süper final avrupa lig gurubu için final maçı mehmet ali çetinkaya 5/4/2012 gencler.org + klasspor.com
süper lig'in son haftasında istanbul büyükşehir belediyespor'a konuk olacak ekibimiz, rakibi ile lig tarihindeki 10. (6g, 2b, 1m) ve deplasmandaki 5. (2g, 1b, 1m) maçına çıkacak. kırmızı-siyahlılar bundan önce deplasmanda oynadıkları maçlarda 5 gol atıp, 4 gol yemişlerdi.
süper final avrupa ligi gurubu'na katılma mücadelesi veren 5 takımın puanları birbirine çok yakın. 5. ve 6. sırada yer alan gençlerbirliği ve bursaspor'un 49 ve 7., 8. ve 9. sıradaki sivasspor, eskişehirspor ve istanbul bb'nin 47 puanları var. bu nedenle guruplara kalacak 4 takımın son haftada oynayacakları maçların ardından ikili, üçlü ya da dörtlü averajlar sıralamayı belirleyebilir.
ligdeki durumları;
33. hafta sonunda topladığı 49 puanla 6. sırada yer alan gençlerbirliği, deplasmanda oynadığı 16 maçta 4g, 4b, 8m aldı. 17 gol attı ve 31 gol yedi. kazandığı 47 puanla 9. sırada bulunan istanbul bb ise evinde oynadığı 16 maçta 8g, 7b, 1m aldı. 30 gol attı ve filelerinde 15 gol gördü.
g.birliği 4 milyon liraya çok yakın 6/4/2012 sporx.com
türkiye futbol federasyonu'nun birinciye 4 milyon lira verdiği yarışmasında gençlerbirliği halen birinci sırada
türkiye futbol federasyonu (tff) tarafından, spor toto süper lig'in ikinci yarısında uygulanmaya başlanılan ''digiturk centilmenlig''de 33. hafta geride kalırken, 9 haftadır zirvede yer alan gençlerbirliği liderliğini sürdürdü.
gençlerbirliği'nin 2 puanla ilk sırada bulunduğu digiturk centilmenlig'de, galatasaray 45 puanla ikinci sıraya yükselirken, orduspor ise 50 puanla üçüncü sırada yer aldı. son sıradaki takım ise 353 puanla beşiktaş oldu.
fair-play'i teşvik etmek üzere başlatılan uygulamada, takımların aldıkları cezalar değerlendiriliyor. en az ceza puanına sahip olan kulüp 2011-2012 sezonu digiturk centilmenlig şampiyonu olacak. digiturk centilmenlig şampiyonu, buna ilişkin bayrağı bir sezon boyunca stadyumunda takma hakkını elde edecek.
sezon sonunu şampiyon tamamlayan takım, 4 milyon, ikinci 2 milyon, üçüncü 1 milyon liralık para ödülünü kazanacak.
14. dakikada gelişen gençlerbirliği atağında, azofeifa'nın ceza alanı dışından sert vuruşunda top yandan auta çıktı. 30. dakikada hurşut'un ara pasında azofeifa'nın kale önünde ıskaladığı topu, mahmut kornere gönderdi. 32. dakikada sağ kanattan gelişen istanbul büyükşehir belediyespor atağında rızvan'ın ortasında, ceza sahasında webo'nun ayak koyduğu top, az farkla yandan auta çıktı. 34. dakikada gençlerbirliği'nde yasin'in pasıyla ceza sahası dışında topla buluşan soner'in vuruşunda meşin yuvarlak kaleci oğuzhan'da kaldı. kalan dakikalarda önemli pozisyon olmadı ve ilk yarı 0-0 berabere tamamlandı. 49. dakikada istanbul büyükşehir belediyespor net bir fırsattan yararlanamadı. hazırlık pası yaparak sahasından çıkmaya çalışan gençlerbirliği'nde aykut'un ayağından topu kapan doka, hızla ceza alanına girip vuruşunu yaptı. top üstten auta çıktı. 61. dakikada ev sahibinin sağ kanattan gelişen atağında webo'nun pasıyla topla buluşan doka'nın vuruşunda top yandan auta çıktı. 74. dakikada doka'nın pasıyla ceza sahasında topla buluşan holmen'in sol çaprazdan yaptığı vuruşta, kaleci ramazan gole izin vermedi. 75. dakikada istanbul büyükşehir belediyespor golü buldu. rızvan'ın ortasında ceza alanı içinde topu kontrol eden webo'nun sert ve düzgün vuruşunda top ağlarla buluştu: 1-0 77. dakikada gençlerbirliği atağında ermin zec'in ceza alanı dışından sert vuruşunda, kaleci oğuzhan son anda topu kornere çeldi. 88. dakikada gelişen istanbul büyükşehir belediyespor atağında visca'nın pasıyla ceza alanında topla buluşan doka'nın vuruşunda top kaleci ramazan'da kaldı. son dakikalarda gençlerbirliği'nin baskısı sonuç vermedi ve karşılaşma istanbul büyükşehir belediyespor'un 1-0'lık üstünlüğüyle tamamlandı.
hakemler: mustafa kamil abitoğlu, serkan akarca, asım yusuf öz
büyükşehir bld.: oğuzhan bahadır, metin depe, marcus vinicius (dk. 7 mahmut tekdemir), ekrem ekşioğlu, rızvan şahin, efe inanç, zeki korkmaz (dk. 87 marcin kus), doka madureira, samuel holmen, wellington brito tom (dk. 71 edin visca), pierre webo
ilk 11 değeri : 16.050.000 eur
yedekler: behram zülaloğlu, gökhan süzen, tevfik köse, ibrahim yılmaz
teknik direktör: arif erdem
gençlerbirliği: ramazan köse, aykut demir, ante kulusic, mehmet sedef, yasin öztekin (dk. 66 oktay delibalta), randall azofeifa, hurşut meriç, soner aydoğdu (dk. 72 ermin zec), mehmet akgün (dk. 84 joachim mununga), cem can, herve tum
ilk 11 değeri : 12.100.000 eur
yedekler: özkan karabulut, ergün teber, murat duruer, özgür ileri
teknik direktör: fuat çapa
gol: dk. 75 pierre webo (1-0)
sarı kartlar: dk. 43 aykut demir, dk. 81 oktay delibalta (gençlerbirliği), dk. 82 edin visca (istanbul büyükşehir belediyespor)
spor toto süper lig'in 34. haftasında istanbul büyükşehir belediyespor, sahasında gençlerbirliği'ni 1-0 mağlup etti ve ligi 6. sırada bitirdi.
maçın ardından düzenlenen basın toplantısında cezalı olan teknik direktör arif erdem'in yokluğunda takımın başında maça çıkan istanbul büyükşehir belediyespor yardımcı antrenörü zafer turan, süper final avrupa grubu'na katılacak takımlar için maçtan önce birçok olasılığın olduğunu dile getirerek, "belki bir beraberlik yetiyordu, ancak ilerleyen dakikalarda bunun yetmeyeceğini gördük. bize gol lazım olduktan sonra daha çok isteyerek oynadık. skoru bulduktan sonra bunu korumak için mücadele ettik.
mutluyuz. ilk 8'de yer alan takımlara da baktığımızda avrupa'ya gitme adına kendimizi şanslı görüyoruz. şimdi yeni bir hedef belirleyeceğiz. inşallah geçen sene türkiye kupası finalinde kaybettiğimiz avrupa yolculuğunu bu sene elde ederiz" ifadelerini kullandı.
istanbul büyükşehir belediyesporlu oyuncu zeki korkmaz, süper final avrupa ligi grubu'na kaldıkları duydukları mutluluğu ifade ederek, "inşallah ülkemizi temsil etme hakkını kazanırız" şeklinde konuştu.
turuncu-lacivertli file bekçisi oğuzhan bahadır, maçın zor geçeceğini tahmin ettiklerini belirterek, "bizim için final maçıydı. bunun bilincinde sahaya çıktık ve sonuçta galip geldik" diye konuştu.
gençlerbirliği cephesi
istanbul büyükşehir belediyespor maçının ardından konuşan gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, bugün üzülen takım olduklarını dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
"sezon olarak baktığımızda, iyi bir sezon geçirdiğimizi söyleyebiliriz. bugün uğradığımız mağlubiyet bu yıl gösterdiğimiz performansı gölgelememeli. sezon başında küme düşecek diye gösterilen takım, 49 puan topladı. türk futbolu adına genç futbolcuları kazandırdık. sezon başında daha farklı hedef koysaydık bunu da gerçekleştirebilirdik. hedefleri günlük değil. gençlerbirliği'nin yaptığı gibi uzun vadeli yapmak gerekir. bu sezon bizim için bitti. bundan sonraki süreci iyi değerlendirmemiz ve gelecek
sezonun planlamalarını yapmamız gerekiyor."
gençlerbirliği'nin teknik patronu, istanbul büyükşehir belediyespor'a tebriklerini ileterek, "ancak gol atan takımın kazanacağı kısır bir maç oldu" şeklinde sözlerini tamamladı.
gençlerbirliği oyuncularından kulusic, istanbul büyükşehir belediyespor'un ikinci yarıda iyi bir futbol oynayarak kazandığını ifade ederek, "buraya öncelikle iyi futbol oynamaya gelmiştik. iyi futbol sonucunda en azından berabere kalmak için gelmiştik. ikinci yarıda istediğimiz kadar iyi oynayamadık. başka maçların skorlarıyla ilgili bir düşünce aklımızda yoktu. sonuçta play-off'a gidemiyoruz" açıklamalarında bulundu.
kırmızı-siyahlı oyuncu yasin öztekin ise mağlup oldukları için üzgün olduklarını söyledi.
öztekin, beşiktaş'a transfer olacağı yönündeki iddialara cevap vererek, "menajerim görüşüyor olabilir. bilmiyorum. öyle bir şeyler olabilir. ama net değil. beklerseniz ilerleyen günlerde ortaya çıkacaktır" diye konuştu. -
istanbul atatürk olimpiyat stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 467 km.
her şey bir hafta önceki manisaspor maçından sonra oturduğumuz eskiyeni’de öyküm’ün “ibb maçına gidiyoruz değil mi?” sorusuyla başladı. öyküm, hafta sonu konser için istanbul’da olacaktı ve ardından maça gidecekti. 40 yılın en soğuk kışının ardından bahara ulaşan ölümlüler olarak düşünce doğrudan ilgimi çekti. hem gezi, hem deplasman yapmak, bunun yanında bir de ural’ın (aka hugo sanchez) 17 maçlık deplasman skoruna bir adım daha yaklaşma fikri güzeldi. gerçi bir yandan uralların köpekleri zuzu’nun rahatsızlığından ötürü maça gelmediklerini bilmek “haksız rekabet” gibi oluyordu ama…
istanbul atatürk olimpiyat stadının uzaklığı ve rüzgârın yarattığı sıkıntıyı birçok yerde okuyan-duyan biri olarak ilk iş, nasıl gideceğimizi planlamaktı. istanbul’dan birkaç arkadaşımla konuştum fakat arabasız stada nasıl gideceğini bilen yoktu. en son akşit abi ile görüştüm ve maça arabayla gideceğini söyleyince planım kesinleşti.
ikinci iş olarak, ilk yarının son maçı olan ankara’daki ibb maçından önce tanıl abiye ulaşan ve hem görüşüp-tanışan hem de atkılarını hediye eden boz baykuşlar’dan mark’ın kontak bilgilerini aldım. maçtan önce kendileri ile tanışmak, muhabbet etmek istediğimizi söyledim. sonradan mark’ın 24 eylül’de katıldığım yenilsen de yensen de’de yanımda oturan arkadaş olduğunu öğrendim. mark bu fikri son derece sıcak karşıladı. ayrıca maça belediyenin kendileri için ayarladığı ve tek akbille stada kadar götürüp, çıkışta taksim’e bırakan otobüsle gidip gelebileceğimizi söyledi. biz de öykümle önce onlarla buluşup, muhabbet edip ardından beraber maça gidip dönüşte de akşit abiyle dönmeyi kararlaştırdık.
cuma gecesi yola çıkmadan önce akşit abi akrabalarından birinin vefatı nedeniyle ankara’ya geldiğini, bu yüzden de maça gelemeyeceğinin haberini verdi ve istanbul tayfasından yaklaşık 50 kişinin maça geleceğini söyledi.
cumartesi günü 15:30 civarlarında taksim’de mark ile buluştuk. akdeniz’e oturduk, muhabbet ettik. ardından öyküm ve boz baykuşlar’dan mehmet, barış ve bir arkadaş daha geldi. son derece güzel bir havada muhabbet ettik. barış bol bol ilginç deplasman anılarını anlattı. mehmet grupları ile ilgili bilgiler verdi. mark kız arkadaşıyla deplasmanda nasıl tanıştığını ve onun ankara’da yaşadığı için ayda iki kere ankara’ya geldiğinden bahsetti. bizler gençlerbirliği taraftarlarını, duruşumuzu, tribünümüzü anlattık. maç anılarımızdan bahsettik. oynanacak maçla ilgili ortak görüşümüz, samsun-sivas maçını düşünerek maç sonunda iki takımın da play-off’a kalması ve play-off’larda havalarda ısınmışken birkaç deplasman daha yapmaktı. ben mark’a alkaralar atkısı hediye ettim o da bana boz baykuşlar atkısı hediye etti. ardından tramvay istasyonunda toplanan diğer grup üyelerinin yanına gittik. birkaçının bizi görünce yüzlerindeki şaşkınlık görülmeye değerdi. ardından bazılarıyla muhabbet ettik. beklenenden çok katılım vardı. bu yüzden birçok kişi ayakta stadın yolunu tuttuk. grup üyelerinin çok nazik olması, bazılarının birer bira yuvarlaması, körüklünün arka tarafındakilerin tezahüratlar yapması ve bizim mark’la muhabbetlerimiz derken stadın doğu-batı tribün ayrımına geldik. mark bizle gelip tribüne kadar yolu göstermek istedi. otobüsten indikten sonra mehmet, dönüşü yine kendileri ile yapabileceğimizi söyledi. her şey için teşekkür ettik ve ankara’ya da beklediğimizi söyledik. bu arada otobüse doğru gelen bir güvenlik görevlisi boz baykuş’ların otobüsünden indiğimizi görünce önce şaşırdı sonra da, “fair-play ya! hep böyle olsa keşke” dedi. güldük.
atatürk olimpiyat’ın bugüne kadar gördüğüm 15 stada göre çok farklı bir mimarisi var. bulunduğumuz yerden (doğu-batı tribün ayrımından) tribünler parantez açma-kapatma işareti gibi görünüyordu.
gişelere geldiğimiz de maç sonrası ankara’ya gidecek olan mark’a isterse maç sonu taksim’e bizlerle gelebileceğini söyledik ve ayrıldık. biletleri alırken istanbul tayfası 25 metrelik meşhur pankartı bekliyorlardı. ilk kontrolden geçtikten sonra san siro / giuseppe meazza’daki gibi geniş bir boşluk ve tribünlerin numaralarına göre yönlerini gösteren tabelalar çok hoşuma gitti. ardından tribünlere yakın bir yerde turnikeler ve tekrar güvenlik araması oldu. giuseppe meazza’da arama diye bir şey yoktu ve turnikeler ilk güvenlik aramasının yapıldığı yer gibi tribünlere uzak bir yerdeydi. böylece kendi biletinizi turnikeye uzatıp giriş yapabiliyor ve ardından yönlendirmelerle doğrudan koltuğunuzu bulabiliyordunuz.
içeri girdiğimizde dışarıdan parantez işareti gibi gördüğümüz yerlerin stadın ikinci katları olduğunu fark ettik ve ardından turnikelerin birinci katın en üstü olduğunu anlayıp dumura uğradık. yani maçın oynandığı saha ve ilk kat tamamen yerin altındaydı. güvenlik gerekçesiyle bize sadece ikinci katı ayırmışlardı.
ben tribünleri ve stadı incelemeye başladım. her iki katta da koltuklar yaklaşık 30 derecelik bir açı ile sıralanmıştı. bu yüzden tribünlerden yukarı çıktıkça görüş açınız aynı kalsa bile saha oldukça ufalıyordu. oysa giuseppe meazza ve santiago bernabeu’da ilk katlar 30-45 arası eğimli iken, sonraki her katta koltukların açısı 60-70’e kadar yükseliyordu. böylece, sahaya olan görüş açınız ve uzaklığınız bu dik tribün-koltuk yapısı nedeniyle çok da fazla değişmiyordu.
üzerinde “gençlerbirliği ileri” yazan 25 metrelik pankart geldiğinde maçın başlamasına 5-10 dakika vardı. hızlıca tribün demirlerine astık. bu arada önce ural ardından ömer abim aradı ve televizyonda bizi gördüklerini söylediler. ural’a diğer maçlarda gol oldukça aramasını rica ettim. tamam dedi.
tribünde 50 kadar kişiydik. bunların içinde 6-7 kadın ve 4 tane çocuk vardı. 9-10 yaşlarındakilerden biri ile bir süre muhabbet ettik. gençlerbirliği altyapısında oynuyordu ve yasin ile soner’i beğeniyordu.
bizim tam karşımızdaki tribünde yer alan boz baykuşların takım kadroları okunurken ellerini çırptıkları ve “oley” dedikleri sırasında sesin bizim tribüne neredeyse yarım saniye geç geldiğini fark ettik. –zaten ikinci yarı başında mark aracılığı ile karşılıklı olarak kırmızı-siyah-turuncu-lacivert yapalım önerimiz bu durumdan ötürü kabul görmedi.-
maç başladı. her iki takım da birbirini tartıyordu. bu yüzden çok ciddi bir pozisyon olmuyordu. hakemin birkaç pozisyonda tereddütlü hareketleri de son derece ilginçti. ufak tefek pozisyonlarla maç devam ederken düşmemeye çalışan samsun’un gol attığı haberi geldi. mutlu olduk. aklımdan maçın berabere bitmesi ve her iki takımın da play-off’a kalması geçti. ama 10 dakika sonra sivas’ın gol haberini aldık. bu arada tribüne gol haberi hemen gelirken ural yaklaşık 5 dakika sonra arayıp gol haberini veriyordu. ben öyküm’e dönüp, “abi burası sanırım zamandan uzakta/geride. her şeyi geç yaşıyoruz” dedim gülüştük.
devre arasında çay-tuvalet molası için tribün arkasına geçerken rüzgârın şiddetini görünce mark’ın kışın stattaki rüzgâr yüzünden donduklarından bahsettiğini hatırladım.
boz baykuşlar batı tribünün ilk katında olduklarından, ben de açının nasıl olduğunu görmek için güvenlikten izin alıp (ki istemeye istemeye ve aşağıya doğru inmemem şartıyla) birkaç fotoğraf çektim. bana göre izlemek için açı çok daha güzeldi. sonra da ikinci katın en üstüne çıkıp bir de buradan fotoğraf çektim. ciddi anlamda çok uzaktı. sahada ısınan futbolcuların kim olduğu bile seçilmiyordu.
ikinci yarı ilk yarıda olduğu gibi ortada başladı. bizler takımı canlandırmak için şenol abinin öncülüğünde eğlenerek tezahüratlar yapıyorduk. şenol abi bir ara yan tarafta bulunan güvenlikçilere “abi böyle taraftar bir daha göremezsiniz. hadi biz kırmızı diyelim siz siyah” dedi. ardından ufak bir “güvenlik siyah desene” tezahüratı yaptık ve ardından kırmızı-siyah çektik. bazıları eşlik etti alkışladık…
takımın sürekli geriye yaslanarak oynamasına kızan bir taraftarın “25 metre pankart yaptırdık, üzerine gençlerbirliği ileri yazdırdık hala geri yaslanıyorlar ya!” diye serzenişi gülüşmelere neden oldu.
bu arada istanbul bb beş dakikalık bir baskı kurdu. sağlı sollu birkaç önemli atağın ardından rızvan’ın bir ortasında cem can’ın zamanlama hatası ile topu ıskalaması ve çaprazdan sert ve düzgün bir şut atan webo’nun golü ile morallerimizi altüst oldu. çünkü takım 75 dakikadır skoru değiştirecek hiçbir şey yapmamıştı. son 15 dakikada ne yapabilirdi ki? tek dayanağımız samsun kalmıştı ama 5 dakika sonra sivas’ın gol haberi gelince resmen yıkıldık. şenol abinin başlattığı, “sivas gol attı uyanın artık!” tezahüratını bir süre yaptık ve tekrardan sessizliğe çöktük. derken arkada oturan 4-5 yaşlarındaki kız çocuğunun “sivas gol attı uyanın arttık” tezahüratı az da olsa neşelenmemizi sağladı. zaman ilerliyordu ama biz topu dahi ayağımızda tutamıyorduk. derken maç bitti…
ölüm sessizliğinde pankartımızı topladık, son bir umut skorlara bir kere daha baktık. bu arada boz baykuş’ların otobüsü gidiyordu ve turuncu-lacivert tezahüratı yapıyorlardı. aklıma 2008’de bursa’da kayserispor ile oynadığımız kupa finali geldi. onlar kupayı kaldırırken bizler stat dışında sessizce otobüsümüze yürüyorduk…
yol boyu ve taksim’de bir yandan buraya kadar gelmişken kaçırılan play-off şansının üzüntüsü-siniri bir yandan da sezon başında “kesin düşecek” dediğimiz takımın buraya kadar gelmesinin başarı olup olmadığını konuştuk. ortak fikrimiz bu sezon tecrübe kazanan takımın ve fuat çapa’nın korunarak gelecek sezon çıtayı biraz daha yükseltmenin doğru olduğu yönündeydi.
öykümle farklı konulara geçmiştik ki, kutay aradı. dertlenmişti. bir de onunla aynı şeyleri konuştuk derken özge aramıza katıldı. o gelince tamamen konu değişti haliyle ve biraz rahatladık…
pazar günü kahvaltı için sarıyer’e gittik. sarıyer kulübünün deniz kenarındaki çay bahçesine giderken küçüklüğümden beri bildiğim sarıyer takımının logosundaki “s” harfinin 2 tane balıktan oluştuğunu görüp şaşırdım. çünkü daha önce hiç fark etmemiştim!
oturup kahvaltı ettik. farklı konularda konuşurken, çaprazımızda bulunan muhtemelen sarıyer’li 3 yaşlı amcanın şaşkın bir ses tonuyla “gençlerbirliği 1 puan alsa play-off’a gidiyordu adamlar yenildi ya!” demesi üzerine özge’ye dönüp “ama ben unutmaya çalışıyorum ya!” dedim ve gülümsedim. kahvaltı ardından yanlış otobüsle beşiktaş’a sahilden uzaklaşarak iç taraftan gidiş ve akabinde güzel bir havada yapılan beşiktaş-ortaköy-beşiktaş yürüyüşü ve ankara’ya dönüş ile deplasmana noktayı koyduk…
dip not: istanbul atatürk olimpiyat'tan önce gördüğüm 16 stad sırasıyla şunlar: ankara 19 mayıs, cebeci inönü, mudanya ilçe, beşiktaş inönü, sakarya atatürk, yenikent asaş, bursa atatürk, san siro / giuseppe meazza, santigao bernabeu "maç yoktu. stat turu ile gezdim", konya atatürk, eskişehir atatürk, 5 ocak, ali sami yen, samsun 19 mayıs, fenerbahçe şükrü saraçoğlu, 19 eylül.
süper lig'de 2011-2012 sezonu 34 haftalık maçlar sonunda istanbul büyükşehir belediyespor açısından "en'ler şöyle oluştu:
kendi sahasında en çok berabere kalan takım : istanbul büyükşehir belediyespor - 7 deplasmanda en az berabere kalan takımlar - kayserispor, istanbul büyükşehir belediyespor - 1-
büyükşehir bld.spor: oğuzhan bahadır, metin depe, marcus vinicius cesario (dk. 6 mahmut tekdemir), efe inanç, zeki korkmaz (dk. 87 marcin robert kus), pierre achille webo kouamo, ekrem ekşioğlu, francisco lima da silva, samuel tobias holmen, wellington brito da silva (dk. 71 edin visca), rızvan şahin
yedekler: behram zülaloğlu, gökhan süzen, tevfik köse, ibrahim yılmaz
teknik direktör: ?
gençlerbirliği: ramazan köse, aykut demir, ante kulusic, yasin öztekin (dk. 66 oktay delibalta), randall azofeifa corrales, hurşut meriç, herve germain tum, soner aydoğdu (dk. 72 ermin zec), mehmet akgün (dk. 84 joachim lubangwana mununga), cem can, mehmet seyfettin sedef
yedekler: özkan karabulut, murat duruer, özgür ileri, ergün teber
teknik direktör: fuat çapa
goller: (1-0) dk. 75 pierre achille webo kouamo (ayakla)