* brüksel fenerbahçeyi bekliyor. aslında en sabırlı bekleyiciler türk ve belçikalı gazetecilerle elçilik temsilcilerimiz ve anderlecht idarecileri iki gündür bütün ömürleri brüksel hava alanında geçiyor. hani şahsen şu anda istanbula dönsem, brüksel’in bir tek hava alanından başka yeri bulunmadığını rahatça iddia ederim.
* mamafih tatlı da oluyor bu bekleyişler... meselâ belçikalı meslekdaşlar «doğru söyleyin» diyorlar. «fenerbahçe hiç mi gelmeyecek yokça?» ve ekliyorlar: «belki de burada üçten fazla gol yemekten korktukları için maça gelmeyip 3-0 hükmen yenilmeyi tercih ediyorlar.»
* bir anderlecht idarecisi «hayır» dedi. «pazara zorlu bir lig maçları olduğu için brüksel'den hemen istanbula dönecekler. bizi yenmek zaferini kutlayacak zamanları yok. bu bakımdan zafer eğlencesini peşinen pariste yapıp gelecekler.»
* anderlecht'in kovu taraftarlarından bir gruba rastladık. pek sevinçli idiler. «çok atacağız çok. çünkü fenerbahçe eğlence şehri pariste kalmış dün gece. brükseldeki kilise sayısı kadar gol atarız artık» diyorlardı. istanbulda, «cami kadar» demişler ve birkaç yüz camie karşılık tek gol atamamışlardı. burada ise, sordum ancak 100 kadar kilise varmış...
* hakemin ingiliz oluşuna da dokunuyor anderlecht'liler, «hem de oacar hold'un arkadaşı imiş» diyorlar. «canım dedik 37 bin belçikalının ortasında bir ingilizin sesi mi duyulur?» (lâf aramızda inşallah gerçekten arkadaşıdır hold’un.)
* belçikada çok hızlı gazeteciler var. hele hava alanına gelmeyen biri fenerbahçeyi iki gün önce brüksel'e getiriverdi. hattâ ayni gazetede şerefin brüksel hava alanında verdiği demeç bile var. şeref pariste mışıl mışıl uyurken brükselde baskıya giren la çite gazetesinde...
* anderlecht'liler, dün uzakta, ki kamplarından brüksele geldi. ve topluca sinemaya gittiler. seyrettikleri film mi? «son kavga...»
* fenerbahçeli futbolcular hava alanına inince, anderlecht'li idareciler tarafından karşılandı. idarecilerden birinin, verdiği buketi gören bir futbolcu şöyle mırıldandı: «biz çelenk gönderilmesini rica etmiştik.»