ikinci yarıya on dakika vardı ama ben bitmiştim, koşamıyordum. o günler de teknik direktörler oyuncu değişikliği yapamıyorlardı, bu yüzden ben sahanın ortasında bir heykel gibi kalakaldım. hareket edemiyordum.
- bu kariyerinizin en büyük hüsranı mı?
francisco varallo: evet, ölünceye kadar içimde bir yara olarak kalacak bu yenilgi. bu acı tat hâlâ damağımda, bir türlü gitmek bilmiyor. uruguaylıların formalarım öptüğü sahne gözümün önünde. çok ağlamıştım. ilk yanda tüm benliğimizi, ruhumuzu ve de kalbimizi ortaya koymuştuk ama o maçı nasıl kaybettik, hâlâ akıl sır erdiremiyorum. inanılmaz bir şey, avucumuzun içindeki maçı verdik. ben şuna inanıyorum; onlarla üç maç yapsaydık, üçünü de kazanırdık. kendimizi beğenmişilik olmasın ama biz o dünya kupası'nın en iyi takımıydık.
- arjantin ile uruguay arasındaki sportif nefretin başlangıcı o maç mıdır?
francisco varallo: montevideo'ya ayak bastığımızdan itibaren bizi hakir gördüler, aşağıladılar. finalin aramızda geçeceğini biliyorlardı. otelimizin dışında durmadan gürültü çıkardılar ve bu yüzden geceleri uyuyamadık. idmanlar sırasında sürekli sözlü tacize uğradık. ben bunların beni bozma sına fırsat vermedim, yoluma devam ettim. ne var ki rövanşı almak için yıllar ca bekledim.
- sizin zamanınızdan bu yana futbolda ne gibi değişiklikler oldu?
francisco varallo: bugün futbolcular birer atlet gibi, yaptıkları tek şey koşmak. bizim zamanımızda futbolcular daha cesurdu. herkes gözü pekti, yüreğimizi sahaya koyardık. profesyonellik icabı bir gün river plate'de ertesi gün boca'da oynardık.
- maçları takip edebiliyor musunuz?
francisco varallo: sadece televizyondan. 14 senedir maça gitmedim.
- bu kadar uzun yaşamanın sırrı nedir?
francisco varallo: sihirli bir formül yok. sadece şanslıyım.