* fenerbahçe'li şenol ile birol önceki gece eğitimlerini yaptıkları ezine'de 7-8 kişinin hücumuna uğramışlardır. iki futbolcuyu kıyasıya döven saldırıcılar yakalanmışlardır.
saat 20.30'da başlayacak karşılaşma için hold, "bu bizim için ilk ciddî deneme" kılıç ise, "fenerbahçe bizden daha iyi fakat bu akşamki maçta en az onlar kadar söz sahibiyiz" dedi
fenerbahçe - galatasaray profesyonel futbol takımları, türkiye spor yazarları derneği kupası için bu akşam saat 20.30'da mithatpaşa stadında karşı karşıya gelecektir.
mevsimin ilk büyük dev maçını taraflar muhtemelen şu tertiplerle oynıyacaklardır:
fenerbahçe antrenörü oscar hold, «benim için ilk mühim maç galatasaray'la yapacağımız bu geceki karşılaşmadır» demiş ve şunları söylemiştir: «mevsimi açtıktan sonra yaptığımız ilk iki hazırlık maçında takımımız çok iyi idi. fakat. beykoz'a karşı iyi oynayamadık. eğer, bu maçta futbolcular söylediklerimin tamamen tersini yapmamış olsalardı bir değil on gol atmamız işten olmayacaktı. takımı henüz tesbit etmiş değilim. galatasaray maçı benim ümidimi kırıp kırmamak bakımından önem taşımaktadır.»
galatasaray'ın antrenör meneceri gündüz kılıç ise, sahasızlık sebebiyle mevsime hazırlık maçı yapmadan girdiklerini bildirmiş ve konuşmasına şöyle devam etmiştir: «istanbulspor karşısında almış olduğumuz mağlûbiyet, bugünkü fenerbahçe maçı için bir kıstas teşkil etmez. çalışmalarımız, takımımızın lige ve avrupa kupasına formda bir şekilde girmesini hedef tutmaktadır. fenerbahçe şu anda bizden daha iyi durumda olmasına rağmen netice üzerinde, galatasaray da en az sarı - lâciverttiler kadar söz sahibidir.»
g. saray takım kaptanı metin oktay, sakatlık sebebiyle onbeş gün oynayamayacağından üzüntü duyduğunu söylemiştir. oktay'ın tedavisine her gün devam edilecektir.
dün gece milhatpaşa stadında bir fenerbahçe - galatasaray maçı vardı. ama bu maçta fenerbahçe’nin karşısında bir galatasaray yoktu sanki...
tribünleri dolduran onbinler öylesine şaşırmıştı ki... en iyimserleri dahi «sarı - lâciverttiler ısınmak için kendi kendilerine top koşturuyorlar. şimdi galatasaray da çıkar ve maç başlar» diye düşünebilirdi ancak... fenerbahçe oynuyor, galatasaray seyrediyordu. hem de dakikalarca.. işte sağdan bir akın... bir de soldan... birol’un şutu... şenol’un vuruşu... ziya’nın pası... şeref'in atağı... yaşar'ın dalışı.. aydın'ın akışı... ya neredeydi ayhan'lar, ergün'ler, tarık’lar? hiç biri görünmüyordu ortalarda... görülen, sadece sarı - lâcivert formalılardı. ve her an gol bekleniyordu bu formayı taşıyanlardan...
beklenen gol de gecikmedi: 11. dakikada yaşar'la aydın'ın paslaşarak inişini naci kornerle kesmiş, gene ayni fenerbahçeliler paslaşarak korneri kale önüne göndermişlerdi. şenol, meşin yuvarlağa bir anda hâkim oluyor, yakından şutunu çekiyor, ama kale içindeki tarık, çizgiyi geçen topu tekrar dışarı çıkarıyordu. «gol» ü. yan hakem doğan babacan, hakem talu'dan daha önce görecek, ortaya yürümek ve «gol» işaretini belirtmekle, hakemi de muhtemel bir hatâdan kurtaracaktı.
fenerbahçe golü atmıştı ama, oynadığı oyuna, hele sahada kurduğu üstünlüğe göre, yeni sayılan bu ilkine eklemesi gerekti. galatasaraylılar kadere boyun eğmiş bir hava içinde, değerlenebilecek pozisyonlara dahi koşmuyor. evet, evet, sanki onlar da sarı - lâcivertlilerin ikinci, üçüncü golleri ne zaman atacağını bekliyorlardı. herhalde maç 1-0 biterken, fenerbahçeliler galibiyet sevincinden çok farkı kaçırmanın üzüntüsünü duyacak, sarı - kırmızılılar da yenilme kederini hezimetten kurtulma tesellisiyle denkleştireceklerdi.
fenerbahçenin bunaltıcı baskısı altında geçen ilk yarıda galatasarayın ümitlendiği anlar. yılmaz'ın güzel kornerinde ali'nin yumrukladığı topu ismet'in kaleye atamadığı 14. dakika ile ergün’ün uzaktan sıkı şutunu ali’nin kornere çeldiği 16. dakikadan ibaretti. galatasaray, bu devrede turan'ın yerine aldığı kadri'den başka değişiklik yapmamıştı. fenerbahçe ise, ikinci yarıya ali, özcan ve birol’un yerlerine aldığı hâzım, osman ve ali ihsan'la başlayacaktı. bu devre de sarı - lâcivert akınlarıyla açılmıştı. işte a. ihsan’ın ileri pasıyla dalan yaşar gole gidiyor, ama şutunu isabetsiz çekiyordu. ardından ogün’ün kafa vuruşu direği yalıyordu. goller goller kaçıyor, kaçıyordu. ve bütün bunlar, hâlâ gayrete getirmiyordu galatasarayı... nitekim 53. dakikada forvetin tek görünen adamı yılmaz'ın, şükrü ile hâzım arasından yakaladığı topu boş kaleye havalesinde, yetişip de golü ağlara yuvarlayacak tek sarı - kırmızı formalı çıkmıyordu.
buna karşı top bir kere daha galatasaray filelerini bulmuştu: aydın’ın düzgün kornerini yaşar nefis kafayla kaleye atıyor, fakat hakem favl tesbit ettiğinden sayıyı muteber addetmiyordu. az sonra şenol'un yerine giren bülent solbeke geçecek. şükrü de solaçıkta rakip defansı zorlamağa gidecekti. bundan sonrasında hatırdan çıkmayacak an, ali ihsan'ın âni olduğu kadar fevkalâde şutunu, bülent’in ayni mükemmellikte bir plonjonla kurtardığı 79. dakikaydı. bir de ayhan'ın pek müsait pozisyonda daldığı topu kale yerine taç çizgisine doğru nişanladığı 82. dakika... bu. galatasarayın biraz biraz parlamağa başladığı sonlardı. ancak fenerbahçenin rahat, özellikle müdafaada sağlam oyunu, kalesinde açık vermeyecek ve maç 1-0 kapanacaktı. sarı - lâcivertliler, alkışlanacak güzellikte futbol göstermiş, şöhretli rakiplerini yenmişlerdi. ama bu oyunlarının gerçek karşılığını sayı tabelâsına geçiremedikleri de şüphe götürmezdi.
g. kılıç'a göre g. saray takımı henüz oturmadı. hold, «oyunun neticesi tek gol değildi» dedi
nurhan aydın
galatasaray meneceri gündüz kılıç, maçtan sonra, «tesadüfi bir golle yenildik» derken, fenerbahçe antrenörü oscar hold, «oyunumuzun neticesi tek gollük değildi.» demiştir.
gündüz kılıç, maç hakkındaki görüşlerini şöyle açıklamıştır: «futbolcularımızdan birkaçının kendilerine bakmadıkları, fenerbahçe karşısında belli oldu. doğan ile metin'in olmayışı bizim için büyük bir kayıptı. takımımız daha oturmadı.»
onu hakeme sorun
fenerbahçe antrenörü oscar hold, «yaşar'ın attığı ikinci golde hiç bir şey olmadığını» söylemiş, konuşmasına şöyle devam etmiştir: «-belki golde bizim görmediğimiz bir hatâ oldu. galatasaraya karşı daha iyi oynamamız kabildi. takımımız yavaş yavaş form buluyor. bir kaç maç sonra daha iyi bir fenerbahçe göreceksiniz.»
fenerbahçe mevsim başında formsuz yakaladığı galatasarayı 1-0 mağlûp etti. sarı - lâcivertli takımın çıkardığı oyunla aldığı netice kıyaslanacak olursa türkiye ligi şampiyonunu az yağmur getiren çok buluta benzetmek yerinde olacaktır. anderlecht maçları arefesinde kollektif futbol bakımından hakikaten bir üstünlük ortaya koyan ve acaip denecek sürati ile galatasarayın başını bir topaç gibi döndüren fenerbahçenin gol kısırlığı ise gözlere batan bir diken oldu. az zamanda antrenör oscar ghold bu büyük noksanı nasıl telâfi eder, onu bilmeyiz.
yaların girginliği, ogünün ortaya kaydığı zaman karıştırıcı hübiyeti, şenolun uzaklardan savurdupu şut ve sağ hafa kaydırılan ziyanın 4-2-4 ün ideal bir adamı gibi gözüküşü, seyrediliş bakımından hakikaten gözü okşayıcı idi.
ama bütün bunlar, bir anderlecht devini elemeğe yeter mi, onu da bilmeyiz. tek bildiğimiz. avrupa kupasında yalnız güzel futbolle değil, golle tur atlandığıdır.
üç büyüklerden ikisi dün gece mevsimin hemen başında olmalarına rağmen, ilk ciddi hazırlık maçlarını yaptılar. yeni transferlerle takımların ciddi bir maçta nasıl oynadıkları maç boyunca tek konu oldu. bedenen de, beğenmeyen de çoktu. maçın başlamasiyle beraber sür'atli bir fenerbahçe oyununun yanında, üçgenler teşkili ile yapılan akınlar, hakikaten neticeye gittiği kadar göze de güzel gözüken bir oyundu. ve bunun neticesi de 11 inci dakikada atılan golle göründü. ne var ki sakatlık ve oyuncu değiştirmeler, fırtına gibi başlıyan oyunun güzelliklerini zamanla ortadan kaldırdı.
galatasaraya nisbetle daha tesirli görünen fenerbahçede, en takdir edilecek tarafların üçgenler, ikili birli oyunlar teşebbüsü ile bol şut atılması olmakla beraber. şükrünün sol, aydının sağ açığa konması da hatâ olarak kabul edildi.
galatasaray ise bugünkü durumuna göre, netice alıcılıktan uzak olmasına rağmen başa güreşebilmek kudretini gösterdi.
fenerbahçe açık farkla kazanabileceği bir maçı acaip bir golle aldı. saha ortasında basılmadık yer bırakmayan sarı - lâcivertli futbolcular ceza sahası içinde ve civarında son darbeyi vurmamakta adeta ısrar ettiler. fenerbahçe'nin gol kısırlığı geçirdiği muhakkak. hücumlarda daha çok açıklara kaçan santrfor yasar'ın bu hareketi kanaatimizce sarı - lâcivertlilerin arzuladığı futbola mâni oluyor.
galatasaray ise 90 dakika
şuursuz bir oyunla bocaladı durdu. ağırlık ölçüsü fenerbahçe'ye nisbetle çok hafif kalan sarı - kırmızılı takım bir hezimetten kurtuldu ise buna fenerbahçe için zaaf saydığımız noktalarda aramalıdır. galatasaray - fenerbahçe'ye adeta bir antrenman verdi. netice olarak sarı - lâcivertli takımın galatasaray’ı bir daha bu şekilde yakalayamayacağını belirtmek isteriz.
18.ağustos.1965 - 52 sene önce bugün, tsyd kupası (türkiye spor yazarları derneği) kupası maçında fenerbahçe, 11.dakikada şenol birol'un golüyle galatasaray'ı 1-0 mağlup etti. mithatpaşa (inönü) stadı'nda, faruk talu, doğan babacan, ahmet bagatır hakem üçlüsünün yönettiği karşılaşmada fenerbahçe, ali filibeli (dak.46 hazım canıtez) - özcan köksoy (dak.46 osman göktan), şükrü birand - ziya şengül, ercan aktuna, şeref has - ogün altıparmak, birol pekel (dak.46 ali ihsan okçuoğlu), yaşar mumcuoğlu, şenol birol (dak.70 bülent buda), aydın yelken; buna karşılık galatasaray ise bülent gürbüz - bahri altıntabak, mustafa yürür - naci erdem, ahmet tuna kozan, ismet yurtsü - yılmaz gökdel, ayhan elmastaşoğlu, ergün acuner, turan doğangün (dak.29 kadri aytaç), tarık kutver kadrolarıyla mücadele ettiler. karşılaşma, aynı dönemde oynanan iki kupa olan, hem tsyd hem de spor toto kupası mücadelesi için oynanmıştır.