galatasaray: eser (**) fettah (**) raşit (**) fatih (**) ahmet (**) adnan (**) cüneyt (***) [sejdiç (*)] mustafa (**) sinan (***) tarık hociç (***) bülent (**)
yedekler: haydar,ahmet keloğlu,ömer.
anrenör : günay kayalar (**)
ilhan söyler
donanma kupası f.bahçe'nin
notlar: hava kapalı...ancak yağış yok...ısı altı derece...sahanın tarladan farkı yok...bu nedenle oyuncuların yanı sıra futbolcular kadar sahanın içinde güvercin var..14.dakikada maçın topu patladı.hakem meşin yuvarlağı değiştirdi...hakem halit tankut ilk düdüğünü dördüncü dakikada beğoviç'in fatih'e yaptığı faulle çaldı...tankut sarı kartlarını fatih,selçuk,ve sedat için kullandı...fenerbahçe yedi korner 12,faul,galatasaray ise bir korner 14 faul atışı yaptı. maçı 23 bin 693 biletli seyirci 7 milyon 999 bin 350 lira ödeyerk izledi...
saha diz boyu çamur...
topla değil koşmak,yürümek bile zor...
ama 22 futbolcu tam 90 dakika hem birbirleriyle, hemde çamurla boğuştular...
öyle ki top bu sahaya dayanamadı patladı...
evet tüm futbolcuları kutlamak gerek...erkekce ,mertçe mücadele ettiler,seyredenlere soğuğu unutturdular...ve...bu görkemli ve anlamlı kupayı müzesine götüren "kura atışında" "top" diyen cem'in tayfaları oldu...
bir gün önce her iki takımda ağır bir sahada mücadele ettiler.maça yorğun çıkacaklar,kaliteli oyun olmayacak diyenler çoğunluktaydı...
fenerbahçe,önceki maçlara oranla "saldırgandı". ileride arif,selçuk,bahtiyar ve beğoviç ile rakip alanı dörtlemişlerdi...o ağır sahaya rağmen,orta alan genç mehmet ve müjdat'a kalmıştı.böyle ağır sahada görev yapmak için insanda "ciger" lazımdı...bunuda yaptılar...ne zamana kadarmı? oyunun 55.dakikasına kadar...hele mehmet hiç yorulmamışcasına...hiç bıkmamacasına...mehmet'in yaptığı zor görevi yapan bir başka oyuncu da galatasaray'da bülent'ti o da "biyonik" adam gibi çamuru hiçe sayıyordu...
doğrusu bu iki futbolcuya bravo demek gerek...
galatasaray lig maçında tanıdığı rakibini bilerek orta alanı kalabalık tutup ,tarık hociç ve sinan ile gol yolları aradı...spriz olarak da bülent boş bulduğu kulvardan kaçarak sık sık ceza alanı ile buluştu...ancak o kadar az atak yaptılar ki oyun boyunca tek korner atışı kullandılar o da oyunun 85.dakikasında oldu.
4.dakikada arif sağdan ortaladı...selçuk gerilerden geldi,vuruşu üstten auta gitti...5 dakikada galatasaray'ın golü geldi,mustafa bir top gönderdi...ceza alanına düşen topa erdoğan savurdu...hociç topa sahip oldu...biraz sürdü... sedat'ın müdahelesine rağmen çok sert vurdu...top yaşar'ın ellerine tavana çakıldı...1-0
6.dakikada erdoğan2ın ortasına beğoviç yükseldi,kafasını çaktı top üst direkte patladı,boşta kalan topa arif'in plasesine kale çizgisinde bulunan cüneyt ayak koyarak golü önledi....fenerbahçe ilk yarı boyunca devamlı bastırdı...ancak gol gelmedi,ikinci yarıda sarı-laçivertliler oyun düzeninde değişiklik yaptılar,orta sahayı arif'in yerine oyuna giren özcan mehmet ve beğoviç'in yerine önder ile üçlediler, ve 60.dakikada beraberlik golü geldi... müjdat'ın kullandığı korner atışında mehmet'in şutu raşit'in ayağına çarparak köşeden filelere takıldı:1-1...
donanma kupası'nı f.bahçe kazandı. donanma kupası'nı f.bahçe kazanırken,f.bahçe'nin yediği gole basın tribününde iki isim takıldı,bazıları sedat,dedi bazıları ise hociç...
hociç'in golden sonra elleri havada bir sevinç turu atmasının yaratığı iki adamı basın tribünü çokca tartışarak nihayet bize indirdi.
karar, golü sedat'ın kendi kalesine attığı idi,fakat yazarların kararı şüphe götürmez noktada perçinlensin diye,maçtan sonra gençleri gol olayının peşine sefarber ettik....
* * *
sedat'a sorulmuş,"ben atmadım" demiş...hociç'e sorulmuş "ben attım" demiş...golü yiyen yaşar, "golü ben yediğime göre" demiş "golü sedat değil hociç attı..."
olayın görgü tanıklarından f.bahçeli erdoğan,güngör'de "hociç" diyerekten baş sallamışlar...
hoppala ki hoppala...
gazeteye galdik,filmler yıkandı,olayı netlikle tesbit etmek mümkün değil.milliyet foto muhabirleri ordusuna soruyorsun,her makinadan bir ses.
"ben o kalede değildim..." "ben o anda deklanşöre basıyordum görmedim..." "ben gevezelik ediyordum,kaçırdım..."
kafamız su kaynatmak üzere iken devreye türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük ukalası "beyaz cam" giriverdi.
tv denen bilgi papağanının önüne geçen yetkililere göre "gol hociç'indir...ve bu durum maç filminde kare kare gayet açık ve secik görülmektedir..."
eee "beyaz cam" diyorsa boynumuz kıldan ince...dağıt manşeti... anadolu bürolarına yıldırım telefonlar et hociç s.o.s'i ver...
sonra otur tv'nin başına,maç filmini bekle ...gördükten sonrada hop otur hop kalk...
trt yedkililerinin "gol hociç'in ...bu durum kare kare gayet net görülüyor" dedikleri pozisyon bir anda gelip geçiyor ve o karambolde sedat hareketi ile golü atan adam hociç'ten fazla iktisap ediyordu.
gol kesinlikle bir sol ayak golüdür hociç'in girdiği pozisyon itiberi ile o golü sol ayakla atması mümkün değildir.
türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük sol ayağı can bartu "bu golün sol ayağını f.bahçe defansının içinde arayınız,ya cem'dir veye sedat..." uyarıları da,basının bu ortak kararı karşısında kaynayıp gidiyordu.
* * *
olay bitmiştir golü olan hociç üsküdar'a geçmiştir.
fakat türkiye'nin futbol olarak yüzdüğü zavallılık yanında ,ahlak enflasyonu konusunda yuvarlandığı çukur da son derece düşündürücüdür.
hociç sahibi olmadığı bir golün sahibiymişcesine boğa gösterileri yapıyor sedat ve diğer f.bahçeli futbolcular ,bu kendi kalesine olan gole doğru teşhis koymuyor ,trt yetkilileri tek kareli olan gol pozisyonuna,"gayet net bir hociç golü" diyebiliyor.
futbolu öğrenemedik bari medeni olmasını öğrenelim