yıl 1968-69 sezonu. göztepe'mizin yarı finalde rakibi bursaspor. sarı-kırmızılı ekibimiz izmir'deki maçı nihat'ın son dakikada attığı golle 1-0 kazanmıştı. ikinci maç bursa'daydı. çok zor bir maçtı. bursaspor'un taraftarları oldukça fanatikti. göztepe'mizin bu maçtan en azından beraberlikle ayrılması gerekiyordu. sarı-kırmızılı ekibimiz ilk yarıda yenen golle yenik duruma düştü. ancak, ateşli bursaspor taraftarları hiç susmuyordu. nihat: "bana göre bursa o maçı taraftarı yüzünden kaybetti. taraftarlar kendi takımlarına yüklenince bize cesaret geldi." yorumunu yapıyor. maçın son dakikaları oynanıyordu. heyecan doruk noktadaydı. nihat, ertan'dan gelen topu filelere gönderdi. kendi deyimiyle bursa'yı, "santrası dahi olmayan golle" yıktı. bursa atatürk stadı ana-baba günüydü. taraftarlar çılgına dönmüştü. görevililer "merak etmeyin, bir şey olmaz" deyip göztepeli futbolcularımızı sahanın ortasında topladılar. ancak, fanatik bursasporlu taraftarlar açık tribünün tellerini yıkıp sahaya girdiler, göztepeli futbolcularımıza saldırdılar. sarı-kırmızılı ekibimiz canlarını zor kurtarıp soyunma odasına kendilerini zor attı. daha sonra askeri birlikler çağırıldı. göztepe'miz soyunma odasında mahsur kaldı.
asker kıyafeti giydiler
herkes "nasıl çıkacağız" diye planlar yaparken nihat, ortaya atıldı. "askerlerin kıyafetini giyelim" bu fikir herkesin kafasına yattı. efsane takımımızın futbolcuları kendilerini kurtarmak için gelen askerlerin kıyafetini giyerek stat dışına çıktılar ve bursa garnizon komutanlığı'na gittiler. kışlada askerlerin karavanasından yemek yediler ve daha sonra yola koyuldular.
yıldızı göztepe'de parladı. onu herkes "göztepeli özer" olarak tanırdı. hatta daha sonradan transfer olduğu bursaspor'da bile özer yurteri için "göztepeli özer" dediler. bursa'da trib�nler dahi "göztepeli" tezahüratlarıyla inledi. evet, göztepeli özer'in göztepe sevdası 1966 yılında başladı. özer yurteri, göztepe'ye santfor olarak getirilmişti. attığı gollerle dikkat çekiyordu. ağustos ayında göztepe'nin sezon açılış töreni vardı. sarı takım, kırmızı takımla gösteri maçı yapacaktı. formaların hepsi dağıtıldı ama özer'e sadece "4" numaralı forma kalmıştı. ahmet cücen, durumu farketti ve özer'e "idare et. bu bir gösteri maçı" dedi. özer'in olduğu kırmızı takım, sarı takımı 3-1 yendi. özer ise hayatı boyunca ilk defa oynadığı savunmada harika bir oyun sergiledi. göztepe'nin en iyi golcülerinden hüseyin, maçtan sonra özer'in başını okşadı ve "sen iyi futbolcusun" dedi.
daha sonra antalya ve denizli kamplarında hep santraf görevi yaptı. göztepe'ye santrfor olarak gelen bu genç, artık santraftı. hem de dönemin en iyi santraflarından birisi olacaktı. ama efsane takımda forma giymek o kadar kolay değildi. çünkü, o muhteşem kadro tam anlamıyla kemikleşmişti. ne sakatlık, ne cezalı futbolcu olmuyordu. o yüzden yedekte kalan futbolcuya genel de iş düşmüyordu. yurteri o dönem için "göztepe'de oynamayı bırakın idmana çıkmak bile büyük başarıydı" diye yorum yapıyor. iki yıl ümit takımda da oynayan özer'e bursa'da büyük bir şans doğdu. türkiye kupası'nda yarı finalde bursaspor ile bursa'da karşılaşacak olan kadro açıklandı. özer yedekler arasındaydı. yeni asır'ın o günkü başlığı şuydu: "göztepe eksik ve müsrif gidiyor" çünkü kadroda ertan, çağlayan ve fuji mehmet gibi önemli futbolcular yoktu. bursaspor 1-0 öne geçmişti. maçın bitimine 20 dakika kala özer oyuna girdi. maçın son dakikalarında bursa kalesi önünde taç atışı dursun kartal taç atışında topu özer'e attı. o sırada ilerden bir ses duyuldu. fevzi bağırıyordu. "özeeerr, özeerrr" diye. fevzi'yi görmedi ama topu sesin geldiği yöne attı. top fevzi'nin önüne düştü, iki vucut çalımıyla fevzi topu sıfırdan ortaladı ve nihat kafayla topu ağlara gönderdi ve göztepe tur için avataj sağladı.
göztepe: güngör (***), k. mehmet (***), çağlayan (**), hüseyin (**), b. mehmet (***), a. ihsan (***), nihat (**), gürsel (***), fevzi (***), ertan (**)(sabahattin (**)), mehmet ııı (***)