sarı - siyahlı kulüp, bu arzuları gerçekleşmeze maçlar için tarafsız saha teklif edecek
ankara, özel
beykoz ikinci başkanı dr. süreyya eren, şike iddialarını reddetmiş, gelecek haftaki izmir maçları için de federasyondan ve gerekirse hükümetten garanti isteyeceklerini açıklamıştır.
dün başkentte yaptığı basın toplantısına, etrafta beykoz aleyhine çıkarılan dedikoduların asılsızlığını bildirerek başlayan dr. eren, «biz sporu, spor olarak kabul ediyoruz, maçlarımızı da
centilmence oynayacağız.» demiştir. beykoz ikinci başkanı, gelecek haftaki izmir maçları konusunda da şunları söylemiştir: «kulübümüz, her türklü çirkin çirkin tahrikleri gözönüne alarak izmir maçları için federasyından ve gerekirse, sporcu başbakan'dan hükümet garantisi istemeğe karar vermiştir. müracaatımızı bugün yapıyoruz. bu garanti alamazsak o zaman maçların tarafsız sahada oynanmasını isteyeceğiz. aksi halde bu maçlarda doğacak her türlü hâdisenin sorumluluğu, istekleri yerine getirmeyenlere ait olacaktır.»
beykoz'lular, alsancak'ta bomba ve taş atılacağının ihbar edildiğini bildirdiler. altay ve göztepe'nin kamp masraflarını a. ordu ödeyecek
beykoz idare heyeti, futbol federasyonuna müracaat ederek, izmir’de oynayacakları maçlar için teminat ve sıkı emniyet tedbiri istemişlerdir.
sarı - siyahlılar, teminat verilmediği takdirde göztepe, altay ve galatasaray kulüplerinin deplâsman masraflarının kendileri tarafından ödenerek, maçların tarafsız bir sahaya alınmasını talep etmişlerdir.
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak, beykoz'lulara her türlü tedbirlerin alınması için izmir valisi ile temasa geçeceğini, askeri ve mülki bütün tedbirlerin alınacağını söylemiştir.
beykoz'lular ayrıca sahaya şişe, taş ve bomba atılmaması için de tedbir alınması ve stada girecek herkesin kontrol edilmesini istemişlerdir idareciler bu yolda ihbarlarla karşılaştıklarını bildirmişlerdir.
izmir kulüpleri haftanın maçları için güç birliği yapmağa karar vermişlerdir. izmirliler «karşıyaka'dan sonra ikinci bir kurban vermeğe tahammülümüz yok» demişlerdir.
altay ve göztepe takımları bu akşam kampa girecek, kamp masraflarını altınordu karşılayacak, iki takım futbolcularına süper prim verecektir.
beykoza karşı «güç birliği» kuran ve varlarını yoklarını ortaya koyarak mücadele edeceklerini bildiren altay ve göztepe kulüpleri ortak bir bildiri yayınlamışlardır.
bu bildirlde «izmirlilerin, karşıyaka'nın millî ligden hangi şartlarla düşürüldüğünü ve yıldır çabası meydanda olan beykoz'un lütüfkâr bir emirle millî ligde nasıl bırakıldığını unutmadıklarını, bu yıl da gene sonunculuk eşiğinden ileri gidemeyen beykoz’un âkibetiyle başbaşa kalacağına inandıklarını açıklamışlar ve «karşıyaka'nın intikamını alacaklarını» hatırlatmışlardır.
iki kulübün bildirisinde ayrıca bu haftaki maçların yalnız altınordu değil, bütün izmir futbolu için kader maçtarı olduğuna işaret edilmiş ve «beykoz dersini futbol sahamızda alacaktır» denilmiştir.
saat 14.00'te çok sıkı emniyet tedbirleri altında altayşa lader maçlarından ilkini oynayacak
beykoz "sırat köprüsü"nde
sarı - siyah'lıların kümede kalmaları için bir puan almaları lâzım. 16.00'da yapılacak maçta g. saray fuar kupası adaylarından göztepe ile karşılaşıyor
esen kaftan izmir'den bildiriyor
türkiye liginin en zor maçı bugün alsancak’taaltay-beykoz arasında oynanacaktır.
bu müsabaka, sonunculuk savaşının ilk yarısına aittir. beykoz, altay'dan bir puan alabildiği takdirde savaş bitecek ve attınordu düşecektir. altay maçı kazandığı takdirde beykoz bütün ümidini yarın göztepe ile oynayacağı maça bağlayacak ve «yılın altın puanı» nı ikinci hedeften koparmaya çalışacaktır. ikinci müsabaka da mağlûbiyetle bittiği taktirde altınordu gol averajıyla türkiye liginde kalacak ve beykoz düşecektir.
bu yüzden galatasaray'ın aynı rakiplerle yapacağı müsabakaları ikinci plâna düşüren sonunculuk çekişmesine haftanın en önemli futbol olayı gözüyle bakmak hatâlı olmayacaktır. göztepe ve altay'lı izmir'in altınordu'sunu kurtarmak için meydana getirdiği «güç birliği» hafta sonunda genişlemiş ve izmirli futbolseverler de cepheye katılmışlardır. denilebilir ki; beykoz kader maçlarını sadece altay ve göztepe'ye karşı değil, bütün izmir'e ve izmir kulüplerine karşı oynıyacaktır. fevkalâde sıkı emniyet tedbirleri altında saat 14'te başlayacak olan maça beykoz, «nihat - selâhattin, nihat -cevdet, garbis, hüseyin - orhan, şirzat, cemal, niyazi, rıdvan» tertibiyle çıkacaktır. altay ise şu kadrosuyla oynıyacaktır: «varol - bekir, numan - enver, kazım, iskender - aytekin, nazmi, oğuz, feridun, ayfer.»
saat 16'da başlayacak olan galatasaray - göztepe maçı da fuar kupasında iddialı göztepe için bir başka kader maçıdır. göztepeliler de altay gibi izmir'in en iyi derece alan ekibi olmak arzusundadırlar.
bir puana razı iken şâhâne bir oyunla altay'ı 2-1 yenen
beykoz kurtuldu
9. dakikada kendi kalesine attıkları golle mağlûp duruma düşen sarı - siyahlılar cemal'in golleriyle galibiyete ulaştılar. a. ordu ikinci kümeye düştü
necmi tanyolaç izmir'den bildiriyor
«bir korner kazanmıştık... sağdan ortalanan topa önümdeki altaylılardan evvel sıçradım ve varol'un ters tarafına kafa ile indirdim.»
9 numaralı formasından şakır şakır terler akan esmer delikanlı anlatmaya devam ediyordu: «ne yalan söyleyeyim, bu golle ligde kalacağımıza henüz inanmamıştım. çünkü maçın henüz 14. dakikam idi ve biz bütün gücümüze rağmen altay'dan ikinci bir gol yiyebilirdik.»
sonra cemalle sohbetimiz yarıda kaldı. beykoz soyunma odası birbirlerini çılgınca kucaklayanlara, birbirlerine deliler gibi sarılıp çocuklar gibi ağlıyanların, duvarlara tutunurken şırak diye yere düşüp bayılanların yeri olmuştu.
idam mahkûmunun ipten kurtuluşu gibiydi bu. herkes sevinçten ağlıyor herkes birbirini kucaklıyor, evet herkes, hattâ soyunma odasına gelen izmirli gazeteciler bile ağlıyorlardı.
tekrar davrandım: «cemal» dedim. «ikinci golü atacağını hissettin mi?»
gözyaşlarını şırıl şırıl sular akan formasının kolu ile silerek, cevap verdi cemal: «evet. niyazi ile cevdet'in önüme uzattığı topa daldım ve kâzım'ın yanından fırlayarak varol'un uzanamayacağı köşeye vurdum. top fileleri tutan direkten geri geldiği zaman biz maçı 2-1 kazanmıştık.»
sonra cemal, yine gözyaşlarıile cevap verdi: «işte ağabeyciğim, bu golle ligde kaldığımıza inandım.» dedi.
0-1'deb 2-1’e
beykoz oyuna sinirli, heyecanlı başlamıştı. bu havanın sonucudur ki, sarı - siyahlıları çok geçmeden yenik duruma düşürdü. işte daha 9. dakikada oğuz’un korner atışındaki karamboldü. selahattin’in ayağına çarpan top, beykoz filelerini buluverdi. bunu altay’ın kaçırdığı iki büyük fırsat kovaladı. fakat ilerleyen dakikalar, altay'ı durgunlaştırıyor, formda günlerini aratıyordu. bu arada 14. dakikada beykoz’un sağdan kazandığı ve şirzat’ın çektiği korner, topu altay beklerinden ve santrhafındnn aşırdı. birden yükselen cemal, kafayı çakmasıyla beraberlik golünü çıkardı. varol'dan çok defans kabahatliydi bu golde.
ikinci yarıda sıcak da artmıştı. beykos ise gene fırtına gibiydi. daha başta varol'un kaçırdığı topu sarı - siyahlı forvet gole çeviremedi. altay ne olursa olsun, o tek puanı vermemek çabasındaydı. oğuzun akım, nail'in inişi, nazmi’nin şutu, nihayet ayfer'in direkten dönen vuruşu.. beykoz ise temkinli bir tempo içinde bütün gücüyle karşı koyuyordu. ve işte tam 70. dakikada niyazi'nin soldan getirdiği top cevdet'e geldi, cemal'e uzattı cevdet. kâzım'ın yanından fırlayan cemal, nefis hareketleri birbirine ekleyerek daldı, tokat atar gibi bir dışla varol’un sağından yuvarladı golü. kaleye giren top, iç demire çarpıp çıkarken, hakem beykoz'un galibiyetini ilân ediyordu. muhteşem bir mücadelenin sonucunu ortaya koyan goldü bu...
* fevkalâde sıkı emniyet tedbirleri altında oynanan maçta, gerek saha içinde, gerekse saha dışında tâbir caizse çıt bile çıkmadı. 300‘e yakın polis görevlisi, bir onun kadar deniz piyadesi, stadın içinde ve dışında tam bir emniyet tedbiri almıştı. korku... seyircilerin sahaya girmesi... nâhoş hâdiselerin cereyan etmesi... maçtan önce beklenen buydu ama «dehşet yolcuları»nın karşılaşması sona erecek, ümit ve tahmin edilen hiçbir şey olmayacaktı. emniyet tertibatının sıkılığı kadar nâhoş hâdisenin vukubulmayışında izmir seyircisinin efendiliği gözlerden uzak tutulmamalıydı.
* maç sonunda beykoz şeref turuna kalktı. antrenör bülentle golcü cemal'i omuzlarına alıp tur yaparken, tribünleri de selâmlıyorlardı. halk bu jestten memnun, şiddetle alkışlıyordu.
* beykozlular soyunma odasına giderken, bir izmirli seyirci «cemal‘in altından heykelini yaptırıp beykozun en görünecek yerine dikin!» diye bağırıyordu. bir başka seyirci de, «aaaah» diye içini çekti, rahmetti kelle ibrahim sağ olacaktı da, görecekti bugünü...»
* beykoz soyunma odasında sevinçten bayılanların sayısı 6'yı bulmuştu. birden kaptan şirzat'ın bağırdığı duyuldu; «bayılacak değil, ayılacak gündeyiz arkadaşlar.»
* ve en güzeli, beykozlular zaferlerine sevindkileri kadar «izmirlilere candan teşekkür» diye konuşuyorlardı, «izmir seyircisinin, altay futbolcularının centilmenliğine minnettaruz.» bir yandan da iki puan priminin bin lira olduğu sözü duyuluyordu.
* izmirli idarecilerden bâzısı ise, yalnız altınordunun düşeceğine değil, yarınki maçların seyirci toplamayacağına da üzgün. «iş bitti, yarın kim gelir? bugün bile galatasaray maçını seyreden kalmadı» diyen bu idarecilerden biri, «hani beykoz şu iki puanı yarın alsa olmaz mıydı?» deyiverdi. cevap verdi bir başka izmirli: «yarında alırlar bu hızla.»
beykozlular altay galibiyetini bir bayram sevinci içinde gece geç saatlere kadar kutlamışlardır.
sarı - siyahlıların galibiyeti kısa zamanda beykoz muhitinde duyulmuş ve binlerce sarı - siyahlı kulüp taraftarları ellerinde bayraklar ve kulüp filamaları olduğu halde beykoz iskelesi meydanında toplanmıştır.
daha sonra beykoz kulübüne giden taraftarlar, burada sarı - siyahlı renkler için tezahürat yapmışlardır.
beykoz’un ölüm - dirim maçında attığı iki golle, takımının kümede kalmasını sağlayan cemal, zaferden sonra, «sevincim çok büyük» diyordu, «hem takımımın ligde kalmasına memnunum, hem de bu mutlu olayın benim attığım gollerle doğmasına seviniyorum. çok mesudum.»
hayatta sürprize her zaman inandığını söyleyen cemal, «zâten» dedi. «hayatım sürprizdir benim... kısa sürede bu hâle gelmem de başlı başına sürpriz... gol şansına sahip olduğumu söyleyenler haklı. ama aslında gol atmak için, her şeyden önce şans lâzım. futbolcu bu şansa kendinden bir şeyler katar. topa zamanında ve yeter hızda vurmak gibi... izmir'de de şansımın iyi gideceğine önceden inanıyordum. hattâ maçlar hakkında fikrimi soran şükrü gülesin ağabeye de izmir'de gol atacağımı maçtan önce söylemiştim. allahın yardımıyla attım... çok, pek çok sevinçliyim.»
cemalin büyük rekoru
beykoz’la cemal, bir futbolcunun hayatında zor erişilecek rekorun sahibi olmuştur. cemal, attığı 10 golle beykoz'a tam 11 puan kazandırmış ve takımının kümede kalmasında büyük rol oynamıştır. beykoz'un feriköy'ü, gençlerbirliği'ni, şekerspor'u 1-0 yendiği maçlardaki golleri, gene şekerspor'u ve altay'ı 2-1 yendiği maçlardaki ikişer golü, demirspor maçında l-l beraberliği sağlayan golü, hep cemal atmıştır. şekerspor ve altay maçlarında takımı 1-0 mağlûpken attığı 2 golle 2-1’lik galibiyeti sağlamış. demirspor önünde de l-l beraberliği kurtarmışur. cemal, diğer 2 golünden birini fenerbahçeye, birini de galatasaraya atmıştır.
beykoz’un altay’ı 2-1 mağlûp etmesi ve altınordu’nun ikinci lige düşmesi izmir’i mateme boğmuş ve kulüpleri karıştırmıştır.
altınordulular, «izmir kulüpleri bize yardım etmedi» derken, itham edilen altaylılar ve diğer kulüp temsilcileri «altınordu dâvasını kendi halletmeli ve kurtuluş sorumluluğunu başka bir izmir takımının üzerine yüklememeliydi» şeklinde konuşmaktadırlar.
altınorduyu ikinci lige düşüren maçtan sonra ağır ithamlara uğrayan kaleci varol, «golde hiç hatâm yoktu. topun yere vuruşu beni şaşırttı» demiştir. altınordu kulübü başkanı nazif çağatay ise «altayda pek çok futbolcunun âdeta beykozun kazanmasına yardım edercesine oynadığını iddia etmiş ve «görüşüme göre, türkiyede futbol gangsterlerin elinde» demiştir.
altınordulu çağatay, varol‘un kalesine çekilen her şutta mütereddit olduğunu, normal toplardan dahi ürktüğnü ileri sürmüştür.
önceki gece yemek yemek üzere altay kulübüne gitmekte olan varol ürkmez, 5 kişinin tecavüzüne uğramıştır.
koyu renkli bir otomobilden inen mütecavizler sert bir cisimle kafasına vurmuşlar ve milli kaleciyi bir hayli hırpalamışlardır.
olay yerine etraftan bâzı kimselerin gelmesi üzerine mütecavizlar otomobile atlayarak kaçmışlar, kaleci ise hastahaneye götürülmüştür. ayakta yapılan tedaviden sonra hastahaneden çıkan varol «tecavüz edenleri tanıyamadım. ama bana «yaktın bizi, altınordu’yu mahvettim» diyorlardı» demiştir.
ikinci kümenin eşiğinden dönen beykoz'lular anlatıyor:
"kelle" için oynadık ve kazandık...
necmi tanyolaç izmir'den bildiriyor
"ben beykoz kulübünün malzemecisi nuri bayav'ım. nereden bileceksiniz adımı nereden tanıyacaksınız malzemeci nuri'yi. sağ olsaydı da kelle ibrahim’e sorsaydınız beni... ben onun yadigârıyım beykoz'a... benim de söyleyecek bir iki sözüm var tabii... 17 yıldır beykozlulara forma, ayakkabı ve malzeme yetiştirir,hazırlarım. ömrümün yarım bu kulüpte geçti. bu kadar acı bir devre görmedim, bu kadar üzülmedim. ben edebiyattan anlamam. diyeceğim şu: hep beraber öldük, hep beraber dirildik.»
rahmetli kelle’nin yadigârı malzemeci nuri efendi, beykoz’u altay maçından evvel o «cehennem yarışına» hazırlayan iki üç adamdan biri idi. beykoz’u sahaya çıkarken soyunma odasında uğurlayan iki kişeden biri idi. okumuş, dua etmiş.
«allah sizlerle beraber olsun»
demiş. sarı - siyahlı formalı delikanlıların sırtını sıvazlamış.. haydi koçlarım diye. ve malzemeci nuri, beykoz - altay maçına çıkarken kendi kendine söyleniyormuş: «kaybederlerse buraya dönmesinler.. ya da ben döndüklerini görmeyeyim!»
* * *
antrenör bülent giz, ilk tebrik telefonunu annesinden aldı. otele döndüğünde telefondan çağırmışlardı giz'i. arayan annesi idi. şöyle konuşuyordu telefonda: «evlâdım, maçına gelemedim. şimdi gazetelerden öğrendim. kazanmışsınız. kalbim sizlerle beraberdi.» beykoz antrenörünün 63 yaşındaki heyecanlı annesi böyle tebrik etti oğlunu.
giz, «altay ilk golü atınca ömrümün on yılı koptu içimden «anki» dedi. gerçekten de öyle olmalıydı. bizim eski foto muhabiri arkadaşımızı 16 yıllık «çilekeş antrenörü» altay maçı, bir doksan dakika içerisinde ihtiyarlatıvermişti tek kelime ile
* * *
sıcak ve boğucu rüzgârın kasıp kavurduğu izmir'de kazandığı galibiyetle türkiye ligine dönen, evet türkiye ilgine dönen beykozlular, mutlu dönüşü kordon'da deniz kenarında kutladılar. nasıl rahattılar, nasıl mutluydular? aradaki farkı anlatmak güçtü. bir de onları maça çıkarken görmeliydiniz! sapsarı ve kansız yüzler, ışıksız, fersiz gözler... kurtuluş onları ayağa kaldırmış, kanlarını iade etmişti. cehennem dönüşünden tam 90 dakika geçmişti. neler söyliyeceklerdi, neler düşünüyorlardı. hepsi bir lâf etti. kimi «çok şükür» diyordu. kimi «hepimize geçmiş olsun» diyordu. kimi, «göztepe maçında sahanın ortasında otursak da kimsenin bize bir lâf edecek hali yok,» diyordu. ve galiba en iyi lâfı da kaptan şirzat söyledi: «1 - 0 mağlûp duruma düştüğümüz an gözümün önüne rahmetti kelle ibrahim ağabeyim dikildi. kendine has, o unutulmaz şivesiyle «uzün, uzüüün» diye bağırıyordu. rahmetli maçlarımızı kale arkasından takip eder ve uzun pas yapın diye bağırırdı. ben dün alsancak’ta oynarken onun sesini işittim. biz dün alsancak stadında onun için oynadık...»