sezonun ve fuat çapa'nın son maçında güneşli bir hava vardı. arkadaşım burak ömeroğlu da kız arkadaşıyla birlikte maça gelmişlerdi. bol bol futbol muhabbeti yaptık.
gençlerbirlikliler gecekondu önünde ısınırlarken, bursasporlular ısınmaya çıkarlarken ellerinde "türkiye ms haftası" yazılı bir pankartla çıkıyorlardı. ilk kez ısınmaya çıkan oyuncuların pankartla çıktıklarını görüp şaşırdım.
maç başlamadan önce fuat çapa tribüne çağırılıp "bu taraftar seninle gurur duyuyor!" diye bağırıldı ve çiçek atıldı. o da çok içten bir şekilde ceketinin önünü ilikleyip eğildi...
bursaspor sahaya tamamı türk ve genelde genç oyuncularıyla biz ise standart kadromuzla çıkıyorduk. maçın hemen başında sağ kanattan ceza alanına yerden yapılan ortaya eski futbolcularımızdan ferhat kiraz dokunarak golü atıyor ve bursaspor 1-0 öne geçiyordu. bu arada bursa tribünlerinde 6. dakika coşkusu yaşanıyordu ve hiçbiri gol için sevinmiyordu. garipti!
ardından bir köşe vuruşunda bu sezon olduğu gibi yine tahminimi yapıp "özgür!" dedim. buna alışkın olmayan tuğberk ve burak neden ısrarla özgür dediğimi anlamasalar da özgür arkadan gelip nefis bir kafa ile beraberliği yakalamamızı sağlıyordu.
hemen akabinde gelişen bir pozisyonda topu alan azonun topuğu ile çevirdiği topu ofsayttaki vleminckx'in ellerini kaldırıp "benim topla işim yok" dercesine geriye doğru yürürken bursalıların pozisyonu bırakıp ofsayt diye el kaldırırlarken akıllıca geriden koşu yapan zec topu alıp skoru 2-1'e getiriyordu.
sonrasında baskın oynayan taraftık ama bir türlü ikinci golü bulamıyorduk.
ikinci yarıda sürekli tosic ile ataklara çıkıyor ama genelde beceriksizce pozisyonları harcıyorduk. 76. dakikada bursanın kullandığı bir kornerden dönen topun gelişine nefis bir şut çıkartan murat yıldırım'ın golü bizim tribünden bile alkışlandı.
geri kalan kısımda bursaspor daha arzulu ve istekliydi ama biz de vleminckx ile önemli bir pozisyon harcadık ve maç 2-2 sona erdi.
günün belki de en kötü anı ise deplasman tribününün maratona yakın kısmında bulunan sarı-lacivertlilerin özellikle ikinci yarının başında sürekli gençlerbirliği'ne saydırmalarıydı... gerçi ne bekliyoduk ki?