boluspor kadrosundaki ali beykoz yanlış isim ben 17.07.1960 doğumlu ali yılmaz olarak ilk onbirde oynadım ve 90 dakika değişmedim hayatımın en önemli maçıydı.o gün hürriyet gazetesi yazarı talay erker'e göre sahanın yıldızı idim.gazetede yazana göre milli ismaili rezil etmiştim.ilk birinci lig maçımdı.fatih terim 5 kez faulle durdurmuştu.sol açık oynuyordum çok süratli ve sol ayaklı bir futbolcuydum. hala gazete küpürlerini saklıyorum. şu an yaşım 54 ve sakarya'da ikamet etmekteyim.unutmadan ben büyük ali olarak oynadım.bir gün ali beykoz bana ankara'da abi sen oynadın ben transfer yaptım demişti.
birde şunu yazayım.maç 0-0 bitmişti.30.000tl beraberlik primi almıştım.çok başarılı oynadığım için o günkü kulüp başkanım yener bandakçıoğlu 75.000 tl lik hediye çeki vermişti.toplam 105.000tl ile bugün çok mutlu olduğum yuvamin temelini atmış şu anki eşimle nişanlanmıştım.
anılarımın canlanması açısından galatasaray maçı ile ilgili biraz daha detay vereyim. 1984-85 sezonu 2. lig takımı ankara şekerspordan boluspora kiralık futbolcu olarak gelmiştim. henüz bir yıllık profesyonel bir futbolcuydum. aslında transfer sezonunda boluspor bana talip olmuştu ancak nasip olmadı. kiralık sezonunda boluspor formasını giydim. profesyonel tecrübem hiç yoktu. alt yapı ve hoca eğitimi hiç almadım. allah bana ne yetenek verdiyse onunla oynuyordum. bolu'ya geldim. günlerden perşembe stadyumda haftasonu oynanacak maçın taktik idmanı var.bazı futbolcular tarafından hiç de güzel karşılanmadım.
hocam mehmet başaygün beni hiç seyretmediğini söyledi. hakkımda bilgi sahibi değilim dedi. sahaya çıktık yeşil deli gömleğini sol açık olarak 2. takımda giydim. 2 güzel gol attım ve a takımı o maçta 2-1 yendik. maç sonrası hocam soyunma odasına beni göndermedi. tam yarım saat özel idman yaptırdı. sonra da bana "ali oğlum bu hafta milli maç dolayısiyle maç yok diğer hafta seni gs maçına hazırlıyacağım" dedi. hoca oynattığı taktik maçı ile tek maçta beni gs maçında oynatacak kadar yetenekli buldu. biliyorsunuz fanatikler idmanlarıda kaçırmadığı için namım gs maçı öncesi yayıldı.
gelelim maça sahaya seramoniye çıkmak üzere geldik. heyecandan kalbimin sesini duyuyorum. 1-2 metre yanımda dünya kupalarından tanıdığım jup derwal, imparator fatih terim, abramcık, erdal keser, simoviç, cüneyt tanman, raşit çetiner.. birde extrası var milli takımın sağ beki ve o gün için türkiye'nin en iyi beki olan sarı ismail. bir yıl önce tv de gıpta ile seyrettiğim bu oyuncularla lig müsabakası yapacağım. sanki rüya gibi duamı okudum sağ ayağımla sahaya çıktım. tek amacım ilk topla buluşmamın olumlu olmasıydı. yoksa ismaille baş edemezdim, ben kimim ki.
dakika 2, korner köşesinde ona öyle bir çalım attımki taça çıktı. yaptığım orta gol oluyordu. onunda insan olduğunu uzaydan gelmediği düşüncesiyle bu ismail beni durduramaz dedim. ofansif özellikli olduğundan onun önüne atılan her uzun topu gittim aldım adamı pert ettim. beni affetsin ama ömründe benim gibi birine denk gelmemiştir. 20. dakikada havlu attı ve yere yattı. tekme yok darbe yok sakatlık yok. o an imparator geldi ona sinirli bir şekilde maçtan önce hocan sordu sakat, hasta olan kendini iyi hissetmeyen varmı. iyiyim dedin çıktın şimdide oynayacaksın diyerek derwalin değiştirme isteğini engelledi yani derwal fatih terime rağmen ismaili oyundan alamadı. ilk yarı 0-0 bitti.
2. yarı sağ beke ismailin yerine yusuf altıntaş (komando) girdi. yeteneğimi gördüğü için ayaklarını kırarım ayağına hızımı kesmek için korkutmaya çalıştı. tabiki oda başaramadı. (yusufla ilgili bu maçta anım var sonra anlatırım) güzel bir futbol oynadım. şunu söyleyebilirimki 1. lig de top oynamak çok kolay ancak ben 23 yaşında profesyonel oldum. benim zamanımda 28 yaşında fubolcu transfer yapamıyordu (kaleci hariç) maç 0-0 bitti. görüşmek üzere selamlar
yusuf altıntaş'tan bahsedeceğimi söylemiştim. yusuf ile ilgili evveliyatını anlatayımki konu belli olsun. yusuf bu maçta 2. yarı ismailin yerine oyuna girmişti. o zamanlar oyuna sonradan giriyordu. maçtaki görevi beni durdurmaktı. yusuf'u abisi kocaelisporlu yaşar altıntaş'ı ve allah rahmet eylesin iyi futbolcu olan babasını çok iyi tanırdım. gayri federe olarak yusufların takımı ile hem sakarya da hemde memleketi kocaeli kullar'da 2-3 müsabaka yapmıştık. o tarihlerde yusuf ve abisi yaşar ben de dahil amatördük. onlar benden önce profesyonel oldular. bir gün sakarya'nın karaaptiler köyünde amatör bir abimizin jübile maçı için içlerinde yusuf,yaşar adanasporlu savaş bjk li sarı fırtına metin tekinin olduğu 1. lig topçularıyla bizim mahalleden topladığımız arkadaşlarımız maç yapmıştık. onlerın hepsi profesyoneldi. sonuç 2-1 biz yenmiştik. onlara 2 güzel gol atmıştım. daha sonraki duyumlarımıza göre bu maçı onlar hiç unutmamışlar kamplarda gündeme getirmişler.
şimdi gelelim boluspor gs maçının 2. yarısına.. ben yusufu tanıyorum ama o beni hatırlamıyorki. . ne yapmak lazım top öteki tarafta oynanırken yusufa bu konuyu anlatmak lazım. başladık yusufla ara ara sohbet etmeye. seyirci beni ilk defa seyretmesine rağmen çok beğendiler. yusufun bana küfrettiğini sanarak başladılar tempo tutup..... ben anlattıkça yusuf beni hatırladı. ilk yarı kulübede sitilimi bir yerden hatırladığını tanıdık geldiğimi söyledi. sonra bak hemşeri de çıktık beni üzme vallahi ayağını kırarım zaten yedeğim kadroya girmeye çelışıyorum üstüme gelme dedi. yusuf arkadaşım seni herkes tanıyor beni kimse tanımıyor. bu maçı ben birdaha ne zaman bulacağım dedim. üstüne üstüne devam ettim. seyirci bilmez bazen öyle güzel sohbetler olurki sahada. maçta o kadarçok koşmuşumki hocam 80. dakikada beni oyundan almak için tabelayı kaldırdı. ben saha kenarına yöneldim ama ne mümkün kapalı türbün ayağa kaktı. beni değiştirmediler. maçta 0-0 bitti. ben 11 nolu formayı kaptım. diğer benden önce sol açık oynayan arkadaşlar(2 kişi) kiralık olarak benim geldiğim ankara şekerspora gittiler.