* fenerbahçe'nin avrupa şampiyon kulüpler turnuasındaki rakibi anderlecht'in yıldızlarından hanon'un dünyanın çeşitli memleketlerinin turistik bölgeleri ile şöhretli futbolculara ait bir film kolleksiyonu bulunmaktadır. takımla seyahatta bulunduğu zamanlarda portatif film makinası ile hanon hiç durmadan bu kolleksiyonunu zenginleştirmeye çalışmaktadır.
stad ilgililerinin bulunamaması yüzünden elektrikler yakılmadı. antrenör sinibaldi: «her halde fas ayarı bir futbolunuz var galiba» dedi
togay bayatlı
fenerbahçe’nin rakibi anderlecht dün gece mehtap ve kâğıt meşalelerin altında antrenman yaptı.
saha kenarında belçikalı ve türk basın mensuplarının esprilerine sebep olan bu antrenmanda sahada futbolcular birbirlerini bulamadıkları gibi saha dışında bu işin mesulü de bulunamadı. gerek fenerbahçe ve gerekse stad ilgililerini aramak için belçikalılar gazetelere ilân vereceklerini bildirirlerken sanki bu durumun sorumluluğu üzerimizdeymiş gibi biz bütün türk gazeteciler de stadın karanlığı içine kaybolduk, gömüldük adeta...
ancak bu maçın ön cephesinin bir başka enteresan tarafı daha vardı. o da anderlecht'in mağrur antrenörü sinibaldı’nin türk futbolünü fas futbolu ile hem ayar tutan şu sözleri idi: «türk futbolünü pek tanımasam da fas ile ayni klâsda olduğunuzu tahmin ederim. fenerbahçenin ise ingiliz antrenörüne rağmen pek başarılı futbol oynamadığını biliyoruz. mevsim başında form tutmuş olmamız sebebiyle bu maçın favorisi sayılırız.»
acı espriyi yapan mithatpaşa stadının karanlığından sıyrılıp da alelacele soyunma odasının yolunu tutan misafir futbolculardan biri hayatında belki ilk defa ayışığı altında antrenmana çıkan anderlecht'in gözlüklü kaptanı jurion'du.
kendisine soruyoruz: «yarın gece fenerbahçe'yi yenecek misiniz?»
«buradaki umum kanaat fenerbahçe'yi yeneceğimiz merkezinde galiba, öyleyse yarın gece galip geleceğiz demektir. yalnız fenerbahçe'nin çok meşhur futbolculara sahip olduğunu duydum. şeref, yaşar, birol gibi. onlar oynamıyorlar mı yoksa?» diyor jurion.
aklımıza gelmişken sormaya devam ediyoruz: «gözlük takmadan bir maça çıkabilir misiniz?»
«tabii. pek çok maça gözlük takmadan çıkarım.»
«ya maç esnasında gözlükleriniz düşüp kırılırsa?»
«gözlüklerimin motorsikletçi gözlüklerindeki gibi bağları var. düşmelerine imkân yok.»
«pekiyi hayatınızda kafa ile gol attığınız oldu mu?»
«pek çok maçta kafa ile gol attım. ve gözlüklerime de hiçbir şey olmadı.»
diğer arkadaşlarının aksine çok mütevazı görünen kaptanla soyunma odasının kapısına kadar gelmiş oluyoruz bu arada. müsaade istiyor jurion. son bir cevap diyoruz. «yarın gece fenerbahçe’ye siz da gol atacak mısınız?»
gülümseyerek cevap veriyor: «şayet ışıklar yanarsa.»