sevilla avrupa kupalarında eşleştiği ilk türk takımı karşısında büyük bir şok yaşamıştı.
1968-69 sezonunda ilk kez küme düşme acısını yaşayan sevilla, sadece bir yıllık aranın ardından yeniden la liga'ya döner. üstelik döndüğü sene hızını alamayıp ligi üçüncü sırada tamamlar. böylece fuar şehirleri kupası için gerekli vizeyi de alır. ilk tur kuraları çekildiğinde sevilla'ya onların adını belki de ilk defa duyduğu, bizlerinse çok yakından tanıdığı bir takım çıkar: eskişehirspor. ilk maç 5 eylül 1971'de sevilla'da, korkunç bir sıcak altında oynanır. evsahibi ekip uzun süre baskı kurmasına rağmen beklediği golleri bulamaz. ancak 61. dakikada eloy, sevillaltların birazcık "oh"diyebilmesini sağlayan golü atar. maç da 1 -0 evsahibi lehine sona erer. taraflar bu maçın rövanşında, 16 eylül'de eskişehir'de karşılaşırlar. sevilla öncelikle gol yememeyi düşünmektedir. eskişehirli futbolcular sevilla kalesi önünde büyük baskı kursalar da bir türlü sonuca gidememektedirler. sevilla bu baskı karşısında zaman zaman etkili kontrataklar geliştirir ve bunlardan birinde, dakikalar 79'u gösterirken acosta ile 1-0 öne geçer.
sevillalılar rahatlamıştır, 170 dakikadır gol yemedikleri rakiplerinden kalan on dakikada üç gol yemeleri ne de olsa mümkün görünmüyordur. eskişehirsporlu taraftarlar da umutlarını kaybetmiş bir vaziyette tribünleri boşaltmaya başlarlar. lakin bu "ricat" sadece 100 saniye sürer. şimdinin iktisat, o zamanınsa gol profesörü olan fethi heper'in bir karambol esnasında yaptığı kafa vuruşu eskişehir'e yeniden umut getirir. iki dakika sonra profesör bu sefer ceza sahası dışından yoklar sevilla kalesini. top doksana takılır. maçın bitimine sekiz dakika vardır. ve beklenen nokta işbu dakikaların sonuncusunda, yine fethi heper tarafından konur. yıldız futbolcu sağ taraftan gelen ortaya kafayı çakar, akabinde hakem de bitiş düdüğünü üfler. sevilla 3-1 'lik mağlubiyetle daha ilk turdan kendisini kupanın dışında bulmuştur.
ilk maç 1 - 30 eylül tarihleri arasında, altay’ın müracaatı reddedildi.
lüksemburg. özel
avrupa fuar şehirleri kupası kur'aları dün çekilmiş ve eskişehirspor'a ispanya'nın sevilla takımı çıkmıştır.
eskişehirspor ile sevilla ilk maçı 1—30 eylül tarihleri arasında ispanya'da oynayacaklardır.
sir stanley rous, uefa başkanı wiederker, uefa genel sekreteri hans bangester'in hazır bulunduğu toplantıda fuar şehirleri kupasına katılmak isteyen 90 takımın durumu görüşülmüş ve bu yıl kupada 64 takımın mücadele etmesi kararlaştırılmıştır. türkiye'den ikinci olarak müracaat eden altay'ın talebi de bu nedenle kabul edilmemiştir.
kupada sekizinci grupta eskişehirspor'dan başka şu takımlar bulunmaktadır:
«hamburg, la gantoise, fiorentina, angouleme, sevilla, chorzow, guimaraes»
ispanyol takımının avusturyalı hocası «türk futbolunu az buçuk bilirim» dedi...
süleyman şalom madrid'den bildiriyor
eskişehirspor'un avrupa fuar şehirleri kupası ilk turundaki rakibi fc sevilla'nın antrenörü max merkel, «rapid’de oynadığım ve 1860 münchen'in antrenörlüğünü vaptığım zaman türkiye'ye gelmiştim. bu nedenle türk futbolunu az buçuk bilirim» demiştir.
halen 51 yaşında bulunan inter ve barcelona kulüpleri tarafından istenen ünlü avusturyalı hoca, önceki yıl birinci lige terfi eden sevilla'yı bir sezon gibi kısa zaman içinde ispanya'nın en sayılı takımları arasına sokmuştur. bugüne dek 1860 münchen ile nürnberg'de antrenörlük yapan max merkel, «öyle sanıyorum ki, başarı bizim olacaktır» şeklinde konuşmuştur.
geçtiğimiz sezon dünya kupasına hazırlanan fas milli takımını 2-0, ligde real madrid'i l-0, barcelona'yı 3-0 yenen sevilla'nın başında bulunan max merkel, takımını her maçtan önce cuma günleri şehirden 15 kilometre uzakta alcala'da kampa almaktadır.
boğa güreşleri ve fiesta’ları ile meşhur sevilla'da ispanyanın en ateşli seyircileri bulunmaktadır.
not: ortak bilgi olduğu için her iki maça da yazdım.
eskişehirspor’a 2. tur için 2 farklı galibiyet lâzım…
şükrü gülesin eskişehir’den bildiriyor
avrupa fuar kupası birinci tur revanş maçı için eskişehirspor ile ispanyol sevilla takımları bugün saat 15.00 de atatürk stadında karşı karşıya geleceklerdir.
eskişehir’de büyük bir ilgi gören maç için her taraf bayraklarla süslenmiş ve fabrikalarla ışyerleri tatil edilmiştir. kırmızı siyahlı kulüp yöneticileri maçtan teberrulu bilet satışı ile 350 bin lira hasılat elde edeceklerinı söylemişlerdir. antrenör gegiç sonuçtan ümitli olduğunu ıfadc etmiş ve «sevilla karşısında kendi sahamızda avantajlarımızı kullanarak galip geleceğimize inanıyorum» seklinde konuşmuştur.
sevilla antrenörü max merkel ise sunları söylemiştir:
«eskisehirspor çok iyi takım. burada heraberlik için oynavacağız. amacımız iyi futbol göstermektir.»
zevkli ve çekişmeli geçeceği tahmin edilen macta eskisehirspor’un tur atlaması ıcin rakibi karsısında en az ikı farklı bir galibiyet alması gerekmektedir macın 1 – 0 eskişehirspor lehine sonuçlanması halinde 15’er dakikadan iki devre lik uzatma vapılacaktır. gene beraberlik oozuımadığı takdirde iki atkım da beser penaltı atacaktır eskisehirspor sevilla macını türkiye padyoları naklen vavınlavacaktır
eskisehirspor ve sevilla alatürk stadındaki maca su tertipleri ile cıkacaklardır:
eskisehirspor: mümin – abdurrahman doğan – kâmuran. ismail sürevva – nihat. burhan fethi b. burhan (vahap). ender
maçtan sonra o yılların ünlü spor yazarları bakınız bu maç için neler söylüyorlar;
şükrü gülesin: eskişehir’de son yıllarda görülen yeni bir futbol mucizesi oldu. 80 dakika sevilla’yı seyrettik. hatta bir ara sevilla 1-0 öne geçmişti. ve işte son on dakikaya kadar oynamayan eskişehirspor canlandı, coştu, köpürdü. sanki golü beklercesine sevilla’yı bastırdı. birbirinden güzel üç gol atarak eskişehir’i matemden bayrama soktu.
erdoğan bayraktar: maçın 80 dakikası oynanıyordu. bir eskişehirspor bastırıyor, bir sevilla. eskişehir’den gol bekliyorduk çünkü sevilla’dan daha ağır basıyordu. kırmızı şimşekler. o da ne? eyvah, eyvah. yazık oldu eskişehir’e pisi pisine bir gol.. ‘bu iş burada bitti dedik’ ‘eskişehirspor’a yazık oldu’ golün atıldığı an saatlar 80. dakikayı gösteriyordu. golün kahramanı costas’tı. eskişehirspor tur atlaması için üç gol lazımdı. yok yok mucize lazımdı. işte biz bunları düşünürken santra yapıldı ve arka arkaya üç gol. olmaz böyle şey ne büyüksün fethi. sevilla artık elendi. yok yok sevilla porsukta boğuldu.
j. antonio blazquez: olmaz böyle şey. bir takım 9 dakikada üç gol atamaz. eskişehirspor’un aldığı sonuç tam anlamıyla bir mucize yok yok olamaz böyle bir şey elenemez sevilla. şunu söylemek gerekir ki, birinci ve ikinci gollerde kalecimizin hatası büyüktü. ama üçüncü golde biraz ofsayt vardı. her şeye rağmen eskişehirspor yediği golden sonra çıkardığı oyunla galibiyeti hak etmişti. güzel futbolun yanı sıra seyirciye hayran kaldım. biz ispanyol seyircisine ateşli sanırdık fakat eskişehir seyircisi bizimkileri bastırdı. ne diyelim tebrikler
eskişehirspor'un kurucu yöneticilerinden nafiz yazıcıoğlu'nun bu maçla ilgili anısı;
eskişehir'deki rövanş maçı, atatürk stadyumunun gördüğü en güzel maçlardan biri olacaktır. 73. dakikada sevilla bir gol bulur, artık tur onlara gelmiş gibidir. sevilaa'nın başkanı kocaman bir puro yakar, yayılır ve keyifle tüttürmeye başlar. ama ilhan ortalar fethi kafayla atar. son 10 dk içinde böyle 3 gol atılır ve es es tur atlar. sevilla, 88. dakikada gelen 3. golden sonra maçı bırakır.
ne yazıktır ki, dopdolu stad, 73. dakikada gelen golden sonra oldukça boşalmış ve seyircilerin çoğu son üç golü görememiştir.
eskişehirspor o dakikaya kadar bastırmış, devamlı gol aramıştı… ama ne yazık ki, o dakikada herkesin hepimizin başları önüne düştü… çünkü, eskişehirspor gol ararken ümit edilmedik bir darbe yemişti…
«bu iş burada bitti» dedik.. «eskişehirspor’a yazık oldu» dedik… «olmamalıydı» dedik.. «bu kadar şanssızlığa pes» dedik..
işte biz bunları derken santra yapıldı.. doğan kapto topu, bir orta, ilk defa rodri’nin hatâ yaptığını gördük.. top üzerinden aştığı anda. fethi de çakmıştı golünü…
«keşke bu gol daha erken atılsaydı. geç kaldık» diye düşünüyorduk. yâni sevinemiyorduk bir türlü…
eskişehir. bastırıyor bastırıyordu.. aradan dört dakika ya geçmiş, ya geçmemişti… ilhan geride bir top kaptı, gitti. gitti. havalandırdı. doğan kafayı çaktı, top gene kaptanın önüne düşmüştü… gene vurdu… fileler havaya kalkarken, bizler de yerimizde duramaz olmuştuk… evet, şans dönmüştü artık…
«ümitlendik…»
ve ümidimiz de boşa çıkmadı… son dakikaya gelip dayanmıştı oyun… hakem düdüğünü ağzına götürmeğe hazırlanıyordu ki, fethi sahanın devi fethi, rodri’ye göstermeden. onun uzanamayacağı tarafa vurdu…
«gol… gol… gol…»
eskişehirspor son anda sevill’yı elemişti.. elemişti ama, biz de, seyirciler de ölmüş ölmüş dirilmiştik…
eskişehir’de son yıllarda görülmeyen bir futbol mücizesi oldu..
80 dakika sevilla’yı seyrettik… hattâ bu ara sevilla 1-0 da öne geçmişti.. ve işte son 9 dakikaya kadar uyuyan eskişehir canlandı. dirildi, coştu. köpürdü sanki golü beklercesine sevilla’yı bastırdı, bastırdı birbirinden güzel üç gol atarak eskişehir’i materoden bayrama soktu…
doğruyu söylemek lâzım gelirse kazandık ama, sevilla bizden iyi ve daha teknik futbol oynuyor.. beraberliğe gelen bu takım kontrataklarla 80 dakika eskişehir'i bunalttı ve iki mühim de fırsat kaçırdı... sonra öne geçti ama son 9 dakikada sahanın en iyisi olan kalecinin bâriz hatâsından ilk golü yiyince çözüldü, yıkıldı. bitti ve porsuk'da boğuldu…
seyirciler belki de böyle maç seyretmemişlerdi . maçtan önce bizim amigo orhan'a nisbet bir matador çıktı ortaya.. bir de yapma boğa, ufak bir boğa güreşi seyrettik. maçın sonunda matador fethi olmuştı.. ispanyollar da kılıcı yien boğa gibi yerdeydiler...
80. dakikaya kadar eskişehir uyudu biz uyuduk. gegiç uyudu. herkes uykudaydı. ne zaman nihat oyuna alındı. arkadan da zonguldak'lı halil aktedron misali eskişehir uyandı cama dayandı cam kırıldı. ispanyollar kana bulandı..
neticede bu elektrikli maçın en büyük adamları iri kıyın alman hakemi ile ısrarla halil'i oyuna sokup oynamasını sağlatan aydın begiter'di...
avrupa fuarlar kupası ilk turunda eskişerspor'a elenen sevilla ispanya liginde liderliğini korumaktadır. sevilla, son lig maçında las palmas ile 0 - 0 berabere kalmıştır.
ilk basımı 2012 yılında cem zamur'un "onun gibisi gelmedi: memleket futbolundan portreler" kitabından;
gönüllerin fethi fethi heper
(...)
- 1970 yılında bir sevilla maçı oynuyorsunuz, 1-0 orada kaybettiğiniz maçın rövanşında eskişehir'de 77. dakikada bir gol yiyorsunuz. tam tribünler boşalmaya başlıyor, fakat siz son 12 dakikada 3 gol atıyorsunuz. o maçı biraz anlatır mısınız bizlere?
fethi heper: o maçın bir dönem öncesine gidelim. hacettepe maçında eskişehir'de 1-0 yenildik. ve eskişehirspor taraftarı şike var diye bize korkunç derecede taciz edici tezahüratta bulundu. en son amigo orhan on beş dakika süreyle "fethi dışarı, fethi dışarı" diye tempo tutturmaya başladı. sinirlendim tabii, 89. dakikada gegiç beni oyundan almak istedi. şimdi bir dakika kalmış, bir dakikada yerime girecek adam ne yapacak. "çıkmıyorum" dedim. hakem geldi fethicim, rica ediyorum su maçı bitirelim" dedi ve ben çıktım. o sinirle formayı çıkardım, şeref tribününün önünde bayrağın dibine attım ve gittim. o formayı atma meselesi büyük olay oldu. ben de dedim ki: "futbolu bırakıyorum, oynamıyorum." işte bir sürü olaylar, annem ağabeyimi rüyasında görüyor, "fethi mutlaka geriye dönsün oynasın," diyor. manevi baskı, o manevi baskı üzerine ben tekrar sezon açılışında, yani iki ay sonra formayı öpüp, merasimle eskişehirspor'a döndüm. fakat seyirci korkunç derecede küs tabii. onlar bana küfretmiş, ben onlara küfrediyorum formayı atarak. ve eylül ayında sevilla maçı oynuyoruz. orada yenilmişiz, burada 1-0 mağlubuz. seyirci perişan, yine "fethi dışarı" demeye hazırlanırken, ben üç tane gol atıyorum. sonuçtaki tezahürat "barıştık fethi!" mucize, ben 78. dakikada gegiç'in yanına gittim, "beni çıkar, maç gitti," dedim. "hayda bre canını sen de, sen git oyna," dedi. iyi ki de oyna demiş ve o benim spor hayatımda unutulmayan bir olay olarak kaldı.