ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
1934'teki ikinci dünya kupası italya'da oynanmış. italya'nın sekiz kentindeki finallere bu sefer on altı memleketin takımı yer almış. ispanyol zamora, çek planiçka ve avusturyalı platzer gibi üç dev kalecinin yıldızlaştığı bu ikinci kupada da, dön yıl önceki gibi, yine evsahibi kupayı kimseye bırakmamış. ancak kupa öncesinin öyküsü, sadece spor değil, siyaset tarihine de geçmiş. şöylesine:
italya ile çekoslovakya arasındaki final maçı öncesinde roma'daki ünlü venedik sarayı'nın merdivenlerinde kır saçlı, kısa boylu bir adam dikkati çekmiş. basamakları ağır ağır çıkmış o adam. az sonra da içerde, o dönem hitlerle birlikte dünyayı titreten iki diktatörden birinin odasına girmiş. italyan diktatörü mussolini bu... kısa boylu, ufak tefek adam da, italya milli takımı'nın tek seçicisi, teknik direktörü vittorio pozzo... aralarında şu kısa konuşma geçmiş:
- sizden bir ricam var. cuma günkü büyük geçit töreninde milli takımımız da en önde geçecek. tabii siz de başlarında olacaksınız.
- olamaz, efendim.
- neee? bana hayır mı diyorsun?
- öyle diyorum, efendim, iki gün sonra büyük finale çıkacak futbolcularımı yoramam. onların konsantrasyonunu bozamam efendim.
- emrediyorum, gelecekler. bütün takım...
- onlar gelecekler, efendim. ama başlarıda ben olmayacağım. çünkü şu anda istifa ediyorum.
korkak diktatör olarak isim yapmış mussolini, bir an düşünmüş, sonra yavaş sesle şöyle demişti:
- peki... istifanı kabul etmiyorum. takım geçide gelmesin. amma maçı kazanamazlarsa... kupayı alamazlarsa... o zaman görüşürüz seninle.
final muhteşem olmuştu. futbolun en güzeli oynanmıştı. daha güzelini oynayan ise, italya takımıydı. ancak çok şanssızdı evsahipleri... oynadıkları oyunun meyvasını alamazken... eyvah! çek solaçıgı puc fırtına gibi inmiş ve golü atmıştı bile... şeref tribünündeki mussolini'nin yüzü kireç gibiydi. bitime sadece sekiz dakika kalmıştı ki... bu kez yine bir solaçık, ama bu defa italyan orsi akıyordu soldan... ve nefis bir şut: 1-1... roma stadındaki binler nasıl da ayağa fırlamıştı. maçın 90 dakikası böyle bitecek, futbol tarihinde finalde ilk uzatma başlayacaktı. beş dakika sonra da italyanların zafer golü gelecekti, schaivo'dan... hakem bitiş düdüğünü çalarken, büyük hoca vittorio pozzo yerinden doğrulmuş, tribündeki mussolini'ye bakıyordu... mağrur, alaycı bir bakışla... spor adamı, diktatörü ezmişti.