1.5 aylık ayrılığın ardından takımızı desteklemek için tribünde yerimizi aldık. ikinci yarıya 2 deplasman galibiyeti ile başlamanın verdiği mutlulukla maçın başlamasını bekliyorduk. maç başladı etkili olmaya çalışıyorduk ama maç ortadaydı. bursaspor'un ilk etkili geldiği anda ilhan eker'in ceza alanı çizgisinde rakibi önünde düşmesi ve shin'in gerçekten güzel vuruşu ile 1-0 yenik duruma düştük. golden sonra biraz etkili olalım derken çok pas hatası yapmaya başladık ve 2.5 yıldır yan toplarda adam paylaşamama alışkanlığımı devam ettirerek en arkadaki 2 bursalıyı unuttuk ve skor 2-0 oldu... yine bastırmaya başladık derken skor 2-1 olunca biraz heveslendik ama 2. yarı sahada jedinac ve troisi dışında çokda bir şey yoktu. bursaspor ve hakem de maçı yavaşlatmak için ellerinden geleni yapınca maç böyle tamamlandı.
maçtan önce güzel bir maç bekliyordum ama hem kısır hem etkisiz bir maç oldu. üstte de yazdığım gibi troisi elinden geleni yaptı. hem geriden top aldı, hem top açtı, hem azda olsa pres yapmaya çalıştı vs. mehmet nas -ki bu çok büyük süpriz bizim için- de dahil çoğu topçu vasattı. çok pas hatası yaptık. organize olamadık.
jedincak'ı çok beğendim. beklediğimden uzun boylu ve kafa topunda çok iyi. özellikle rakip ataklarında ceza alanında çok top çıkarttı. nerede duracağını biliyor. tekniği de iyi gibi yani zamanla çok daha iyi olacaktır. sol defanstaki jacques momha da aynı şekilde iyi bir transfer. kaleci isailovic'e cok is dusmedi aslında. yanlış hatırlamıyosam sağ kanattan bursanın bir atağı var orada etkili kurtarış yaptı ama onun dışında pek bir şey yoktu. özellikle 2. yarı 60. dakikalarda bile geriden top almayıp sürekli kalecinin ileri şişirmesi ile oynamamız çok saçma idi boş boşuna topu rakibe verdik defalarca...
kısacası kötü bir maçtı bizim için. ama ne yalan söyleyeyim içimde bir umut var. yani iyi olacağız diye düşünüyorum. umarım yanılmam...
bir dip not olarak. gençlerbirliği taraftarları olarak koray avcı'nın bize karşı gösterdiği tavrı bir türlü anlayamıyoruz. konya deplasmanında, kocaeli deplasmanında, bu maçta vs kısacası tüm takımın ya da tek tek futbolcuların çağırıldığı hiçbir ses kulak vermedi koray. ya takım tribüne gelirken gidip ayağını bağlıyor, ya teknik direktörün yanına gidiyor ya da duymamazlıktan geliyor. sonuç olarak koray bizim futbolcumuz ama neden böyle bir tavrı var anlamıyorum! sonuçta tribüne küsmenin olacağı son takım gençlerbirliği dir bu nedenle bu davranışta ne yazık ki bir "kompleks" arıyoruz!