ankara futbolcuları güzel bir oyun göstererek takdir edildiler
cumhuriyet kupası karagümrük takımına merasimle verildi
ankara - istanbul muhtelit takımları arasında kongre kupası için yapılacak nihaî müsabaka dün fenerbahçe stadyomunda yapılmıştır. müsabakayı, 2-0 istanbul takımı kazanmış ve kupayı almıştır.
istanbul - ankara müsabakası, samimî bir hava içinde cereyan etmiştir. her iki mıntakanın muhtelit takımları ayni zamanda sahaya çıkmışlar ve halkı selâmlamışlardır. saha ortasında yapılan merasim esnasında samimî nutuklar teati edilmiş, ezcümle ankara futbol heyeti reisi samih nafiz bey, «uzun bir spor mazisine malik sevimli istanbul’umuzun ve onu temsil eden arkadaşlarımızın tekniğinden bir defa daha istifade etmek talihine mazharız.» demek suretile bu samimiyeti takviye etmiştir.
fakat istanbul muhteliti, beklenen, istifade edilmek istenen bu tekniği gösterememiş, fena, dağınık ve bilhassa ilk devrede cansız bir oyun oynamak suretile kendisine izafe edilen şöhreti sıfıra indirmiştir.
hakem nuri beyin idaresinde oyuna başlandığı vakit ankara'lı misafirlerimizi seri ve cevval bir hücuma geçmiş olarak gördük. muhacimleri, muntazam paslarla ilerliyor, muavinleri kendilerini takviye ediyor. bir iki akın, istanbul kalesine kadar dayandı, hatta bir defasında gol bile oluyordu, topu dışarı attılar.
ankara'lı futbolcuların bu seri ve ahenktar oyununa mukabil, bizimkiler sanki sahaya futbol oynamağa değil de çayırda uzanıp istirahat etmek için çıkmışlar gibi yelrerinden bile oynamıyorlar. yalnız müdafaamıza kadar giden topu, müdafiler bir lûtuf ve inayet kabilinden uzun bir vuruşla defediyorlar, o kadar.
takımın cansız ve yavaş oyunu çok defa görülmüştür, fakat bu derecesi şimdiye kadar vaki olmamıştı. şimdi hep ankara’lı genç futbolcuları canlı hücumlar yaparken görüyoruz. şut atıyorlar, topu bizimkilere taca attırıyolar, yani mütemadiyen bizi sıkıştırıyorlar. hatta yedinci dakikada bizim müdafaa, ankara sol açığını tutabilmek için penaltı olabilecek şekilde sert oynamağa bile mecbur kaldı. fakat oyun hâlâ bir taraflı oynanıyor, durgun ve ağır bir hava oyuna hâkim oluyor.
ankara'lılar on birinci dakikada muhtelif bir gol fırsatı kaçırdılar. bizim kaleci topu tutmak için kaleden çıktığı halde boş kaleye topu sokamadılar.
bu, ilk ciddî bir tehlike mahiyetinde idi. nedense bizim teknik oyuncular biraz kıpırdadılar, hücum yapmak, belki de sayı yapmak lâzım olduğunu hatırlıyabildiler.
şimdi oyun iki taraflı bir şekil aldığı için canlandı. mütekabil hücumlar zevkle takip ediliyor. bu hücumların birinde zeki, salâhattin'e bir pas verdi, salâhattin, vasfi’nin kaleden çıkması üzerine topu kaleye takarak ilk golü yaptı.
oyun biraz daha canlandı. bizimkiler bir hücum daha yaptılar, ankara'lılar ancak bunu kornere atmakla kurtardılar. maamafih ankara’nın genç muhacimleri mukabil bir akınla buna mukabele ettiler. biraz sonra zeki, topu dışarı atmak suretile bir sayı kaçırdı.
salâhattin, oyunun başlangıcındanberi ayağı rahatsız olduğu için mağlûp oyunu oynamıyordu, nihayet çıkmağa mecbur kaldı, yerine alâettin geçti, onun yerine de beşiktaş’lı şeref girdi.
devrenin otuz beşinci dakikasından sonra ankara muhacimlerinin hızı kesildi. maamafih her fırsatta akın yapmak istiyorlar. şimdi bizimkiler de biraz daha canlanmış gibiler. ankara kalecisi, büyük bir talihe mazhar olarak mütemadiyen topu topluyor. vasfi beyin talihi, bu arada muhakkak iki üç sayıya mâni oldu. ilk devre bitti.
ikinci devre
ankara takımı ikinci devreye çok değişik bir halde çıktı. ali rıza, merkez muhaccim mevkiine geçirilmiş, yerine ratip girmiş, rıdvan’ın yerine abbas, selim’in yerine de nevzat ikame olunmuş, diğer hatlar arasında da tebeddülât yapılmıştı.
bizimkiler bu devreye artık ölü gibi başlamadılar. oyun seri, canlı ve zevkli bir cereyan aldı. zeki’nin, mehmed’in şutları avut oluyor, bir türlü isabetli şut atılamıyor. nitekim 11 inci dakikada güzel bir fırsatı bu isabetsizlik yüzünden kaçırdık. fakat 13 üncü dakikada beşiktaş’lı şeref ikinci golü atmağa muvaffak oldu.
ankara - istanbul maçının asıl zevkli kısmı bundan sonra başladı. iki taraf ta bütün gayretini gösteriyor, bizim muhacim hattının sağiç oyuncusu başkalarına pas vermemekte inat ettiğinden bir çok fırsatları heder ediyor. zeki, şimdi bambaşka bir oyuncu olmuş. sağa, sola koşuyor, topu çıkarıyor, müdafileri bizzat geçmeğe çalışıyor ve şut atıyor.
artık kaçan gollerin haddi, hesabı yok. fakat asıl marifet golü kaçırmak değil atmak olduğuna göre bu marifetlerimiz müsbet bir netice vermiyor. maamafih istanbul’un bu oyunu karşısında ankara bir tazyik çemberi içine girmiş değildir, onlar hiç bir zaman yorulmadan, meyus olmadan ve her fırsatta hücum yapıyorlar. bir kaç defa muhakkak gollerle karşılaştılar, topu ya kaleci nuri yakaladı, yahut avuta kaçtı.
ankara kalecisi vasfi, muhakkak ki çok talihli bir oyuncu, öyle şeyler tuttu ki ve gollere mâni oldu ki, seyirciler hayret ettiler. vasfi bey, bu muvaffakiyeti teknik bilgisinden ziyade talihine medyundur. çünkü top tutuşları fenadır.
oyunun zevkli şekli son dakikaya kadar devam etti ve bu netice ile bitti. şimdi burada memnuniyetle kaydetmek lâzımdır ki, ankara’lı genç futbolcular dün bizlere çok güzel bir oyun gösterdiler. bilhassa azim, sür’at ve cesaret itibarile şayani takdirler. maamafih bunların hasleti yalnız azim, sür’at ve cesaret değildir, kombine bir oyun tarzına da malik bulunuyorlar ve mükemmel paslaşıyorlar.
muhacimleri, çok defa bizim teknik oyuncuların ağızlarını havada bırakacak derecede meharet gösterdiler. netice ne olursa olsun, ankara’lı futbolcuları tebrik ve takdir etmek lâzımdır.