temsilci: cem arif çetin, mehmet suat ekici, yusuf pehlivanlar
medipol başakşehir fk: volkan babacan, yalçın ayhan, mahmut tekdemir, edin visca, jose marcio da costa (dk. 87 rajko rotman), francisco lima da silva (dk. 73 enver cenk şahin), bekir irtegün, stephane badji, uğur uçar, alparslan erdem, sokol cikallleshi (dk. 73 semih şentürk)
yedekler: ufuk ceylan, cenk ahmet alkılıç, gençer cansev, ferhat öztorun
teknik direktör: abdullah mucib avcı
gençlerbirliği: per johannes hopf, ahmet oğuz, uğur çiftçi, ahmet yılmaz çalık, sorin bogdan stancu (dk. 84 guido koçer), mostapha el kabir, guy lucien michel landel, olafur ingi skulason, djalma braune manuel abel campos, ante kulusic, martin spelmann (dk. 84 irfan can kahveci)
başakşehir zirve takibine devam etti süper lig'de başarılı bir sezon geçiren medipol başakşehir, ligin dibine demir atan gençlerbirliği'nin son 10 dakikada bulduğu iki golle devirdi. 06 aralık 2015 , 17:54
1. dakikada mossoro'nun ara pasıyla ceza sahasının sağ tarafında kaleciyle karşı karşıya kalan cikalleshi'nin vuruşunda, meşin yuvarlak yandan dışarı gitti.
25. dakikada cikalleshi'nin ceza yayı önünden çektiği sert şutta, top üstten auta çıktı.
30. dakikada hızlı gelişen gençlerbirliği atağında orta sahadan aldığı topla ceza sahasına giren djalma, savunmada uğur uçar'ı çalımladıktan sonra karşı karşıya pozisyonda vuruşunu yaptı. üst direkten oyun alanına dönen meşin yuvarlağı daha sonra savunma kornere attı.
39. dakikada mossoro'nun pasıyla ceza yayının sağ tarafında topla buluşan visca'nın sert şutunda, kaleci hopf uzanarak meşin yuvarlağı yandan kornere çeldi.
karşılaşmanın ilk yarısı 0-0 berabere bitti.
59. dakikada badji'nin ara pasıyla ceza sahasına giren cikalleshi'nin savunma oyuncularından sıyrıldıktan sonra uygun durumda yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak yandan dışarı gitti.
64. dakikada stancu ile verkaça girerek ceza sahasının sağ çaprazında topla buluşan el kabir'in sert vuruşunda, meşin yuvarlak yandan auta çıktı.
78. dakikada medipol başakşehir öne geçti. ceza yayı sağ çaprazında serbest vuruş kullanan enver cenk şahin'in yaptığı ortada, arka direkte bekir irtegün kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi: 1-0
84. dakikada medipol başakşehir farkı 2'ye çıkardı. visca'nın pasında savunmada ahmet oğuz'dan seken top ceza sahasında mossoro'nun önünde kaldı. bu futbolcunun sağ ayağıyla yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak ağlara gitti: 2-0.
medipol başakşehir, ikinci yarıda bulduğu gollerle sahadan 2-0 galip ayrıldı.
başakşehir yenilgiyi unuttu! spor toto süper lig 14. hafta müsabakasında gençlerbirliği'ni kendi evinde 2-0 mağlup eden medipol başakşehir, son haftalardaki başarılı performansını sürdürdü. 06 aralık 2015 , 18:30
gençlerbirliği ile oynadığı maçı bekir irtegün ve mossoro'nun golleriyle kazanarak puanını 26'ya çıkartan lacivert-beyazlı takım, üst sıralardaki yerini korudu.
istanbul ekibi, gençlerbirliği karşısında aldığı galibiyetle ligde yenilmemezlik serisini 7 maça çıkardı. lacivert-beyazlı takım, bu maçlarda 5 galibiyet ve 2 beraberlikle elde etti.
ligin 7. haftasında galatasaray'a 2-0 mağlup olan medipol başakşehir, daha sonra oynadığı karşılaşmalarda osmanlıspor'u 3-0, torku konyaspor'u 4-0, gençlerbirliği'ni 2-0, trabzonspor ve gaziantepspor'u 1-0'lık skorlarla yendi, mersin idmanyurdu'yla 1-1, medicana sivasspor'la da 2-2 berabere kaldı.
bekir eski takımına karşı yok! gençlerbirliği maçının 89. dakikasında sarı kart gören medipol başakşehirli futbolcu bekir irtegün, cezalı duruma düştü. 06 aralık 2015 , 18:32
tecrübeli futbolcu, ligde gelecek hafta eski takımı fenerbahçe ile oynanacak karşılaşmada forma giyemeyecek.
gençlerbirliği deplasmanda kayıp! medipol başakşehir karşısından mağlubiyetle ayrılan gençlerbirliği, ligde bu sezonki 7. deplasman maçından da galibiyet çıkaramadı. 06 aralık 2015 , 18:34
başkent ekibi, rakip sahalarda oynadığı karşılaşmalardan bir beraberlik ve 6 mağlubiyetle ayrıldı. dış saha maçlarında daha önce antalyaspor'a 3-1, bursaspor'a 3-2, galatasaray'a 4-1, akhisar belediyespor ve trabzonspor'a 1-0'lık skorlarla yenilen kırmızı-siyahlı takım, torku konyaspor ile 0-0 berabere kalmıştı.
ziraat türkiye kupası'nda spor toto 3. lig ekibi etimesgut belediyespor'a 1-0 yenilerek elenen gençlerbirliği, süper lig'deki son 5 maçını da kazanamadı. başkent ekibi ligde son 5 haftada 3 beraberlik ve 2 mağlubiyet yaşadı. gençlerbirliği, ligde 14. hafta sonunda 13 puanda kaldı.
avcı su şişesini neden fırlattı? medipol başakşehir teknik direktörü abdullah avcı, spor toto süper lig'de gençlerbirliği'ni 2-0 yendikleri maçta, duran toptan buldukları ilk golle kontrolü ele geçirerek kazandıklarını söyledi. 06 aralık 2015 , 19:09
karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan avcı, gençlerbirliği'nin ligde hak etmediği bir konumda olduğunu dile getirerek, "oyuncu kalitesi ve oyun planı olan bir takım. zor bir maç bizi bekliyordu. ilk yarıda oyunun hakimiydik. ikinci yarıda oyun çok dengeli gitti. bazen gençlerbirliği, bazen de biz ataklar yapıyorduk. ligde duran top bazen problemi çözebiliyor. duran toptan attığımız golle oyun elimize geçti. ondan sonraki bölümde rakibe pozisyon vermedik. ikinci golü bulduktan sonra oyunun kontrolü elimizdeydi" diye konuştu.
karşılaşmanın 89. dakikasında bekir irtegün'ün sarı kart gördüğü pozisyonda kenarda tepki gösterdiğini anlatan avcı, "elimdeki su şişesini yere attım. bu hakemin verdiği kararla ilgili değildi. bekir'in 3 sarı kartı vardı. haftaya fenerbahçe maçı var ve orada oynamak istiyordu. ona üzüldüğüm için tepki gösterdim. hakemlerimiz zor durumda kalmasın" değerlendirmesinde bulundu.
"yine enteresan bir gol yedik" gençlerbirliği teknik direktörü mehmet özdilek, hak etmedikleri bir mağlubiyet aldıklarını kaydetti. 06 aralık 2015 , 19:12
karşılaşmadan puan çıkarma beklentisi içinde olduklarını anlatan özdilek, şunları kaydetti: "aslında başından sonuna kadar ortada gibi görünen bir maç vardı. maçın başında rakibe bir pozisyon verdik. sonra djalma ile çok önemli bir pozisyon yakaladık. ikinci yarı biraz daha üretken olmaya çalıştık ama burada tartışılan bir pozisyon var. penaltı olup olmadığını bilmiyorum ama dışarıdan gelen söylemler bu yönde. bu bizim için maçın ikinci kırılma anı oldu. bu tür maçlarda duran toplar çok önemli. rakibin de bu konuda etkili olduğunu biliyoruz. buna çalışmamıza rağmen yine bireysel hatadan enteresan bir gol yedik. özellikle son bölümde yenilen goller takımı demoralize ediyor. yine öyle bir müsabaka oldu. mağlubiyeti hak etmedik ama futbolda bazen atanın puan aldığı müsabakalar oluyor."
gençlerbirliği'nin ligin 14 haftalık bölümünde beklentilerin altında kaldığını anlatan özdilek, "lig çok enteresan. her takımın bu anlamda sıkıntısı var gibi. bugün kazansaydık, 4 takımın üstüne çıkacaktık ama maalesef bunu başaramadık. rakibi tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
gençlerbirliği lig tarihinin en kötü 4. sezonu 07.12.2015 | gencler.org
süper lig'in 14. haftasında başakşehir'e 2-0'lık skorla yenilen ve haftayı puansız kapatan alkarlar, 14 maçta topladıkları 13 puanla lig tarihlerinin en kötü 4. sezonuna imzalarını attılar.
en üst futbol liginde 44. kez yer alan kırmızı-siyahlılar, 14. hafta itibariyle topladıkları 13 puan ve -7 gol averajıyla en kötü 4. sezonlarını yaşıyorlar. bu sezonu 11 puan ve -8 averajla milli lig'in ilk sezonu olan 1959 sezonu, ardından yine 11 puan ve -10 puanla 2001-2002 sezonu takip ederken son sırada 10 puan ve -12 averajla ilk kez 2. lige düştükleri 1969-1970 sezonu yer alıyor.
22. deplasmanım ve gördüğüm 24. stad: başakşehir fatih terim
başakşehir fatih terim stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 469 km.
bu sezon yapmayı planladığım deplasmanlardan (rize, mersin ve belki sivas) biri olmamasına rağmen, hem görülecek yeni bir stada sahip olması, hem de son deplasmanımın üzerinden tam 26 ay geçmiş olmasının bünyede yarattığı “açlık duygusu” nedeniyle birkaç hafta önce apar topar bir şekilde başakşehir’e gitmeye karar verdim.
deplasmana ara verdiğim 2 yılı aşkın süre zarfında, sadece twente’nin stadı olan de grolsch veste’yi ( http://www.mehmetalicetin...brugge-amsterdam-bolum-1/) görmüş olduğumu anımsamanın da, deplasman yapma fikrimi ateşleyen sebeplerden biri olduğunu not düşmekte fayda var.
5 aralık 2015, cumartesi
(...)
bir şeyler atıştırmak için sarıyer iskeleye gittik. biraz bakındıktan sonra bir yere oturup, ekmek arası uskumru yedik, gayet lezizdi. bu arada iki tane esnafın sarıyer maçı hakkında konuştuklarını duyup, hani belki denk getiririm diye düşünerek maç programına bir göz attım ama sarıyer’in karşılaşması pazar günü 13’deydi. o an aklıma, bir daha “kalmalı deplasman” yaptığımda, alt lig takımlarının maçlarına da bir göz atıp, uygun olanlarına gitmeye karar verdim. böylece görmediğim farklı statları da görme fırsatı yakalamış olacaktım.
(...)
6 aralık 2015, pazar
sabah 9’da uyanıp ufak tefek bir şeyler atıştırdıktan sonra saat 11’de ali murat hamarat ile buluşmak üzere beşiktaş’a gittim. hava mevsime göre oldukça güneşli ve sıcaktı.
uzun zamandır tanıştığımız ama ilk kez yüz yüze görüşme fırsatı yakaladığımız ali murat ile oradan, buradan, futboldan bol bol muhabbet ettik. saat 13 civarında kendisine zaman ayırdığı için teşekkür ettim ve en son beşiktaş deplasmanında ( http://www.mehmetalicetin...e-son-kez-besiktas-inonu/) görüştüğümüz onur ağca’yı beklemeye başladım.
onur’la buluşup kısa bir süre laklak ettikten sonra bizi almaya gelen onur aydoğan, akşit abi ve nevzat abiyle buluştuk ve resmi olarak deplasmana start verdik.
yaklaşık 45 dakika sonra başakşehir’e vardığımızda, bir şeyler atıştırıp muhabbet etmek için bir konya lokantasına oturduk ve sonrasında tekrar arabaya atlayıp stadyumun yolunu tuttuk.
dışarıdan stadyum oldukça güzel görünüyordu. bilet gişesine gittiğimizde deplasman biletlerinin misafir tarafında satıldığını öğrendik. bu arada kubilay abi, adem ve artuğ da gelmişlerdi. adem ve artuğ bir arkadaşın passoligleriyle rakip tribünde yerlerini almaya giderken, biz de kubilay abiyle beraber misafir takım girişine doğru ilerledik.
misafir takım tabelasının yanına geldiğimizde, kulübenin içindeki bir görevli kafasını uzatıp, “hayırdır?” dedi. biz de maça geldiğimizi söyleyince, “misafir takım mı?” diye sordu ve onayladığımızı görünce demir sürgü kapıyı açtı ve arabalarla stat girişine kadar ilerledik. görevlilere bileti nereden alacağımızı sorduğumuzda, “burada bilet yok, gişelerden alacaktınız” cevabıyla karşılaşıyorduk. zaten oradan geldiğimizi söyledikten sonra görevli birkaç kişiye daha sordu ve misafir takım tabelasının yanındaki gişeden biletlerimizi alabileceğimizi söyledi. tekrar arabaya atlayıp geldiğimiz tarafa doğru gittik, biletleri aldık ve yeniden stat girişinde arabaları park ettik. bu arada maçın başlamasına 10 dakika kalmıştı ve nevzat abi, “saat 1’de yola çıkıp, 4’teki maça yetişmeyeceğiz!” diyordu.
ama daha işimiz bitmemişti! istanbul tayfasının yaptırdığı ve en son istanbul atatürk olimpiyat’ta ( http://www.mehmetalicetin...anim-ve-gordugum-17-stad/) kullandığımız 31 metre boyundaki pankartı açıp polise gösterene kadar canımız çıktı! malum aç aç bitmiyordu. onayı aldıktan sonra iki katlı deplasman tribününde (daha önce istanbul atatürk olimpiyat ve fenerbahçe şükrü saraçoğlu stadında ( http://www.mehmetalicetin...n-de-notlari-3-mart-2012/) olduğu gibi) “alt kat yassak!” sözlerini işitip üst kata yönlendirildik.
yeşil sahayı gördüğümüz an istiklal marşı çalmaya başladı. tribünde bizim dışımızda fatih adında bir arkadaş daha vardı. biz gördüğü an gülerek, “abi ben de tek olacağım, belki ünlü olurum diye seviniyordum ya!” dedi gülüştük.
tribündeki ilk iş olarak pankartı asmayı planlıyorduk ama pankart deplasman için ayrılan bölüm için oldukça uzundu! kısa bir süre düşündükten sonra pankartı en ön sıraya serip arkasına oturmaya karar verildi. bu arada lig tv’nin bizleri ve pankartı gösterdiği haberini aldık!
maçın ilk dakikalarını izledikten sonra onur aydoğan’ın fikriyle pankartı tribünün en arkasında yer alan tellere asmaya karar verdik ve koşuşturmaya başladık. bir süre sonra işimizi bitirdik ve yerimize dönüp (sonunda) maçı izlemeye başladık!
mehmet özdilek, antep maçındaki ( http://www.macanilari.com...pspor-201520161304--.html) ilk 11’e göre sadece doğa - skulason değişikliği yaparak aynı kadroyu sahaya sürmüştü. daha ilk dakikada cikalleshi'nin tam önümüzde hopf’la karşı karşıya kalması ama topu dışarı nişanlaması sonrası derin bir nefes alıyorduk. sonrasında alkaralar, genel olarak rakibi dizginlemek için uğraştı. ama 30. dakikada orta sahada topu kapan djalma’nın süratle ceza sahası çizgisine kadar gelip nefis bir hareketle önündeki oyuncuyu çalımlayıp sert bir şekilde kaleye doğru gönderdiği şut sırasında “goool” diye bağırmaya başlamıştık ki top önce üst direğe ardından yere çarpıp sahaya döndü!
ilk yarı tamamlandıktan sonra stadyuma göz atamaya başladım. zemini, koltukları, çatısı kısacası her şeyiyle stat oldukça güzel görünüyordu. hele deplasman tribünündeki kantini ve tuvaletlerin temizliği ayrıca hayran olunasıydı.
“demek ki arkanda bir dayı olursa güzel şeyler yapılıyormuş!” diye düşündük, ardından da “ankara’da niye olmuyor?”u konuştuk.
bir ara onur ağca ile zihni sinir’liliğimiz tuttu ve deplasman tribününe “karton seyirci” yapma ve “hatıra bilet” bastırıp satma fikirleri üzerinde yoğunlaştık. kim bilir belki bir gün yaparız!
ikinci yarı başladığında ilk dikkatimi çeken şey, maratonun alt tribününde yer alan ve neredeyse tüm maç boyunca hiç susmayan çocuk taraftarlardı. yıllardır gençlerbirliği’nin kulüp ve futbol sevgisini aşılamak için bir çocuk tribünü oluşturması gerektiğini konuştuğumuz için, bir süre gıptayla tribünü takip ettim. zaten maç sonrasında abdullah avcı ve bir futbolcu doğrudan o tribüne gittiler ve futbolcu formasını attı. kısacası başakşehir’in “bu işi” ne kadar ciddiye aldığı net bir şekilde görünüyordu!
bir ara alt kata inip polisten "izin aldıktan!" sonra görüş açısının nasıl olduğunu görmek için birkaç fotoğraf çektim. atatürk olimpiyat ve şükrü saraçoğlu'nda da olduğu gibi alt katın izleme açısı daha güzeldi!
tribünde bol bol, “haydi gençler!”, “10’uncu olmamız engellenemez”, “gençler!” tezahüratları yaptık. bir ara kubilay abinin, “başakşehir sustu bizi dinliyor!” tezahüratına ise kahkahalarla eşlik ettik. sanırım 70. dakika civarında sağımızda bulunan maraton tribününü üst katından “hoş geldiniz!” tezahüratı yapıldı. “hoş bulduk!” diye karşı tezahürat yapıp alkışladık.
ikinci yarı genelde orta saha mücadelesi şeklinde ilerliyordu ama başakşehir daha çok golü isteyen taraftı. onur ağca, “75 oldu” dediğinde takımın hiç değişiklik yapmadığını fark ettik. teknik direktörün en azından “taze kan” olsun diye birilerini alması gerektiğini konuşurken serbest vuruştan topu filelerimizde gördük.
özdilek, guido ve irfan can’ı yanına çağırdı ama onlar hazırlanana kadar 6 dakika geçmişti ve ikinci kez top filelerimizde süzülüyordu.
sonrasında pankartı toplamanın daha yararlı bir iş olacağına karar verdik. bu arada ikinci katın en üstünden de bir fotoğraf çekip görüş açısını görmek istedim.
maç bittikten sonra takımlar soyunma odasına giderken “her şeye rağmen” oyuncuları alkışladık. bu arada guido’nun bize dönüp alkışla karşılık vermesinden ötürü ufak bir mutluluk hissettik.
arabalara doğru yürürken onur ağca, “zaten yensek, önümüzdeki filelerden ötürü forma atamayacaklardı!” dedi güldük.
arabalara atlayıp bir pastanede oturduk ve bir şeyler içip, “ne olacak bu takımın hali?” sorusuna kendimizce cevaplar ürettik.
karşı tribünde yer alan adem, maçı izlerken bir ara heyecanlanıp ayağa fırladığını, ardından yanındaki bir seyircinin “sana ne oluyor?” dediğini duyunca, “gençlerliyim ben” diye cevap verdiğini ve soruyu soran kişinin, “ha tamam ben de beşiktaşlıyım zaten” dediğini, o anda başka bir seyircinin de, “ben de trabzonsporluyum” dediğini anlattı. gülüştük.
kısa süreli sohbetin ardından tekrar arabaya atladık ve “gençlerbirliği’nin durumunu” konuşmaya devam ettik.