beşiktaş ile büyükşehir belediyespor arasında 11 mayıs çarşamba günü oynanacak 49'uncu ziraat türkiye kupası finalini fıfa kokartlı hakemimiz yunus yıldırım yönetecek.
kayseri büyükşehir belediyesi kadir has stadyumu'nda saat 20.00'de başlayacak maçta yıldırım'ın yardımcılığını baki tuncay akkın ve volkan narinç yapacak. maçın dördüncü hakemi ise barış şimşek.
şike operasyonu’nun en önemli delillerinden biri olarak kabul edilen ibrahim akın ve takım arkadaşı iskender alın’ın savcılıktaki itirafları da ortaya çıktı.
hürriyet gazetesinde yayınlanan ibrahim akın’ın itirafları şöyle:
soru: 01.05.2001’de fenerbahçeli yöneticiler, yusuf turanlı aracılığı ile görüştüler. aziz yıldırım 26.04.2011 ve 29.04.2011 arasında ahmet çelebi ile konuştu. ahmet çelebi de bu konuşmadan sonra menajerin yusuf turanlı ile görüştü. yusuf turanlı da big chefs adlı cafede seninle konuştu ve orada sana 100 bin tl para verdi.
yanıt: bana okuduğunuz fiziki takipler doğrudur. yusuf turanlı bana fenerbahçe’ye gol atmamam için 100 bin tl teklif edildiğini söyledi. önce sıcak bakmadım. bana bu parayı kabul etmemin dinen de günah olmadığını söyledi. istersen “hocaya danış” dedi. ben de erzurumlu ahmet hoca ile konuştum. bana bu parayı alabileceğimi söyledi. maça çıktım. gol atmadım. ama psikolojik olarak rahatsız olmaya başladım. sonra iyi olmaya çalıştım. zaten maçın 60. dakikasında oyundan çıkarıldım. 1 hafta sonra yusuf turanlı ile aynı restaurantta buluştuk. bana poşet içinde para getirdi. poşetin içindekiler için kollukla (poliste) ibrahim toraman’ın forması demiştim. aslında yusuf turanlı’nın vaat ettiği paraydı.
soru: yusuf turanlı’ya attığım mesajlardaki dolar değil, euro olsun sözlerinin anlamı ne?
yanıt: kollukta (poliste) bu paranın okan buruk’un ev satışı için konuştuğumuz para olduğunu söyledim. doğru değil. o 100 bin doları, 100 bin euro olarak istemiştim. ama yusuf turanlı euroyu kabul etmedi.
soru: şike haberini başka biri ile paylaştın mı?
yanıt: 28.04.2011’de futbolcu arkadaşım fahri tatan’a söyledim.
soru: 06.05.2011’de yusuf turanlı ile buluştun mu?
yanıt: bu fiziki takip de doğrudur. yusuf turanlı bu görüşmede bana parayı verdi. 50 bir dolar getirdi. 14 bin ve 16 bin dolarlık kumar borçlarını ödemesini söylemiştim.
soru: 15.05.2011’deki trabzon-istanbul büyükşehir belediyespor maçında fenerbahçeli yöneticiler tarafından iyi oynamanız karşılığında size teşvik verildi mi?
yanıt: yusuf turanlı aracılığıyla bazı takım arkadaşlarımla görüşmem istendi. iyi oynamamız için para teklifinde bulunuldu. turanlı ısrarla arkadaşlarımla konuşmamı istedi. ben de bazı arkadaşlarımın ismini vererek konuştuğumu söyledim. ama kimseyle konuşmadım. net para konuşulmadı. ama teklif yapıldı.
soru: başka kimseye söylemedin mi?
yanıt: metin depe’ye söyledim. fenerbahçe’nin teşvikini ama kabul etmedi. iskender’e (alın) yusuf turanlı söylemiş.
soru: beşiktaş-istanbul büyükşehir belediyespor kupa final maçı öncesi serdal adalı, yusuf turanlı aracılığıyla sana 200 bin tl’lik yarış atı hediye etmiş.
yanıt: beşiktaş ile transfer görüşmelerine kupa maçından bir ay önce başlamıştık. bu süreçte ben adalı ile hiç görüşmedim. bana şike teklif etmedi. menajerim olan yusuf turanlı’ya ‘beşiktaş’a transfer olursam yarış atı da isterim’ dedim. bir at ismi verdim. yusuf turanlı bana ‘bu maçta iyi oynama, beşiktaş ile 2 milyona anlaştım’ dedi. kiminle konuştu bilmiyorum. ben o maçta oynadım ve gol attım. bugüne kadar yusuf turanlı aracılığıyla 3 maç için teklif aldım. 1-fenerbahçe-istanbul bşb maçı, 2-trabzonspor-istanbul bşb maçı, 3-bursaspor-istanbul bşb maçı.
2011-2012 spor toto süper lig’de maçların yoğunluğu nedeniyle ziraat türkiye kupası’nda bu sezon grup uygulamasına son verilecek. takımlar tek maçlı eleminasyon usülüne göre karşı karşıya gelecek. kazanan takımlar bir üst tura çıkacak. kupa sezonu 6 haftada bitecek. kupayı kazanan takım uefa avrupa ligi’ne katılma hakkı elde edecek.
'söyler ama şike yapmaz o' 04/05/2012 radikal.com.tr
fenerbahçe başkanı aziz yıldırım’ın da aralarında yer aldığı 10’u tutuklu 93 sanıklı şike davasının 14. duruşması dün çağlayan’da görüldü.fenerbahçe-istanbul bb lig ve beşiktaş-istanbul bb ziraat türkiye kupası finalinde şike yapmakla suçlanan ibrahim akın’ın annesi neşe öztürk, oğlunu savunmak için hâkim karşısındaydı.
iddianamede geçen 100 bin dolarlık paraya açıklık getiren öztürk, “benim üzerime menajeri yusuf turanlı vasıtasıyla kktc’de ev almıştı. paraya sıkıştığı için bunu sattı. itiraz ettim ama hem silivri’de arsa aldığı hem de menajerine borcu olduğu için satmak istediğini söyledi. hiç değilse 100 bin euroya satmasını istedim. 110 bin euroya almıştı evi. oğlum çok savurgandır. kendisine ‘alo’ diyen herkese para gönderir. evi de savurganlıktan ötürü sattı” dedi.
hâkim mehmet ekinci’nin “oğlun biraz saf mı” sorusuna öztürk, “saf değil de, temiz kalpli, iyi niyetli. suçlusu benim çünkü küçükken masallar anlatarak yetiştirdim. keşke masalların tersini anlatsaydım” derken akın’ın avukatının sorusunu şöyle yanıtladı: “ibrahim şike asla yapamaz. yaparım deyip yapmadığı olur. ama dolandırabilir, lafı dolandırabilir. kıramadığı için, doğrudan ‘hayır’ diyememez. ‘yapamam, edemem’ diyemez. ama kur’an çarpsın yapamaz. kendisiyle konuştum, bana ‘asla yapmadım’ dedi.”
öztürk, oğlunun savurganlık hastalığı olduğunu ve bu yüzden psikolojik tedavi de gördüğünü belirterek, “oğlum diye söylemiyorum ama yüzde bir milyon suçsuz olduğuna inanıyorum. inşallah siz de inanırsınız” diyerek sözlerini tamamladı.
öztürk’ten sonra tanıklık eden akın’ın eski takım arkadaşı istanbul bb’li mahmut tekdemir de oyuncunun şike yaptığına dair bilgi ve duyumu olmadığını belirtti.
sonra sıra yıldırım demirören’e geldi. kulüpteki transfer işleyişini anlatan demirören, aralarında ibrahim akın’ın da olduğu 7-8 kişilik listenin yönetime sunulduğunu anlatıp, “kupa finali öncesinde mi sonrasında mı olduğunu hatırlamıyorum. o zamanlar gazete alma olayımız vardı. babamın rahatsızlığından ötürü yönetim toplantılarına fazla katılmıyordum. ama zaten ibrahim akın’ı istemediğimi söylemiştim. sosyal hayatı malum. yine de hocanın bir başarısızlıkta bahane etmemesi için onun belirlediği liste komite tarafından yönetime sunulmuştur” dedi.
demirören, savcılık ifadesinde akın’ın transferine ilişkin bilgisi olmadığını söylemişti. geçen duruşmalarda sanık olarak ifade veren eski beşiktaş asbaşkanı ve futbol komitesi başkanı serdal adalı ise, akın’ın transferinin yönetimde demirören’in olduğu bir toplantıda gündeme getirildiğini söylemişti.
‘niye avukat tutayım?’
ibrahim akın’ın annesi neşe öztürk ifadesinden sonra yanıma oturdu. bir nevi dert yanan anne, “bu olay patladığında ibrahim’i aradım. yurtdışındaydı. ‘kendine avukat bul’ dedim ama o bana ‘niye tutalım ki ben bir şey yapmadım’ dedi” ifadelerini kullandı.
eskişehir-f. bahçe maçında ali kıratlı vasıtasıyla şikeyle itham edilen ümit karan’ın asistanı mustafa efe, “kıratlı, karan’a ulaştırmam için küçük kırmızı bir kutu verdi poşet içinde. bu kutuya para sığması mümkün değildi. anormal bir durum sezmedim” diye tanıklık etti.
şike davasında tahliye kararı çıktı 02/07/2012 radikal.com.tr
aylardır türkiye'nin gündeminden düşmeyen 'şike davası'nda aziz yıldırım dahil tüm tutuklu sanıklar tahliye edildi.
özel yetkili istanbul 16. ağır ceza mahkemesi , “futbolda şike” davası kapsamında tutuklu bulunan fenerbahçe kulübü başkanı tutuklu sanıklar aziz yıldırım , olgun peker, ilhan ekşioğlu ve yusuf turanlı'nın tahliyesine karar verdi. yıldırım, örgüt kurmak suçundan 2 yıl 6 hapis, şike suçundan ise 3 yıl 9 ay hapis ve 1 milyon tl para cezası aldı.
(...)
sanıklara verilen cezalar şöyle:
* ibrahim akın: trabzon-ibb, fb-ibb, beşiktaş-ibb maçlarından 1 yıl 6 ay ceza aldı.
mark boyacı ve barış kılıç'ın "boz baykuşlar: bize her yer deplasman" kitabından;
gittik kayseri’ye 1500 kişi…
beşiktaş – istanbul bbsk 11.05.2011 – kayseri kadir has stadyumu ziraat türkiye kupası final maçı
27 ekim 2010 tarihinde dardanelspor mücadelesiyle başlayan 7 aylık zorlu süreç nihayet 11 mayıs 2011 tarihinde beşiktaş ile oynanacak olan ziraat türkiye kupası finali’ne ulaşıyordu. gruplarda bursaspor, kasımpaşa gibi zorlu ekipleri geride bırakan istanbul bb, çeyrek finalde tekrar kasımpaşa ve yarı finalde gençlerbirliği’ni eleyerek sonunda büyük finale, kayseri kadir has stadyumu’na gitmeye hak kazanıyordu. 1990 senesinde kurulan istanbul bb takımının, şanlı mazisindeki bu zirve noktası boz baykuşlar’ın kurulduğu seneye denk geliyordu. bu durum karşısında boz baykuşlar, haklı olarak gururlanıyor ve “demek ki yıllardır bizi bekliyorlarmış” demekten kendilerini alamıyorlardı. büyük finalin diğer ekibi beşiktaş ise gaziantepspor, trabzonspor gibi ekipleri geride bırakmıştı. ligde geçirdikleri kötü günleri kupada başarı yakalayarak unutturmak isteyen siyah beyazlı ekibin avrupa kupaları’na gitmek için elinde kalan tek şans bu kupa finaliydi. kupa şampiyonunun direkt olarak avrupa ligi’ne katılacak olması, istanbul bb ekibi ve dolayısıyla boz baykuşlar’ın da iştahını kabartıyordu. “everywhere is away for us”, “guys, referee is right” pankartları hazır bekleyen grup, avrupa’ya açılacak olmanın hayaliyle yanıp tutuşuyordu.
ankara’da oynanan gençlerbirliği deplasmanından 0-3 galibiyetle dönen istanbul bb ailesi, ilk iş olarak yaklaşık 1 ay sonra kayseri kadir has stadyumu’nda oynanacak olan ziraat türkiye kupası finali’ne hazırlanmaya başlıyordu. boz baykuşlar bu süreçte ilk adım olarak, kulüp yönetimiyle iletişime geçmeye karar vermişti. yarı final karşılaşmasından 2-3 gün sonra langa tesislerinde yönetimle buluşan grup üyeleri, önlerindeki büyük organizasyonun planlarını yapmaya başladılar. özellikle yarı final mücadelesindeki beklenmeyen yoğun destek sonrası heyecanlanan kulüp yöneticileri de bu organizasyon için oldukça hevesliydi. ancak karşılaşmanın istanbul’a oldukça uzak olan bir şehirde oynanacak olmasının ulaşım açısından sıkıntılar yaratabileceği de ortadaydı. her ne kadar “uzak” kavramını atatürk olimpiyat stadyumu sayesinde en az nuri bilge ceylan kadar irdelemiş olsalar da, yaklaşık 12 saatlik uzaklık boz baykuşlar’ın bile gözünü korkutuyordu. çoğunluğu öğrenci olan grup, bu organizasyona katılımdaki maddi yükümlülükleri nasıl yerine getireceği konusunda kara kara düşünmeye başlamıştı bile. bu noktada ise dönemin istanbul bbsk başkanı göksel gümüşdağ devreye giriyor ve grup üyelerine, “o tribünü turuncu görmek istiyorum, fedakârlıktan kaçınmayacağız” diyordu. kulüp tarihindeki bu zirve noktasını değerlendirmek isteyen göksel gümüşdağ, boz baykuşlar’a kayseri’ye ulaşım konusunda gerekli desteği sağlayacağının sözünü veriyordu. başkanın, vereceği bu destek karşılığında istediği tek şey ise yaklaşık 2000 kadar boz baykuş’un o gün tribünleri doldurmasıydı. bunu sağlayabileceklerini düşünen grup üyeleri bu teklifi kabul ediyorlardı. bunun üstüne maç biletlerinin de kulüp tarafından karşılanmasını öneren göksel gümüşdağ’a, boz baykuşlar karşı çıkıyor ve zaten 20 tl olan maç biletlerinin kendileri için uygun olduğunu belirtiyorlardı. görüşmeler sonucunda verilen karar, türkiye’nin dört bir yanından kaldırılacak otobüslerle kayseri’ye ulaşım sağlanacak ve organizasyona katılan boz baykuşlar maç biletlerini kendileri karşılayacaklardı. artık grubun önünde organizasyona, zorlu bir hazırlık süreci vardı.
o güne kadar tribünlerdeki maksimum sayısı 400 olan boz baykuşlar’ın önünde, 2000 kişi toplamak için 3 haftalık bir zaman vardı. tabii ki, böyle büyük bir organizasyon için yüz binden fazla üyesi olan ve boz baykuşlar’ın çıkış noktasını oluşturan inci sözlük’ten başka bir yer düşünülemezdi. inci sözlük yönetimi ile irtibata geçen grup üyeleri, farklı şehirlerdeki katılımı da üst düzeyde tutmak için hummalı bir çalışmaya giriştiler. istanbul, ankara, izmir, eskişehir, konya, adana, antalya, bursa, kocaeli ve sakarya olmak üzere 10 farklı şehirde organizasyon ekipleri kurularak koordineli bir çalışma yürütülüyordu. maç organizasyonlarında gelenekselleştiği üzere facebook, twitter ve boz baykuşlar’ın kendi web siteleri üzerinden de duyurular ile kurulan iletişim ağı ile örgütlenmeye başlıyorlardı. farklı şehirlerdeki boz baykuşlar’ın bir araya gelme sürecinde ilk olarak otobüsler için isimler ve t.c. kimlik numaraları toplanmaya başlıyordu, yaklaşık 25 otobüslük bir liste oluşturulurken her otobüs için bir ekip lideri belirleniyordu. hayatı tiye almakla meşhur inci sözlük üyelerinin, aldıkları görevi üst düzey bir ciddiyetle yerine getirmeleri herkesi duygulandıracak nitelikteydi. ilk başlarda hedeflenen 2000 kişilik sayının yakalanamayacağı korkusu oluşurken, ekip liderlerinin maç gününe kadar yürüttükleri hummalı çalışmalar sonucu büyük organizasyon için gerekli sağlam temel oluşturuluyordu.
kupa finali için bir başka önemli hazırlık çalışması boz baykuşlar’ın bilinirliğini sağlayan pankartlar ve koreografi için fikirler üretme bölümüydü. yarı final sonrası şimdiye kadarki en büyük ilgiyi toplayacak olan maçta açılacak pankartlar ve tribünlerde oluşturulacak görüntüler için önlerinde uzun bir süre vardı. ilk defa bir maç öncesi 3 hafta boyunca mesai harcayan grup, “başyapıtlarını” ortaya koymak için beyinlerinin tüm kıvrımlarını tam kapasite çalıştırmak niyetindeydiler. bu düşünme süreci sonucunda ortaya çıkan fikirler oylanıyor ve en çok beğenilen 2 pankart kayseri’ye götürülmek üzere basıma veriliyordu. bastırılan pankartlar ve hazırlanan malzemeler maçtan bir gün önce kayseri’ye giden bazı grup üyeleri tarafından tribünlere yerleştiriliyordu. pankartların yanında tüm dünyada daha önce denenmemiş bir koreografi fikrini de hazırlamaya karar veren boz baykuşlar, kupa finalinde büyük ses getirmeye kararlılardı. ancak ilk kez böyle büyük çaplı bir organizasyon yapmanın eksikliği ile koreografi hazırlıkları sekteye uğruyor ve büyük ilgi çekmesi beklenen organizasyon bir başka büyük organizasyonda kullanılmak üzere rafa kaldırılıyordu.
grubun çekirdek kadrosu son günlere doğru hedeflenen sayının altında kalma korkusu yaşıyordu. ancak inci sözlük, twitter, facebook ve kendi internet siteleri üzerinden yürüttükleri çalışmalar ile yakaladıkları sayı sonrası rahatlıyorlardı. final maçına günler kala otobüsler ayarlanmış ve her otobüsün ekip başı, kayıt yaptıran kişilerin otobüslere dağılımını sağlamışlardı. bu aşamada yaklaşık 1500 kişi tek tek telefonla aranarak buluşma noktaları bildiriliyor ve kayıtları teyit ediliyordu. adeta bir call-center gibi çalışan ekip, kendi aralarında dahi bir bant kaydı havasında konuşmaya başlıyorlardı. bu çapta bir kalabalığın kontrolünü sağlamak için maç öncesi titiz bir çalışma yürüten boz baykuşlar, rakip takım tribünleriyle de sorun yaşamamak adına beşiktaş tribünleri ile iletişime geçiyordu. buluşma noktaları ve otobüslerin mola yerlerinde istenmeyen durumlar yaşanmaması için gerekli fikir alışverişleri yapılıyordu.
organizasyonun istanbul ayağının buluşma noktası, taksim meydanı’ndaki atatürk kültür merkezi önü olarak belirleniyordu. gece yarısı hareket edecek olan otobüsler için boz baykuşlar akşam saatlerinde toplanmaya başlıyorlardı. yaklaşık 400 kişilik turuncu-lacivertli kalabalık akm önünü hınca hınç doldururken, yaptıkları tezahüratlar ile final coşkusunu istanbul’dan yaşamaya başlıyorlardı. görenlerin şaşkın bakışları arasında otobüslerine binen ekip, türkiye’nin dört bir yanında benzer görüntüler oluşturan diğer boz baykuşlarla birlikte kayseri’ye doğru yola çıkıyorlardı. rakip takım tribünleri ile kurulan iletişime ve emniyetin tüm önlemlerine rağmen bazı mola yerlerinde boz baykuşlar ile beşiktaşlı taraftarları taşıyan otobüsler karşılaşıyordu, ancak korkulanın aksine birbirlerini alkışlarla karşılayan gruplar beraber hatıra fotoğrafları çekiliyorlardı ve dostluk mesajları veriliyordu. öyle ki bazı beşiktaş taraftarları boz baykuşlar’ın gönlü olsun diye “çarşı boz baykuşlar’dan kaçıyor” içerikli bir piyes ortaya koyuyorlardı. bu samimi görüntüler sonrası her iki takım taraftarları da kayseri’de karşılaşmak üzere yollarına devam ediyorlardı. birçok taraftar grubunun yaptıkları deplasman organizasyonlarında oluşan ambiyansı, boz baykuşlar kupa finali öncesi kayseri il sınırına yakın bir mola yerinde yakalıyorlardı. aynı bölgede molaya denk gelen 20’ye yakın otobüsten inen turuncu-lacivertli taraftarlar, dinlenme tesislerini adeta bir karnaval alanına çeviriyorlardı.
gün boyu medyanın da ilgisi beklendiği üzere boz baykuşlar’ın üzerindeydi. kuruldukları günden beri maçlarda açacakları pankartları maç saatine kadar sır gibi saklayan ekibin, kupa finalinde açacakları pankartların bir kısmı içlerindeki bir köstebek tarafından bir şekilde basına sızdırılıyordu. yayın akışlarında boz baykuşlar’ın hazırlıklarına ve eğlenceli deplasman yolculuklarına yer veren medya, görüntüler eşliğinde maçta açılacak pankartları da paylaşmaya başlamışlardı bile.
otobüslerin yola çıktığı saatlerde kulüpten gelen bir telefon ile önceden anlaşıldığı üzere bilet paralarının toplanmasından vazgeçilmesi isteniyordu. boz baykuşlar ilk etapta son anda gelen bu talebe itiraz etseler dahi kulübün ısrarlı tavrı üzerine mecburen para toplamaktan vazgeçiliyordu. o güne kadar korunmaya çalışılan maç organizasyonları giderlerinin tümünün grup üyeleri tarafından karşılanması durumundan, kulübün bu maça özel olarak ısrarla boz baykuşlar’a destek verme isteğinden dolayı taviz veriliyordu. bu noktada ekibin asıl düşüncesi toplanan paraların kulüp tarafından kabul edilmemesi sonucu, ellerinde nasıl iade edeceklerini bilemedikleri binlerce liranın birikmesi durumuydu.
maçtan bir gün önce kayseri’ye gelen organizasyonun başındaki ekip tarafından şehre ulaşan otobüsler karşılanıyordu. ilk etapta dağıtımda sorun yaşanmaması için otobüs içinde verilmesi planlanan biletler, uzun yolculuklarda bunalan boz baykuşlar’ın otobüslerden aniden inmeleri ile birlikte bir kargaşa ortamının oluşmasına sebep oluyordu. binlerce taraftara bilet dağıtımını üstlenen ekip, sıkıntılı anlar yaşıyordu. maç saatinin yaklaşması ile birlikte ellerindeki biletlere gelen para tekliflerinin giderek artması sonucu nasıl bir sorumluluk altına girdiklerini hisseden ekip, bir boz baykuş’un bile dışarıda kalmaması için duruşlarından taviz vermiyorlardı. sonuç olarak biletlerin dağıtımında ufak problemler yaşansa da kimse dışarıda kalmıyordu, yalnızca bazı boz baykuşlar planlananın dışında farklı bir tribüne girmek zorunda kalıyorlardı. bu hengâme ortamının bir başka sonucu da ilk kez bu yoğunlukta bir organizasyon yapılmasının tecrübesizliğinin de etkisiyle önceden hazırlanan koreografilerin tam olarak düzenlenememesiydi.
takımların sahaya çıkması ile birlikte grubun her maç ses getiren ve ilgiyle beklenen yaratıcı pankartları yavaş yavaş açılıyordu. tarihinde ilk kez kupa finaline çıkan istanbul bbsk takımını, istatiksel olarak daha önce hiç başarısız olmamalarını hatırlatarak motive etmeye çalışan grup, bir yandan da olası bir türkiye kupası sonrası gelecek avrupa macerasının nerelere varabileceğini ütopik bir şekilde anlatıyordu. maçın başlama düdüğü ile birlikte tribünlerde oluşan turuncu-lacivertli renk cümbüşü yönetimin ve boz baykuşlar’ın beklentilerini karşılayacak orana yaklaşıyordu. istanbul bbsk takımına ayrılan 2 tribünden birisi hınca hınç doluyordu. kurulduğu günden beri takım, ilk kez bu denli bir taraftar desteğini arkasında hissediyordu. grup üyeleri uzun ve yorucu bir çalışmadan sonra tribünlerde oluşan bu görüntü ile emeklerinin karşılığını alıyorlardı. takıma ayrılan tribünlerde boz baykuşlar’ın dışında, ilk 18’de yer bulamayan istanbul bbsk takımı futbolcuları da taraftarlarıyla birlikte maçı takip ediyorlardı.
ziraat türkiye kupası’ndaki 4 aylık zorlu mücadele sonucu finale yükselen her iki takım da maça asılıyordu. bu maç öncesi her iki ekibin de ligdeki durumlarına bakılacak olursa, fazla bir beklentileri kalmamıştı ve avrupa’ya gitme konusunda tek tutunacakları dal türkiye kupası haline gelmişti. bu şartlar altında maç öncesi, mücadelenin çekişmeli geçeceği öngörülebiliyordu. ilk yarı beşiktaş’ın etkili olduğu dakikalarda rakip takım quaresma’nın ayağından bir gol buluyordu. beşiktaş tribünlerini hareketlendiren bu gol sonrası boz baykuşlar ise ilerleyen dakikalarda takımlarının oyundan kopmaması ve oyuna tekrar ortak olması için tezahüratlarına devam ediyorlardı. ancak ilerleyen dakikalarda gol sesi çıkmayınca ilk yarı, istanbul bbsk takımının böyle büyük bir maçtaki tecrübesizliği ve heyecanının da etkisiyle 1-0 beşiktaş lehine bitiyordu.
devre arasında kendine gelen turuncu-lacivertli ekip ikinci yarıya daha dinç bir şekilde başlıyordu. abdullah avcı’nın öğrencileri lig boyunca sergiledikleri göze hoş gelen futbolu oynamaya başlıyor ve ikinci yarının ortalarında ibrahim akın’ın ayağından penaltıdan gelen golle maça tekrar ortak oluyorlardı. gol sonrası tribünleri dolduran boz baykuşlar da heyecanlanıyor ve takımlarına verdikleri desteği arttırarak takımın motivasyonunu ve inancını yüksek tutmaya çalışıyorlardı. özellikle gol sonrası dakikalarda heyecanını üzerinden atan turuncu-lacivertli ekip, dengeli bir futbola geçiyordu. ikinci yarı karşılıklı ataklarla devam ederken istanbul bbsk takımı 2. golün sinyallerini vermeye başlıyordu. beklenen oluyor ve gökhan ünal’ın ayağından 2-1’lik üstünlük sağlanıyordu. bu gol ile birlikte boz baykuşlar tribünlerdeki varlıklarını yoğun bir şekilde hissettirmeye başlıyorlardı. artık ziraat türkiye kupası ve dolayısıyla avrupa hayalleri kurulmaya başlanıyordu. ancak maçın son dakikalarına girilirken bu hayalleri yıkan gol beşiktaş’ın savunma oyuncusu sivok’tan geliyor ve maçın 90 dakikası 2-2’lik beraberlikle sonlanıyordu.
tahmin edildiği üzere avrupa kupaları’na katılma yolundaki bu son sınav oldukça zorlu geçiyordu. 90 dakika geride kalırken tribünlerde en az sahadaki oyuncular kadar ölüp ölüp dirilen grubun önünde heyecan dolu bir 30 dakika daha vardı. yaş ortalaması 20 civarı olan boz baykuşlar, istanbul bbsk takımı sayesinde giderek erken bir kalp rahatsızlığı başlangıcına doğru ilerliyorlardı. uzatmaların ilk devresinde 90 dakikanın da verdiği yorgunlukla bir tiyatro izleyicisi sakinliğinde tribünlerde duran grup, devrenin sonlarına doğru istanbul bbsk takımının ataklarını sıklaştırmasıyla kendine geliyordu. susmak bilmeyen beşiktaş taraftarının tezahüratlarını bastırmak her ne kadar mümkün olmasa da, boz baykuşlar en azından seslerini istanbul bbsk yedek kulübesine duyurabiliyorlardı. uzatmaların ilk devresinde iki takım da temkinli oyunu elden bırakmayınca skorda bir değişiklik olmuyordu. artık heyecan katsayısının en üst düzeye ulaşacağı penaltılara sadece 15 dakika kalmıştı…
ikinci uzatma devresi başladığında boz baykuşlar artık maçın böyle sonuçlanıp penaltılara gideceğinden neredeyse emindi. tribünlerde penaltıları kimlerin atması gerektiği, istanbul bbsk kalecisi hasagic’in nasıl bir performans göstereceği konuşulmaya başlanmıştı. istanbul bbsk yedek kulübesine ellerini uzatsalar dokunacak yakınlıkta olan grup, abdullah avcı ve teknik heyetin olağanüstü heyecanını gördükçe o kupayı her geçen dakika daha fazla istiyorlardı. ancak son 15 dakikada da iki takım aynı oyun düzenini koruyor ve risk almadan maçı penaltılara taşıyorlardı.
penaltılar söz konusu olduğunda boz baykuşlar’ın en büyük güvencesi kuşkusuz tecrübeli kalecileri kenan hasagic oluyordu. 120 dakika boyunca oldukça iyi bir performans gösteren hasagic, penaltı atışlarına da moralli bir şekilde çıkacaktı. yaklaşık 2000 kişi tribünlerde yerini alan boz baykuşlar, penaltı atışları için bireysel totemler bulmuşlardı. atkılarını yiyenler, sahaya arkasını dönenler, el ele tutuşanlar hatta stat tuvaletlerine gidip orada bekleyenler bile vardı.
seri penaltı atışlarının ilkini istanbul bbsk takımı adına cihan haspolatlı kullanacaktı. cihan’ın şutunun direğe takılması, atışlar boyunca yaşanacak şanssızlığın habercisi gibiydi. ancak her şey daha yeni başlıyordu ve önlerinde 4 atış daha vardı. beşiktaş adına hugo almeida ilk penaltı atışını gole çevirirken ikinci penaltı atışları için istanbul bbsk takımından ekrem ekşioğlu topun başına geçiyordu. boz baykuşlar’ın sevgilisi ekrem, taraftarını yine mutlu etmeyi başarıyor ve topu ağlara gönderiyordu. ekrem’e cevap ise beşiktaşlı manuel fernandes’den geliyordu. ilk 2 penaltı atışları sonucunda beşiktaş’ın 4-3’lük üstünlüğü oluşsa da boz baykuşlar’ın umudunu devam ettiren penaltı golü gökhan ünal’ın ayağından geliyordu. oldukça tecrübeli futbolculardan oluşan beşiktaş takımı ise hata yapmamaya devam ediyor ve mehmet aurelio ile tekrar öne geçiyordu. bu kez içleri rahat bir şekilde penaltı atışını izleme sırası boz baykuşlar’daydı. samuel holmen topun başına geçtiğinde tüm boz baykuşlar topun ağlara gideceğinden adeta emindi. holmen de bu beklentileri boşa çıkarmıyordu. beşiktaş takımının 4. penaltısı için topun başına geçen roberto hilbert, tam da boz baykuşlar’ın istediği gibi vuruş yapıyor ve topu kale arkasındaki beşiktaş tribünlerine gönderiyordu. böylece istanbul bbsk takımı penaltı atışları süresince ilk kez öne geçme fırsatını elde ediyordu. 5. penaltıyı atmak için topun başına geçen metin depe, şüphesiz çok çok iyi bir savunma oyuncusuydu. ancak yaratana sığınarak, “allah, allah” nidaları eşliğinde çektiği şut, üst direği sallıyor ve kaleci rüştü’nün sırtından sekerek tekrar oyun alanına dönüyordu. böylece maç boyunca ilk kez boz baykuşlar, türkiye kupası’nın ellerinden kayıp gittiğini içten içe hissediyorlardı. beşiktaş’ın 5. penaltı atışını kullanacak isim tekniği ve tecrübesiyle ön plana çıkan simao sabrosa’ydı. beklenildiği üzere bu kritik atışı rahat bir vuruşla gole çeviren simao, takımını ve taraftarlarını sevince boğuyordu. 2010-11 ziraat türkiye kupası, beşiktaş’ın oluyordu.
bir internet sitesinde başlayan, eğlenme amacıyla ortaya çıkan bu oluşum yaklaşık 1 sezon sonucunda takımlarının arkasında binlerce kişiyle bulunurken, belki de ilk kez gözlerinden istanbul bbsk takımı için yaşlar dökülüyordu. 2 haftalık organizasyon süreci, 120 dakikalık mücadele ve ortada geçen penaltıların da biriktirdiği duygu yoğunluğuyla mağlubiyet sonrası yıkılan boz baykuşlar bir süre tribünlerde sessizce oturup kaldılar. zaman geçtikçe grubun misyonunu hatırlayarak, takımlarını bu mükemmel mücadelelerinden dolayı tribüne çağırarak alkışlarken bir yandan da türkiye kupası şampiyonu beşiktaş’ı kutluyorlardı. beşiktaş gibi oldukça güçlü bir ekip karşısında 120 dakika başa baş mücadele eden, şanssızlıklar sonucu son anda kupayı elinden kaçıran istanbul bbsk takımı boz baykuşlar’ın gönlünde zaten en büyük kupayı kazanmışlardı.
kupa ve madalya seremonisini de buruk bir şekilde ancak alkışlarla izleyen boz baykuşlar nihayet evlerinin yolunu tutmaya hazırlanıyorlardı. organizasyon ekibini, böylesine zor bir mağlubiyetten sonra tekrar yoğun bir mesai bekliyordu. binlerce kişinin tekrar geldikleri otobüslere yerleştirilmesinin, bir otobüs şoförünün maç sonunu beklemeyip kaçması sonucunda bazı ufak aksaklıklarla da olsa altından kalkılıyordu.
boz baykuşlar şehirlerine döndüklerinde, içlerinde kupayı kaybetmenin burukluğu, böylesine büyük bir organizasyonu gerçekleştirmenin gururu ve takımlarının tarihindeki en büyük başarısına tanık olmalarının sevinciyle tarif edilemez bir duygu yoğunluğu yaşıyorlardı. basın ve sosyal medya üzerinde de büyük takdirler aldıklarını gören grup üyeleri artık içleri rahat bir şekilde bu yorucu serüvenin yorgunluğunu atmak üzere bir süreliğine dinlenmeye çekiliyorlardı. istanbul bbsk yönetim kurulu da boz baykuşlar üyelerinin bu özverili çalışmalarını takdir ederken, gruba tebriklerini iletiyorlardı.
mark boyacı ve barış kılıç'ın "boz baykuşlar: bize her yer deplasman" kitabından;
-istatistikler yalan söylemez, kupa finalinde hiç kaybetmedik-
11 mayıs 2011 / beşiktaş – istanbul bb (ziraat türkiye kupası final karşılaşması) fikir: barış kılıç
en büyük sınav gelip çatmıştı. boz baykuşlar kurulduğu günden beri ilk kez böylesine büyük bir maça çıkacak ve böylesine büyük bir organizasyona imza atacaklardı. tabii ki bu organizasyon için hazırlanacak pankartlar da aynı derecede önem içeriyordu. slogan bulmak için aylar öncesinden başlayan beyin fırtınasından çıkan en uygun sonuç maç günü hayata dökülüyordu. istanbul bb, tarihinde ilk kez yükseldiği kupa finalinde doğal olarak daha önce hiç maç kaybetmemişti. takımın bu yenilmezlik serisi, bakış açınıza göre önemli bir veri olabilirdi aslında.
decisions on beşiktaş, fenerbahçe, steaua published: tuesday 25 june 2013, 19.08cet
the uefa control and disciplinary body has announced its decisions following the disciplinary proceedings relating to fenerbahçe sk, beşiktaş jk and fc steaua bucureşti.
the uefa control and disciplinary body (cdb) today announced its decisions following the disciplinary proceedings relating to fenerbahçe sk (turkey), beşiktaş jk (turkey) and fc steaua bucureşti (romania).
the cdb carefully analysed the situation of fenerbahçe and beşiktaş and has applied the following sanctions:
• beşiktaş are not eligible to participate in the 2013/14 uefa europa league.
• fenerbahçe are excluded from participating in the next three uefa club competitions for which they would qualify, including the 2013/14 uefa champions league. the ban for the third season is deferred for a probationary period of five years.
the cdb also carefully analysed the situation of steaua and, taking into account certain mitigating circumstances, the following sanction has been imposed:
• steaua are not eligible to participate in one uefa club competition for which the club would otherwise qualify. this sanction is deferred for a probationary period of five years.
all clubs have the opportunity to appeal the decisions of the cdb to the uefa appeals body.
furthermore, in relation to the individuals of the clubs involved in the cases of fenerbahçe and beşiktaş, the cdb decided that certain additional information will be collected in order to consider in further detail the different position of each of the individuals concerned.
beşiktaş'a 1 yıl ceza! 25 haziran 2013 19:33 ntvspor.net
uefa'dan beşiktaş'a darbe! uefa disiplin kurulu, dün sabahtan beri merakla beklenen kararlarından ilkini açıkladı ve beşiktaş'a avrupa'dan 1 yıl men cezası verdi! adalı ve havutçu hakkında ise karar çıkmadı.
beşiktaş'ın uefa disiplin kurulu'ndan aldığı ceza resmi olarak açıklandı. siyah-beyazlı kulüp, avrupa'dan 1 yıl men cezası aldı.
uefa'dan gelen bu cezanın ardından beşiktaş, 3 gün içinde tahkim kurulu'na itirazda bulunacak. uefa tahkim kurulu'nun itirazları inceledikten sonra en geç 15 temmuz'a kadar bir sonuca varması bekleniyor. beşiktaş'ın, uluslararası spor tahkim mahkemesi cas'a da başvurma hakkı bulunuyor.
adalı ve havutçu için ek rapor istendi
beşiktaş'a 1 yıl ceza veren uefa disiplin kurulu, serdal adalı ve tayfur havutçu hakkında ise karar almayıp uefa müfettişinden ek rapor talep etti.
talep edilen ceza neydi?
uefa disiplin müfettişi miguel palacios, beşiktaş'ın da 1 yıl avrupa'dan men edilmesini; ayrıca eski yöneticisi serdal adalı ve eski teknik direktör tayfur havutçu'ya da hak mahrumiyeti cezası verilmesini talep edilmişti.
kap'a açıklama gönderildi
bu arada kararlar sonrası siyah beyazlılar kamuyu aydınlatma platformu'na açıklama gönderdi. açıklamada "beşiktaş profesyonel futbol takımı, 2013-2014 sezonunda uefa avrupa ligi'ne katılamayacaktır. uefa 54. maddesi uyarınca bu karara itiraz yolu açıktır. şirketimiz uefa disiplin kurulunun bu kararına, 3 gün içerisinde itiraz etme hakkına sahip olup, bu hakkını kullanacaktır." denildi.
beşiktaş, uefa cezasının detayını açıkladı 26 haziran 2013 - 14:46 sporx.com
beşiktaş kulübü, uefa'dan aldığı cezanın detayını resmi internet sitesinden açıkladı.
beşiktaş kulübü, uefa disiplin kurulu'nun verdiği 1 yıl avrupa ligi'nden men cezasının detaylarını açıkladı.
işte siyah-beyazlı kulübün açıklaması...
"uefa disiplin ve düzenleme kurulu'nun beşiktaş futbol yatırımları sanayi ve ticaret a.ş. ile ilgili açıkladığı kararı hakkında, bazı medya organlarında yanlış bilgilere dayalı yazı ve yorumların yer aldığı görülmektedir.
anılan karar ile ilgili yanlış yazı ve yorumlarla spekülasyonların önlenmesi açısından açıklama yapılması ihtiyacı doğmuştur:
1- şirketimize 10 haziran 2013 tarihinde uefa disiplin ve düzenleme sorumlusu sayın emilio garcia tarafından saat 11.17'de bir fax çekilmiştir. bu fax ile birlikte 15 sayfadan oluşan ve uefa disiplin müffettişi sayın joao leal tarafından düzenlenmiş, 10 haziran 2013 tarihinde uefa kontrol ve disiplin kurulu'na gönderilen rapor tarafımıza iletilmiştir.
2- 10 haziran 2013 tarihinde saat 11.18'de, uefa disiplin ve düzenleme sorumlusu sayın emilio garcia imzasıyla sayın serdal adalı ve sayın tayfur havutçu'nun dikkatine bir fax daha tarafımıza iletilmiş, bu fax iletisi sayın serdal adalı ve sayın tayfur havutçu'ya bildirilmiştir.
3- şirketimiz, gelen fax mesajı ile ilgili olarak kamuyu aydınlatma platformu'na 10 haziran 2013 tarihinde açıklamada bulunmuştur.
4- 14 haziran 2013 tarihinde saat 15.45'te uefa disiplin ve düzenleme komitesi'nden tarafımıza ek süre verilmesi talep edilmiş, ancak bu isteğimiz 17 haziran 2013'te saat 11.49'da gönderilen fax mesajı ile reddedilmiştir.
5- şirketimiz, isviçre merkezli c'm's' isimli hukuk bürosu aracılığı ile savunmasını 19 haziran 2013 tarihinde tsi 10.32'de uefa disiplin ve düzenleme kurulu'na fax ve e-mail yoluyla göndermiştir.
6- 21 haziran 2013 cuma günü başkanımız sayın fikret orman, yönetim kurulu üyemiz sayın melih sami esen ile c'm's' avukatlık şirketinin temsilcilerinin yanı sıra; sayın serdal adalı ve temsilcileri ile sayın tayfur havutçu ve temsilcilerinin de katıldığı, uefa'nın merkezi nyon'da, isviçre saati ile 15.30'da yaklaşık 2,5 saat süren bir duruşma yapılmıştır.
7- bu duruşmada raporu hazırlayan müffettiş iddialarını içeren raporunu savunmuş, taraflar da karşı görüşlerini belirten savunmalarını yapmıştır.
8- duruşmayı yöneten başkan tarafından, kararın 24 haziran pazartesi günü akşam saatlerinde ilgili kişilere fax ve e-mail yoluyla gönderileceği bildirilmiştir.
9- uefa kontrol ve disiplin komitesi'nin sadece kulübümüze hitaben yazılan 12 sayfalık ilgili raporu, 25 haziran salı günü saat 19.29'da fax mesajı ile iletilmiştir. raporun sonucu da kısa bir süre sonra kamuyu aydınlatma platformu'na açıklama yapılarak bildirilmiş ve resmi internet sitemizde de yayınlanmıştır.
10- soruşturmanın ve iddiaların temel ve tartışmasız unsuru-dayanağı, ülkemizde 3 temmuz 2011 tarihinde başlatılan soruşturma süreci ve sonrasında yaşanan gelişmelerdir.
şu hususları özellikle belirtmek isteriz ki;
- kulübümüz, verilen karara süresi içerisinde itirazını yapacaktır.
- sayın serdal adalı ve sayın tayfur havutçu'nun suçlu veya suçsuz bulundukları yönündeki yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır.
- uefa kontrol ve disiplin komitesi, sayın serdal adalı ve sayın tayfur havutçu ile ilgili kararını açıklamak için raporu hazırlayan müffettişten ek rapor talep edildiği bilgisi alınmıştır.
- uefa kontrol ve disiplin komitesi'nin yürüttüğü soruşturmanın ve aldığı kararın tek gerekçesi; ülkemizde 3 temmuz 2011 süreci ile başlayan ve futbol takımımızın 11 mayıs 2011 tarihinde i.b.b. spor ile kayseri'de oynadığı 49'uncu türkiye ziraat kupası final maçının sonucuna, sayın serdal adalı ve sayın tayfur havutçu'nun fiil ve davranışlarıyla etki ettikleri iddiasına ve sonrasında yaşanan sürece bağlı olaylara dayanmaktadır.
- bu süreçte kulübümüz ile ilgili iddialar hakkında başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz ile isviçre merkezli c'm's' avukatlık bürosu yetkililerinden sayın philipp j. dickenmann ile sayın amr abdelaziz dışındaki kişi ve kurumların beyanlarının dikkate alınmamasını önemle rica ederiz.
konu ile ilgili gelişmeler hakkında, gerekli bilgilendirmeler resmi yayın organlarımızdan yapılmaya devam edilecektir."
beşiktaş, uefa'dan gelen kararı yayınladı! 28 haziran 2013 cuma - 15:58 sporx.com
beşiktaş, uefa denetim ve disiplin kurulu'nun 25 haziran tarihinde kendileri hakkında aldığı 1 yıl avrupa kupaları'ndan men kararının tam metnini kamuoyu aydınlatma platformu'na bildirdi.
uefa karar metninde, emniyetin düzenlemiş olduğu soruşturma raporuna, beşiktaş'ın 'müsabakaların güvenilirliği', 'fair play prensibi' noktalarında ihlallerin olduğu bilgilerine yer verirken, siyah-beyazlıların yöneticilerinin avrupa kupaları'na katılabilmek adına bazı şike girişimlerinde bulunduklarına karar verdiklerine yer verdi ve aldığı kararların sebebini de özetledi.
uefa kulübe yolladığı gerekçeli kararda ulaştığı sonuçları 3 maddede özetledi ve beşiktaş'ta görev alan 3 memurun (başkan yardımcısı, teknik direktör ve güvenlik memuru) nihai bir ceza almamış olasalar dahi tff tarafından başlatılan soruşturmaya konu olduklarını, üst düzey memurlardan ikisinin (başkan yardımcısı ve teknik direktör) 16. ağır ceza mahkemesi tarafından şike suçundan suçlu bulunuklarını ve deliller neticesinde 2011 yılında oynanan türkiye kupası finalinde rakip takım oyuncuları ile temas kurulduğuna ve de transferler ile diğer menfaatleri de içeren mali karşılıklar teklif edildiğine uefa denetim ve disiplin komitesi'nin ikna olduğunu belirtti.
yapılan bildirimin sonunda alınan kararda beşiktaş'ın 2013/14 sezonunda uefa avrupa ligi'ne katılamayacağı belirtilirken, bunun yanında gereken durumlarda ilave disiplin cezalarının da uygulabileceğine vurgu yapıldı.
beşiktaş, uefa tarafından kendilerine gönderilen kararın gerekçeli, tam metnini yayınladı.
please find attached the decision passed by the control and disciplinary body in its meeting held on 21 june 2013.
we would appreciate your taking due note of this decision and ensuring its implementation.
yours faithfully, uefa
emilio garcia head of disciplinary and integrity
control and disciplinary body decision of 21 june 2013 union of european football associations (uefa) vs. beşiktaş jk (respondet)
chairman: thomas partl (aut)
vice-chairmen: jacques antenen (suı), sandor berzi (hun)
whereas
beşiktaş jk (hereinafter '‘beşiktaş" or "respondent") is a turkish football club affilliated to the turkish football federation. during the season 2011/2012 beşiktaş achieved the final of the 49th turkish cup to be played against istanbul büyükşehir belediye spor kulübü (hereinafter "ibb") in kayseri.
on 11 may 2011, beşiktaş won the cup and was so directly qualified for the next uefa europe league 2012/2013.
on 3 july 2011, the turkish police detained several persons as part of investigations pursued in matters concerning match fixing. among these persons the vice-president of the club, serdal adali, the coach, tayfur havutçu, and the security officer, ahmet ates, were suspected of having conducted match fixing actions concerning the above mentioned match.
the transcription of the police investigation reads as follows;
“from sports club's point of view, it is very important to play in european leagues for material income and prestige as well os becoming a champion in their country, in the season 2011-2012 5 teams, 2 in champions league 3 in uefa league would represent our country in european cups. the team who won turkish ziraat cup and finished the league as 3rd and 4th would go to uefa league; considering the season 2010-2011 of super league. the league consists of 34-week marathon, fenerbahçe was in the first place in the league with 76 points at the end of the 32nd week matches; beşiktaş and kayserispor had 50 points, beşiktaş was in the sth place in the league on goal difference. according to this table beşiktaş did not seem to go european cups in case it lost points in the last 2-week matches of the league therefore beşiktaş wanted to win turkish ziraat cup and ensured going uefa league.
on 21.05.2011 there was a turkish cup 49th ziraat final match played between beşiktaş*ibb football teams. prior to the match in the beginning of may tayfur havutçu, the football coach of beşiktaş, contacted the player representative yusuf turanlt with the direction of serdar adali, the deputy chairman of beşiktaş. tayfur havutçu asked him to inform ibrahim akin and iskender atm, the players of fbb, about transfer offer of beşiktaş administration. yusuf turanli hereupon phoned ibrahim aktn and iskender alin to tell beşiktaş's transfer offer. both players accepted this offer and they gave yusuf turanlt authorization to follow the transfer operations, later on ahmet ateş, the beşiktaş stadium officer, contacted yusuf turanli and invited him to bursa to communicate officials of beşiktaş for transfer discussions. after that yusuf turanli phoned ibrahim akin and iskender attn and met up both players stating that it was very important.
approximately 2 days after this meeting, yusuf turanlt phoned tayfur havutçu and asked him to communicate serdat adak then ahmet ateş phoned yusuf turanli and said to him that scrdal adah invited him to hb company, but as this meeting would be prior to the cup game, officials of beşiktaş did not want to be seen with yusuf turanli and they refrained that transfer offer would be heard in the public. therefore ahmet ateş phoned yusuf turanli and asked him to be careful stating that ‘you call me when you get close but if you be here at 2 and also you will come alone,... i mean in a safe place, they say that they would meet in a place where nobody could see you*
yusuf turanli went to serdal adali's company on the same day in the evening and they agreed on transfer terms but players would fix the game. right after this meeting yusuf turanlt phoned both players to tell them that they agreed on the transfer and he asked for 2.000.000 euro for transfer. according to telephone conversation, serdal adali said that he would present ibrahim akin with his horse called soder one approx. 200.000 tl worth and in return of the said transfer he asked both players not to perform well in the cup game for beşiktaş to win the said match, the wiretapping report tells that "remember the match in fnönü how you watched it, you will see a match just as that one, light your cigar and sit back,... err yusuf what if we get the cup i mean what will happen next,... don't let it have a connection with you / mean it doesn't matter da you understand.,, buddy it is pass always it is we will do then we will pass or whatever", but later on ibrahim akin talked with the club chairman. the club chairman offered prim for this match and also he said to him that he would finish his football life, therefore he thought that the club chairman knew about the agreement therefore he said to yusuf turanlt that he would play welt in the match. within this whole period yusuf turanli phoned tayfur havutçu to inform him about developments.
in written agreement with istanbul büyükşehir belediye spor kulübü (istanbul metropolitan municipality sports club); in the football season 2010-2011 there were often news in the medio about the transfer of the players called ibrahim akm and iskender atin to beşiktaş sports club. in 2011 at the end of may serdar adali, one of the officials of beşiktaş sports club, mode some discussions with the term chairman of the club about transfer. there was no written consent required from the club by beşiktaş sports club to meet the said football players and no such written consent was provided by beşiktaş sports club (file:65, serial:336),
prior to the 49th ziraat turkish final cup game played between beşiktaş - ibb sport teams on 11.05.2011 in kayseri, beşiktaş football team remained unassertive in super league and was at risk of failing to go to europe cups, which was unusual for the club, this constituted a great pressure over the entire football world, and the sports fan and the club administration, tayfur havutçu; as he became a coach in beşiktaş club in the middle of the season and it was mentioned in the soccer world that in the case of his failure, his contract would not be renewed/lengthened. in order to ease the pressure over the team and to go to europe cups, turkish cup must be won so the suspects promised ibrahim akin and iskender alin, the players of i.b.b, pecuniary advantage and a transfer to beşiktaş at the end of the season. they asked them to perform badly in the match in return. the coach tayfur havutçu contacted with the said players' representative yusuf turanli upon the directives of beşiktaş club board member and deputy chairman serdar adali. then yusuf turanli communicated the proposal to the players. ahmet ateş who was beşiktaş club field manager mediated to the parties to meet and conclude an agreement, as agreed by the parties prior to the match, the match ended beşiktaş's winning. by this way, beşiktaş won the cup within the season and also they were entitled to go to the european cup."
on 15 august 2011, the ethics committee of the turkish football federation decided to acquit both the individuals and beşiktaş on the above mentioned issue. on 26 april 2012, after having inspected further evidence, the ethics committee of the turkish football federation declared beşiktaş and the individuals as not guilty of committing match fixing.
parallel to the internal disciplinary proceedings before the turkish football federation and in the light of the above mentioned police investigations, the 16th high criminal court in istanbul rendered its decision on 2 july 2012 and submitted the grounds of this decision on 10 august 2012.
amongst the evidence obtained were a large number of taped telephone conversations and intercepted text messages, exchanged between tayfur havutçu (the coach of beşiktaş) and yusuf turanli (the representative of two players of ibb). there were also taped telephone conversations between mr. turanli and mr, serdar adali (the deputy chairman of beşiktaş). then there are taped conversations between mr. turanli and tho players ibrahim akin and iskender alin (i,e, the two players of ibb who were bribed by the officials of beşiktaş to play badly in the final of the 49th turkish cup).
these various messages were exchanged and recorded in the days immediately prior to the date of the final of the 49th turkish cup (11 may 2011) and even on the day of the match itself. it is clear from the content of these recorded messages that the two players of ibb had been offered financial incentives by officials of beşiktaş in order to perform badly in the 49th turkish cup, so that beşiktaş could qualify for european club competition. the recorded messages are numerous and tell a dear and consistent story: namely that beşiktaş officials (through the medium of mr. yusuf turanli) offered financial inducements to two players of an opposing team (ibb) so that beşiktaş would win a match against ibb and proceed to qualify for a european club competition.
the 16th high criminal court after having examined the witnesses, the defence and the taped conversations recorded by the police in its investigations decided as follows:
"our court also accepted that match-fixing and incentive crimes may be committed with transfer promises offering double or throe times of the money they earn in their own clubs and this is within “earnings or other benefits" stated in the first paragraph of 11th article of the law no. 6222.
accordingly;
before the 49th ziraat turkey cup final match played between beşiktaş and ibb in kayseri on 11.05.2011, it is understood that the accused serdal adali, tayfur havutçu and yusuf turanli agreed with ibrahim akin and iskender alin, football players of ibb, on match-fixing not to play good against beşiktaş in the cup match promising that they would be transferred to beşiktaş with high transfer fees at the end of the season, with the opinion that beşiktaş football team became unassuming in super lig and the club has the risks of not joining european cups; that this situation put pressure on fans, club management and all community: the community talked about the idea that the accused tayfur havutçu became the coach of beşiktaş in the middle of season and his contract would not be extended/renewed at the end of season if he failed; and that they had to win the cup to take part in european cups and to ease the pressure on the team. with this personal conviction, it was necessary to decide that the mentioned accused people would be punished for match-fixing pursuant to the 11/1st article of the law no. 6222 amended by 6259."
according to the 16th high criminal court decision, mr serdal adali and mr tayfur havutçu were considered responsible for serious breaches of turkish law. in particular, mr serdal adali was found guilty according to articles 11/1,4-b of the 6259 numbered law and 6222 numbered law act of match fixing in the beşiktaş-ibb trophy final match played on the date of 11/05/2011 (sic.). also applying the 6222 numbered law and different articles 11/11 and 18th of the 6259 numbered law. mr tafur havutçu was found guilty of match fixing according to according to articles 11/1,4-b of the 6259 numbered law and 6222 numbered law act of match fixing in the beşiktaş-ibb trophy final match played on the date of 11/05/2011 (sic.). also applying the 6222 numbered law and different articles 11/11 and 18th of the 6259 numbered law.
on 7 june 2013, the uefa general secretary referred the case of beşiktaş to the control and disciplinary body in accordance with article 2.13 of the uefa europa league 2013/2014 regulations and commissioned a disciplinary inspector to conduct an investigation on this issue in accordance with the article 25 (4) of the uefa disciplinary regulations (hereinafter "dr").
on 10 june 2013, the uefa head of the disciplinary and integrity unit, informed beşiktaş of the instigations of proceedings in accordance with the dr and attached the uefa disciplinary inspector's report with a copy of the full decision of the 16th high criminal court. on the same date, the uefa head of the disciplinary and integrity unit, informed also mr serdal adali and mr tayfur havutçu of the instigations of proceedings in accordance with the dr and attached the uefa disciplinary inspector's report with a copy of the full decision of the 16th high criminal court.
regarding the case of beşiktaş, the club does not dispute the above mentioned facts. nevertheless, beşiktaş argues that to exclude the respondent beşiktaş would be in violation of the uefa europa league regulations, the dr and other applicable rules, since the respondent has not been involved in match fixing, as pointed out by the respondent itself when submitting the admission criteria form for the uefa club competitions 2013/14 and its addendum. furthermore, the respondent claims that it has not been involved in match fixing issues as stated by two separate committees of the turkish football federation. both committees are composed of 12 members acquainted with the specificity of sport
moreover, beşiktaş contests the full reliance on state court ruling which shall not be admissible due to the fact that there ore conflicting decisions about this case and that an appeal against the 16th high criminal court decision is still pending. respondent invited uefa to conduct a limited investigation of its own which would lead to a conclusion on the "basis of all factual circumstances and information available to uefa" in accordance with article 2.08 uefa europa league regulations. in addition, the exclusion of beşiktaş would amount to a distortion of the 2012/2013 spor toto super league and the uefa europa league 2013/2014 causing irremediable prejudice to beşiktaş. in this sense, uefa may not afford to resort the exclusion of beşiktaş by disregarding relevant circumstances in accordance with the principle of "fair play".
finally, the respondent argues that to impose further sanctions on beşiktaş would be incompatible with the uefa europa league regulations, the dr and other applicable rules since the facts do no support this request to exclude the club for the next uefa competitions and are less fit to sen/e as a basis for additional disciplinary measures.
the more detailed arguments made by respondent in support of its written submission are set out below in as far as they are relevant.
in law as to the disciplinary liability of beşiktaş jk the integrity of competitions
as highlighted by a recent cas decision (cas 2011/a/2528 at paragraph 141), "it is firmly in the interests of uefa, as the organiser of sports competitions, that the integrity of its competitions is upheld and perceived by the public. the panel considers it undeniably in uefa's interest to show the public that it takes all measures necessary to safeguard the integrity of its competitions. the panel recognises that the uefa control and disciplinary body's decision helps to protect that interest given the serious damage that olympiacos volou fc's participation in the 2011/12 uefa europa league could cause to uefa's image and that of its competitions".
on the basis of those considerations, it is evident that there exists an absolute legal right that uefa, as organiser of the highest level european football competitions, must protect the image of its competition, which must not only be carried out as an integral competition in every sense, but also be perceived as such by the different stakeholders of football (among others, the participating clubs, member associations, sponsors and, of course, supporters).
in consequence, the control and disciplinary body shall now proceed to analyse the possible disciplinary liability of besiktas on the basis of the documents, evidence and requests submitted to it as well as taking into consideration alt of the pleadings made in both the written phase and at the hearing. the applicable legal framework
it is a generally accepted principle that a disciplinary body shall, in general, "apply the laws, regulations or rules that were in force at the time the facts occurred. this general principle is, however, subject to several exceptions, including an exception for laws or rules that are procedural in nature (see cas 2000/a/274, headings and para* 78). this has been confirmed in several cas cases (cf. cas 2004/a/635:" this reading of the above fifa provisions would be in full compliance with the tempus regit actum principle (...), according to which - as a general rule - the substantive aspects of a contract keep being governed by the law in force at the time when the contract was signed, while any claim should be brought and any dispute should be settled in accordance with the rules in force at the time of the claim."). this jurisprudence has been confirmed in other cas cases (cf. cas 2009/a/1912-1913 at para, 109 and seq., with further references).
therefore the control and disciplinary body is satisfied that on the actions of the respondent the uefa disciplinary regulations edition 2008 must bo applied, while the current dr (edition 2013) are relevant for any procedural and organisational issue,
art 5(1) dr -edition 2008- lays down that clubs, as well as their players, officials and members, must conduct themselves according to the principles of loyalty, integrity and sportsmanship.
furthermore, according to article 6(1) dr -edition 2008-, which stipulates the principle of "strict liability", a club is to be held responsible for the improper conduct of its officials, members, supporters and any other persons exercising a function at a match on behalf of the association or a club, even if it might not be at fault itself.
mention should also be made to the fact that in order to participate in uefa dub competitions, clubs must fulfil the requirements laid down in article 2.07(9) of the uefa europa league regulations 2013/14. this requirement states that a club must not have been "directly and/or indirectly involved since (...) 27 april 2007 in any activity aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national or international level and must confirm this to the uefa administration in writing" (article 2.08 of the regulations of the uefa europa league 2013/14). the ultimate goal of article 2.08 of the regulations of the uefa europa league 2013/14 is to achieve absolute protection of the integrity of uefa competitions. moreover, if, on the basis of ail the factual circumstances and information available to uefa, uefa concludes to its comfortable satisfaction that a dub has been directly and/or indirectly involved, since 27 april 2007 in any activity aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national or international level, uefa will declare such dub ineligible to participate in the competition (see art 2,08 regulations of the uefa europa league 2013/14).
in conclusion, the scope of the current proceedings may be limited to the question if beşiktaş aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national or international level. on this basis, the control and disciplinary body may declare the respondent ineligible to participate in the uefa europa league 2013/2014.
the facts of the case, applied to the legal framework
in view of the documents and evidence provided by the parties to this proceedings, the following is considered proven:
- on 11 may 2011 there was a turkish cup 49th ziraat final match played between beşiktaş-ibb football teams. the winner of this match would automatically qualify to the uefa europa league 2011/2012.
- in view of the police investigation of the different football matches played in turkey, the turkish football federation opened disciplinary proceedings based on the match-fixing allegations against three beşiktaş officials in relation to the aforementioned match- at the end of these disciplinary proceedings, the three beşiktaş officials were pronounced not guilty.
- the same police investigation and the actions of the turkish public authorities have led to a criminal investigation in that regard, which was resolved by the decision with grounds of 10 august 2012 of the 16th high criminal court of istanbul, in this decision, mr sedar adali, vice-president of beşiktaş, and the coach of beşiktaş, mr tayfur havutçu, were declared guilty of match fixing in the aforementioned match.
-from a factual point of view, bearing in mind the totality and content of the evidence available and put before the 16th high criminal court of istanbul (the existence of which is not disputed), it has been established that the respondent aiming at securing a win in the final of the turkish cup and thus qualifying for a european football competition, contacted through its officials (and coach) players of the opposing team (ibb) offering special financial compensation in terms of transfer conditions and other benefits in exchange for fixing the outcome of the turkish cup final.
in order to determine the legal consequences of these facts, it is necessary to initially examine the standard of proof applicable to the present proceedings.
cas has already decided about the standard of proof which shall be applicable in cases concerning match fixing (see, among others, cas 2009/a/1920, cas 2010/a/2172, cas 2010/a/2266, cas 2011/a/2528),
in this regard and taking into account the nature of the conduct in question and the paramount importance of fighting corruption of any kind in sport and also considering the nature and restricted powers of the investigation authorities of the governing bodies of sport as compared to national formal interrogation authorities (cas 2009/a/1920 at paragraph 85), the control and disciplinary body is of the opinion that cases of match fixing should be dealt in line with the cas constant jurisprudence. therefore, the relevant facts of this case must be established to the comfortable satisfaction of the control and disciplinary body having in mind the seriousness of allegation which is made.
on the basis of this applicable standard of proof, and taking into account the facts, evidence and documents submitted to it the control and disciplinary body concludes the following; the turkish club beşiktaş has been directly and/or indirectly involved since the entry into force of article 50(3) of the uefa statutes, i.e. 27 april 2007, in activities aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national level.
the control and disciplinary body reaches this conclusion in view of the facts and evidence previously summarized which are, to a large extent admitted by the respondent:
- as beşiktaş has itself recognized in its additional information submitted to uefa on 9 may 2013, three of its most direct officials (its vice-president, its coach and its security officer) have been indicted in disciplinary proceedings initiated by the turkish football federation, even though they were finally not sanctioned.
- as established in the uefa disciplinary inspector's report which has also been confirmed by beşiktaş in its additional information sent to uefa on 9 may 2013, two of the highest officials of the club (its vice-president and its coach) have been convicted of match fixing on the basis of the facts and evidence described above by the decision of the istanbul 16lh high criminal court.
-the control and disciplinary body is satisfied, based on the same facts and evidence, that the respondent aimed at fixing the result of the turkish cup final played on 11 may 2011, to ensure the win of the cup and thus secure qualification to european football competition: in particular, players of the other finalist team (ibb) were approached by representatives of respondent and financial compensation in terms of advantageous transfers and other benefits were offered to obtain the consent of such players to the arrangement of the match.
based on those considerations and on the law applicable to these proceedings, the control and disciplinary body concludes that beşiktaş, through the actions of at least two senior level representatives, has been directly and/or indirectly involved since the entry into force of article 50(3) of the uefa statutes, i.e. 27 april 2007, in activities aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national level. determination of the appropriate measure
in this case, the control and disciplinary body considers on one hand that the offences committed are particularly serious, that they caused considerable harm to turkish and european football, and that appropriate sanctions must be taken in such cases. on the other hand, the control and disciplinary body acknowledges that beşiktaş did inform uefa about the match fixing activities of its representatives, within the framework of the filing of the admission criteria form.
as a consequence, the control and disciplinary body decides that beşiktaş is not eligible to participate in the uefa europa league 2013/2014. the cdb may impose further disciplinary measures on beşiktaş in due course.
on these grounds, the uefa control and disciplinary body
1. beşiktaş jk is not eligible to participate in the uefa europa league 2013/2014.
2. this decision is without projudice to any further disciplinary measure that may be imposed on beşiktaf jk in due course.
advice as to right appeal
this decision is open to appeal (article 54 dr).
a declaration of the intention to appeal against a decision by the control and disciplinary body must be lodged with the uefa administration, in writing, for the attention of the appeals body, within three days of notification of the relevant decision with grounds (article 53 (2) dr).
within five days of the expiry of the time limit for the declaration of the intention to appeal, the appellant must file. in writing, the grounds for appeal, which must contain a legal request, an account of the facts, evidence, a list of the witnesses proposed (with a brief summary of their expected testimony) and the appellant's conclusions (in particular on whether to conduct the appeal proceedings orally or in writing) (article 53 (3) dr).
the appeal fee is €1,000, payable on submission of the grounds for appeal at the latest (art. 53 (4) dr).
bu mesaj (kapak sayfası dahil) 12 sayfadan oluşmaktadır.
ilgili makama;
21 haziran 2013 günü toplanan denetim ve disiplin kurulu’nun almış olduğu karar ekte sunulmaktadır.
bu kararı kayda geçirmenizi ve gereğinin yapılmasını sağlamanızı rica etmekteyiz. saygılarımızla,
uefa emilio garcia disiplin ve entegrasyon kurulu başkanı
denetim ve disiplin kurulu’nun 21 haziran 2013 tarihli kararı avrupa futbol federasyonları birliği (uefa) (davacı)
beşiktaş jk (davalı) başkan: thomas parti (avusturya)
başkan yardımcısı: jacques antenen (isviçre), sandor berzi (macaristan)
giriş beyanları
beşiktaş jk (metin içinde “beşiktaş” veya “davalı” olarak geçecektir), türkiye futbol federasyonu’na bağlı bir türk futbol takımıdır. beşiktaş, 2011/2012 sezonunda, kayseri’de istanbul büyükşehir belediyesi spor kulübü’ne (metin içinde “ibb” olarak geçecektir) karşı 49’uncu türkiye kupası’nın final maçını oynamaya hak kazanmıştır.
beşiktaş 11 mayıs 2011 günü kupayı kazanmış ve böylelikle 2012/2013 sezonunda uefa avrupa ligi’ne doğrudan katılma hakkı elde etmiştir.
türk polisi, 3 temmuz 2011 günü, şike ile ilgili konulara yönelik soruşturmalar kapsamında bazı kişileri gözaltına almıştır. göz altına alınan bu kişiler arasında bulunan beşiktaş’ın başkan yardımcısı serdal adalı’nın, teknik direktörü tayfur havutçu’nun ve güvenlik memuru ahmet ateş’in yukarıda bahsedilen maça yönelik şike eylemlerini icra ettiklerinden şüphe edilmiştir.
polisin düzenlemiş olduğu soruşturma raporunda aşağıdaki ibareler bulunmaktadır:
“spor kulübünün görüşüne göre, ülkelerinde şampiyon olmanın yanı sıra maddi kazanç ve prestij kazanmak için avrupa liglerinde oynamak önemlidir. 2011-2012 sezonunda, 2’si şampiyonlar ligi ve 3’ü de uefa ligi olmak üzere toplam 5 takım ülkemizi avrupa kupalarında temsil edecektir. türkiye ziraat kupası’nı kazanan takım ve ayrıca ligi 3. ve 4. olarak tamamlayan takımlar uefa ligi’ne gideceklerdir; 2010-2011 süper ligi göz önüne alındığında, bu lig 34 haftalık bir maratondan oluşmaktadır ve 32’inci hafta maçları sonunda fenerbahçe ligde 76 puanla birinci durumdadır; beşiktaş ve kayserispor’un 50 puanı vardır ve beşiktaş averajla ligde 5’inci sıradadır. bu tabloya göre, ligin son 2 haftasında puan kaybetmesi durumunda beşiktaş avrupa kupalarına katılamayabilecektir; dolayısıyla beşiktaş, uefa ligi’ne gitmek için türkiye ziraat kupası’nı kazanmak istemiştir.
49. ziraat türkiye kupası final maçı 11/05/2011 günü beşiktaş ve ibb futbol takımları arasında oynanmıştır. mayıs ayı başında maç öncesinde, beşiktaş futbol takımı’nın teknik direktörü tayfur havutçu, beşiktaş başkan yardımcısı serdal adalı'nın talimatı ile oyuncu menejeri yusuf turanlı ile iletişime geçmiştir. tayfur havutçu, ibb oyuncuları olan ibrahim akın ve iskender alın ı beşiktaş yönetimi’nin transfer teklifi hakkında bilgilendirmesini yusuf turanlı’dan istemiştir. buna müteakip yusuf turanlı, ibrahim akın ve iskender alın’ı arayarak transfer teklifini bildirmiştir. her iki oyuncu da teklifi kabul etmiş ve transfer işlemlerini yürütmesi için yusuf turanlı’ya yetki vermişlerdir. daha sonra, beşiktaş’ın stadyum memuru olan ahmet ateş, yusuf turanlı ile iletişime geçmiş ve beşiktaş yetkilileri ile transfer görüşmelerini gerçekleştirmesi için kendisini bursa’ya davet etmiştir. yusuf turanlı bunun ardından ibrahim akın ve iskender alın’ı aramış ve çok önemli olduğunu söyleyerek onlarla görüşme yapmıştır.
yusuf turanlı, bu toplantıdan yaklaşık 2 gün sonra tayfur havutçu’yu arayarak serdal adalı ile iletişime geçmesini söylemiştir. ahmet ateş daha sonra yusuf turanlı’yı aramış ve serdal adalı’nın kendisini şirkete davet ettiğini söylemiş, fakat bu toplantı kupa maçından önce olacağı için beşiktaşlı yetkilileri yusuf turanlı ile görünmek istememiş ve transfer teklifinin kamuoyu tarafından duyulabileceğinden çekinmişlerdir. dolayısıyla ahmet ateş, yusuf turanlı’yı aramış ve aşağıdaki ifadeleri kullanarak dikkatli olmasını belirtmiştir: “yaklaştığında beni ara, fakat saat 2’de burada ol ve aynı zamanda yalnız gel,..demek istediğim, güvenli bir yerde, sîzleri kimsenin görmeyeceği bir yerde buluşacaklarını söylemekteler”,
yusuf turanlı aynı günün akşamı serdal adalı’nın şirketine gitmiş ve adı geçen oyuncuların maçı bağlaması karşılığında transfer şartlarında anlaşmışlardır. yusuf turanlı bu toplantının hemen sonrasında her iki oyuncuyu da aramış ve transfer konusunda anlaştıklarını ve transfer için 2.000.000 euro istediğini söylemiştir. telefon görüşmesine göre serdal adalı yaklaşık 200.000 tl değerindeki atı sader one’ı ibrahim akın’a vereceğini söylemiş ve bu transferin karşılığında her iki oyuncunun da beşiktaş’a karşı oynayacakları kupa maçında, maçın beşiktaş tarafından kazanılması için iyi performans göstermemelerini istemiştir. tapelerde aşağıdaki ifadeler yer almaktadır: “inönü'deki maçı nasıl izlediğinizi hatırlayın, aynı onun gibi bir maç göreceksiniz, sigaranızı yakın ve geriye yaslanın... şey yusuf kupayı alırsak ne olacak... seninle bir bağlantısının olmasına izin verme, demek istediğim önemli değil anladın mı ...dostum her zaman geçeriz sonrasında yapacağımız da budur bir şekilde geçeceğiz” fakat ibrahim akın daha sonra kendi kulüp başkanı ile görüşmüştür. kulüp başkanı bu maç için prim teklif etmiştir ve aynı zamanda ibrahim akın’ın futbol hayatını bitirebileceğini söylemiştir. ibrahim akın dolayısıyla kulüp başkanının anlaşmayı bildiğini sanmıştır. bundan ötürü yusuf turanlı’ya maçta iyi oynayabileceğini söylemiştir. tüm bu süreç boyunca yusuf turanlı, tayfur havutçu’yu arayarak gelişmelerden haberdar etmiştir.
istanbul büyükşehir belediye spor kulübü ile yapılan yazılı bir anlaşma’da; 2010-2011 futbol sezonunda ibrahim akın ve iskender alın'ın beşiktaş spor kulübüne transferi ile ilgili haberler sıkça medyada çıkmaya başlamıştır.
2011 yılı mayıs ayı sonlarında beşiktaş kulübü yetkililerinden serdal adalı kulübün o zaman ki başkanı ile transfer görüşmeleri yapmıştır. beşiktaş spor kulübü, adı geçen futbolcular görüşmek için ilgili kulüpten yazılı izin almaya gerek görmemiştir ve söz konusu yazılı izin beşiktaş spor kulübü tarafından alınmamıştır (dosya: 65, seri:336).
beşiktaş - ibb takımları arasında 11/05/2011 günü kayseri’de oynanacak 49. ziraat türkiye kupası final maçı öncesinde beşiktaş’ın süper lig’de iddiası kalmamıştır ve avrupa kupalarına gitmeme riski vardır ve bu durum kulüp için alışılmış bir durum değildir. bu, tüm futbol camiası ve taraftarlar ve kulüp yönetimi üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. sezon ortasında beşiktaş’ın teknik direktörlük görevine getirilmiş olan turan havutçu, futbol dünyasında bu türlü başarısızlarda kontratının yenilenmeyeceğini / uzatılmayacağını belirtmiştir. takım üzerindeki baskının azaltılabilmesi ve avrupa kupalarına gidilebilmesi için türkiye kupasının kazanılması gerekmektedir. şüpheliler bu nedenle ibb futbolcuları ibrahim akın ve iskender akın’a maddi avantaj ve sezon sonunda beşiktaş’a transfer olma sözü vermişlerdir. bunun karşılığında da maçta kötü oynamalarını istemişlerdir. teknik direktör tayfur havutçu, adı geçen futbolcuların menejeri yusuf turanlı ile beşiktaş kulübü yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı serdal adalı’nın talimatı ile temasa geçmiştir.
yusuf turanlı bunun ardından teklifi oyunculara bildirmiştir. beşiktaş kulübü’nün stadyum müdürü ahmet ateş, bir araya gelmeleri ve anlaşmaları için taraflara aracılık etmiş ve maçtan önce taraflar arasında anlaşıldığı şekilde söz konusu maç beşiktaş’ın galibiyeti ile sonuçlanmıştır. beşiktaş bu şekilde sezon kupasını kazanmış ve avrupa kupasına gitmeye hak kazanmıştır. ”
15 ağustos 2011 günü, türk futbol federasyonu’na bağlı etik komitesi hem adı geçen kişileri hem de beşiktaş’ı yukarıda belirtilen hususlarda suççuz bulmuştur. 26 nisan 2012 günü, daha fazla delili incelemiş olan türk futbol federasyonu’na bağlı etik komitesi beşiktaş’ın ve adı geçen kişilerin şike suçu işlememiş olduklarını ilan etmiştir.
türkiye futbol federasyonu nezdinde yürütülen dahili disiplin işlemlerine paralel olarak ve yukarıda belirtilen polis soruşturmalarının ışığında, istanbul 16.ağır ceza mahkemesi konu ile ilgili kararının 2 temmuz 2012 günü açıklamış ve gerekçeli kararını ise 10 ağustos 2012 günü vermiştir.
elde edilen kanıtlar arasında, tayfur havutçu (beşiktaş teknik direktörü) ile yusuf turanlı (ibb oyuncularının menejeri) arasında yapılan çok sayıda telefon görüşmesinin tapeleri ve ele geçirilmiş metin mesajları bulunmaktadır. aynı zamanda sayın turanlı ile sayın serdal adalı (beşiktaş başkan yardımcısı) arasındaki telefon görüşmelerinin tapeleri de bulunmaktadır. bunlara ilave olarak sayın turanlı ve ibrahim akın ve iskender alın isimli futbolcular (beşiktaş yetkililerinin 49. türkiye kupası final maçında kötü oynamaları için rüşvet verdikleri ibb futbolcuları) arasındaki görüşmelerin tapeleri bulunmaktadır.
bu muhtelif mesajlar 49. türkiye kupası final maçı’nın (11 mayıs 2011) hemen öncesindeki tarihlerde ve hatta maç gününde yapılmış ve kaydedilmiştir. bu kayıtlı mesajların içeriğinden anlaşılacağı üzere, beşiktaş’ın avrupa kupalarında yer almasını sağlamak amacıyla, ibb’nin bu iki oyuncusuna beşiktaş’ın yetkilileri tarafından 49. türkiye kupası final maçı’nda kötü oynamalarını sağlamak üzere mali teşvikler teklif edilmiştir.
kayıtlı mesajların sayısı çok fazladır ve aşağıdaki şekilde açık ve tutarlı bir hikaye anlatmaktadırlar: beşiktaş yetkilileri (sayın yusuf turanlı’nın aracılığıyla), beşiktaş’ın ibb ile oynayacağı maçı kazanarak avrupa kupalarına katılma hakkı elde etmesi için karşı takım (ibb) oyuncularına rüşvet teklif etmişlerdir.
16. ağır ceza mahkemesi, tanık beyanlarını, savunmaları ve polis tarafından kaydedilmiş tapeli konuşmaları inceledikten sonra aşağıdaki kararı vermiştir:
“mahkememiz, ayrıca, şike ve teşvik suçlarının, kendi kulüplerinde kazandıklarının iki veya üç katı meblağları içeren transfer vaatleri yoluyla işlenebileceğini ve bunun, 6222 sayılı kanunun 11. maddesinin ilk bendinde belirtilen “kazançlar veya diğer menfaatler” kapsamında olduğunu kabul etmiştir.
bu hususların ışığında;
11.05.2011 günü kayseri’de beşiktaş ile ibb arasında oynanan 49. ziraat türkiye kupası final maçından önce sanıklar serdal adalı, tayfur havutçu ve yusuf turanlı’nın; beşiktaş futbol takımının süper lig’de iddiasız olduğu ve kulübün avrupa kupalarına katılamama riskinin olduğu ve bu durumun taraftarlar, kulüp yönetimi ve tüm camia üzerinde baskı yarattığı; sanık tayfur havutçu’nun sezon ortasında beşiktaş’ın teknik direktörü olması ve başarısız olduğu takdirde sezon sonunda kontratının uzatılmayacağı / yenilenmeyeceği fikrinin camiada tartışılmış olduğu; ve avrupa kupalarına katılabilmek ve böylelikle takım üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için kupayı kazanmaları gerektiği düşüncesi ile ibb’li futbolcular ibrahim akın ve iskender alın’la, sezonun sonunda yüksek transfer ücretleri ile beşiktaş’a transfer edilecekleri sözü karşılığında, kupada beşiktaş’a karşı iyi oynamayarak şike yapmaları hususunda anlaşma yaptıkları anlaşılmıştır.
bu şahsi kanaate bağlı olarak, adı geçen sanıkların, 6259 nolu kanunla tadil edilen 6222 nolu kanun’un 11/1 sayılı maddesi gereğince şike suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekmiştir.
16. ağır ceza mahkemesi’nin kararına göre sayın serdal adalı’nın ve sayın tayfur havutçu’nun türk kanunlarına yönelik ağır ihlallerden sorumlu oldukları düşünülmüştür. özellikle sayın serdal adalı, 6259 sayılı kanunun 11/1 ve 4-b sayılı maddelerine ve 6222 sayılı kanuna istinaden ve ayrıca 6222 sayılı kanun hükümlerine ve 6259 sayılı kanunun 11/11 ve 18 sayılı değişik maddelerine istinaden 11/05/2011 tarihinde oynanan beşiktaş-ibb kupa final maçında şikeden suçlu bulunmuştur. sayın tafur havutçu da aynı şekilde 6259 sayılı kanunun 11/1 ve 4-b sayılı maddelerine ve 6222 sayılı kanuna istinaden ve ayrıca 6222 sayılı kanun hükümlerine ve 6259 sayılı kanunun 11/11 ve 18 sayılı değişik maddelerine istinaden 11/05/2011 tarihinde oynanan beşiktaş-ibb kupa final maçında şikeden suçlu bulunmuştur.
7 haziran 2013 günü, uefa genel sekreteri, 2013/2014 uefa avrupa ligi yönetmelikleri’nin 2.13 maddesi gereğince beşiktaş’ın dosyasını denetim ve disiplin kurulu’na sevk etmiş ve uefa disiplin yönetmeliği’nin (bundan sonra “dy” olarak anılacaktır) 25 (4) sayılı maddesi uyarınca bu konuya yönelik bir soruşturma yapması için bir disiplin müfettişi görevlendirmiştir.
10 haziran 2013 tarihinde, uefa disiplin ve bütünlük dairesi başkanı, dy’ye uygun olarak yürütülen takibatlara ilişkin gelişmeleri beşiktaş’a bildirmiş ve 16. ağır ceza mahkemesi’nin gerekçeli kararının bir kopyası ile birlikte uefa disiplin müfettişi’nin hazırlamış olduğu raporu ekte sunmuştur. aynı tarihte, uefa disiplin ve bütünlük dairesi başkanı ayrıca dy’ye uygun olarak yürütülen takibatlara ilişkin gelişmeleri sayın serdal adalı’ya ve sayın tayfur havutçu’ya bildirmiş ve 16. ağır ceza mahkemesi’nin gerekçeli kararının bir kopyası ile birlikte uefa disiplin müfettişi’nin hazırlamış olduğu raporu ekte sunmuştur.
beşiktaş’ın dosyası açısından kulüp yukarıda belirtilen hususlara itiraz etmemektedir. bununla beraber beşiktaş, kendisinin müsabakalardan men edilmesinin, uefa avrupa ligi yönetmelikleri, dy ve diğer geçerli kuralların bir ihlali anlamına geleceğini ileri sürmektedir zira davalı’nın 2013/14 sezonu uefa kulüp müsabakaları ve eki için ikrar kriterleri formunu teslim etmesi sırasında davalı’nın bizzat işaret etmiş olduğu üzere, davalı şike olaylarına müdahil olmamıştır. ayrıca davalı, türk futbol federasyonu’nun iki ayrı kurulu tarafından da belirtildiği üzere, şike olaylarına müdahil olmamış olduğunu iddia etmektedir. her iki kurul da spor konularında uzmanlığa sahip 12’şer üyeden oluşmaktadır.
beşiktaş, ayrıca, 16. ağır ceza mahkemesi kararının bu dava ile ilgili çelişen hükümler içermesinden ve halen temyiz aşamasında olmasından ötürü, kabul edilebilir mahiyette olmayan bu resmi mahkeme kararının bütünüyle esas alınmasına itiraz etmektedir. davalı, uefa avrupa ligi yönetmelikleri’nin 2.08 sayılı bendine istinaden, “uefa’nın elinde bulunan olgulara ilişkin durumlar ve bilgiler temelinde” kendisini sonuca götürecek olan sınırlı bir tahkikatı bizzat yapması için uefa’ya davette bulunmuştur. ayrıca, beşiktaş’ın kupalardan men edilmesi, 2012/2013 sezonu spor toto süper ligi ve 2013/2014 sezonu uefa avrupa ligi açısından menfi sonuçlara neden olacak ve beşiktaş açısından telafisi imkansız zararlara yol açacaktır. bu açıdan, uefa, “fair play” prensibine uygun olarak ilgili durumları görmezden gelmek suretiyle beşiktaş’ın kupalardan men edilmesi yönünde karar vermesi kabul edilemezdir.
davalı, son olarak, beşiktaş’a daha fazla müeyyidenin uygulamasının, uefa avrupa ligi yönetmelikleri’nin, dy’nin ve geçerli diğer kuralların bir ihlalini teşkil edeceğini ileri sürmektedir zira mevcut olgular, kulüp’ün bir sonraki uefa müsabakalarından men edilmesi yönündeki talebi desteklememektedir ve ilave disiplin tedbirleri için bir esas teşkil etmekten uzaktır.
yapmış olduğu yazılı sunumu desteklemek üzere davalı tarafından ileri sürülen daha detaylı argümanlar, ilgili oldukları ölçüde aşağıda ortaya konulmaktadır.
kanunlar
beşiktaş jk’nın disiplin sorumluluğu ile ilgili olarak
müsabakaların güvenilirliği
yakın tarihli bir cas kararı (cas 201 l/a/2528, paragraf 141) ile altı çizildiği üzere, “müsabakaların güvenilirliğinin korunması ve kamuoyu tarafından bu şekilde algılanması, spor müsabakalarının organizatörü sıfatıyla uefa’nın kesin olarak yararınadır. heyet, müsabakaların güvenilirliğinin devam ettirilmesi maksadıyla gerekli tüm önlemleri aldığını kamuoyuna göstermesinin reddedilemez bir şekilde uefa’nın yararına olduğunu düşünmektedir. heyet, olympiacos volou fc takımının 2011/12 uefa avrupa ligi’ne katılmasının, uefa’nın ve düzenlemiş olduğu müsabakaların imajına verebileceği ciddi zararın ışığında, uefa denetim ve disiplin kurulu’nun almış olduğu kararın, .....’ın menfaatlerinin korunmasına yardımcı olacağı bilmektedir”
bu etkenlerin ışığında, en üst düzey avrupa futbol müsabakalarının organizatörü sıfatıyla uefa’nın, her bakımdan güvenilir müsabakalar olarak gerçekleştirilmesinin gerektiği fakat aynı zamanda futbolun farklı paydaşlan (iştirakçi kulüpler, üye federasyonlar, sponsorlar ve elbette taraftarlar dahil) tarafından bu şekilde algılanması gerektiği üzere düzenlemiş olduğu müsabakaların imajını korumak açısından mutlak bir hukuki hakka sahip olduğu açıktır.
sonuç olarak, denetim ve disiplin kurulu, kendisine sunulmuş olan belgeler, kanıtlar ve talepler temelinde ve ayrıca hem yazılı olarak hem de duruşma sırasında kendisine sunulmuş olan layihaları dikkate almak suretiyle, beşiktaş’ın olası disiplin yükümlülüğünü analiz edecektir.
geçerli yasal çerçeve
bir disiplin organının, ilgili olguların meydana geldiği zaman itibarıyla yürürlükte olan kanunları, düzenlemeleri ya da kuralları uygulaması, genel kabul gören bir prensiptir. fakat bu genel prensip tabiatı gereği prosedürel olan kanunlara ya da kurallara yönelik bir istisna da dahil olmak üzere birkaç istisnaya konudur (bakınız cas 2000/a/274, başlıklar ve paragraf 78).
bu husus çeşitli cas davalarında teyit edilmiştir (cf. cas 2004/a/635: “yukarıdaki fifa hükümlerine yönelik bu okuma biçimi, tempus regit actum prensibine bütünüyle uygundur (...), buna göre - genel bir kural olarak - bir kontratın esaslı yanları, kontratın imzalandığı tarih itibarıyla yürürlükte olan kanuna göre icra olunurken, tazmin talebinin yapıldığı tarih itibarıyla geçerli kurallara uygun olarak tazmin talepleri yapılmalı ve ihtilaflar çözüme kavuşturulmalıdır.”) bu hukuk kuralı diğer cas davalarında da teyit edilmiştir (cf. cas 2009/a/l912-1913, paragraf 109 ve müteakip paragraflar, ilave referanslarla birlikte).
bu nedenle denetim ve disiplin kurulu, davalı’nın eylemleri açısından uefa disiplin düzenlemeleri’nin 2008 baskısı’nın uygulanması gerektiği ve meri dy’nin (baskı 2013) ise prosedürel ve organizasyonel hususlarla ilgili olduğu konusunda ikna olmuştur.
dy’nin 2008 baskısı’nın 5(1) sayılı maddesine göre, kulüpler ve ayrıca bunların oyuncuları, memurları ve üyeleri, sadakat, güvenilirlik ve sportmenlik ilkeleri çerçevesinde hareket etmelidirler.
ayrıca, ‘kati mali yükümlülük’ ilkesini ortaya koyan dy’nin 2008 baskısı’nın 6(1) sayılı maddesine göre, bir kulüp; bu edimler bizzat kendi kusurundan kaynaklanmasa dahi, kendi memurlarının, üyelerinin, taraftarlarının ve federasyon veya bir kulüp adına bir maçta görev alan diğer kişilerin uygunsuz edimlerinden sorumlu tutulacaktır.
uefa kulüp müsabakalarına katılabilmek için kulüplerin, 2013/ 14 sezonuna ait uefa avrupa ligi yönetmelikleri’nin 2.07(g) bendinde belirtilen koşulları yerine getirmelerinin gerektiği de belirtilmelidir. bu koşula göre, bir kulüp, “ulusal veya uluslararası bir maçın neticesini belirlemeyi veya bu neticeye nüfuz etmeyi amaçlayan herhangi bir aktiviteye 27 nisan 2007 tarihinden beri doğrudan veya dolaylı olarak” katılmamış olmalı ve “bu hususu yazılı olarak uefa yönetimine teyit etmelidir” (2013/14 sezonuna ait uefa avrupa ligi yönetmelikleri, madde 2.08). 2013/14 sezonuna ait uefa avrupa ligi yönetmelikleri, madde 2.08’in nihai amacı, uefa müsabakalarının güvenilirliğinin mutlak olarak korunmasını sağlamaktır. ayrıca, uefa’nın elinde bulunan bütün olgusal koşulların ve bilgilerin ışığında, uefa’nın, bir kulübün, ulusal veya uluslararası bir maçın neticesini belirlemeyi veya bu neticeye nüfuz etmeyi amaçlayan herhangi bir aktiviteye 27 nisan 2007 beri itibaren doğrudan veya dolaylı olarak iştirak etmiş olduğu sonucuna tatminkar bir şekilde varması durumunda, uefa, söz konusu kulübün müsabakalara katılmaya uygun olmadığını beyan edecektir (bkz. 2013/14 sezonuna ait uefa avrupa ligi yönetmelikleri, madde 2.08).
sonuç olarak, mevcut takibatın kapsamı, beşiktaş’ın, ulusal veya uluslararası bir maçın neticesini belirlemeyi veya bu neticeye nüfuz etmeyi amaçlayıp amaçlamadığı sorusu ile sınırlandırılabilir. denetim ve disiplin kurulu, bu esasa bağlı olarak, davalı’nın 2013/2014 sezonu uefa avrupa ligi’ne katılmaya uygun olmadığını ilan edebilecektir.
yasal çerçeve açısından geçerli olan davaya ilişkin olgular
tarafların bu takibat kapsamında sundukları belgelerin ve delillerin ışığında, aşağıdaki hususların kanıtlanmış olduğu addedilmektedir:
11 mayıs 2011 günü beşiktaş - ibb futbol takımları arasında 49. türkiye kupası final maçı oynanmıştır. bu maçı kazanan taraf otomatik olarak 2011/2012 uefa avrupa ligi’ne katılma hakkını kazanacaktı.
türkiye’de oynanmış olan farklı futbol maçlarına yönelik polis soruşturmasının ışığında, türk futbol federasyonu, yukarıda sözü edilen maç ile ilgili olarak beşiktaş’ın üç memuru aleyhine şike iddialarına yönelik bir disiplin takibatı başlatmıştır. bu disiplin takibatı sonunda beşiktaş’ın üç memuru suçsuz ilan edilmiştir.
aynı polis soruşturması ve türk kamu makamlarının gerçekleştirmiş olduğu işlemler; istanbul 16. ağır ceza mahkemesi’nin 10 ağustos 2012 tarihli kararı ile neticelendirilmiş olan bir ceza tahkikatının başlatılmasına sebebiyet vermiştir. söz konusu kararda, beşiktaş’ın ikinci başkanı sayın serdal adalı ve beşiktaş’ın teknik direktörü sayın tayfur havutçu, sözü edilen maça ilişkin şike uygulamalarından ötürü suçlu bulunmuşlardır
istanbul 16. ağır ceza mahkemesi’ne sunulmuş olan mevcut kanıtların (bunların mevcudiyetine itiraz edilmemektedir) güvenilirliği ve içeriği dikkate alınarak olgusal bir perspektiften bakıldığında, türkiye kupası finali’ni kazanmayı garantilemeyi ve böylelikle avrupa kupalarına katılabilmeyi amaçlamış olan davalı, kendi memurları (ve teknik direktörü) aracılığıyla rakip takımın (ibb) oyuncularıyla irtibat kurmuş ve türkiye kupası final maçının sonucunu belirlemek karşılığında sunulan transfer koşulları ve diğer menfaatler olarak özel fınansal menfaatler teklif etmiştir.
bu olguların hukuki neticelerinin belirlenebilmesi için, öncelikle bu takibat için geçerli ispatlama standardının ele alınması gerekmektedir.
cas halihazırda şike olaylarına yönelik davalar için geçerli olacak ispat standardını karara bağlamış bulunmaktadır, (bkz. cas 2009/a/1920, cas 2010/a/2172, cas 2010/a/2266, cas 201l/a/2528).
bu bağlamda ve söz konusu eylemin mahiyeti ve sporda her türlü yolsuzluğa karşı mücadelenin esaslı önemini dikkate alındığında ve ulusal resmi soruşturma makamlarına nazaran spor idare kurullarına bağlı tahkikat makamlarının sahip olduğu yetkilerin mahiyeti ve sınırlı yapısı dikkate alındığında (cas 2009/aa920 paragraf 85), denetim ve disiplin kurulu, şike davalarının, cas’ın sabit içtihatlarına uygun olarak ele alınması gerektiği görüşündedir. bu nedenle bu davaya ilişkin olgular, yapılan iddiaların ciddiyeti göz önünde bulundurulmak suretiyle denetim ve disiplin kurulu’nun tatminkar bulacağı şekilde tespit edilmelidirler.
denetim ve disiplin kurulu, bu geçerli ispat standardı temelinde ve kendisine sunulmuş olan olgular, deliller ve belgeleri dikkate almak suretiyle aşağıdaki sonuca varmıştır: türk kulübü beşiktaş, uefa yönetmelikleri’nin 50(3) sayılı maddesinin yürürlüğe girmiş olduğu 27 nisan 2007 tarihinden beri, ulusal veya uluslararası bir maçın neticesini belirlemeyi veya bu neticeye nüfuz etmeyi amaçlayan aktivitelere doğrudan veya dolaylı olarak” katılmıştır.
denetim ve disiplin kurulu, önceden özetlenmiş olan ve geniş ölçüde davalı tarafından ikrar edilmiş olan olguların ve delillerin ışığında bu sonuca ulaşmıştır:
- beşiktaş’ın, 9 mayıs 2013 günü uefa’ya sunulmuş olan ilave bilgiler kapsamında bizzat ikrar etmiş olduğu üzere, en doğrudan memurlarından üçü (başkan yardımcısı, teknik direktörü ve güvenlik memuru), nihai olarak bir ceza almamış olsalar dahi, türkiye futbol federasyonu tarafından başlatılan disiplin soruşturmasına konu olmuşlardır;
- beşiktaş'ın 9 mayıs 2013 tarihinde uefa'ya sunduğu ek bilgilerde teyit edilmiş olan uefa disiplin müfettişi'nin raporunda da belirtildiği üzere, kulüp’ün en üst düzey memurlarından ikisi (başkan yardımcısı ve teknik direktörü), yukarıda açıklanan olgulara ve kanıtlara bağlı olarak istanbul 16. ağır ceza mahkemesi kararına istinaden şike suçundan suçlu bulunmuştur.
- denetim ve disiplin komitesi, aynı olgular ve deliller temelinde, davalı'nın 11 mayıs 2011'de oynanan türkiye kupası final maçının sonucunu belirlemek ve böylelikle avrupa kupalarına katılmak üzere kupa final maçının sonucunu belirlemeyi amaçladığı konusunda ikna olmuştur: özellikle diğer finalist takımın (ibb) oyuncuları ile davalı’nın temsilcileri tarafından temas kurulmuş ve ilgili maç düzenlemesi için adı geçen oyuncuların rızasını almak üzere avantajlı transferler ve diğer menfaatleri içeren mali karşılıklar teklif edilmiştir.
bu etmenlere ve bu soruşturmanın tabi olduğu kanuna bağlı olarak, denetim ve disiplin komitesi, beşiktaş'ın, en az iki üst düzey yetkilisi aracılığıyla, uefa yönetmelikieri’nin 50(3) sayılı maddesinin yürürlüğe girmiş olduğu 27 nisan 2007 tarihinden beri, ulusal veya uluslararası bir maçın neticesini belirlemeyi veya bu neticeye nüfuz etmeyi amaçlayan aktivitelere doğrudan veya dolaylı olarak katılmış olduğu sonucuna varmıştır.
gerekli yaptırımın tespiti
bu durumda, denetim ve disiplin komitesi, bir taraftan, işlenmiş cürümlerin özellikle ciddi nitelikte olduğunu, türk ve avrupa futboluna belirgin bir zarar vermiş olduğunu ve bu tür durumlarda gereken cezaların verilmesinin gerekli olduğunu düşünmektedir. denetim ve disiplin komitesi, diğer taraftan, beşiktaş’ın, ikrar kriterleri formunun sunulmasına yönelik çerçeve kapsamında kendi temsilcilerinin şike aktivitelerini uefa’ya bildirmiş olduğunu ikrar etmektedir.
denetim ve disiplin komitesi, sonuç olarak, beşiktaş’ın 2013/2014 sezonu uefa avrupa ligi’ne katılmaya uygun olmadığına karar vermiştir. denetim ve disiplin komitesi gereken hallerde beşiktaş’a ilave disiplin önlemleri uygulayabilecektir.
denetim ve disiplin komitesi, bu gerekçelere bağlı olarak
aşağıdaki şekilde karar vermiştir:
1. beşiktaş jk, 2013/2014 yılında uefa avrupa ligi’ne katılmaya uygun değildir.
2. bu karar, gereken durumlarda beşiktaş’a uygulanabilecek ilave disiplin müeyyidelerine halel getirmemektedir.
temyiz haklarına ilişkin bildirim
bu karar temyize açıktır (madde 54 dy).
denetim ve disiplin komitesi tarafından verilmiş olan bir karara karşı yapılacak temyiz başvurusu, temyiz edilecek yazılı kararın tebliğ edilmesinden sonraki üç gün içinde temyiz kurulu’nun dikkatine olmak üzere uefa yönetimine yapılmalıdır. (madde 52(2) dy).
yasal bir talebi, olgulara ilişkin bir bildirimi, delilleri, şahit listesini (bunlardan beklenen tanıklığa ilişkin kısa açıklamalar ile birlikte) ve temyize giden tarafın yaptığı çıkarımları da (özellikle temyiz sürecinin şifahi mi yoksa yazılı mı yapılması gerektiği hakkında) içerecek şekilde temyizin gerekçeleri, başvurunun alınmış olduğunun idare tarafından teyit edilmesinden sonraki beş gün içinde yazılı olarak sunulmalıdır (madde 53(3) dy).
1,000€ tutarındaki temyiz ücreti, en geç temyiz gerekçelerinin sunulduğu tarihe kadar ödenmelidir (madde 53(4) dy).
beşiktaş neden ceza aldı? tarih10 temmuz 2013 , 10:28 ajansspor.com
beşiktaş'ın hukuk işlerinden sorumlu eski yönetim kurulu üyesi ahmet akpınar, siyah beyazlı kulübün 9 mayıs'ta verdiği yazı nedeniyle uefa tarafından şike iddiasıyla cezalandırıldığı söyledi.
adalı ve havutçu'nun şike aktivitelerine katıldığı beyan ediliyor!
radyospor'da özgür sancar'ın canlı yayın konuğu olan akpınar, "uefa'nın gerekçeli kararında şöyle bir garabet var. 9 mayıs 2013 tarihinde beşiktaş tarafından uefa'ya sunulan yazıda beşiktaş'ın 2 yöneticisi tayfur havutçu ve serdar adalı'nın şikeden dolayı ceza aldığı yazılıyor. uefa da, beşiktaş'ın bu beyanı, havutçu ve adalı'nın şike aktivitelerine katıldığını belirtmesi nedeniyle, beşiktaş'ın cezalandırıldığını söylüyor. beşiktaş'ta uefa'ya sunulan bu yazıyı yazan arkadaşlarımız konunun yargıtay'da olduğunu yazmamışlar, uefa'da defalarca 'beşiktaş'ın bu beyanı üzerine ceza verdik' diyor. bu bir kirliliği yarattı. bunu kaldırmak için 9 mayıs 2013'te beşiktaş tarafından uefa'ya gönderilen yazının kulübün resmi internet sitesine konması gerekiyor. böylece bu hatanın nedenlerini herkes görmeli. çünkü o yazıda tayfur havutçu ve serdar adalı şike olayına karıştı diye beyan ediyor. bu nedenle uefa, beşiktaş'a ceza verdiğini defalarca gerekçeli kararda belirtiyor'' dedi.
"beşiktaş, cas'ta staj yapma yeri değildir"
ahmet akpınar, ''beşiktaş kulübü, uefa'da, cas'ta staj yapma yeri değil. buradaki savunmaları bilen insanlar yapmalı. akıl almak gerekir. müşterek bir akıl oluşturulmalıydı. ama maalesef yapılmadı ve duruma geldik'' diye konuştu.
"uefa neden 1 sene bekledi"
akpınar, ''uefa, yargıtay'da kesinleşmemiş bir karara dayanarak kulüpleri, kişileri suçluyor. yargıtay'daki kararı beklemek zorunda. yargıtay, kararı bozarsa uefa, dünya kadar tazminat ödemek zorunda. ayrıca uefa, bu soruşturma için neden 1 sene bekledi. madem kesinleşmemiş bir karara göre karar verecekti uefa, neden 1 sene bekledi. bu konuda karşılıklı suçlamalar var. ama zaman içerisinde kimin haklı kimin haksız olduğunu göreceğiz'' ifadelerini kullandı.
"beşiktaş'ın şansı çok daha yüksek"
deneyimli yönetici, beşiktaş'ın cezayı bozma olasılığını daha yüksek olduğunu belirterek, "ben beşiktaş adına, en kötü ihtimalle, cezanın erteleneceğini düşünüyorum. beşiktaş'ın cezayı kaldırtma olasılığının fenerbahçe'ye oranla daha yüksek olduğuna inanıyorum. beşiktaş, bir tek olaydan, türkiye kupası finalinden suçlanıyor. fenerbahçe'nin suçlandığı 8-9 maç var. beşiktaş'ın işi çok daha kolay'' dedi.
nihayet uefa son sözü söyledi; takke düştü, kel göründü. bizim 2 yıldır birbirimize itiraf edemediğimiz gerçeği, kralın çıplak olduğunu sonunda birileri suratımıza haykırdı. süreç yaklaşık 2 yıl sürdü ve bu 2 sene anlaşmadan çok anlaşamama; anlamaktan ziyade anlayamama, akıl sır erdirememe, inanamama minvalinde geçti çoğumuz için... eski tff’nin aylarca “yeterince delil yok” diye niye konuyu sündürdüğünü... ortada yeterince delil yoksa neden fenerbahçe’yi avrupa’ya göndermediğini... fenerbahçe kulübü’nün aylarca masum olduğunu iddia ettikten sonra neden cas’taki davasını geri çektiğini... önce neden 58’inci madde değişsin, sonra neden değişmesin dediklerini... yeni tff’nin “şike sahaya yansımamış” açıklamasından sadece bir hafta sonra pfdk’nın ibrahim akın ve ahmet çelebi’ye “müsabaka sonucuna etki etmekten” neden ceza verdiğini... eğer akın ve çelebi müsabaka sonucuna etki etmekten ceza aldıysa, şikenin sahaya nasıl yansımadığını... eğer şike sahaya yansımadıysa, akın ve çelebi’nin müsabaka sonucuna nasıl etki ettiğini... eskişehirli ümit karan’ın canlı yayında açıkça, fenerbahçe’nin şampiyonluğunu istemediği için bile bile bir golü atmadığını itiraf ettiği halde, neden ülkede büyük gürültünün kopmadığını... anlayamadım... çoğumuz anlayamadık... anlayamadıklarımız bunlarla da kalmadı... başbakan’ın neden “8 takım düşerse futbol ekonomisi batar” diye topa girdiğini... velev ki futbol ekonomisi batsın, bunun futbol ahlakımızın batmasından, hiç kimsenin kimseye güveninin kalmamasından neden daha kötü bir şey olduğunu... bakan kılıç’ın neden o günlerde “hepimiz aynı gemideyiz” açıklaması yaptığını... namusluların, sırf futbol ekonomisi batmasın diye şikeye tenezzül edenlerle neden aynı gemide olması gerektiğini... o günlerde “ben o gemide değilim” yazdığımda, “başbakan yanılıyor, futbol ekonomisi batarsa batsın, ahlakımız batmasın” dediğimde neden hemen hemen hiçbirinin benimle aynı fikirde olmadığını... o günkü kulüpler birliği sözcüsü cavcav’ın neden “bütün kulüpler bir aradayız, omuz omuzayız” diye açıklama yaptığını... eğer bir, iki veya sekiz kulüp şikeye karıştıysa, diğerlerinin neden onlarla kayıtsız şartsız birlikte olduğunu... anlayamadım... hiçbirimiz anlayamadık... benim küçük aklımla tüm bu anlayamadıklarım içinde, belki de anlayabildiğim tek şey, mayıs 2012’de anlayabildiklerimle aynı: maalesef bu dünyada tek gerçek günah, yakalanmakmış. sokakta karşılaştığım insanlar, ülkedeki futbola, futbolcuya, yöneticiye, antrenöre, televizyoncuya, gazeteciye, sana-bana, hiçbirimize inancının kalmadığını söylüyorlar. ne yalan söyleyeyim, çok da haklılar. çünkü onların yerinde ben olsam, herhalde ben de bana güvenmezdim... yazık... çok yazık...
ve meselenin uefa boyutu... bugün, 27 haziran 2013... meşhur 3 temmuz gözaltılarının üstünden tam 724 gün geçti. son 724 gün içinde amerika, rusya, fransa, çin ve hindistan yeni devlet başkanlarını seçtiler. neil armstrong öldü, zuckerberg evlendi. suriye karıştı, türkiye’de gezi parkı olayları yaşandı. alex gitti. apple beşinci nesil ıphone’u, samsung galaxy note 2’yi üretti; felix baumgartner uzaydan dünyaya atladı. justin bieber’la selena gomez ayrıldı. son 724 gün içinde katie holmes bile tom cruise’la david beckham arasında ne döndüğünü anladı; bir tek uefa, süper lig’de 2010-2011 sezonunda ne döndüğünü anlayamadı, şike davasını bir türlü karara bağlayamadı... koskoca uefa, 724 gün düşündükten sonra kulüplerle ilgili kararları nihayet aldı, şahıslarla ilgili neticeye varamadı! isviçre’de 4 ana dil konuşulur, herhalde bu adamlara ne romanşça, ne almanca, ne fransızca ne de italyanca “geciken adalet, adalet değildir” dediğinizde hiç birşey ifade etmiyor. yahu olay 2010-2011’de yaşanmış; ortada ne o günün fenerbahçeli/beşiktaşlı futbolcuları, ne antrenörleri, ne de yöneticileri kalmış! havutçu’nun giriştiği haltın bedelini neden şimdi oğuzhan özyakup ödüyor ki! veya yıldırım’ın denemelerinin faturası neden dirk kuyt’a, hasan ali kaldırım’a çıkıyor? bu kadar gecikmiş adalet, adalet olur mu? alper potuk şampiyonlar ligi’ne, gökhan töre avrupa ligi’ne gidememek için ne günah işlediler allah aşkına? bu 724 günde beşiktaş’ın 27 kişilik kadrosunun 19’u, fenerbahçe’nin 30’da 18’i değişmiş. antrenörler değişmiş. yönetimler değişmiş. ortada ne ibrahim akın kalmış, ne mosturoğlu, ne adalı kalmış, ne turan! kusura bakmayın uefa yetkilileri, siz de sınıfta kaldınız... ya zamanında, yani 2011-12 sezonunun başında (veya en azından içinde) güçlü kanaatlerinizi gerekçe göstererek cezaları verecektiniz; kulüpleri/ülkeyi, kimi gerekiyorsa uluslararası müsabakalardan men edecektiniz. ya da şimdi günahsızları değil, esas günah sahiplerini cezalandıracaktınız. günah sahipleri ellerini kollarını sallaya sallaya hâlâ sokakta dolaşıyorlar; günahsız biliç, günahsız egemen, günahsız sow, günahsız pektemek avrupa’ya gidemiyorlar. pes... vallahi pes...
beşiktaş and fenerbahçe appeal decisions published: monday 15 july 2013, 18.20cet
uefa's appeals body has announced decisions following the appeals lodged by beşiktaş jk and fenerbahçe sk against uefa control and disciplinary body verdicts issued in june.
the uefa appeals body today announced its decisions following the appeals lodged by beşiktaş jk and fenerbahçe sk related to the two decisions passed by the uefa control and disciplinary body (cdb) on 21 and 22 june 2013, respectively.
the uefa appeals body carefully analysed the statements and documents submitted by beşiktaş and fenerbahçe related to their specific cases, as well as the statements and documents submitted by the uefa disciplinary inspectors appointed to each case, and reached the following decisions:
* beşiktaş have had their appeal rejected. consequently, beşiktaş are not eligible to participate in the 2013/14 uefa europa league.
* fenerbahçe have had their appeal partially admitted. consequently, fenerbahçe are excluded from participating in the next two uefa club competitions they qualify for, including the 2013/14 uefa champions league.
both clubs have the opportunity to appeal the decisions of the uefa appeals body to the court of arbitration for sport (cas).
note: from 1 july 2013, all information related to confirmed uefa disciplinary decisions is available live on uefa.com.