ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
1975 yılında ankaragücü başkanı olan sabri mermutlu ile söyleşi;
- o zaman bolu'dan dönerken, nasıl karşılandınız?
sabri mermutlu: bolu'dan dönüşümüz muhteşem oldu. arabaların bir ucu bolu'da, bir ucu ankara'da! tabii o zaman sıkıyönetim var. vali beye götürdük kupayı. hanımıyla birlikteydi, verdik kupayı.
"o son 15 dakika neydi öyle yahu, az kalsın kalpten gidecektim" dedi.
dedim ki, "öyle sayın vali, kolay şey değil tabii".
sonra da "şimdi de devlet başkanlığı kupası'nı istiyorum" dedi.
"sayın valim, amma şey istiyorsun sen," dedim.
"ben anlamam" dedi.
kupa da bir gün benim evimde durur, ertesi gün fabrikada, üçüncü gün de müzeye kaldırılır.
dört gün sonra devlet kupası vardı. ben ilk defa o zaman, akşam evde değil, takımla birlikte otelde kaldım. neyse, vali geldi, topladı bizi. 'arkadaşlar, ben küfür istemem, kenan paşa da gelecek...' dedi. vali bey, biz ne yapalım taraftarı. küfür etmesine nasıl engel olabiliriz ki? neyse, birkaç tane amigo vardı, onları toplattık. valinin karşısına dizdik. vali, bakın bir küfür duyarsam, mamak'a gidersiniz, dedi, korkuttu onları. biz de amigolara, yahu bir taraf mustafa, öbür taraf kemal diye bağırsın filan dedik... maç günü, şeref tribününe beni ve trabzonspor başkanını aldılar. o zaman kimseyi almazlardı. önümüzde kenan paşa ve konsey üyeleri.
müthiş bir oyunla trabzonspor'u da nazmi'nin attığı golle yendik. kenan paşa çok memnun oldu; kalktılar beni onunla tanıştırdılar. trabzonluya da tebrik ederim' dedi. eksik olmasın trabzon'un başkanı da, "efendim, ankaragücü 1. lig'i haketti" dedi.
üç gün sonra genel kurul oldu ve ben orda veda ettim. çünkü çok yıprandım. o dört arkadaşın da bizi bırakması, beni etkiledi. bir de o sıralarda banker olayları vardı ve yöneticilerin bir tanesi de bankerdi. yakup ismindeki bankerin başkan olmasını istiyorlardı. çünkü diğer yöneticilerin paraları da ondaydı. çok ısrar ettiler kalmam için ama ben o adillerin takımını teslim ederek, ayrıldım.