almanya: jens lehmann, arne friedrich, christoph metzelder, per mertesacker, philipp lahm, bastian schweinsteiger, michael ballack, simon rolfes (dk. 46 torsten frings), thomas hitzlsperger, lukas podolski, miroslav klose (dk. 90 marcell jansen)
teknik direktör: joachim löw
türkiye: rüştü reçber, gökhan zan, hakan kadir balta, ayhan akman (dk. 81 mevlut erdinç), hamit altıntop, marco aurelio brito dos prazeres "mehmet aurelio", mehmet topal, sabri sarıoğlu, uğur boral (dk. 84 gökdeniz karadeniz), colin kazım richards "kazım kazım" (dk. 90 tümer metin), semih şentürk
teknik direktör: fatih terim
goller: dk. 22 uğur boral, dk. 86 semih şentürk (türkiye), dk. 26 bastian schweinsteiger, dk. 79 miroslav klose, dk. 90 philipp lahm (almanya)
maç saatlerinde dışarıda kimselerin kalmadığı... avrupa ve dünya kupası başlayınca mutsuz olan kadınların bile izlediği, hatta hem karşılaşma öncesi hem de karşılaşma sonrasında takım hakkında muhabbet ettikleri -çoğu ilk kez- maç oldu.
maç öncesinde hem eksiklerimizi hem de 2 grup maçı ve çeyrek final maçlarını "mucizevi" bir şekilde geçmemizi düşünerek bu maçta almanya'nın biraz da tecrübesi ile bize 3-4 tane atacağını düşünüyordum.
maç başlar başlamaz kazn ayağının öyle olmadığını gördüm. ilk 20 dakikada resmen almanları darmadağın ederek oynadık. hem pozisyon vermedik hem de pozisyonlara girdik. 22'de uğur'un golü ile havalara fırladık ama 4 dakika sonra almanya ilk atağında gol attı skor 1-1 oldu. skora rağmen iyi oynayan yine bizdik. ikinci yarıda rüştü'nün çok büyük hatası ile geri düşsek de 86'da semih'in golüyle bir anda sevince boğulduk ve "yoksa!!!" demeye başladık ama hayllerimiz 4 dakika sürdü ve son 3 maçını son dakika golleri ile alan takımımız bu sefer son dakikada yediği golle elendi.
enteresan olan türkiye'nin, kupa boyunca oynadığı 5 maç içinde en çok pozisyona girdiği ve en iyi oynadığı maçı kaybetmesi.
kısacası kupa öncesi takıma hiç şans vermesemde yarı finale kadar gelip böyle iyi oynadığımız bir maçın ardından elenmek üzüyor insanı...
euro 2008'de tarih yazan milli takımımız, ilk kez bir maçta 0-0'lık eşitliği bozan ve öne geçen taraf oldu !.. almanya karşısında maça fırtına gibi başlayan millilerimiz 22. dakikada uğur boral'ın attığı golle 1-0 öne geçti. millilerimiz bundan önceki 4 maçında da ilk golü yiyen takım olmuş, ama bunların sadece 1 tanesinde yenilmişti.
4 dakika sürdü
milli takımımızın euro 2008'de yarı finale gelirken tüm maçlarda toplam 9 dakika galip durumda olması ilginç bir istatistik olarak tarihe geçmişti. almanya karşısında 22. dakika öne geçen millilerimiz hemen 4 dakika sonra beraberlik golünü yediği için "maçlarda önde olduğu süre" 13 dakikayla sınırlı kaldı.
yarı final heyecanı çok büyük. 2002 dünya kupası’nda yaşamıştık bunu. o zaman da dünya çapında bir rakiple oynamıştık. alpay’ın şutunu marcos çıkardığında heyecana kapılmış, ronaldo’nun burun vuruşunda kahrolmuştuk. aradan 6 yıl geçti. biz uluslararası alanda hiçbir şey yapamadık. şimdi ise ister şans, ister mucize, ister inanç deyin yarı finaldeyiz işte.
eksikler gedikler arasında önemli olan sahaya bir 11 çıkarmaktı. onu da yaptık. fatih terim, orta sahayı güçlü kurmuştu. ayhan’ın takıma bir etkinlik getirdiğini de itiraf etmek gerek.
hiç de fena başlamadık maça. orta saha bloğumuz, almanlar’ı presle boğuyordu sanki. 7. dakikada kazım’ın şutu lehmann’da kaldı ama herkese umut verdi. 8’de lahm’ın hatalı geri pasına hamit dokundu ama lehmann’a takıldık yine. almanlar dağılmıştı. 13’te ayhan sağdan geriye çıkardı. kazım’ın zımbası çataldan döndü.
22’de almanlar’ı perişan eden gol geldi. sabri’nin ortasına kazım aşırtma yaptı. üst direk yine devredeydi. ama uğur, topu lehmann’ın bacağının arasından geçiriverdi: 1-0.
almanlar’ın ilk doğru düzgün atağında klasik savunma hatamız gerçekleşti. 26’da podolski ortaladı. schweinsteiger, portekiz maçının kopyası bir koşuyla ön direkte köşeye bıraktı: 1-1.
yine semih...
29’da sabri sağdan ortaladı. semih’in kafası kalecide kaldı. 32’de hamit’in egzantrik frikiğini son anda çıkarabildi lehmann. 34’te alman kontratağı geldi. podolski, konya ovası gibi bir alan buldu. şutu auta gitti. 41’de sabri’nin şandeli az farkla dışarı giderken ahlar vahlar birbirini izliyordu ülkede.
ikinci yarıya almanlar daha istekli başladı. 55’te hitzlsperger’in direğin üzerinde giden şutu bir uyarıydı. ama top çevire çevire sıktık canlarını almanlar’ın. 73’te uğur soldan seri hareketlerle geldi. orta yerine şut denedi ama lehmann’da kaldı. 79’da olmayacak oldu. rüştü’nün boşa çıktığı ortayı klose kafayla ağlarımıza gönderdi: 1-2.
ama tabii ki maç böyle bitmeyecekti. 86’da semih, türkiye’nin euro 2008 klasiğini bir kez daha gerçekleştirdi, topu iğne deliğinden geçirip, “finale gidiyoruz” dedirtti. ne yazık ki bu kez son dakika dönüşünü almanlar yaptı. 90’da lahm, defansın hatasını affetmedi, rüştü’yü avladı ve final umutlarımızı söndürdü.türk futbol tarihinin en iyi maçlarından birini oynadık. böyle organize böyle dirençli bir futbolu izledik ya, bize yeter. türk milli takımı’na tavır koymuş birileri varsa onlar da barış yapmıştır ay-yıldızlılarla.
maç boyu bizi tilt eden yan hakemle ilgili rıdvan dilmenin yorumu;
maçın isviçreli hakemi busacca ve yardımcıları, yarı finale yakışmadı.
almanya'nın mutlak sarı kartlık pozisyonlarını görmezden gelip, türkiye'nin çoğu atağını ofsayt ile kesti.
maçın yan hakemi, (matthias arnet) taraflılığını, öylesine abarttı ki, türkiye'nin ikinci golünde kurallar gereği orta sahaya doğru koşması gerekirken, üzüntüden yerinde dondu kaldı.
rıdvan dilmen'in gözünden kaçmayan bu olumsuz ve yanlış kararlar hakemin karşılaşmaya gölge düşürdüğünün adeta kanıtıydı. işte dilmen'in açıklamalarından satırbaşları:
rıdvan dilmen: yan hakem bütün toplarımızı kesti...
bütün ataklarımızın önüne geçti...
senelerdir futbol oynuyorum böyle bir hakem görmedim...
hareketleri hep kastiydi...
bu hakem futbol dünyasından silinmeli...
türkiye'deki hakemleere şükretmeli...
kendi hakemlerimizi eleştiriyoruz ama; beyazlar faul yapınca kart yok, kırmızılara gelince ise gösterilen tek şey kart...
milli takımın deneyimli file bekçisi rüştü, milli takım'ı bıraktığını açıkladı
milli takım’da 14 yıldır görev alan kaleci rüştü reçber, ay-yıldızlı formayı bıraktığını açıkladı.
turnuva öncesinde bu kararı aldığını açıklayan tecrübeli eldiven, “almanya, son maçım oldu. herkese teşekkür ediyorum. artık bırakmak gerektiğini hissettim. ama 14 yıl milli formayı giydiğim için çok gururluyum” dedi.
futbol böyle birşey işte. en fazla gençlerbirliği fener maçlarından hatırlarım. biz oynarız fener yenerdi. dün de öyle oldu biraz. almanya kötü oynamadı ama biz şu ana kadarki en güzel oyunumuzu oynadık. ama şans da bir yere kadar insanın yanında oluyor demek ki. bi kontenjanımızı daha önce kullanmıştık.
terimin gidişine sevindim. ama anladığım kadarı ile hasan doğan ve ekibi onun bir başka türevini bulup getirecek. yani değişen de pek bir şey olmayacak.
sevindiğim bir başka nokta ağzından salyalar akan elleri silahlı bir güruhun da sevinme fırsatını elinden kaçırması oldu. benim gözümde herhangi bir çocuğun iki gram kanından daha değerli değil hiçbir galibiyet. kaldı ki maç 2-2 olunca bile bizim mahallede havaya ateşe başlayanlar eskaza kazansaydık neler yaparlardı.
sevindiğim son şey ise 1111 koyunun hayatı. kurtuldular. galibiyet ne kadar güzel olursa olsun işin sonunu hep kanlı bir şeye bağlamak zorunda mıyız ki. sadece sevinmek kadehlerimizi tokuşturmak veya birbirimize sarılmak türk sevinci için niye yeterli gelmiyor.
avrupa futbol federasyonları birliği’nin (uefa) internet sitesinde, milli takımlar teknik direktörü fatih terim için, "günümüzün en iyi taktikçisi, elindeki malzemeyi iyi karıştırabilen bir simyacı olsa gerek" denildi.
uefa’nın yayın organındaki türkiye’nin 2008 avrupa futbol şampiyonası yarı finalinde almanya’ya 3-2 yenilerek, turnuvaya veda ettiği maça ilişkin haberde, fatih terim’in, futbolda mucize diye bir şey tanımadığına ilişkin sözleri hatırlatıldı.
haberde, "terim’in sakat ve cezalı oyunculardan muzdarip takımı, muhteşem yarı finalde bu güzel oyunun hala sihir ve gizem dolu olduğunu gösterdi" denildi.
sakat ve cezalı oyunculardan ötürü terim’in sıkıntıya düştüğü belirtilen yayın organında, sınırlı kadrodaki oyuncuların, alıştıklarından farklı pozisyonlarda oynamak durumunda kaldıkları anımsatıldı.
terim’in, "usta taktikçi" olduğu ifade edilen haberde, "günümüzün en iyi taktikçisi, elindeki malzemeyi iyi karıştırabilen bir simyacı olsa gerek" sözleri yer aldı.
haberde ayrıca, "terim, derme çatma bir ekiple birlik ruhu yüksek bir takım oluşturdu. almanya’nın yeni 4-2-3-1 sistemine, dinamik kanatlar uğur boral ve kazım kazım ile karşılık verdi. bu arada, almanya’nın tılsımı michael ballack da örnek orta saha oyuncusu mehmet aurelio’da kendi gölgesini gördü" denildi.
maçın sonlarına doğru, elindeki 3 oyuncudan birini seçmek zorunda kalan terim’in, tıpkı kartları azalan bir "poker oyuncusu"na benzetildiği haberde, terim’in maçtan önce düzenlediği basın toplantısındaki, "yıllar sonra bile 2008 avrupa futbol şampiyonası denince türkiye ilk akla gelen takım olacaktır" sözleri hatırlatıldı.
adet olduğu üzre almanya maçının ardından dünya basını neler demiş;
almanya:
almanya'nın en çok satan gazetesi bild, "kazandık, ama öldük öldük dirildik" başlığını kullanırken, almanya'nın, rusya veya ispanya karşısında bu oyunla işinin zor olduğunu kaydetti.
köln bölgesel gazetesi kölner stadt anzeiger, almanya'nın son dakika golüyle galip geldiğini, ancak alman milli takımı'nın kötü bir oyun sergilediğine işaret etti.
almanya'nın en ciddi gazetelerinden frankfurter allgemeine zeitung, "çok dramatik bir oyundan sonra philipp lahm'ın son dakika golüyle almanya finale kalmayı başardı, ancak oyunda üstün olan takım türkiye'ydi" ifadesini kullandı.
berliner kurier gazetesi birinci sayfasında "almanya finalde - güle güle cesur türkler" başlığına yer verdi. gazetenin iç sayfalarında da "titremeli maç" başlığıyla verilen haberde, berlin’deki "taraftar alanında" toplanan yaklaşık 500 bin kişinin sürekli bir şekilde heyecanlanarak dua ettiği belirtildi.
b.z gazetesi de, "final" başlığıyla birinci sayfadan verdiği haberde, lahm’ın titremeli geçen bir maç sonucunda 90. dakikada almanya’yı kurtardığı, ancak türklerin de hiçbir zaman olmadığı kadar iyi oynadıkları belirtildi. haberde ayrıca, berlin’deki "taraftar alanında" yaklaşık 500 bin kişinin kutlamalara katıldığı, bugüne kadar hep türklerin galibiyetlerini kutladığı kudamm adlı ana caddede de bu kez almanların kutlamalar yaptığı kaydedildi.
kicker adlı spor dergisi de "finaldeyiz - lahm, zayıf löw takımını kurtardı" başlığını birinci sayfada kullandı.
deutsche welle: avrupa şampiyonası yarı final maçında türkiye’yi 3-2 yenen almanya’da gece geç saatlere kadar kutlama vardı.
der spıegel: çarşamba gecesi euro 2008 yarı finalinde iki ülke karşılaşırken barış ve dostluk herkesin dilek listesinin en üstlerinde yer alıyordu.
isviçre:
büyük tirajlı gazetelerden blick haberi okurlarına "türklere acıyoruz" başlığıyla verdi. gazete, turnuva boyunca a milli takımın en iyi futbolunu almanlara karşı oynadığına değinerek, "türklere acıyoruz. rüştü’nün hataları yüzünden iyi oynadıkları maçta yenildiler ve elendiler" ifadelerine yer verdi. almanya’nın, türkiye’yi kardeşçe yapılan bir maçın sonunda son saniye golüyle yendiğine de değinen gazete, maçın hakemi hakkında da kararlarının çoğunda hatalı olduğunu ve taktir haklarını da hep almanya lehine kullandığını bildiriyor. gazete, "maçın isviçreli hakemi massimo busacca uefa gözlemcisi tarafından da beğenilmedi" ifadelerini kullandı.
basler zeitung gazetesi de haberi başlığına "son dakikaların ustaları 90. dakikada yenildiler" ifadeleriyle taşıdı. gazete, türkiye’nin 3 maçını da son dakikalarda attığı gollerle kazandığını, ancak bu kez gülen tarafın rakip olduğuna yer verip, almanya’nın türklerin kalesine 3 şut atabildiğine değinerek, "3 şut almanların kazanmasına yetti" ifadelerini kullandı.
le temps: “türkiye çok iyi mücadele etti ancak son sözünü söyleyen ve finali oynayacak olan almanya oldu."
la tribune: “birinci yarıda harika olan türkler, olağanüstü, şaşırtıcı bir maç sonunda boyun eğdi."
fransa:
l’equipe, "son dakika kazanmak için alman olmak gerekir" yorumunu yaparken, "türkler muhteşemdi" ifadesini kullandı. gazete, "yarı finale kadar, hep son dakika attığı gollerle galip gelen türk takımının bu sefer son dakikalarda yediği gollerde turnuvayı terk ettiğini" yazdı. özellikle ilk yarıda türk milli futbol takımının iyi bir futbol sergilediği yorumunu yapan gazete, türk takımında en fazla notu kazım ve aurellio’ya verdi.
liberation gazetesi, sakat ve cezalı oyuncularla dolu milli takımının yine herkesi şaşırtarak, almanya karşısında başarılı bir futbol sergilediğini yazdı. daha önceki maçlara oranla bu sefer türk takımının son dakikaları beklemeyerek, ilk yarı özellikle iyi oynadığını belirten fransız gazetesi, türkiye’nin büyük şanssızlık yaşadığını kaydetti. "güçlü bir almanya beklerken tam tersi bir durum ile karşılaştık" ifadesini kullanan liberation, "yarı final maçının, tamamen türk takımının hakimiyeti altında geçtiğini" yazdı.
le figaro gazetesi ise dünkü maçı "inanılmaz" olarak tanımlarken, "fatih terim’in oyuncuları, başı dik turnuvayı terk etti" ifadesini kullandı. le figaro, "türk oyuncular bir kez daha kahraman gibi oynadılar" yorumu yaptı.
macaristan:
macaristan’ın tek günlük spor gazetesi olan 300 bin tirajlı nemzetispor, maçla ilgili ilk sayfasını tamamen bu karşılaşmaya ayırdı. gazete tam sayfa manşetinde, "attılar ve yediler" diye yazdı. ikinci ve üçüncü sayfasını da tamamen yarı final maçına ayıran nemzetisport, "yine mucize ama bu seferki başka" başlığını atarken, teknik direktör fatih terim’in istifa ettiğini belirtti.
macaristan’da maçı yayınlayan televizyon kanalı m-1’de yapılan yorumlarda ise türkiye’nin futbolun bütün güzelliklerini sergileyerek almanlar’a yenildiği, teknik direktör terim’in futbol dehası olduğu kaydedildi.
italya:
tuttosport gazetesi, maç sonucunu ilk sayfadan, "almanya güç bela finalde" başlığıyla duyurdu. iç sayfada, "türkiye şovu, almanya finali" başlığıyla sunulan haberin spot cümlelerinde ise "almanya, terim’in oyunuyla göze hoş gelen ve budanmış ekibini son anda yenebildi" denildi. alt başlıkta da ay-yıldızlıların talihsizliğine değinilerek, "türkiye kıl payı kaybetti: gol kaçıran, kazım’ın iki topu direkten dönen türkiye’den sürpriz yenilgi" ifadelerine yer verildi. maça ilişkin değerlendirmede, "türkiye, brezilya gibiydi. sahada hiç kimsenin ummadığı türden bir türkiye vardı" diyen tuttosport, uğur boral’ı, "türkiye’nin beckham’ı", semih’i ise "maçın en iyi oyuncusu" şeklinde değerlendirdi. ay-yıldızlıların hak ettikleri galibiyeti elde edememelerinden duyulun üzüntü ise "her şeye rağmen harika olan türkiye’nin geri dönüşü bu kez mümkün olamadı" cümlesiyle dile getirildi.
la gazzetta dello sport, ilk sayfasındaki anonsunda almanya’nın türkiye’yi son anda yenebildiğini ima ederek, "türkiye serabı derken almanya finale yükseldi" dedi. spotta ise dün geceki karşılaşma şu cümlelerle özetlendi: "yürek titreten bir karşılaşmaydı. terim’in ekibi avantajlı konuma geçti, rakip tarafından yetişilip geçildi, durumu tekrar eşitlemeyi de başardı ama karşılaşma lahm’ın durumu 3-2 yapmasıyla sona erdi." terim’in "imparator" lakabını koruduğunu belirten la gazzetta dello sport, "türk masalı nihai virajda, artık uzatmaların kaçınılmazlaştığının düşünüldüğü bir sırada sona erdi" dedi. terim’in maç sonrasındaki değerlendirmesi ise "terim ağlıyor: zaferi hakeden taraf bizdik" başlığıyla sunuldu.
corriere dello sport gazetesi ise almanya’nın dün geceki galibiyetinin, türkiye’nin daha önceki üç karşılaşmadaki geri dönüş ve zaferlerini çağrıştırdığına işaret ederek, "almanya’dan türkiye usulü zafer" başlığını kullandı. "türkiye en güzel maçını oynayarak avrupa sahnesine veda etti" diyen corriere dello sport, ay-yıldızlıların teknik direktörünün maç sonundaki değerlendirmesini ise "terim: üzgünüm ama halkımız yine de gurur duydu" başlığıyla sundu. "semih ve altıntop! terim’in delikanlıları çok beğeniliyor" başlıklı ayrı bir haberde ise italyan kulüplerin türk futbolcularla ilgilendikleri yazıldı. juventus’un arda turan’ı, fiorentina ve inter’in ise semih’i transfer etme planları yaptıkları belirtildi.,
ingiltere:
the daily telegraph gazetesi, philipp lham’ın son dakika golünün türkiye’yi evine, almanya’yı ise finale taşıdığına dikkat çekerken, alman milli takımının hep tur geçen, kazanan bir takım olarak tanındığını, almanlar’ın 1954 dünya kupası finalinde kendine güvenmeyi öğrendiğini hatırlattı ve "ama dün neredeyse kaybediyorlardı" yorumuna yer verdi. "almanlar 6. kez avrupa kupası finaline ulaşmaya sadece 6 dakika uzaklıktayken türkler yine olağanüstü bir şey yaptı" diyerek semih şentürk’ün attığı gole dikkat çeken gazete, avusturya medyasının türkiye’nin hırvatlar karşısında aldığı zaferi "viyana mucizesi" olarak nitelendirdiğini hatırlattı. gazetenin yorumunda, "biz de az kalsın basel mucizesine tanık olacaktık" denildi. çeyrek finalde yine semih şentürk’ün attığı bir golün hırvatlar’ın bütün direnişini kırdığını da hatırlatan telegraph yazarı, "ancak bu kez almanlar’ın direnişi ortaya çıktı" dedi ve ardından gelen lahm’ın golünün sonucu belirlediğini kaydetti.
the ındependent gazetesi de lahm’ın son sözünün türkiye’nin asla vazgeçmeyen kahramanlarını finalden ettiğini yazdı. alman milli takımını "yıpratırlar, şansınız olduğuna inandırırlar ve tam bunu beklediğinizde de kalbinizi kırarlar" sözleriyle anlatan yazar, bunun tipik alman milli takımı olduğunu belirtirken, "bu maç lahm’ın son dakika golüyle kazanıldı, almanya 2008 avrupa kupası finaline giden takım oldu, ama göz kamaştıran taraf türkiye’ydi, korkusuzca oyunlarıyla neredeyse bu turnuvanın akışını dramatik biçimde değiştireceklerdi" dedi. kimsenin yarı finalde yenilmiş, ancak bu kadar umutsuz koşullarda böylesine mücadele eden bir takım hatırlamadığı da kaydedilen ındependent'in maç yorumunda, "maçın bitimine 4 dakika kala semih’in golüyle maçı kurtardıklarına inandılar, terk etmek istemedikleri turnuvada bu dördüncü tahayyül edilemeyen geri dönüşleriydi. stadyumdaki bizler gözlerimizi oyundan alamadık" denildi. almanya’nın sinirlerine hakim olmak gibi geleneksel özelliği ve lahm’ın asla kaçırmayacağı bir pozisyon sonucu attığı golle galibiyeti yakaladığına işaret edilen yorumda, almanya’nın dün gece oynanılan maçta "iyi oynayan taraf olmadığı halde önümüzdeki pazar günü 13. kez dünya ve avrupa şampiyonalarında final oynayacağı" hatırlatıldı. rüştü’nün almanya’nın ikinci golünde hatalı olduğunu da belirten yazar, "ama o bile türkiye’nin attığı gollerde suçlanacak tek kişi olan jens lehmann kadar zayıf değildi" dedi.
the times gazetesi de philipp lahm’ın son hücumunun türkiye’nin rüyasına son verdiğini kaydederken, "öldürülmesi için kalbine bir kazık saplanması ya da gümüş bir kurşunla vurulması gereken filmlerdeki canavarlar gibi, türkiye’yi elemek için de özel bir şey gerekti" dedi. son golün bu nefes kesici yarı final maçının bitimine bir dakika kala geldiğini de kaydeden times yazarı, alman milli takımının bütün maç boyunca hedefe yönelik üç önemli atak yaptığını, bunların her birinin de golle sonuçlandığını kaydetti. türkiye’nin destanının klasik mantıkla hiç bitmeyecek gibi göründüğünü belirten yazar, sadece 5 sağlam yedekle sahaya çıkan türk milli takımı için "dün akşam iyi olan taraf onlardı" diye yazdı. sonucun aslında bu şartlarda oynanan bir maçta almanya açısından bir mucize sayılabileceğini de vurgulayan yazar, "ingiltere milli takımını böylesine büyük bir şampiyonada, yarı finalde david james, micah richards, rio ferdinand, joe cole, wayne rooney ve michael owen olmadan düşünün, bir fikir sahibi olursunuz" dedi. bütün bu avantajsızlıklara rağmen türkiye’nin sadece ilk dakikalarda öne geçmekle kalmayıp ilk yarıda üstün oynayan taraf olmayı başardığını kaydeden yazar, "lahm’ın golüne kadar yine türkler’in maçı uzatmalara götüreceği düşünülüyordu. penaltılarda almanya’nın alt edilip edilemeyeceği bile merak edilmeye başlanmıştı" derken, almanya’nın futbol turnuvalarında peri masallarına geçit vermeyen bir ülke olduğunu yazdı. türkiye’nin kaybetmesinin üzücü olduğunu, ancak bunun, takımın turnuvadaki genel gidişatıyla uyumlu sayılması gerektiğini savunan yazar, "yarı finalin son dakikasına kadar dövüşçü şansı kullandılar, ama aslında turnuva boyunca sahada geçirdikleri 508 dakikanın sadece 14 dakikasında galip durumda oldular" dedi.
türkiye’nin bu turnuvaya yaptığı katkının unutulmayacağını da vurgulayan times yazarı, türk milli takımının bu katkısının aslında kendi tarzında, yunanistan’ın 2004’te yaptığından bile fazla olduğunu ifade etti. daily mail gazetesi de ilk yarının ilk dört dakikasıyla ikinci yarının son dört dakikasında "türkiye’nin hayal kurmaya cesaret ettiğini" yazarken, "cezalar ve sakatlıklarla parçalarına ayrılmış takımlarının sürprizler turnuvasından zaferle çıkabileceğine inanmaya cesaret ettiler" dedi. böyle bir maça tanıklık etmenin olağanüstü olduğunu yazan mail, "aslında türkiye, burada almanya’yı yenebilecek gibi göründü" derken, "ancak üzücü olan şu ki, bütün maçlarda sadece 9 dakika galip durumda oynayabilen türkiye kendisini bilmediği bir coğrafyada buldu ve avantajı uzun sürmedi" iddiasında bulundu. bu kadar berbat bir durumda, 9 futbolcusu sakat ya da cezalı olan türkiye’nin kendilerini nasıl olup da bu kadar korkuttuğu sorusuna almanlar’ın uzun süre yanıt arayacağını da kaydeden gazete, bu maçta almanya kadar türkiye’nin de kredi kazandığını vurguladı.
the sun gazetesi de "parlak turnuvaya yaldız ekleyen türkler’in bu kez başaramadıklarını" yazdı. daha önce üç kez ölüm döşeğinden kalkan türkler’in semih şentürk’ün golüyle az daha dördüncü kez aynı şeyi gerçekleştirmek üzere olduklarını hatırlatan gazete, bütün stadyumun nutkunun tutulduğunu belirtirken, almanlar’ın farkının burada ortaya çıktığını, isviçreliler, çekler ve hırvatlar’ın defteri dürülürken, almanlar’ın mevzi alıp yine son dakika tuzaklarını kurmayı başardıklarını kaydetti. terim’in takımının daha turnuvanın başında portekiz maçında 5 oyuncusunu kaybettiğini ve almanya maçına da 8 oyuncu eksiğiyle çıktığını yazan gazete, "eğer bu müthiş takımdan öğrenilecek bir şey varsa o da ölmüş-gitmiş göründüklerinde bile emin olmak için tabutun kapağını açmak gerektiğidir. almanlar emin oldular, mesele naaşı toprağa indirmeye kalmıştı, ama ceset yine canlandı. semih, sabri’nin pasıyla golü attı" dedi. "türk takımını sadece dün akşam için değil, bütün turnuva boyunca ortaya koydukları müthiş performans için alkışlarken, almanlara" olan görevimizi de yerine getirmeliyiz" diyen yazar, almanlar’ın önemli bir kalite dersi verdiğini, bütün büyük takımlar gibi kötü oynarken kazanmayı başardığını bildirdi. sun da times gazetesi gibi türk milli takımının turnuvaya yaptığı, hala şaşırtmaya devam eden katkıyı kimsenin asla unutmayacağını vurguladı.
bbc: philipp lahm’ın son dakika golü almanya’yı euro 2008 finallerine gönderdi ve ölesiye şansız türkiye’yi batırdı.
guardıan: türkiye son dakika kahramanlıklar ile ünlüydü ancak avrupa şampiyonasında başka heyecanlı bir gecede kazın ayağının öyle olmadığını anladılar.
telegraph: türkiye kaleci dahil olmak üzere sadece beş adet formda yedek oyuncusuyla inkar edilemez ki daha iyi takımdı.
mırror: almanya dün gece bir rekor kırarak altıncı kez avrupa şampiyonası finallerine yükselirken, philipp lahm türkiye’nin maçı çeviren krallarını sonunda öldürdü.
amerika:
the new york tımes: bu kez en gerekli olduğunda türkiye geri dönüşünü biraz erken yaptı.
washıngton post: son beş dakikada atılan iki golle maç iki türlü de sonuçlanabilirdi ancak türkiye’nin üç şaşırtıcı geri dönüş zaferinden sonra gün almanya’nın günüydü.
ispanya
marca: “almanya, a la turca finalist oldu. almanya, euro 2008’de gerçekten harika bir maçta türkiye’yi yenerek ilk finalist oldu. türkiye de, kazanmayı hak etti."
as: “almanya, almanya oldu. etkinliği ve rüştü sayesinde iyi bir performansı gösteren türkiye’yi yendi. türkiye’nin mucizelerinin sonu geldi."
mundo deportivo: “türk mucizesi için alman aspirin. lahm’ın son nefesinde attığı gol, harika bir türk ekibinin karşısında almanya’yı kurtardı."
el pais: “almanya türkiye’yi affetmedi. low’un ekibi, zayıf futbolunu şans ile telafi etti. almanya, viyana’ya ancak türkiye tarafından hırpaladıktan sonra varabildi."
abc: “almanya’nın etkinliği, türk mucizesinin sonu oldu. almanlar, etkinliğe gelince usta olduklarını bir kez daha kanıtladı."
belçika
le soir: “almanya, öngörüldüğü gibi finale çıktı. ancak gece michael ballack ve takımı için hiç de rahat olmadı. futbol oynayan, ve şampyonada en iyi maçını oynayan türk takımı tarafından her yönünden hırpalandı."
euro 2008’e yarı finalde veda eden milli takımımız, turnuvanın en başarılı takımlarından biri oldu.
yarı finalde almanya'ya 3-2 yenilerek euro 2008’e veda eden milli takım, oynadığı futbolu istatistiklerine de yansıttı.
8 gol attı, 9 gol yedi
euro 2008'de yarı final oynayarak tarihinin en büyük başarılarından birisini elde eden ay-yıldızlılar, turnuva boyunca 8 gol kaydederken kalesinde ise 9 gol gördü. kaleye toplam 64 şut çeken mililer, 16 sarı 1 de kırmızı kart gördü.
paslarda yüzde 70 başarı
turnuva boyunca 2 bin 246 kez pas yapan türkiye paslarda yüzde 70'lik başarı oranı yakaladı. millilerde hakan balta 28 kez arda'ya pas vererek bu alanda en çok paslaşan isimler oldular.
milliler, euro 2008’i 8 golle tamamladı. semih şentürk attığı 3 golle millilerin en golcü ismi olurken, arda turan ve nihat kahveci 2'şer golle semih'i izledi. uğur boral da 1 golle millilerin yarı final başarısında rol oynadı.
ay-yıldızlılar, bulduğu gollerin 4'ünü 76 ila 90. dakikalar arasında kaydederek dikkatleri üzerine çekti.
milliler, isviçre ve çek cumhuriyeti'ni son dakikalarda buldukları gollerle devirmişlerdi. millilerin diğer golleri 16 ila 30. dakikalarda (1), 46 ila 60. dakikalarda (1), 61 ila 75. dakikalarda (1) ve uzatma devrelerinde (1) geldi. milliler turnuva boyunca kalesinde ise toplam 9 gol gördü. bu gollerin 5'inde kalemizde volkan demirel olurken, 4'ünde ise rüştü reçber vardı. ay-yıldızlılar 16 ila 30. dakikalar arasında (1), 31 ila 45. dakikalar arasında (2), 61 ila 75. dakikalar arasında (2), 76 ve 90. dakikalar arasında (3) ve uzatma devrelerinde ise 1 gol yedi.
rakiplere 64 şut
euro 2008 boyunca rakip kaleye 64 şut çeken ay-yıldızlılar, bu şutların 27'sini ceza sahası içinden 37'sini ise ceza sahası dışından çekti. millilerin şutlarının 26'sı kaleyi bulurken 27 şutta ise futbolcularımız çerçeveyi tutturamadı.
semih şentürk, tuncay şanlı, uğur boral ve kazım kazım 4'er şutla kaleyi en çok bulan futbolcularımız olurken, hamit altıntop'un 6 şutu ise kaleyi bulmadı. hamit bu alanda takımın en çok dışarı şut atan ismi oldu.
en çok pas hamit'ten
milliler, turnuva boyuna toplam 2 bin 246 pas yaparken, bu paslarda yüzde 70 başarı oranı sağladı. ay-yıldızlılar’da hamit altıntop yaptığı 254 pasla bu alanda milli takımın en çok pas yapan oyuncusu olurken bu paslarda yüzde 73 başarı sağladı.
hamit'i hakan balta 233 pas ve yüzde 72'lik başarı oranıyla izlerken, mehmet aurelio ise 181 pas ve yüzde 78'lik başarı oranıyla 3. sırada yer aldı.
milliler toplam 466 kez uzun pasa başvururken, uzun paslardaki başarı oranımız ise yüzde 48 oldu. volkan demirel 68 kez uzun pas atarak milli takımın en fazla uzun pas yapan ismi olurken yüzde 38'lik başarı oranı sağladı.
milli futbolcular bin 253 kez ise orta mesafeli pasa başvurdu. genel olarak orta mesafeli paslarda yüzde 77'lik başarı yakalayan milli takım'da hamit, 154 kez yaptığı orta mesafeli paslarda yüzde 79 başarı oranı sağlayarak dikkat çekti.
527 kez başvurulan kısa mesafeli paslarda ise millilerin başarı oranı yüzde 73 oldu. kısa mesafeli paslarda hakan balta 73 kez ile ilk sırada yer alırken yüzde 73'lük başarı oranı sağladı. hakan balta ayrıca 28 kez arda'ya pas vererek milli takım oyuncuları içinde en çok pas yapan partner oldu.
28 korner
milliler turnuvada toplam 28 korner kullanırken, kornerlerin 17'sinde nihat, 5'inde hamit, 3'ünde ise uğur boral'ın imzası vardı.
türkiye, turnuvayı 7 asistle kapatırken, hamit altıntop yaptığı 3 asistle milli takımın en çok gol pası veren oyuncusu oldu. rüştü, nihat, sabri ve tuncay ise 1'er asistle turnuvayı tamamladı.
ofsaytta tuncay lider
milliler turnuva boyunca toplam 8 kez ofsayta düşerken bu alanda tuncay 3 kez ile başı çekti. gökdeniz karadeniz ve semih şentürk ise 2'şer kez ofsayta yakalanan isimlerdi.
ay-yıldızlılar, turnuva boyunca oynadığı 5 karşılaşma boyunca 62 kez atak geliştirdi. bu atakların 24'ü soldan gelirken, 23 atak sağdan yapıldı, 15 atak ise ortadan geliştirildi.
millilerin 5 maçtaki toplam oynama yüzdesi yüzde 53 olurken, volkan demirel 9, rüştü reçber ise 5 kurtarışla gole izin vermeyen isimlerdi.
ay-yıldızlılar, 102 kez rakip takım oyuncularını faulle durdururken, 75 kez ise faule maruz kaldılar. tuncay 12, semih ve kazım ise 10'ar kez faul yapan isimler olarak ilk sıralarda yer alırken, nihat'a 9, hamit ve arda'ya ise 8 kez faul yapıldı.
1 kırmızı 16 sarı kart
milli takım oyuncuları turnuva boyunca 16 sarı kart görürken, 1 kez de kırmızı kartla cezalandırıldılar. (volkan demirel, çek cumhuriyeti maçında)
yarı finalde almanya'ya kaybedip final şansını yitiren türkiye'de gözler avrupa 3.'lüğüne çevrildi. avrupa şampiyonaları'nda 3. lük maçı oynanmıyor. uefa'nın belirlediği bir statü dahilinde avrupa 3. sü olacak takım belirleniyor. buna göre eğer bizi yarı finalde eleyen almanya şampiyon olursa türkiye avrupa 3.'sü olacak. ama panzerler finalde kaybederse biz 4. olacağız
almanya maçına kadar toplam 47 şu atan milliler, rakibi karşısında 17 şut kullandı. bu şutlardan 11'i kaleyi bulurken, 6'sı da dışarı gitti. türkiye toplamda ise rakip kalelere 64 şut girişiminde bulundu, 12.8 şut ortalamasını tutturdu.
finale yükselen almanya ise maç boyunca toplam 7 şut atarken, bunlardan 3'ü hedefi buldu ve gol oldu, 4 şut ise dışarı çıktı.
futbolda ''dünya devi'' kabul edilen almanya karşısında 8 kez köşe atışı kullanan milliler, rakiplerine ise sadece 2 kez bu imkanı tanıdı.
rakibine 15 kez faul yapan (a) milli takım, 14 kez de faulle durduruldu.
türkiye, rakibi karşısında yüzde 55'lik oranla topa sahip olurken, almanya yüzde 45'te kaldı. ay-yıldızlılar, 32.59 dakika topla oynarken, rakip almanya ise 27.34 dakika topu kullandı.
almanyanın avrupa şampiyonaları tarihindeki geri dönüşleri;
g/25.06.2008/yarı final/almanya - türkiye/0-1 den maç 3-2kazanmış b/12.06.2000/grup/almanya - romanya/0-1 den maç 1-1 e dönmüş g/30.06.1996/final/germany - çek cum./0-1 den maç 2-1 e dönmüş g/26.06.1996/yarı final/ingiltere - almanya/1-0 den maç 1-1 , 5-6 penaltılarlakazanmış b/12.06.1992/grup/bdt - almanya/1-0 den maç 1-1 e dönmüş b/10.06.1988/grup/batı almanya - ıtalya/0-1 den maç 1-1 e dönmüş m/20.06.1976/final/çekoslavakya - batı alm./1-0, 2-0 den maç 2-2 , 5-3 penaltılarlakazanmış g/17.06.1976/yarı final/yugoslavya - batı alm./1-0, 2-0 den maç 2-4 uzatmalardakazanmış
futbol yorumcularına dair ahmet hakan'ın tespitleri var. mizah yönü ağır ama bir o kadar yerinde tespitler dersek yalan olmaz...
sergen yalçın: ağzına geleni pat diye söyleyerek "futbol yorumculuğunun kamer genç’i" olmaya doğru gidiyor...
rıdvan dilmen: yorum yaparken, "hadi koçum, hadi aslanım" şeklindeki gaz verme biçimiyle fena halde muhammet ali’nin antrenörünü andırıyor...
ömer üründül: ne gaz veriyor, ne galeyana geliyor. izleyene "dışişleri bakanı mısın mübarek?" dedirtecek kadar kasıyor...
bülent tulun: gerilla taktiği uyguluyor... vuruyor ve kaçıyor... düzey ise kahvede maç izlerken attırılan yorumların düzeyiyle eşdeğer...
ahmet çakar: bir futbol yorumcusu değil o... tıpkı erman hoca gibi o da "ne söylersem olay olur?" diyerek "futbolun hülya avşar’ı"dır...
hakan ünsal: futbolda efendiliğinden dolayı çok şey kazanmıştı, yorumculukta efendiliğinden dolayı çok şey kaybedebilir...
kazım kanat: toplumcu futbol yorumları nedeniyle kendisine "futbolun mahmut makal’ı" desek yeridir...
hasan cemal: gece yarısı öfke içinde muhtıraya rest çekme yazısı yazmayı, gece yarısı sevinç gözyaşları içinde "hırvatları da geçtik" yazısı yazmaya tercih eden adam...
2008 avrupa futbol şampiyonası'nda geride kalan 30 maçın ardından, dünyaca ünlü televizyon kanalı eurosport 2008 avrupa futbol şampiyonası'nın "en"lerini seçti. eurosport'a göre bu maçtan sonra elenen türkiye'nin teknik direktörü fatih terim turnuvanın "en iyi antrenörü" seçildi.
işte "en"ler:
turnuvanın golü: wesley sneijder (hollanda-italya) turnuvanın kaçan golü: mario gomez (almanya-avusturya) turnuvanın en güzel maçı: türkiye-çek cumhuriyeti: (3-2) turnuvanın en kötü maçı: fransa-romanya: (0-0) turnuvanın en güzel kurtarışı: gianluigi buffon (italya-romanya) turnuvanın gafı: petr cech; türkiye maçı turnuvanın en iyi antrenörü: fatih terim turnuvanın hayal kırıklığı: fransa turnuvanın en iyi taraftarı: hollanda
yüzlerce maça gittim sayısını hatırlamıyorum ama bu maç kadar özelini hiç yaşamadım..
hırvatistanı elediğimiz dakikada sevinçten ne yaptığımı bile bilmiyorken arkadaşım aradı "kanka ingiliz pasaportuna isviçreden vize istemiyolarmış şimdi gir bilet al maça gidelim".
hemen nete girip 2 tane zürih bileti aldık elimizde hiçbir bilgi maç bileti kalıcak yer olmamasına rağmen çok mutlu bir şekilde havaalanına gittik. londradan birçok alman ingilizle beraber maç için uçağa bindik ve zürih e indik.
ama bir sorun vardı maç baseldeydi!! ve bizde 200 frank para vardı :)
200 frank ın nasıl bir para olduğunu anlatmaya çalışırsam zürihten basele gidiş dönüş tren bileti 70 frank mcdonalds da bir mönü 18 frank ve bunların hepsine kalıcak yerimiz olmadığı gerçeğini de eklersek daha indiğimiz anda biz ne yapıyoruz sorusunu birbirimize sormaya başlamıştık.
zürihten basele 1 saatlik tren yolculuğundan sonra geldik ve o süper ortamın tam içine daldık. herkesin elinde içkiler sokaklar tıklım tıklım insan dolu eğlence doruklarda yaşanıyordu ve bizde çok eğleniyorduk. fakat benim maça girmem gerekiyordu bir şekilde arkadaşım nasıl giricez paramız yok etrafta bilet yok diyip duruyordu , sonra haber aldım ve kalan 50 100 biletin swissotelde türk yöneticiler tarafından satıldığını duydum. hemen swissotele gittik bilet kovalamaya başladık , sanki bütün türk futbol dünyası ordaydı ve hiçbir utanma olmadan bütün herkese parasız bilet soruyorduk fakat kimseden olumlu yanıt alamıyorduk. arkadaşım umudunu kesmiş içkininde verdiği yorgunlukla orada bir yerde yatarken bende artık kendi kendime ya olur ya olmaz diyip rahmetli federasyon başkanımızın yanına gittim. "başkanım arkadaşımla londradan geldik paramız yok kalıcak yerimiz bile yok bize iki tane bilet lazım dedim." hafif tebessüm ederek yardımcımın yanına git o ilgilenir sizinle dedi. yardımcısının adını hatırlamıyorum ama yanına gidip derdimi anlattığımda bana "5 dakika bekle herkesin biletini veriyim halledicez." demesiyle yaşadığım mutluluğu bu hayatta çok az kere yaşadığımı biliyorum. bundan yaklaşık 10 dakika sonra gelip bize catgory a biletlerimizi verdi saolsun.. fakat arkadaşıma 500 euro daha tatlı geldi maça girmedik maça girmemeize çok üzülmeme rağmen mükemmel bir gündü. son olarak başkanımız hasan doğan'a allahtan rağmet diliyorum.
15e yakın futbolcumuz sakattı.buna rağmen herkes milli takıma güveniyordu.sergen yalçın hariç. "hırvatistan maçında ballıydık bu maçta bal küpü olsak kar etmez" demişti. fakat ben maç öncesi hırvatistan maçından çok daha iyi oynayacağımıza emindim. bunu arkadaşlarımla da paylaşıyordum.ve ilk kez bu maçta uğur boralın ilk onbirde çıkması beni sevindiriyordu. nitekim onun golüyle öne geçtik. colin kazım müthiş oynamıştı o gün ama malesef son dakikada onun bir pozisyonda düşmesi nedeniyle golü yemiştik. geri dönüşlerin takımı türkiye ilk kez geri dönemiyordu...şampiyona sonrası kaybettiğimiz tff başkanı hasan doğanın ilk golden sonra karısıyla sevinçle kucaklaşması hala gözümüzün önünde......avrupa şampiyonasında en iyi oyunumuzu çıkarıyorduk ama yenilmiştik......futbolun adaleti yoktu işte......
yabancı bir gazetenin maç sonrasında bizim son dakika golleriyle maç çevirmemize gönderme yaparak almanlar türkleri kendi silahlarıyla vurdu dediği maçtır