gözler alsancak ve mithatpaşa'da yapılacak çetin müsabakalara çevrildi
fenerbahçe - h. tepe beşiktal - altınordu
sarı-lâcivertli takımda şenol ve ogün'ün oynamaları muhtemel. şehrimizdeki ilk maç beykoz - ş. spor arasında
(...)
fenerbahçenin ogün'lü ve şenollu onbiri ise; mithatpaşada 14.15 de hacettepeden iki puan almakta zorluk çekmeyecektir. lig liderlisinde iddialı sarı -lâcivertliler, enerjik rakiplerine karşı şöyle dizileceklerdir: ali - özcan, ismail - şeref, osman, ali ihsan - şükrü, ogün, şenol, ergun, aydın.
hacettepe, antrenörü yüksel doğanay'ın da belirttiği gibi; fenerbahçe karşısında müdafaaya dikkat ederek çalışacak ve sürpriz fırsatını kollayacaktır. ancak, bu zayıf ihtimâldir.
mithatpaşa stadında saat 12.30 daki ilk müsabakada beykozun şansı şekerspordan ağır basmaktadır.
hava raporu
şehrimizde bugün hava parçalı bulutlu ve zayıf bir ihtimalle mevzi yağışlı geçecektir.
rüzgârlar kuzey yönlerden orta kuvvette esecektir.
azami sıcaklık 10 derece, asgari sıcaklık ise 4 derece olacaktır.
dağınık bir oyun tutturan ve sayısız gol fırsatını hebâ eden
fenerbahçe, h. tepe engelini çok zor aştı: 1-0
namık sevik
iri kıyım hacettepe müdafaası karşısında matmazel kadar narin bir futbol oynayan fenerbahçe forveti sahadan zorla 1-0 galip ayrılabildi.
gerçi sarı - lâcivertli takım maçın başından sonuna kadar sayılamıyacak kadar çok gol pozisyonuna girmişti ama beceriksiz oyunculardan kurulu forvet kalenin önüne kadar geliyor ve cânım fırsatları heba ediyordu.
ziya, aydın, birol ve ergun golü atmanın kolaylığını atamamanın zorluğuna daima tercih ettiler... ve fenerbahçe'nin yağacakmış gibi gözüken oyununa bakarak bakraçlarını sarnıçlarını golle doldurmaya gelen taraftarları, 6. dakikada ziya'nın topu iyi takip ederek attığı şık golden sonra, tam 84 dakika ellerini böğürlerine koyarak sabırla beklediler.
beklediler, beklediler... daha sonra bu bekleyiş bir beraberlik endişesine büründü. fenerbahçe -kabul etmek gerekir ki- diğer iki büyük rakibinden yedi ve beş puan ilerde olmasına rağmen henüz bir deplâsman kayasına çarpmadığı için başarılı gözükmektedir. müdafaasının yelpaze gibi dağınıklığı ve forvetinin tesirsiz hali mevsimin ilerleyişine rağmen henüz antrenör hold'un hâlâ adam denemekle vakit geçirişi bu takımın ilerde bir fırtınaya tutulacağına işaret sayılmaktadır.
bir vurucu adamı santrfor mevkiine koyamamanın aczi içinde gözüktü. sarı - lâcivertli takım... en kötü hali ile bir şenol veya yüksel olsaydı bu aşılması güç gözüken hacettepe defansı daha kolay delinebilirdi. aydın ve şükrü iki açık olarak maç boyunca durdular. hani sahaya köpek girse ağaç zannederek ayaklarına siyerdi desek yeridir. formda adamın takımda yer alacağı edebiyatı, formsuz aydın ve şükrü‘nün ısrarla oynatılman ile iflâs etmiştir.
evet, maçın daha 6. dakikasında fenerbahçeliler sagiçe kayan ziya'nın, santrhaf ve solhafın arasından sıyrılarak kaleciyi de üzerine çekip attığı güzel golle 1-0 galip duruma yükseldiler. bunu 18. dakikada ziya'ya yapılan bir penaltı takip etti. birol topu dikti, gerildi ve baskın'ın kucağına nişanladı. kaçan fırsattan sonra fenerbahçenin, enerjik rakibi karşısında bocaladığı görüldü. bununla beraber yine de defalarca gol pozisyonlarına girdiler. ama ziya, ergun, aydın ve birol kaçırıyor, kaçırıyor, kaçırıyorlardı...
ikinci devre; yine kısa kısa pasla, yine lüzumsuz çaımlar, yine ihsan'ın boy vasatisi 1.60 olan forvete uzattığı minare yüksekliğindeki toplar ve iki açığın yokluğu sebebiyle oyunun ortaya sıkışmasından faydalanan hacettepe defansının mukabelesi. işte, bütün mübadele bundan ibaretti. gerçi oyunun son birkaç dakikasında hacettepeliler iki üç defa fenerbahçe kalesini ziyaret ettiler, ama bu ziyaret neticeyi değiştirecek neviden olmadı. fenerbahçe iki puan kazandı, fakat bunun ona ilersi için büyük ümit bağlayan taraftarlarını sevindirdiği pek de tahmin edilemez.