iyi bir senaryo ortada... van felâketzedelerine yardım amacını taşıyordu... bu senaryodan ortaya çıkacak filmi izlemeye gelen mahşeri bir kalabalık da tribünleri doldurmuştu...
futbola susamış ankara seyircisi, bazı kardeşlerine çam sakızı çoban armağanı da olsa bir katkıda bulunmak, hem de aylardır hasret kaldığı ''büyük maç” özlemini gidermek istemişti... bunlardan birincisinde başarılı oldu . ve gişelere tam 750 bin lira bıraktı. ''büyük maç'' özlemine gelince... birinci bu sıfata lâyık değildi. fenerbahçe ile ankara karması maçı “orta oyunu" idi.. ankaragücü - ankara demirspor takımlarının karışımı olan ankara karmağı ilk yarıda biraz bir şeyler yapma gayreti içindeydi... o kadar... fenerbahçe’ye gelince: bir kere sahaya çıkardıkları onbirle önce seyirciyi hüsrana uğrattılar.
ilk maçın başarılı adamlarını sayarsak, fenerbahçe'den yavuz, ankara karması'ndan ise kaleci osman erman ve demirsporlu recai göze batan isimler oldular.
ikinci müsabaka, biraz "büyük maç" havası taşıyordu. bu maçın büyüğü ise şüphesiz galatasaray'dı... sarı - kırmızılılar çok şanssız bir golle yenik duruma düşmelerine rağmen, mücadele güçlerini yitirmediler ve beşiktaş’ı adeta sürklase ettiler... maçın bu şekle girmesinde galatasaray'ın iyi oyunu kadar, beşiktaş'ın anlaşılmaz futbolunun da rolü vardı...
galatasaray'dan güngör, öner ve zafer arkadaşlarına oranla daha çok göze battılar. ancak diğer oyuncular da hiç bir zaman vasatın altına düşmediler. beşiktaş'ta ise bir tek isim, kaleci mete parladı. iyiniyetli bir mete’nin, rasim’in yerini rahatlıkla doldurabileceğinden kimsenin şüphesi olmasa gerek...