finalde servette'i 2-1 yenerek isviçre kupasını kazanan ve şimdiden kamp hayatına alışan sion'luların, sarı - kırmızılı takım karşısında ilk maçı olağanüstü bir gayretle oynayacaklarına şüphe yok
galatasaray'ın avrupa kupası maçlarında ilk rakibinin (sion, f. c.) olduğunu öğrenince yolumu çevirdim ve hemen (sion) a gittim. sion'a cenevre'den trenle iki saatte gidiliyor.
1400 senelerinde kurulmuş 20.000 nüfusda küçük bir şehir. kulüp lokalinin (13 yıldız) otelinin altında olduğunu öğrendim. kulüple kimseler yoktu. reis dahil bütün idareciler, transfer ayı olduğundan isviçre çapında çok büyük transfer yapmak için memlekete dağılmışlar. kulüp, kupa maçlarına çok büyük bir takım hazırlamak için kesenin ağzını iyice açmış. kulüp müdürünün sağa sola ettiği telefonlardan sonra ikinci reisin hanımı otomobiliyle gelerek bizle alâkadar oldu. ve talih eseri olarak takımın menecerini de buldu. ilk önce hep beraber stada gittik.
stad küçük, fakat
saha, çimen 110x70 eb'adında ve fena değil. ancak tribünler tahta, derme çatma ve hep açık. en fazla (10.000) kişi alırmış. tribün denilen salaşlardan başka stadda tesis olarak iki tahta soyunma kulübesi var... menecere niye genevre veya lozan stadlarında oynayıp daha fazla para toplamayı düşünmediklerini sordum. sionluların «biletleri isterseniz on misli yapın, fakat takımımızın bu büyük gününü bize gösterin» diye tazyikleri üzerine sion'da oynıyacaklarını anlattı. daha evvelce sion takımının kendi sahasında halkın görülmemiş derece çılgınca kendilerini teşyi etmesiyle çok sert, maça son derece asılan bir futbol oynadıklarını, sion’a gelen her takımı perişan ettiklerini öğrenmiştim. anlaşılan sion idarecileri bu avantajı kaçırmak istemiyorlardı.
millileri var
(sion f.c) yi yugoslav antrenörü «mantala» çalıştırıyor. üç milli futbolcuları var. kalecileri de yugoslav. futbolcular gizli profesyonel. sion geçen sene ligde (9) uncu olmuş. menecerin söylediğine göre, gûya bütün kuvvetlerini kupaya vermişler. finalde meşhur (servette) takımını (2-1) yenerek kupayı da almışlar...
sion şehrinin denizden yüksekliği 760 metre... söylendiğine göre isviçre'nin en kuru, en yağmursuz yeri imiş. galatasaray hakkında epeyce malûmat toplamışlar..
nezaketlerine rağmen, sion'da galip geleceklerine inandıkları anlaşılıyor...
misafirperverlik yarışı
sonra bana bizleri misafir etmeyi düşündükleriotelleri de gezdirdiler... doğrusu son derece misafirperverlik gösterdiler... bütün şehirde şimdiden bir heyecan, bir bekleyiş var ki bence bu korkulu doğrusu... stadda televizyoncular tertibatlarını alıyorlar. maç televizyonda tam olarak gösterilecek.
isviçre’de sezon 28 temmuzda açılıyor. (sion) un ayın sonunda bir antrenman maçı var... sion burada muhakkak ki olağanüstü bir azimle oynıyacak. yakın ve dopdolu tribünler de onları coşturacak... hepsi şimdiden kamp hayatı yaşıyorlarmış... dikkat galatasaray! dikkat!.
* gerçekten kantonlar memleketi isviçre kupa şampiyonluğunu ele geçirmek sion için büyük bir başarı sayılmalıydı. 14 kantonun en fakiri bu kanton. ancak, zenginin fakiri demek lâzım. valais kantonu burası. etrafı dağlarla ve dağların eteklerindeki bağlarla çevrili sempatik, şipşirin, temiz yüzlü insanlaraın yasadığı bir yer. 20 bin nüfusu var bu kantonun ve 15 bin kişilik de bir stadyomu. ve biri antrenör oyuncu olmak üzere de 12 kişilik bir takımı var sion'un. balais'liler deli gibi seviyorlar sion'u. kırmızı - beyazlı takım maçlarda özel şekilde tesçi ederlermiş. tabii bu geceki maçı görmek için lozan'dan ve civar yerlerden gelecek sion taraftarlarını da hesaba katmak lâzım.
* galatasaray kafilesi çok neşeli. gittikleri her yerde attıkları kahkahaları ve gülüşmeleri duymak mümkün. bu arada takımın iki asker oyuncusu talât ve uğur birbirlerine takılmadan duramıyorlar, talât sivas'da askerlik yapan uğur'a, «sivas'dan sion'a» diye bir de türkü bestelemiş...
* türkü bahsinden açılmışken bu konuda galatasaray kafilesinin önderleri bir «yapışık kardeşler düeti» var... bunlar bahri ve ergün. her fırsatta beraber türkü ve şarkı söyliyen bu iki futbolcu, ya arkadaşları «şen kardeşler» adını takmışlardır.
* sarı - kırmızılı kafilesinde bir de sofu bulunmakta. her an allaha dua eden bu sofu adam galatasarayın yeni transferi k. mustafa. takım arkadaşları da mustafa’nın geleceği okuduğuna o kadar inanmışlar ki sık sık genç futbolcuya «maçın neticesi ne olacak?» diye sual soruyorlar.
* başvekili olmayan, kantonlar la yönetilen, cumhurbaşkanı her sene değişen isviçrede değişmeyen tek şey futbol... bu futbol, oldum olasıya bize ters gelmiştir. inşallah galatasarayın işi bu gece ters gitmez...